Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1060 E. 2022/1153 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1060 Esas
KARAR NO: 2022/1153
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI: 2017/268 2019/1365
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … San.ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ihtiyati hacze dayalı icra takibi başlatıldığını, takip nedeniyle davacının mağdur olduğunu, takibe dayanak … Bankası Şişli Şubesine ait … Tic. Ltd. Şti. keşidecili … hesap … çek nolu 28/02/2017 keşide tarihli, 14.255,70 TL. bedelli çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’e ait olmadığını, kaşenin de şirkete ait olmadığını, davacı şirkette 07/11/2016 tarihinde hırsızlık olayı olduğunu, Bakırköy CBS 2016/99065 soruşturma sayılı dosyasının halen devam ettiğini, çeklerin iptali için Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1016 Esas numarası ile dava açıldığını, imzaya itiraz için İstanbul 18.İcra Hukuk Mahkemesi 2017/163 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, davalının kötü niyetli takip açtığını, davanın kabulü ile menfi tespit karar verilmesini, şartlar oluştuğunda davaya istirdat davası olarak devam edilmesini, çekin/paranın davalıdan alınarak davacıya verilmesini, davalının haksız ve kötü niyetle takip yapmış olması nedeniyle takip tutarının %20’si oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı dava konusu çeki müşterisi … İnş. Ve Tic. Ltd. Şti. ile aralarında aktedilmiş olan faktoring sözleşmesine binaen devir aldığını, çekin davalıya devir ve ciro edilmesini sağlayan faturaya bağlı alacak temliki işleminin 6361 sayılı kanunda belirtilen esaslara ve BDDK’nın belirlediği kriterlere uygun olarak eksiksiz yerine getirildiğini, sözleşmede müşteri olan … İnş. ve Tic. Ltd. Şti. temlik ettiği davacı şirketten olan kambiyo senedine bağlı alacağı 6361 Sayılı yasanın öngördüğü şekilde fatura ile tevsik edilmiş ve ilgili fatura asılları üzerine temlik işlemini gösterir şekilde açıklama derc edilerek işlemin tamamlandığını, dava konusu çekin, davacının iddiası doğru ise hırsızlığın yapıldığı 07.11.2016 tarihinde teslim alındığını, davalı müvekkilinin çeki almadan önce gerekli istihbarat araştırmalarını yaptığını ve akabinde çek için faktoring işlemi yapılmak sureti ile teslim alındığını, davacının kasa kırılmak sureti ile çekin 07.11.2016 tarihinde çalındığını iddia ettiğini, davalı müvekkilinin çeki 07.11.2016 tarihinde teslim aldığını, davacının iddialarının gerçek olduğu kabul edilirse hırsızlık olayının faili davalıya çeki kullanan … Tic. Ltd. Şti. çeki kasa kırma sureti ile çaldığını ve hemen aynı gün fatura ile tevsik ederek müvekkile faktoring işlemi yapmak üzere verdiğini, davacının belirttiği durumun hayatın olağan akışına aykırı olup, iddilarının gerçek olmadığını, usul ve yasaya aykırı davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “….Dava konusu … Bankası A.Ş. … Şişli Şubesine ait keşidecisi … Dış Tic.Ltd.Şti. Olan İstanbul 28/02/2017 keşide yer ve tarihli … nolu 14.255,70 TL bedelli çekin arka yüzünde davacı … Tic. Ltd.Şti. İçerikli kaşe izi üzerinde atılı bulunan 1. Ciranta imzasının davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olmadığı İstanbul 18.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/163 Esas, 2019/190 Karar sayılı kararı ile sabit olmuştur. Çek üzerindeki imzanın sahte olduğu, dolayısıyla cironun sahteliği bir mutlak defi olup herkese karşı ileri sürülebilecek defilerdendir. Bu cironun sahteliğini bilebilecek durumda olmayan davalı taraf dahi çeki iyiniyetle devraldığını ileri süremez. Açıklanan nedenle davacının çek nedeniyle sorumlu tutulması mümkün değildir…” şeklindeki gerekçe ile davanın kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu … Bankası A.Ş. … Şişli Şubesine ait, keşidecisi …Tic.Ltd.