Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1065 E. 2022/452 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1065 Esas
KARAR NO: 2022/452 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2019
NUMARASI: 2017/106 E. – 2019/283 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İstanbul Anadolu 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nden verilen 31/10/2019 tarihli kararına karşı, davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … A.Ş. “…” ayırt edici unsurlu markaları altında toptan satış mağazacılığı alanında faaliyet gösteren, alanında tanınmış ve yüksek pazar payına sahip köklü bir firma olduğunu, davacı müvekkilinin 35.sınıfa dahil “toptan mağazacılık” alanında tescilli “…, …, …, …, …, …, …, …” markalarının sahibi olduğunu, yapılan yatırım ve tanıtım faaliyetleri sonucu “…” esas unsurlu markaların, Türkiye’nin önde gelen toptan market zincirinin adı haline geldiğini, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu markalarla ilgili ilk tescilinin 2000 yılında gerçekleşerek, uzun yıllardır bu markaların günümüze istikrarlı şekilde kullanılageldiğini, davalının ise, müvekkili şirketin büyütüp, geliştirip tanınmış hale getirdiği markalarını taklit etmek sureti ile esaslı unsur olan “…” markasını kullanarak, “…” adı altında ticari faaliyet yürüttüğünü, Trabzon ili ve bağlı ilçelerinde işletmelere numara vermek suretiyle “…” ibaresinin kullanılmakta olduğunu, Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/231 Esas sayılı dosyası ile … – … – … hakkında dava açıldığını, söz konusu davanın 15.04.2014 tarihinde 2014/84 karar sayılı kararı ile kabul edildiğini, yerel Mahkeme’nin kararının Yargıtay 11.H.D.nin 2014/11679 Esas ve 2014/19705 Karar sayılı kararı ile onandığını ve 15.12.2014 tarihinde kesinleştiğini, yine Kartal Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde değişik dosyalarda davalarının kabul edildiğini ve Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, davalının, müvekkilinin tescilli markası ile iltibas yaratacak benzerlikte bir marka kullandığını, davalının “…” ibaresini müvekkilinin faaliyet gösterdiği aynı sektörde ve aynı hizmet sınıfında kullandığını, müvekkiline ait “…” esas unsurlu markalar ile davalının ticari işletmesinin tabelasında kullandığı markaların aynı olduğunu, çünkü … ibaresinin malların satım hizmetinde ayırt edici olmadığını ve bu kullanımda esas unsurun “…” olduğunu, söz konusu markaların gerek kapsadıkları hizmet alanı, gerekse yarattıkları görsel algı bakımından ayniyet gösterdiğini, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olmasının kelimeler arasındaki görsel farklılığın etkisini de ortadan kaldırdığını, davalının kullandığı “..” ibaresini, müvekkilinin “…” markasının görselini taklit etmek sureti ile kullandığını, davalının kötü niyetli olarak “…” markalarına tecavüz ettiğini ve iltibas yaratmak sureti ile haksız kazanç elde etmekte olduğunu belirterek, davalının, davaya konu “…” ibarelerini tek başına yahut sair tali unsurlar ile birlikte, müvekkilinin tescilli “…” ayırt edici unsurlu markaları kapsamındaki hizmetler üzerinde kullanmaya devam etmesi halinde ortaya çıkabilecek telafisi imkansız zararlar dikkate alınarak, SMK 159 ve HMK nın ilgili hükümleri kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının davaya konu … ibareli işletmesinde, tabelalarında bu markayı kullanmasının, tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte bu markayı taşıyan ürünleri üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının,sağlamasının, dağıtımını yapmasının, satışa arz etmesinin, ithal ya da ihraç etmesinin, elde bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının önlenmesi ve men edilmesini, davalının, davaya konu … ibaresinin, müvekkili şirketin davaya dayanak marka tescil ve başvuruları kapsamında yer alan ürünler üzerinden tek başına yahut sair tali unsurlar ile birlikte kullandığı ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evraka el konulmasına, toplanmasına ve el konulan her türlü malzemenin dava sonuna kadar emin bir yerde muhafaza altına alınması hususunda tedbiren karar verilmesini, davalının davaya konu … ibaresini müvekkili şirketin tescilli markalarının bulunduğu sınıflar kapsamındaki hizmetler üzerinden tek başına yahut sair tali unsurlar ile birlikte kullanmasının, bu markalar altında ürün üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının müvekkili aleyhinde marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığının tespitine, marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu cümleden olmak