Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/963 E. 2019/952 K. 03.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/963 Esas
KARAR NO : 2019/952
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/531E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Dairemizin 15.03.2019 tarihli 2019/461 E. – 2019/558 K.sayılı kararıyla; usulüne uygun bulunmadığından İstanbul 2.FSHHM’nin 11.01.2019 tarihli 2018/531 E.sayılı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesinin 23.11.2018 tarihli 15 no’lu tensip kararı ile reddine karar verilen tedbir talebinin istinaf başvurusuyla ilgili istinaf formu düzenlenerek gönderilmesine karar verilmiş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiştir. Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde; Müvekkili “….” markasının 1969 tarihinde yaratıldığını o tarihten beri müvekkilleri tarafından uzun yıllardır kullanıldığını, müvekkillerinin dünyadaki ilk “….” marka tescilinin 1969 tarihine kadar dayandığını, müvekkili …. ülkemizde 1990lı yılların başından beri, gerek davalı gerekse de başka iş ortakları ile aktif olarak faaliyet gösterdiğini, 2003 yılında …. Ticaret Limited Şirketi’ni kurduğunu, davalı şirketin …. eski distribütörü ve iş ortağı olup, davalının distribütörlük sözleşmesinin 12/06/2018 tarihinde feshedildiğini, davalı şirketin sözleşmenin feshini takiben gerek müvekkili şirketin yeni distribütörlerine gerekse de müşterilerine ihtarnameler gönderdiğini, bu ihtarnameler sonucu müvekkillerinin davalının izinsiz ve kötü niyetli olarak “…” markasını taraflar arasındaki ticari ilişki devam ederken tescil ettirdiğinden haberdar olduğunu, fesih ihbarını takiben … ve … arasındaki distribütörlük ilişkisi derhal sona ermesine rağmen, …. Türkiye’deki müşterileri ve yeni distribütörleri müvekkilleri ile iletişime geçerek davalı …’in müvekkillerinin ülkemizdeki tek yetkili distribütörü olduğunu davalının “…” marka tescilinden kaynaklı tüm hakların sahibi olduğu ve bu nedenle “….” markasının izinsiz kullanımı halinde cezai ve hukuki işlem başlatacağı yönünde tehdit içeren ihtarnameler gönderildiğini, davalı aleyhine talep edilen ihtiyati tedbirlere karar verilmesinde müvekkili şirketlerin acil menfaatinin olduğunu, bu nedenle dava konusu 2002 21303, 2010 11994, 2010 11993, 2010 11992, 2010 11991, 2010 11990, 2010 11989, 2010 11988, 2010 11987, 2010 11986, 2010 11985, 2010 11984 2010 11983 ve 2010 11982 nolu markaların üçüncü kişilere devrinin ve devrin sicile kaydının hüküm kesinleşinceye kadar önlenmesini, 2002 21303 nolu markanın davalı tarafından kullanımının engellenmesine ve her halükarda bu tescilden kaynaklanan hakların müvekkili şirketlere veya müvekkili şirketlerin Türkiye’de çalışmakta olduğu iş ortakları ile müşterilerine karşı kullanımının engellenmesine, SMK 10 ve 159 maddeleri ile HMK 389 vd. uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 23.11.2018 tarihli 15 numaralı tensip kararıyla; 2002/21303 tescil numaralı …. ibareli markanın davalı tarafından kullanımının engellenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle bu aşamada reddine karar verildiği görülmüştür.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davalı şirket adına tescilli markaların müvekkillerine devir, talebin kabul edilmemesi halinde hükümsüzlüğüne ve kötüniyetli olarak tescil edilen www……com.tr alan adı tahsisinin iptaline karar verilmesi talepli dava açtıklarını, müvekkilinin … markasının ve davaya konu diğer markaların gerçek hak sahibi olduğunu, 1969 yılından beri davacının ticaret ünvanının da …. esas unsurlu olduğunu, …. ibareli alan adının 22.06.1995 tarihinden beri alan adı olarak tescilli olduğunu ve aktif olarak kullanıldığını, 2003 yılında …. Tic. Ltd. Şti’nin kurulduğunu, davalı şirketin davacının eski distribütörü ve iş ortağı olduğunu, sözleşmenin 12.06.2018 tarihinde feshini müteakip tehditlerde bulunduğunu, markanın kötüniyetle ve ticari ilişki devam ederken tescil edildiğini ve www…..com.tr alan adının sözleşmenin feshinden 4 gün sonra tecil ettirdiğini öğrendiklerini, davalının dava dışı tanınmış markaları da adına tescil ettirdiklerini öğrendiklerini, markanın devri için ihtar gönderdiklerini, olumlu cevap alamadıklarını, müşterileri … A.