Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1007 E. 2022/1150 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO:2020/1007 Esas
KARAR NO: 2022/1150
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2018
NUMARASI: 2014/751 2018/702
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dilekçesinde özetle; Davalı, dava dışı … aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişmiş, ancak müvekkil … A.Ş. tarafından takibe dayanak yapılan bono bedeli olan 13.000,00 TL davalı alacaklının … A.Ş. de bulunan hesabına Eft yapılmak sureti ile takip başlatılmadan önce ödendiğini; davalı 13.000,00 TL bedelli bononun ödenmemesini gerekçe göstererek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatmış ve yapılan takip kesinleştiğini; Kesinleşen takibe dayanak senet, icra takibi yapılmadan önce müvekkili … A.Ş. tarafından senet bedeli açıklaması ile 13.000,00 TL olarak davalı hesabına nakden ödendiğini; dekontunun sunulduğunu; takibe konu senet bedeli müvekkili tarafından ödenmesine rağmen alacaklı tarafından icra takibine geçilmiş ve bu takip neticesinde müvekkili … A.Ş.’nin adresinde haciz işlemleri yapıldığını; haciz esnasında haciz mahallindeki malların … ait olmadığı, ve borcun ödendiği ifade edilmiş ise de alacaklı vekili tarafından haciz işlemlerine devam edildiğini; Kötü niyetli alacaklı mükerrer olarak alacağı tahsil etmek niyetinde olduğundan bu beyanları dikkate almadığını; ticari hayatında devam etmek zorunda olan … A.Ş. ve şirket yetkilisi …, haciz ve muhafaza işlemlerine son vermek adına, yetkilisi olduğu … A.Ş, … ve … tarafından müteselsil kefil olarak ekte sundukları bonoyu alacaklı vekiline elden teslim etmek zorunda kaldıklarını; 03.07.2014 vade tarihli bono sureti ve haciz tutanakları incelendiğinde … A.Ş. … ve …’nin tanzim ettiği bononun istanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına mahsuben haciz işlemlerine son vermek için haciz baskısı altında verildiğini, haciz baskısı altında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına mahsuben verildiği ve bu işlemin haciz baskısı altında yapıldığı iş bu icra dosyasının dayanağını oluşturan 13.000,00 TL bedelli senette bankayolu ile davalı alacaklının banka hesabına nakden ödendiğini; alacaklının müvekkili ve dava dışı …’dan aslında olmayan bir borcun tahsiline yönelik olduğunu; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibin dayanağını oluşturan 13.000,00 TL bedelli bono davalının … A.Ş. deki hesabına ödenmiş olmasına rağmen, kötüniyetli alacaklı tarafından bedeli ödenen senet yönünden icra takibi yapıldığı; haciz tehdidi altında verilen 16.717,00 TL’lik bono nedeniyle müvekkilinin borç olmayan bir parayı tekrar ödemek zorunda kalacaklarını; … A.Ş, … ve … ile davalı alacaklı arasında ticari herhangi bir ilişki bulunmadığını; bahse konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlular …, … ve … hakkında Anadolu … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını; Borçlu …’ın …Mah. … Cad. No:… Gebze adresine haciz talimatı alınarak hacize gidildiğini; Haciz mahallinde haciz tutanağında yazıldığı gibi borçlu … hazır bulunduğu fakat haciz mahallinde faaliyet gösterdiğini iddia eden … San ve Tic A.ş. temsilen … hacize gelinen yerin kendilerine ait olduğu gerekçesi ile istihkak iddiasında bulunmuş olup icra dosyası Anadolu 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/329 Esas sayılı dosyası ile istihkak iddiaları reddedilerek icra takibinin devamına karar verildiğini; … San ve Tic. A.ş.’nin fiili sahibi ve temsilcisi … olduğunu; … San ve Tic. A.Ş.’nin 11.02.2013 tarihinde müvekkile senet açıklaması ile gönderdiği ödeme aslında dava konusu 31.01.2013 vadeli 13.000,00 TL meblağlı senede ilişkin olmadığını; … dosya borçlusu …’ya … BANK üzerinden 06.11.2012 tarihinde 3.600,00 TL, 31.10.2012 tarihinde 16.450,00 TL ödünç gönderilmiş olup toplamda 20.500,00 TL alacağı mevcutken dosya borçlusu … aynı zamanda borçlu …’dan yapmış olduğu iş karşılığı 15.000,00 TL alacağı olması nedeniyle … oradaki alacağının banka kanalı ile …’ın şirketi … San. ve Tic. A.ş. hesabından müvekkilin hesabına gönderilmesini istemiş olup aynı gün müvekkilin hesabına 15.000,00 TL gönderilmesi gerekirken sadece 13.000,00 TL senet açıklaması ile ödeme gönderildiğini; Kötü niyetli borçlu … diğer borçlu …’ya olan 15.000 TL borcunu aynı zamanda …’dan vermiş olduğu ödünç nedeniyle 20.500,00 TL alacağı olan müvekkile havale yaparken kötüniyetli olarak senet açıklamalı göndermesi hukukun koruyacağı bir davranış olmadığını; Zira 13.000,00 TL meblağlı sadece senet açıklamalı dekonta icra takibine konu senedin vadesi ve düzenleme tarihi bulunmadığını; davacı yanın dava açarken her ne kadar dava değerini 16.717,00 TL olarak göstermiş olsa da dava değeri fazla gösterilmiş olup yapılan icra ödemelerinin tamamı … tarafından yapılmadığını; Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu 13.000,00 TL olan senetle ilgili haricen yapılan tahsilatın 6.000,00 TL si borçlu … tarafından diğer borçlu … kanalı ile çek