üzere davalının davaya konu … ibaresini müvekkili şirketin tescilli markalarının bulunduğu sınıflar kapsamındaki ürün ve hizmetler üzerinde tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte taşıyan ürünleri üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, dağıtımını yapmasının, satışa arz etmesinin, ithal ya da ihraç etmesinin, elde bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının önlenmesine ve men edilmesine, davalının tedbiren el konulan her türlü ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakının ve işbu dava neticesinde verilecek esas hükme aykırı şekilde, iletilen, satılan, sağlanan, dağıtılan, satışa arz edilen, ithal ya da ihraç edilen, elde bulundurulan, satışa arz etmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlar ile kullanılan reklam, promosyon ya da tanıtımı yapılan her türlü ürün, ambalaj, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakının da el konularak, esasa ilişkin hükmün kesinleşmesine müteakip imhasına, esastan da karar verilmesine, davalı aleyhine verilen Mahkeme kararının, masrafları davalı tarafından karşılanmak üzere ilgililere tebliğ edilmesine ve kamuya yayın yoluyla duyurulmasına, kullanımın ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf dilekçesinde; dava açma süreleri yönünden değerlendirildiğinde hak düşürücü sürelerin dolduğunun anlaşılacağını, hak düşürücü sürelerin geçmiş olması hasebiyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, tabelalarında “…” ibaresi bulunmadığı için açılan davanın hukuka aykırı olduğunu, tabelalarında “… ( … logosu içinde) …”, “…”, “…” yazdığını, davacının işbu davayı açmasında menfaati olmadığı gibi alakasız şekilde kanun yolu ile ticari hayatlarında ve güncel yaşamlarında huzursuzluk yarattığını, bu konudaki tazminat haklarını saklı tuttuklarını, açılan dava haksız ve hukuka aykırı olduğu için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 31.10.2019 tarihli 2018/106 E. – 2019/283 K.sayılı kararıyla; “…davacı vekilinin sunduğu fotoğraf ile davalının sunduğu fotoğraf birlikte değerlendirildiğinde, Trabzon ilinde faaliyet gösteren davalıya ait … dükkanında “…” ibaresinin işletme adı olarak ve markasal olarak kullanıldığı, keşif sırasında iş yeri tabelasında “…” ibaresinin mevcut olmadığı tespit edilmişse de; davalı vekilinin sunduğu fotoğraftaki tabela ile keşif sırasında çekilen fotoğraftaki tabelanın davacı vekilinin sunduğu fotoğraftaki tabela ile aynı olmasına rağmen “…” ibaresinin yazıldığı kısmın boyanmak suretiyle silindiğinin belli olduğu, ayrıca davalı iş yerinde keşif sırasında çekilen fotoğrafta iş yerinin önündeki tente üzerinde de “…” ibaresinin yazılı olduğunun açıkça göründüğü, bu kullanım şeklinin de davacının markalarının esas unsuru olan “…” ibaresi ile görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğu, davacının 35. sınıfta tescilli olan markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin tescilli oldukları sınıf ile aynı olan 35. sınıfa dahil hizmetlerde davalı tarafından aynen kullanıldığı, bu nedenle markaların karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, benzer konuda daha önce görülen davalarda, markaların karıştırılma ihtimali bulunduğuna dair verilen kararların Yargıtay’dan geçerek onandığı, bu durumun davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davalının tescilli ticaret unvanının bulunmadığı” gerekçesiyle; “Davanın KABULÜNE, Davalının davacıya ait “…” esas unsurlu tescilli markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresini iş yeri tabelasında, ürünleri üzerinde ve iş evrakında markasal olarak kullanmak suretiyle davacının marka haklarına TECAVÜZ ETTİĞİNİN VE HAKSIZ REKABETTE BULUNDUĞUNUN TESPİTİNE, Davalının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin ÖNLENMESİNE, DURDURULMASINA ve SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASINA, Davalının davacıya ait markaların esas unsuru olan “…” ibaresini davacı şirketin tescilli markalarının bulunduğu sınıflar kapsamındaki ürün ve hizmetler üzerinde tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte taşıyan ürünler üretmesinin, ürettirmesinin, satmasının, sağlamasının, bulundurmasının, satışa arz etmek üzere depolamasının, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanmasının ve bu markaları taşıyan ürünlerin reklam, promosyon ve tanıtımını yapmasının ÖNLENMESİNE ve MEN EDİLMESİNE, Davalıya ait bu markayı taşıyan ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş, tabela ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakın ve iş bu dava neticesinde verilecek esas