Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/990 E. 2019/967 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/990 Esas
KARAR NO : 2019/967
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/22
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında finansal kiralama sözleşmesi bulunduğunu, finansal kiralama konusu malların davalıya teslim edildiğini, ancak davalının kira bedelleri toplamını vadesinde ödemediğini, temerrüde düşmesi üzerine 05/10/2018 tarihinde çektikleri ihtarname ile 60 günlük süre verdiklerini, ancak verilen süre içerisinde borçların ödenmediğini, sözleşmenin fesholunduğunu, malların yediemin olarak müvekkiline teslim edildiğini belirterek finansal kiralama konusu malların müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili hakkında konkordato kararı verildiğini, konkordato kararı uyarınca finansal kiralamaya konu malların tedbir kapsamında olduğunu, konkordato mühleti içerisinde sözleşmenin feshinin mümkün olmadığını, konkordato komiserlerince mühlet içerisinde ilk 90 gün boyunca finansal kiralama şirketlerine herahngi bir ödeme yapılmaması kararı alındığını, bu nedenle mühlet içinde davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, konkordato mühleti içerisinde finansal kiralama sözleşmesinin feshinin mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuş, ayrıca tedbir kararının tarihi ile dava tarihi arasında iki haftadan fazla süre geçtiği, buna göre ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalktığını, yine İİK’nun 307/3 maddesi gereğince borçlunun talebi üzerine tasdik kararında finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenebildiğini bildirerek tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, duruşma yapılarak yapılan inceleme sonunda; 25/03/2019 tarihinde itiraz nedenlerinin ihtiyati tedbir kararı verilmesine engel teşkil etmediği, yapılan itirazların tedbirin infaz aşamasıyla alakalı olduğu gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkili hakkında 24/09/2018 tarihinde konkordato kararı verildiğini, bu kararın 10-a maddesi uyarınca tüm takip işlemlerinin yapılmasının önlenmesine ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına, borçlu aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararının uygulanmasının önlenmesine karar verildiğini, finansal kiralama konusu araçların tedbir kapsamında olduğunu, finansal kiralama sözleşmesinin müvekkili açısından önem arzeden bir sözleşme olup konkordato mühleti içinde sözleşmenin feshinin mümkün olmadığını, kaldı ki finansal kiralamaya konu ödemelerin de yapıldığını, dekontların dosyada mübrez olduğunu, davacının ihtiyati tedbir kararı almakta kötüniyetli olduğunu, konkordato ilan eden şirketle ilgili bütün tedbir taleplerinin konkordato kararı veren mahkemeden istenmesi gerektiğini, tedbir kararının tarihi ile dava tarihi arasında iki haftadan fazla süre geçtiğinden ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalktığını, ayrıca İİK’nun 307.maddesi gereğince müvekkilince finansal kiralama konusu malların iadesinin istenmesinin mümkün olduğunu bildirmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde; ihtiyati tedbirin 24/01/2019 tarihinde davalı huzurunda uygulandığını, davalının ise 07/03/2019 tarihnide itiraz ettiğini, dolayısıyla itirazın süresinde olmadığını, davalının açıklamalarının MK 2’ye aykırı olduğunu, konkordatonun davaya etkisi bulunmadığını, müvekkilinin fesih nedeninin temerrüde ilişkin olduğunu bildirmiştir. İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1730 D.İş – 2018/1761 Karar sayılı Değişik iş dosyası üzerinden davacının ihtiyati tedbir talep ettiği, mahkemenin de 25/12/2018 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verdiği görülmüştür. Finansal kiralama konusu malın iadesi davasının 11/01/2019 tarihinde açıldığı görülmüştür. Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/865 esas sayılı dosyasında davacılardan …. Ticaret Ltd. Şti olduğu, konkordato talep ettikleri, 25/09/2018 tarihinde geçici mühlet kararı verildiği, 19/02/2019 tarihli duruşma sonunda ise; bir yıl süreyle kesin mühlet kararı verildiği, 10-a maddesi uyarınca takiplerin önlenmesine, evvelce başlatılan takiplerin durdurulmasına, borçlular aleyhine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasının önlenmesine, borçluların işletme konularına ilişkin faaliyetlerinin devamı için elzem olan ve icra takipleri nedeniyle muhafaza altına alınan makine, teçhizat ve araçların üzerlerindeki hacizler baki kalmak kaydıyla yediemin olarak borçlulara teslimine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama konusu malın iadesi davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık değişik iş dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararına ilişkindir. Davacı taraf istinafa cevap dilekçesinde, ihtiyati tedbirin 24/01/2019 tarihinde davalı huzurunda uygulandığını, ancak davalının 07/03/2019 tarihinde itiraz ettiğini, itirazın süresinde olmadığını bildirmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde her ne kadar ihtiyati tedbirin infazı ile ilgili belge sunmamış ve dosya içerisinde ihtiyati tedbirin hangi tarihte infaz edildiği anlaşılmıyor ise de, davalı vekilinin 13/02/2019 tarihinde süre uzatım dilekçesi sunduğu, dolayısıyla ihtiyati tedbir kararına en geç bu tarih itibariyle haberdar olduğu kabul edilse bile bu dilekçesinde ihtiyati tedbire itirazla ilgili bir beyanda bulunmadığı, itirazını 07/03/2019 tarihli cevap dilekçesi ile birlikte sunduğu, buna göre davalı tarafın itirazının süresinde olmadığı, bu itibarla itirazın reddine dair kararın sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.03/05/2019