olarak ödendiğini; davacı yan … ve …’ın haciz esnasında tarafımıza teslim ettiği 03.07.2014 vade tarihli 16.717,00 TL meblağlı senet borçlu …’a 25.08.2014 tarihinde teslim edildiğini; Bu nedenle açılan dava konusuz kaldığını; haksız ve kötü niyetli açılan menfi tespit davasının reddine, %20’dan aşağı olmamak kaydıyla karşı tarafın icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “..Uyuşmazlık EFT ile gönderilen 13.000,00 TL’nin … esas sayılı senet borcu için gönderilip gönderilmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkememizce davacı şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılmış; EFT ile ödeme yapan davacı şirket ile davalı arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığı belirlenmiştir. Dekontla ödeme yapan davacı şirketin başkaca bir borç ilişkisi olmayıp senet açıklamasıyla ve senet vadesinden 11 gün sonra yaptığı ödemenin … esas sayılı takip dosyası borcuna yönelik yapıldığının kabulünün gerektiği, aksi yönde iddiada bulunan davalının, bu iddiasını ispat yükünü üzerine almakla beraber ileri sürdüğü suretle para borcundan kaynaklı olduğuna dair yeterli ispat vasıtası sunulmamış olmakla , Davanın kabulü ile davacıların davaya konu 03/07/2014 ödeme günlü, 19/06/2014 düzenleme tarihli, 16.717,00 TL tutarlı, keşidecisi … Makine ve Tic. A.Ş, … ve … olan senet nedeni ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, Koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesini de tekrarlayarak özetle; – davalının aslında tüm alacağını banka kanalıyla nakden tahsil etmesine rağmen kötü niyetli şekilde elinde mevcut 31.01.2013 vade tarihli 13.000,00 TL bedelli senet ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibine giriştiğini ve müvekkillerin hukuki bilgisizliğinden de faydalanarak zaten çok daha önce tahsil etmiş olduğu bir alacak sebebiyle yeniden müvekkile ait adreste haciz işlemi gerçekleştirmeye kalkıştığını ve müvekkillerden haciz tehdidi altında borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla yukarıda belirtilen 16.717,00 TL bedelli senedi aldığını,ilk senedin müvekkil … A.Ş. tarafından … Bankası hesabından davalının … Bank hesabına ödendiği banka kayıtları ve dosyada mevcut bilirkişi raporlarından belirli olduğunu, Davalı taraf bu ödemenin başka bir borca dair olduğunu iddia etmiş ise de ispat külfetini yerine getirmemiştir. Menfi tespit davası olarak açılan işbu davanın bahse konu ikinci senet olan 16.717,00 TL bedelli senedin de davalıya ödenmesi ve geri alınması sonucunda artık istirdat davasına dönüştüğünü, ortada fazladan yapılmış bir ödeme olduğunu, Son taksitin ödenme tarihi dava dosyasına da beyan edildiği üzere 16.11.2014 tarihi olduğunu, bu borcun da tamamen ödenip senedin geri alınması sonrasında imza kısmı yırtılmış ve tutanakta geçtiği şekilde üzerine iptal ibaresi konularak senedin iptal edildiğini, bu durumun senedin ödendiğine karine oluşturduğunu, bilirkişi raporlarının da bu doğrultuda olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak bahse konu fazladan yapılan ödemenin 16.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillere ödenmesine davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacılar dava dilekçesinde; 31.01.2013 vade tarihli 13.000TL’lik senedin 11.02.2013’te davacı …..Şti tarafından ödenmiş olmasına rağmen davalı tarafça 13.08.2013’te İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibinin başlatıldığını ve müvekkilerinden haciz baskısı altında 16.717,00TL’lik senet alındığını, senet nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini talep etmişlerdir.Davacı vekili yargılama sırasında çekin ödendiğini, çekin aslının kendilerinde olduğunu beyan ederek çek bedelinin istirdadını talep etmiştir. Mahkemece davacının menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiş, davalı yan da istinaf kanun yoluna başvurmadığından karar bu yönden kesinleşmiştir.Davacı, menfi tespit davasının istirdada dönüştüğünü ileri sürmüş ise de; davacılar tarafından sunulan harici tahsile ilişkin belgeler ve çek örneği incelendiğinde ödemelerin davacı tarafça yapıldığına dair bir açıklama yer almadığından borcun davacılar tarafından ödendiğinin ispatlandığından söz edilemeyecektir. Davalı da cevap dilekçesinde bu yönde savunmada bulunmuş 6000TL’lik ödemenin diğer senet borçlusu … tarafından 6000TL lik ödemenin … tarafından yapıldığını ve senet aslının dava dışı lehtar …’a teslim edildiğini beyan etmiş, çek teslim tutanak örneğini sunmuştur. Bu durumda ödemelerin davacı tarafça yapıldığının ispatlanamamış olması nedeni ile mahkemenin mevcut delil durumuna göre salt menfi tespit talebinin kabulüne karar vermesi yerindedir. Keza; davacılar İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibinde borçlu olarak yer almadığından kötüniyet tazminatına da hükmedilmemesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70’er TL harçtan, peşin yatırılan 54,40’ar TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30’ar TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/06/2022