Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1048 E. 2022/1149 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1048 Esas
KARAR NO: 2022/1149
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2020
NUMARASI: 2017/1117 2020/29
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurum ile dava dışı … arasında istihdam garantili işgücü yetiştirme kursları kapsamında 27.03.2014 tarih ve … sayılı sözleşme imzalandığı, 27.03.2014 tarih ve 20.410,00 TL bedelli 30.08.2015 vadeli teminat mektubu getirildiği, dava dışı …’in sözleşmesel taahhüdünü kısmen gerçekleştirdiği için teminat mektubunu tazmin etme zorunluluğu doğduğu, davalı bankaya 25.08.2015 tarihinde yazı yazılarak, anılan teminat mektubu bedelinin nakde tazmin edilmesi talep edildiği, davalı banka müvekkile hitaben 27.08.2015 tarihli yazı ile, İstanbul 27.AHM 27.05.2015 tarih ve 2015/102 E. sayılı dosyası üzerinden tedbir kararı verildiğini bildirdiği ve bu karar çerçevesinde tazmin talebinin yerine getirilemeyeceğini bildirdiği, halbuki anılan teminat mektubundan dolayı somut bir tedbir kararının bulunmadığını, davalı banka aksine bir yorum dahilinde mektubu tazmin etmekten kaçındığı, İstanbul 27.AHM 17.03.2016 tarihli ara kararı ile dava konusu teminat mektubuna ihtiyati tedbir kararı uygulanmadığını bildirildiği, davalı banka yine müvekkilin 11.04.2016 tarihli tazmin talebini, ara kararda açıkça anılan teminat mektubuna atıfta bulunulmadığını gerekçe gösterip reddettiği, müvekkil kurum 05.10.2016 tarihinde tekrar tazmin talebinde bulunduğu, ancak bu kez de vadesi süresi geçtiği gerekçesiyle, tazmin talebinin reddedildiğini, daha sonra İstanbul …İcra Md. … E. sayılı dosyası ile davalı banka aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı bankanın takip ve tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, öncelikle 20.862,93 TL alacağın tespiti ile itirazın iptalini, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil banka tarafından dava dışı … lehine 27.03.2014 tarih, … no.lu, 30.08.2015 vadeli 20.410,00 TL Bedelli teminat mektubu verildiğini, davacının 25.08.2015 tarihinde mektubu tazmin talebinde bulunduğunu, İstanbul 27.AHM’nin 2015/102 E.sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle, teminat mektubunun tazmin edilemeyeceğinin davacıya bildirildiğini, müvekkilin teminat mektubunun paraya çevrilmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, anılan mahkemece 21.06.2016 tarihli ara karar ile anılan mektubun ilk kez ihtiyati tedbir kararı dışında olduğunun bildirildiğini, ancak bu kez de anılan mektubun vadesi dolmuş olduğundan tazmin edilemediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…mahkemenin 21/06/2016 tarihli yazısı ile 27/05/2015 tarihli yazısında açıkça belirttiği tedbiri (davaya konu teminat mektubu yönünden) kaldırdığı tespit edilmiş olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/11/2001 tarihli 11-996 E., 1026 K. sayılı ilamında da belirttiği üzere; ”Vadeli teminat mektuplarında, ihtiyati tedbir kararı sorun yaratabilecektir. Muhatap tarafından teminat mektubunun tazmininin istenmesinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulması ve tedbir devam ederken vadenin dolması halinde; tedbirin devam ettiği süre kadar vadenin uzatılmış olduğu kabul edilmelidir.” içtihadı gereğince tedbir kararının devam ettiği (27/05/2015- 21/06/2016 arası) 95 gün kadar vadenin uzamış olduğunun kabul edildiği, ancak davacı kurumun tedbirin kaldırılmasından sonra 05/10/2016 tarihinde talepte bulunmakla anılı sürenin somut olayda geçirilmiş olduğu, bu itibarla mektupta öngörülen teminat süresi (tespit edilen vade süresi) içerisinde davacının tazmin talebinde bulunmadığı ve sürenin son ermesi ile davalının sorumluluğunun ortadan kalktığı anlaşılmakla; davanın reddine….” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarlayarak 27.03.2014 tarih ve … sayılı teminat mektubu hakkında hiçbir zaman ihtiyati tedbir kararı verilmediğini,Tedbir kararında “%15 teminat karşılığında davaya konu 36980TL nin tahsiline ilişkin işlem yapılmaması, işleme başlanmış ise durdurulmasına bu yönde kuruma müzekkere yazılmasına ..” karar verdiği, anılan karardaki dava dilekçesine ekli belge örneklerine göre kabulü ile ” ibaresinden hareketle dava konu 27.03.2014 tarihli … sayılı teminat mektubu tedbire konu edilmiş gibi müvekkilinin mağdur edildiğini, ihtiyati tedbir kararının sadece 12.11.2012 Tarihli sözleşme açısından olduğunu, davaya konu … sayılı teminat mektubunun bağlantılı olduğu sözleşmenin 27.03.2014 tarihli olduğunu, bankanın olmayan tedbir kararına dayalı olarak ödeme yapmaktan kaçındığını ve müvekkilinin mağdur olduğunu, müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, istinaf isteminin kabulü ile kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, teminat mektubunun paraya çevrilmemesinin haklı nedene dayanmadığını iddia ederek teminat mektup bedelinin tahsili istemi ile ilamsız takip başlatmıştır.Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/202 esas sayılı dava dosyasında iş bu davaya teminat mektubunun da bilgileri belirtilmek sureti ile ihtiyati tedbir kararı verildiği ve verilen ihtiyati tedbir kararının ifası için 27.05.2015 Tarihinde bankaya müzekkere yazıldığı, mahkemenin 21.06.2016 Tarihli yazısında ise teminat mektup bilgileri belirtilmek sureti ile ihtiyati tedbir kararın kapsamadığının açıklandığı, 21.06.2016 tarihli müzekkereye istinaden tedbirin kaldırılmasından sonraki süreçte davacının 05.10.2016’da tazmin talebinde bulunduğu, teminat mektubunun 30.08.2015 tarihine kadar süreli olduğu, tedbir kararı nedeni ile vadenin tedbir süresi kadar uzadığı; davacının süreden sonra 05.10.2016’da talepte bulunduğu bilirkişi incelemesi ile de yerinde olarak tespit edilmiş olmakla davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan 148,60TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/06/2022