Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/954 E. 2021/2076 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/954 Esas
KARAR NO: 2021/2076
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2018
NUMARASI: 2016/955 E. – 2018/1008 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan … A.Ş. arasında 20/11/2012 tarihli 1.015.450,00 TL bedelli faktoring sözleşmesinin imzalandığı ve diğer davalıların da şirketin borcuna müteselsil kefil olduklarını, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğüne … Esas sayılı dosyasıyla davalılar aleyhine icra takibi yapıldığını, borca itiraz nedeniyle takip durduğunu belirterek, anılan icra dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini istemiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 20/11/2012 tarihli faktoring sözleşmesinin imzalandığını ve bu sözleşmenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra akdedilmesi nedeniyle TBK 583 maddesi uyarınca kefaletin kefil olanın kendi el yazısıyla belirtilmesi gerektiğini, kefalet metninin müvekkilinin el yazısıyla doldurulmadığını, ayrıca kefalet tarihinde evli olan müvekkilinin eşinin rızasının alınmadığını, TBK 583.maddesine aykırılık olduğunu, sözleşmenin genel işlem şartı niteliğindeki hükümlerinin geçerli olmadığını, ayrıca müvekkilinin şirketteki hisselerinin tamamını 28/08/2013 tarihinde diğer davalı …’e devrettiğini ve bu hisse devrinin yapıldığı tarih itibariyle şirketin davacıya borcunun olmadığını belirterek haksız davanın reddi ile alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış ancak herhangi bir savunmada bulunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.10.2018 tarih ve 2016/955 Esas – 2018/1008 Karar sayılı kararıyla; “… somut olayda sözleşmenin 20/11/2012 tarihli olduğu, davalı müteselsil kefili …’in sözleşmenin imza tarihi itibariyle evli olduğu, bu hususun nüfus kaydından açıkça anlaşıldığı, ancak eşinin müteselsil kefalete yazılı rızasının bulunmadığı, her ne kadar davacı vekilince, davalı …’in ibraz ettiği nüfus cüzdan fotokopisinde bekar kaydının bulunduğu, evli olduğunun bilinmediği, bu nedenle eş rızasının da gerekli görülmediği belirtilmiş ise de; davacının faktoring şirketi olup özen yükümlülüğünün bulunup en hafif kusurdan dahi sorumlu tutulması gerektiği, davacının dayandığı sözleşmede davalı …’in eşinin rızasına ilişkin bir belgenin olmadığı açıkça saptandığından kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kabul edilemeyeceği ve davalı …’in sözleşmeye konu borçtan sorumlu tutulamayacağı, bunun dışında adı geçen davalı tarafından kefalet sözleşmesindeki yazılanların kendi el yazısı ile yazılmadığı yönünde savunmanın ileri sürüldüğü, ancak kefaletin zaten geçersiz olduğu, bu halde el yazısının davalı …’in eli ürünü olup olmadığı konusunda rapor alınmasına gerek bulunmadığı, kefaletin geçersiz olması nedeniyle davalı …’a karşı açılan davanın reddine, diğer davalılar bakımından icra takibi kesinleştiğinden davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davalı …’ın faktoring sözleşmesini imzaladığı tarihte evli olmasına rağmen, davacı firmaya bekar olduğunu gösteren kimlik belgesi vererek hileli harekette bulunduğunu, Ayrıca bu davalının kredi kullanırken beyan etmediği kefaletin şekil şartlarını borcun ödenme aşamasında ileri sürmesinin MK.2’deki dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, Davalının borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle bir nevi borçlu durumda olduğunu, davalının hileli hareketlerinin aynı zamanda suç olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası (Davaya konu icra dosyası. Davacı alacaklının faktoring sözleşmesinden kaynaklanan 1.035.450,00 TL asıl, işlemiş faiziyle birlikte toplam 1.254.966,63 TL alacağını tahsil amacıyla davalılara karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalı borçlu …’in süresinde borca itiraz ettiği, diğer borçluların itiraz etmedikleri ve takibin itiraz eden … yönünden durdurulduğu anlaşılmaktadır.)
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, faktoring sözleşmesi uyarınca alacaklı olduğundan bahisle başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı … sözleşmedeki kefaletinin geçersiz olduğundan bahisle davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “… davacının dayandığı sözleşmede davalı …’in eşinin rızasına ilişkin bir belgenin olmadığı açıkça saptandığından kefalet sözleşmesinin geçerli olarak kabul edilemeyeceği ve davalı …’in sözleşmeye konu borçtan sorumlu tutulamayacağı, kefaletin geçersiz olması nedeniyle davalı …’a karşı açılan davanın reddine, diğer davalılar bakımından icra takibi kesinleştiğinden davanın usulden reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İcra takibinde borçlu olan davalılar … ile … Sigorta ve … A.Ş.’nin icra dosyasına yaptıkları bir itirazın bulunmadığı icra dosyası kapsamıyla sabit olduğundan, bu davalılar yönünden icra takibinin kesinleştiği ve itirazın iptali davası şartlarından olan geçerli bir itirazın bulunmadığı anlaşılmakla, bu davalılar yönünden dava şartının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yerindedir. Davalı …’in ise davaya ve takibe konu 20.11.2012 tarihli faktoring sözleşmesinin müteselsil kefili durumunda olduğu, sözleşme tarihi itibariyle TBK.584.maddesindeki eş rızası düzenlemesinin bulunduğu ve sözleşmeyi kapsadığı, davalı …’in sözleşme tarihinde evli olduğunun dosyadaki belgelerle sabit olması ve davalının eşinin rızasının alınmadığının anlaşılması karşısında; davalının kefaletinin geçersiz olması nedeniyle sözleşme kapsamındaki borçtan sorumlu olmayacağı yönündeki ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmakla, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/12/2021