hükme aykırı şekilde iletilen, satılan, sağlanan, dağıtılan, satışa arz edilen, ithal ya da ihraç edilen, elde bulundurulan, satışa arz etmek üzere depolanan, internet üzerinde yahut sair mecralarda bu amaçlarla kullanılan, reklam, promosyon ya da tanıtım malzemesi, basılı evraklar, faturalar ve benzeri her türlü ticari evrakına EL KONULMASINA, hükmün kesinleşmesinden sonra İMHA EDİLMELERİNE, Kararın masrafı davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayın yapan günlük bir gazetede ilan edilerek kamuya duyurulmasına, Davalının ticaret unvanında “…” ibaresini kullanmadığı anlaşıldığından, ticaret sicilinden ticaret unvanının terkini talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına “karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; usule ilişkin istinaf sebeplerinde; davacının … markasının kendisine ait tanınmış marka olduğunu ileri sürmüşse de, … markasının TPE’de dava dışı … A.Ş adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, davacının davayı açmakta menfaati bulunmadığını, markanın davacıya ait olduğunun tespiti halinde dahi, davacının markasının … ibaresi olduğunu, müvekkilinin … ibaresini kullanmasının önlenemeyeceğini, bu ibare üzerinde hak ileri süremeyeceğini. -Davacının “… ibaresinin ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine” şeklindeki talebinin reddi ve davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerine , karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının aleni olan Ticaret Sicil kayıtlarını inceleyip dava açması gerekirken, kolaylıkla bilgi sahibi olabileceği konudaki taleplerini şarta bağlamasının yerinde olmadığını. -Esasa ilişkin istinaf sebeplerinde; dosyada davanın açıldığı tarihte müvekkillerin tabelada veya iltibas yaratacak başka şekilde … markasını kullandığına dair delil bulunmadığını, horon figürlü … ibaresinin bile … ifadesi olmadan asla kullanılmadığını, gerek dava tarihinin öncesinde gerek dava tarihi itibariyle, tabelada ve ürünlerde … ibaresinin kullanılmadığını, talimat dosyasında Marka Vekili bilirkişisi tarafından “…” ibaresinin bulunduğunun, … ibaresinin kullanılmadığının tespit edildiğini, 31.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda da, davacı markasının zayıf marka olduğu ve küçük değişikliklerin dahi karıştırılma ihtimalini bertaraf edebileceği, “…” şeklindeki markasal kullanımın davacı adına tescilli “…” esas unsurlu marka haklarıyla karışıklığa yol açmayacağının tespit edildiğini, dava açıldığı sırada ve öncesinde de tabelada … ibaresinin kullanımının mevcut olmadığını, … ibaresinin tabelada veya ürünlerde dava açılışı sırasında kullanıldığını iddia eden tarafın, dava açmaya yakın, makul süre içerisinde davalının kullanımını tespit etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelememekle birlikte müvekkillerinin … ibaresinin önünde … ibaresini kullanıyor olsa dahi her iki marka arasında marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin varlığının söz konusu olmayacağını, “…” ibaresi tek başına ne tabelalarda ne de işletme ünvanında kullanılmadığından, iltibas teşkil etmeyecek şekilde başkalaştırılarak kullanıldığından haksız rekabet de teşkil etmeyeceğini, müvekkilinin kullanımında … ibaresinin vurucu unsur olduğunu, ayırt ediciliği zayıf bir markayı seçen kimsenin bunun sonuçlarına katlanmak, yani normalde o markanın iltibas teşkil edebilecek benzerlerinin başkası tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda olduğunu, kimi bakkalların dava tarihinden önce … ibaresini sildirdiğini, alttan hafif görünüyor olsa dahi silmenin görünen ilişkiyi yok etmek anlamına geldiğinden iltibası yok edecek bir durum olduğunu, Üstünü boyatarak silme halinde dahi, davacının işbu davayı açmakta menfaatinin bulunmadığını, bilirkişi raporunun müvekkilinin savunmalarını doğruladığını beyanla davanın reddine, mahkemenin taktirinde hataya düşmediği kabul edilirse, şartlı talep oluşturulamayacağından unvan terkini talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; talimat dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davalının markaya tecavüzde bulunduğunun kanıtlandığını, davalının tecavüz teşkil eden kullanımlarının bir kısmını davanın açılmasından sonra kaldırmış olması halinde dahi, markaya tecavüz ettiğinin kabulü anlamına geldiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğrafların güncel olup itibar edilmesi gerektiğini, davalının açıkça müvekkiline ait markanın esas unsuru olan .. ibaresini kullandığı ve SMK’da açıklanan şekilde marka hakkına tecavüz gerçekleştiğini, önceki yıllarda müvekkil tarafından