Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1001 E. 2020/1163 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1001 Esas
KARAR NO: 2020/1163
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/411
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin eser sahibi olup davalı yapımcı ile paramparça isimli televizyon dizisinin bölüm hikayesi, senaryo ve diyaloglarının yazılması ve teslimine dair sözleşme imzaladıklarını, müvekkilinin edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, sözleşme gereğince eserin Türkiye’deki gösterimlerinden kaynaklanan telif haklarının dışında ayrıca yurt dışı satışlarının %3’ünün hak sahibi olduğunu, ancak davalının edimlerini yerine getirmediğini, dizinin yüksek fiyatlarla yurt dışına satışlarının yapılmasına rağmen müvekkiline yurt dışı satış gelirlerinde ödeme yapılmadığını, 31/12/2016 tarihine kadar alacağın ödendiğini, bundan sonraki alacaklarının ödenmediğini, çekilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, bu süreçte davalının İstanbul 13 ATM’nin 2017/615 Esas sayılı dosyasında iflas davası açtığını, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline, ayrıca müvekkilinin alacağının tahsilini teminen davalı şirketin … Levent şubesindeki hesabında bulunan ve sonradan bu dizinin yurt dışı satışından elde edilen tuturlardan hesaba yatırılacak tutarlara şamil olmak üzere ihtiyati tedbir konularak, ayrıca ihtiyati haciz verilmesini istemiştir. Mahkemece 14/01/2020 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; İstanbul 13.ATM’nin 2017/615 esas sayılı dosyasının içeriği, yine davalı şirkete yönetim kayyımı atandığı, yönetim kayyımının alacaklıları zarara uğratmak için mal kaçırdığına, mal gizlediğine dair bir bulguya rastlanmadığı, davacı vekilinin talebinin yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle ihtiyati tedbir mahiyetindeki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, müvekkilinin telif alacağının muaccel hale geldiğini, dolayısıyla İİK’nun 257/1 maddesinin esas alınmasının zorunlu olduğunu, buna göre rehinle temin edilmemiş olması kaydıyla alacağın vadesinin gelmesinin ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede yurt dışı satışlarının %3’ünün hak sahibinin müvekkili olduğunu, sözleşmenin 5.2.1 maddesinde, yurt dışı satış ödemesinin yapımcı tarafından tahsilini müteakip iki hafta içinde müvekkiline ödeme yapılması gerektiğini, dava konusu edilen alacağın dizinin 25/12/2017 tarihinden 21/11/2018 tarihine kadar olan dönemdeki tahsil edilmiş bulunan yurt dışı satış gelirlerine ilişkin olduğunu, dilekçe ekinde yurt dışı satış geliri listesi, … A.Ş gelir beyanlarıyla birlikte tekrar sunulduğunu, davalının en son gerçekleştirdiği tahsilatın üzerinden bir yılı aşkın süre geçmesine rağmen ödeme yapmadığını, huzurdaki davanın davadan önce vadesi gelmiş alacaklar olduğunu, esasen 31/12/2016 tarihinden sonra hiç ödeme yapılmadığını, davalı yapımcının temsilcisi konumundaki … A.Ş tarafından yapılan beyan üzerine müvekkilinin 25/12/2017-21/11/2018 dönemine ilişkin yurt dışı satış tahsilatlarını tespit ettiğini, somut olayda İİK’nun 257/1 maddesindeki koşulların gerçekleştiğini, diğer taraftan iflas yargılamasında yönetim kayyımı atanmasının müvekkilinin haklarının güvence altına alındığı anlamına gelmeyeceğini, İstanbul 13.ATM’de verilen ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda ödemeler yapıldığını, yurt dışı gelirlerinin bir kısım icra takipleri nedeniyle hızlıca tahsil edildiğini ve davalının banka hesabının daime sıfır TL olduğunu, müvekkilinin ise gelirinden yararlanamaz duruma düşürüldüğünü, iflas mahkemesince alınan muhafaza tedbirleri ile dizinin yıllar önce yayınlandığı TV kanalında sözleşme uyarınca ödeme yapıldığını, bu TV kanalının eser üzerinde hak sahipliği veya önceliği bulunmazken eserin gelirinin yarısını almakta olduğunu, eser sahibinin haklarının öncelikle gözetilmesi gerektiğini, müvekkilinin başka türlü takip yapma hakkı da bulunmadığını, somut gelirlerin incelenmediğini, FSEK’in 66, 77 ve HMK’nun 389 ve 390.maddesindeki koşulların gerçekleştiğini, taraflar arasında 17/02/2017 tarihli ek protokolün düzenlendiğini, davalının yabancı bir şirket olup Türkiye’de bu dizinin pazarlanmasından elde ettiği gelir dışında başkaca bir gelirinin bulunmadığını bildirmiştir. UYAP ortamında yapılan incelemede İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacının, davalı şirket aleyhine dava konusu alacakla ilgili olarak toplam 375.034,26 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı görülmüştür. Dava dilekçesine ekli sözleşme fotokopisinin incelenmesinde; 03/02/2016 tarihli olduğu, davalının yapımcı, davacının senarist olarak yer aldığı, tarafların edimlerini 5.maddede düzenlediği, 5.2.1 maddesinde, davalının ödeme yükümlülüğünün düzenlendiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekli ek protokol başlıklı belge fotokopisinin incelenmesinde; 17/02/2017 tarihinde taraflar ve vekillerince düzenlendiği, buna göre 31/12/2016 tarihi itibariyle davacının alacağının 630.000,00 TL olarak belirlendiği, 30.000 TL’sinin nakit, kalanın ise üç adet çekle ödeneceğinin belirtildiği görülmüştür. Dosyanın incelenmesinde davalı şirket tarafından İstanbul 13.ATM’nin 2017/615 esas sayılı dosyasında iflas davası açıldığı, … Tic. A.Ş tarafından davaya müdahil olunduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, davalı şirketin banka hesabına dava konusu dizinin yurt dışı satışından elde edilen tutarlara şamil olmak üzere ihtiyati tedbir kararı konularak ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinin reddine yöneliktir. İhtiyati haciz konusu İİK’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İİK’nun 257/1 maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için borcun vadesinin gelmiş olması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Somut olay bakımından davacının dizinin yurtdışı satışlarından %3 oranında pay alacağı sözleşmede hükme bağlanmış ise de, özellikle iddia ettiği alacağının miktarı ve vadesi yargılamayı gerektirmekte olup bu aşamada ihtiyati haczin koşullarının gerçekleşmediği, öte yandan İİK’nun 257/2 maddesindeki koşulların da gerçekleştiği hususunun ileri sürülmediği kanaatine varıldığından davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.02/07/2020