Ş. aleyhine davalının delil tespit işlemi yaptırdığını, tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayacağını, tedbir koşullarının oluştuğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, “davanın hüküm kesinleşinceye kadar 2002/21303 no’lu “….” markasının kullanılmasının engellenmesine ve bu tescilden kaynaklanan hakların müvekkili şirketlere yada müvekkilinin Türkiye’de ticari ilişkide olduğu şirkete karşı kullamasının önlenmesine” karar verilmesini istemiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; … markasının tescil edildiğinden davacı şirketin haberdar olmadığının kabul edilemeyeceğini, davacının ticaret yaptığı bütün ülkelerde markalarını tescil ettirdiğini, marka tescili konusunda bilgili olduğunu, bu çapta bir firmanın ben bilmiyordum demesinin mümkün olmadığını, 16 yıl süreyle sessiz kalarak dava açıldığını, davanın kötüniyetle açıldığını, müvekkilinin kötüniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini beyanla davanın ve tedbir talebinin reddini istemiştir. Davalı adına… başvuru numarasıyla 01-16-35.sınıflarda tescilli … markasının, 22.08.2002 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin, yurt dışı menşeli davacı şirketlerin … markalarının 1969 yılında yaratıldığını ve davalı şirketin uzun yıllardır davacı şirketin eski distribütörü ve iş ortağı olduğunu, sözleşmenin 12/06/2018 tarihinde feshedildiğini, davalı tarafın feshi takiben müvekkilinin yeni distribütörleri ve müşterilerine ihtarnameler gönderdiğini, bu şekilde müvekkilinin, davalının … markasını adına tescil ettirdiğinden haberdar olduklarını beyanla, davalı markasının kötü niyetle tescil edildiğinden bahisle hükümsüzlüğünü, ihtiyati tedbir kararı verilerek davalı tarafın …. markasının kullanmasının önlenmesi ve davacılar ve ticari ilişkiler kurduğu kişilere karşı markadan kaynaklanan hakların kullanılmasının önlenmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesinin 23/11/2018 tarihli 15 numaralı tensip kararı ile tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddine karar verdiği görülmüştür.Davalı vekili, Davalı adına tescilli ,… başvuru numaralı, …. markasının 22/08/2002 başvuru tarihinden itibaren davalı adına koruma altında olduğu ve davacı tarafın sessiz kalma suretiyle dava açma hakkını yitirdiğini savunmuşsa da aynı zamanda cevap dilekçesinde; “davacı taraf ile müvekkilinin 1991 yılından beri çalıştığını, 1994 yılından beri markayı kesintisiz kullandığını, davacının izni ile markayı tescil ettirdiğini” beyan ettiği anlaşılmakla; davalının tescilli markasının kullanmasının tedbiren önlenmesi talebinin reddi kararı yerinde ise de, markanın davacının izni ile tescil edilip edilmediği yargılamayı gerektirmekle birlikte , davacı tarafın marka üzerindeki hak sahipliği, davalı tarafça kabul edilmekle, yargılama neticeleninceye kadar davalı tarafın tescilli markasından kaynaklanan haklarının davacılar ile Türkiye’de bulunan iş ortakları, distribütörlerine ve müşterilerine karşı kullanılmamasında davacının hukuki yararının bulunduğu , tarafların yarar dengesinin davacı taraftan alınacak teminat ile sağlanabileceği göz önüne alınarak, markadan kaynaklanan hakların davacılar ile Türkiye’de bulunan iş ortakları, distribütörlerine ve müşterilerine karşı kullanılmaması yönünde tedbir kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddi yerinde görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemizin kararında işaret edildiği şekilde talebin kısmen kabulüne karar verilerek, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 2. FSHHM’nin 23/11/2018 tarihli 15 numaralı tedbir red kararının KALDIRILMASINA,-Dosyanın dairemizin kararında işaret edildiği şekilde ihtiyati tedbir talebinin Kısmen kabulüne karar verilerek tedbir kararı verilmesi için mahkemesineGÖNDERİLMESİNE,2-İstinaf talebi yerinde görüldüğünden davacı tarafından yatırılan istinaf harcının talebi halinde iadesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-İstinaf giderlerinin ilk derece yargılaması sırasında mahkemece dikkate alınmasına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/05/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.