açılan aynı içerikli davaların lehe kesinleştiğini, yargı kararlarının dosyaya sunulduğunu, “…” ibaresinin iş yerinin faaliyetini gösterdiğini, malların satım hizmetinde ayırt edici unsur olmadığını, kullanımda esas unsurun “…” ibaresi olduğunu, davalının … ibaresini aynı sektör ve aynı hizmet sınıfında kullandığını, müvekkiline ait markalarda bulunan hizmeti niteleyen ibarelerin “market, ucuzluk mağazaları, toptan ucuzluk, satış mağazası” olduğu göz önüne alındığında “…“ ibareli … işletilmesinin markalar arasında benzerliği ve tecavüzü pekiştirdiğini, müvekkilinin markasının zayıf marka olduğu iddialarının yerinde olmadığını, şartlı talep oluşturulamayacağından davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik iddianın da yerinde olmadığını beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelenmesinde; … numaralı “…” ibareli markanın 01.02.2002 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 07.06.2004 tarihinde 5 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 01.06.2006 tarihinde 5 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 09.05.2006 tarihinde 5, 16 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 19.02.2008 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 14.04.2009 tarihinde 16, 38 ve 41.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 27.08.2012 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 17.05.2016 tarihinde 35.sınıfta, … numaralı “…” ibareli markanın 13.12.2017 tarihinde 35 ve 36.sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın 18.04.2017 tarihinde 35.sınıfta davacı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Davalıya ait ticaret sicil kaydı Trabzon Ticaret Sicil Memurluğundan istenilmiş, ticaret sicil kaydının mevcut olmadığı bildirilmiştir. Trabzon 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/17 Talimat sayılı dosyasında alınan 19.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda; keşif sırasında temin edilen fotoğraflarla davacıya ait “…” ibareli markanın davalı tarafından işletme tabelasında ve işletme ünvanında kullanılmadığının, yazarkasa fişinde “…” şeklinde kullanım olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 25.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “…Mahkemenizin 21/11/2018 tarihli 4 no’lu ara kararı uyarınca, Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/17 Talimat sayılı dosyasında hazırlanan bilirkişi raporundan, davalının “…” ibaresini/benzerini içerir herhangi bir kullanımının olmadığının tespit edildiği, davacı tarafça, davalının “…” ibaresini işletme tabelasında kullandığına dair dosyaya sunulan fotoğrafa itibar edilmesi halinde, davalının bu kullanımının, davacının 35. sınıfta tescilli …, …, …, …, … no’lu “…” esas unsurlu markaları arasında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu, bu nedenle somut olayda, SMK m.29 ve SMK m.7/I-b uyarınca marka hakkına tecavüzün koşullarının gerçekleştiğinin söylenebileceği, yine davacı tarafça sunulan fotoğraflara itibar edilmesi halinde, davalının, davacının iş ürünleri, faaliyet ve işleriyle iltibasa yol açacak yöntemlere başvurulduğu, TTK m.55 uyarınca haksız rekabetin şartlarının da oluştuğunun söylenebileceği, davacının davalının “…” ibaresini ticaret sicilinde ticaret unvanı olarak kullandığının saptanması halinde, ticaret unvanından “…” ibaresinin terkin edilmesini talep ettiği, fakat dosya kapsamında yapılan incelemede, davalının “…” ibaresini ticaret sicilinde ticaret unvanı olarak kullanımına rastlanmadığı, davacının, “…” esas unsurlu markasının veya markalarının tanınmış marka olduğunu ileri sürdüğü, bu kapsamda uyuşmazlığın çözümü amacıyla Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılan araştırmada, “…” markasının … no’su ile dava dışı … Anonim Şirketi adına tanınmış marka olarak kayıtlı olduğunun tespit edildiği, mevcut durum itibariyle, husumetin … Anonim Şirketi’ne yöneltilmediği bir davada davacının tanınmış marka iddiasının incelenemeyeceği” yönünde görüş bildirilmiştir. