Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/979 E. 2019/950 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/979 Esas
KARAR NO : 2019/950
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2018
NUMARASI : 2018/562 Esas
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nce verilen karara karşı, istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde davalı adına tescilli …başvuru numaralı pebblestones + şekil ve 2006 / 24300 başvuru numaralı ” pebble + şekil” markalarının SMK 9,26 ve 27/2 hükümleri gereğince kullanmama nedeniyle tüm emtia ve hizmet sınıfları bakımından iptali, dava süresince 3.kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir talep etmiştir. İstanbul 1.FSHHM’nin 18.12.2018 tarihli 8 numaralı tensip kararıyla; davaya konu markaların dava sonuçlanıncaya kadar 3.şahıslara devrinin önlenmesi için sicil kaydına tedbir konulmasına karar vermiştir. Tensip zaptının 28.12.2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, davalı-karşı davacı vekilinin, 25.01.2019 tarihli dilekçesiyle tedbir kararına itiraz ettiği, SMK’nın 159.maddesi ve HMK 389/1.maddesindeki ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını, somut olayda elde edilecek bir hakkın önemli ölçüde zorlaşması gibi bir durumun mevcut olmadığını, tedbirin gelecekte yaptığı yatırımlar için markasının teminat teşkil etmesini engellediğini, hukuka aykırı olduğunu, markaların gerçek hak sahibinin davacı olduğunu, davacının müvekkilinin markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, beyanla tedbirin kaldırılmasını ve karşı davada davacı-karşı davalının internet sitesine erişimin engellenmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 30.01.2019 tarihli ara kararıyla; karşı davanın tefrikine, “tedbir kararının davanın etkinliğini teminen verildiğinden tedbire itirazın reddine” karar verdiği, davalı vekiline ara kararın 11.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.Davalı vekilinin 25.02.2019 tarihli istinaf dilekçesi ibraz ettiği; dilekçesinde, 30.01.2019 tarihli ara kararın 2 numaralı bendinde hiçbir gerekçe göstermeksizin itirazlarının reddine karar verdiğini, tedbir koşullarının oluşmadığını, haksız ihtiyati tedbirin müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini, gelecekte yapacağı yatırımlar için markasının teminat teşkil etmesini engellediğini, tedbirin teminatsız verildiğini, tedbir kararının HMK 391.maddesindeki koşulları taşımadığını beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin, davalı markalarının kullanılmaması nedeniyle tüm emtia ve hizmet sınıfları bakımından iptali talepli dava açtığı ve markaların devrinini önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir talep ettiği, ilk derece mahkemesinin 18/12/2018 tarihli tedbir talebinin kabulü kararının davalı şirkete 28/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı – karşı davacı vekilinin 25/01/2018 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde; ihtiyati tedbir talebine itiraz ettiği, mahkemenin 30/01/2019 tarihli kararıyla “tedbir kararının davanın etkinliğini teminen verildiği” gerekçesiyle itirazın reddine karar verdiği anlaşılmışsa da; davalı – karşı davacı vekilinin itirazını 6100 sayılı HMK 394/2 maddesinde düzenlenen 1 haftalık süre içerisinde bildirmediği anlaşılmakla, itirazın öncelikle süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği göz önüne alınarak, ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesi düzeltilerek, sonuç itibariyle itirazın reddi kararı yerinde olduğundan, davalı – karşı davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı – karşı davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harç peşin olarak yatırıldığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından esas hakkındaki kararla birlikte değerlendirilmesine, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/05/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.