Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/102 E. 2020/455 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/102 Esas
KARAR NO : 2020/455 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI : 2019/215 E., 2019/557 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin oğlu …’nun 18-19 yaşlarından itibaren psikolojik sorunlar yaşamaya başladığını, bu sağlık sorunlarının zamanla ilerleme gösterdiğini ve müvekkili ve eşinin oğulları …’nu birçok kez tedavi ettirmek zorunda kaldıklarını, nitekim askerlik çağı gelince de askerlik için muayene olması neticesinde Derince Asker Hastanesince yapılan tetkikler sonucunda 1405/26.12.2006, 1531/06.12.2007, 1029/06.11.2008 karar ve tarihli raporları ile “şezoaffektif bozukluk” tanısı konulduğunu, yine KOÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Özürlü Sağlık Kurulunun 20 rapor numaralı 06/01/2009 tarih ve 129 rapor numaralı, 02/02/2012 tarihli raporları ile de tekrar bu tanının konulduğu halde, müvekkilinin velayeti altındaki … aleyhinde 20/10/2011 keşide tarihli, 21/10/2011 vade tarihli bir senet sebebiyle davalı şirket tarafından Kocaeli …. İcra Md.’nün… Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, akabinde işbu icra dosyası üzerinden bu yaşına kadar hiç bir işte çalışmamış olan …’nun borcu sebebiyle müvekkilinin evinde eşya haczi ve muhafazası yapıldığını, müvekkilinin oğlunun bu zamana kadar bu tarz hukuki işlem yapmaması sebebiyle kısıtlanması talebinde bulunmadığını, ancak söz konusu icra takibi başlatılınca fiil ehliyeti olmadığından bahisle Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1652 E – 2012/492 K. sayılı dosyası üzerinden kısıtlanması kararı aldırdığını, bu nedenle işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek, kısıtlı …’nun senet keşide ettiği sırada temyiz kudretine haiz olmadığının tesbiti ile … aleyhine başlatılan takibin iptaline, takip miktarının %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı cevap dilekçesinde; müvekkilinin … ile 19/10/2011 tarihinde yapmış olduğu araç kira sözleşmesi dolayısıyla …’na araç kiraladığını, aracın …’nun hakimiyetinde iken 20/10/2011 tarihinde kazaya uğradığını, kaza neticesinde aracın kullanılamaz hale gelerek araçta 35.000,00TL’lik hasar meydana geldiğini, kazadan sonra …’nun 20/10/2011 keşide tarihli 35.000,00TL’lik senede imza atarak müvekkiline verdiğini, müvekkilinin …’nun B sınıfı sürücü belgesine güvenerek iyi niyetle bu işleme taraf olduğunu, sürücü belgesi olan birinin akıl hastası olduğunu düşünmenin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, yine aracın kiralandığı tarihte müvekkilinin …’nun hal ve hareketlerinde herhangi bir anormallik tespit edemediğini, bu nedenle …’nun o tarihte sağlıklı bir düşünceyle işlem yaptığı, dolayısıyla o tarihte ayırt etme gücüne sahip olduğu kanaatinde olduklarını, ayrıca söz konusu kısıtlanma kararının icra takibi açıldıktan sonra alınmasının da karşı tarafın kötü niyetli olduğunu açıkça gösterdiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, ayrıca lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “KOÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından temin edilen 05/05/2014 tarih ve 2014/361 sayılı raporda senedin düzenlendiği 20/10/2011 tarihi itibariyle davacı (kısıtlı) …’nun medeni ehliyete haiz olmadığı, Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulundan temin edilen 28/10/2011 tarih ve 2015/4794 sayılı raporda ise medeni ehliyete haiz olduğunun mütalaa edildiğini, Her iki rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi açısından Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan temin edilen 14/07/2016 tarih ve 1191 sayılı rapora göre de, senedin düzenlendiği 20/10/2011 tarihi itibariyle davacı (kısıtlı) …’nun medeni ehliyete haiz olduğunun mütalaa edildiğinden, Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhsisas Kurulu ile Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan temin edilen raporlara itibar edilmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın reddine, ayrıca alacak yargılamayı gerektirdiğinden, davalı tarafın icra inkar tazminatı isteminin de reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde, KOÜ araştırma ve uygulama Hastanesinden alınan 05.04.2014 tarihli raporda kısıtlı …nun medeni ehliyete haiz olmadığının açıkça ifade edildiğini, Adli Tıp kurumu raporlarına göre davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, KOÜ Araştırma hastanesinden alınan raporun yeterli olduğunu, Adli Tıptan alınan raporda rapor veren kişilerin konunun uzmanı olmadığını, rapora itibar edilmemesi gerektiğini belirterek hükmün bozularak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava, … nun 20/10/2011 keşide tarihli, 21/10/2011 vade tarihli bir senet sebebiyle senedin düzenlendiği tarihte “şezoaffektif bozukluk” tanısı konulması nedeniyle fiil ehliyetine sahip olmadığı idiası ile açılan senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı vekili senedin düzenlendiği 20/10/2011 tarihi itibariyle davacı kısıtlı …’nun medeni ehliyete haiz olmadığı iddia edilerek, bu hususun tesbiti ile borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptalini talep etmektedir. Davalı taraf ise, senedin düzenlendiği 20/10/2011 tarihi itibariyle davacı (kısıtlı) …’nun medeni ehliyete haiz olduğunu, davacı tarafın borçtan kurtulmak için kötü niyetli olarak işbu davayı açtığını savunmaktadır. İlk derece mahkemesi Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 28/10/2011 tarih ve 2015/4794 sayılı raporu ve çelişkinin giderilmesi için alınan Adli Tıp Genel Kurulunun 14/07/2016 tarih ve 1191 sayılı raporlarını nazara alarak senedin düzenlendiği 20/10/2011 tarihi itibariyle davacı (kısıtlı) …’nun medeni ehliyete haiz olduğundan bahisle davanın reddine karar vermiştir. Somut olayda gerek Adli Tıp Kurumu 4. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 28/10/2011 tarih ve 2015/4794 sayılı raporu ve çelişkinin giderilmesi için alınan Adli Tıp Genel Kurulunun 14/07/2016 tarih ve 1191 sayılı raporlarının usulüne uygun düzenlendiği heyete geniş bir katılımın olduğu ve heyette bulunan kişilerin konunun uzmanı kişiler olduğu istinaf sebebinin yerinde olmadığı nazara alındığında verilen ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların talepleri halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 25/02/2020