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/12/2014 tarihli, 2014/11679 Esas, 2014/19705 Karar sayılı ilamını emsal olarak sunduğu, ilam içeriği ve ekinde sunulan mahkeme kararından, davacı tarafça … ibareli markalarına dayanarak, dava dışı davalılarca … ibarelerinin 5,16,35,38,41. Sınıflar kapsamında kullanılarak markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi taleple davada, davanın kabulü yönündeki mahkeme kararının onanmasına karar verildiği, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/12/2014 tarihli, 2014/11680 Esas, 2014/18767 Karar sayılı ilamı ile ekinde bulunan mahkeme karından, davalı tarafça … ibaresinin kullanımının davacı markalarına tecavüz ve haksız rekabet ettiğinin tespiti, meni ve ref’i talepli davanın kabulü kararının onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.. Davacı tarafça ibraz edilen fotoğrafta, tabelada ve tente üzerinde “…” ibarelerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunduğu fotoğrafta; tabelada “…” ibarelerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı adına tescilli “…” esas unsurlu markaların davalı tarafından aynı hizmet ve mal sınıfında iltibas oluşturacak şekilde kullanıldığı iddiası ile açılan markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile ticaret sicilinde unvan kaydı bulunması halinde terkinine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosyaya celp edilen marka tescil kayıtlarından, davacı adına 35. Sınıfta … ibareli markaların tescilli olduğu anlaşılmakla, … markasının dava dışı … şirketine ait olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalının ise 35. Sınıfta marketçilik hizmet sınıfında faaliyet gösterdiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece alınan talimat raporunda davacıya ait olan “…” ibareli markanın davalı tarafından işletme tabelasında ve işletme ünvanında kullanılmadığı, yazar kasa fişinde ve vergi levhasında da … ibaresinin kullanılmadığı ” tespit edilmiştir. Dava dilekçesi ekinde sunulan ve daha sonra renkli görseli ibraz edilen fotoğraflardan dava tarihinde davalı tarafça tabela ve tente üzerinde “…” ibaresini kullandığı anlaşılıyorsa da, daha sonra … ibaresinin tabeladan ve tenteden silindiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça davadan önce bu ibarenin kaldırıldığı ispatlanamamıştır. Davacının tescilli markasının, tescil sınıfında davalı tarafça markasal olarak kullanıldığı tespit edilmekle markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yerindedir. Markanın hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi gözönüne alındığında, iltibas tehlikesi bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, davalının kullanımının bulunduğu tabeladaki ve tentedeki … ibaresinin üzerinin boyanmak suretiyle kapatıldığı da gözetilerek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve menine, markaya tecavüzün refi talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın tam kabulü ile, davalının kullanımının bulunmadığı ürünler üzerinde kullanım, markanın kullanıldığı ürünlerin üretilmesi, ürettirilmesi, bu ürünlerin satılması, internet üzerinde tanıtım, reklam ve promosyon yapılmasının önlenmesi ve menine karar verilmesi, hükmün devamında tabela ve tente dışında kullanım bulunmadığı halde, ürünler üzerinde, ambalaj, afiş, tanıtım evrakı, fatura vb ticari evraklara el konularak imhasına karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca davalının ticaret unvanında, … ibaresini kullanmadığı tespit edilmesine rağmen, davacının ünvan terkini talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 21.05.2019 tarihli 2017/94 E. – 2019/148 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, a)Davalının davacıya ait “…” esas unsurlu tescilli markalarının esas unsurunu oluşturan “…” ibaresini işyeri tabelalarında ve tente üzerinde kullanmak sureti ile marka hakkına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, b)Davalının marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin önlenmesine, c)Davalının işyeri tabelasındaki ve tente üzerindeki kullanımını kaldırdığı anlaşılmakla, tabelalara yönelik ref talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ç)Hüküm özetinin masrafın davalıdan alınmak suretiyle Türkiye’de yayın yapan bir gazetede ilan edilerek kamuya duyurulmasına, ç) Davalının ticaret ünvanında “…” ibaresini kullanmadığı anlaşıldığından, bu kısma yönelik davanın ve davacı tarafın sair taleplerinin REDDİNE, 4-İlk derece yargılaması yönünden; a)Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına b) Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine c) Davalı lehine davanın red edilen kısmı üzerinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 7.375,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine ç)Davacı tarafından yapılan 62,80 TL başvurma ve peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 2.769,90 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.837,30 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1/2 oranda 1.418,65 TL’lık kısmının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL teb.müz.posta giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.