Şti. olan, İstanbul 28/02/2017 keşide yer ve tarihli, … nolu, 14.225,70 TL bedelli çek nedeniyle ve icra takibinde davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 14.255,70 TL.nin ödeme tarihi olan 16/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davalının çekteki cironun sahte olduğunu bilebilecek durumda olmaması nedeniyle kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;- Müvekkilinin iyiniyetli, haklı ve meşru hamil olduğunu, mutlak defi iddiasının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini Müvekkilinin dava konusu çeki müşterisi … İnş. Ve Tic. Ltd. Şti. ile aralarında aktedilmiş olan faktoring sözleşmesine binaen devir aldığını, belgelerin sunulduğunu, faturaya bağlı alacak temliki işlemi 6361 sayılı kanunda belirtilen esaslara ve BDDK’nın belirlediği kriterlere uygun olarak eksiksiz yerine getirildiğini, TTK 792 maddesine göre müvekkili şirketin davacı zararına bile bile kötü niyetle hareket etmesinin de söz konusu olmadığının dosya içeriği ve delillerle sabit olduğunu, Çekin iktisabında müvekkiline atfedilebilecek kötü niyet ve ağır kusur bulunmadığını, davacı tarafça da bunu ispatlayamadığını, davacının çekin çalındığını iddia ettiği 07.11.2016 tarihinde faktoring işlemi yapıldığını ve bu durumun hayatın olağan akşına aykırı olduğunu, davacının kasa kırılmak sureti ile çekin 07.11.2016 tarihinde çalındığını iddia ettiğini ancak müvekkilinin çeki 07.11.2016 tarihinde teslim aldığını, -Yerel mahkeme genel mahkeme olmak ile gerekli araştırmayı yapmadan karar verdiğini,-Dosya kapsamında ne imza incelemesi yapıldığını ne de alacağın var olup olmadığını araştırıldığını, Davacı çekin bankaya ibrazı ile ciro silsilesinden haberdar olduğunu ancak her hangi bir suç duyurusunda bulunmadığını, davacının İmzasını değiştirerek atmış olduğunun kuvvetle muhtemel olduğunu, kötü niyetin korumayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevabında; davalı şirketin iyiniyetli ve meşru hamil sayılamayacağını, fatura bedeli ve çek bedelinin çok farklı tutarlar olduğunu, fatura içeriği gerçek olsaydı nakliyeyi yapan aracın plakasının yazılı olması gerektiği, irsaliye düzenlenmesi gerektiğini, sözde fatura borçlusu …’ın çekte cirosu dahi olmadığını, davalı şirketin kendisinden beklenen özeni göstermediğini, meydana gelen hırsızlık olayının gerçek olduğunu, Dava konusu çekte ilk cirantanın imza ve kaşesi sahte olduğundan ciro silsilesinin bozuk olduğunu, davalının meşru hamil olarak kabul edilemeyeceğinin belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir. Dosyanın istinafa geliş tarihinden sonra beyan dilekçesi sunularak cari hesap ekstresinin eklendiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, imza inkarına dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; İcra Hukuk Mahkemesinin kararına istinaden bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmiş ise de; icra hukuk mahkemesi kararı maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmadığı gibi, dar yetkili icra hukuk mahkemesince alınan bilirkişi raporu da genel mahkemede hükme esas alınamaz. (Yargıtay 19.HD, 2017/3030 Esas, 2019/1745 Karar sayılı, 18/03/2019 tarihli ilamı )Bununla birlikte Mahkemenin 11.12.2018 Tarihli duruşma tutanağında şirket yetkilisinin imzalarının alındığı yer almış ise de; dosyada isticvap tutanağına rastlanmamıştır. Mahkemece öncelikle mahkeme kasasına alınan evraklar kontrol edilerek eksik ise; davacı şirket yetkilisinin isticvaben imza örneklerinin alınması ve çek tarihinden önceki tarihli mukayeseye esas evrak asıllarının celbi ile dava konusu çekteki imzanın davacı şirketin çek tarihindeki yetkilisine ait olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönden kabulüne, kaldırma sebebine göre sair hususların incelemesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2- İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/268 Esas, 2019/1365 Karar sayılı, 06.11.2019 Tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,3-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 180,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,-Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/06/2022