Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/894 E. 2019/1154 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/894 Esas
KARAR NO : 2019/1154
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2019
NUMARASI : 2019/409 2019/399
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 24/05/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili, davalı tarafından müvekkilleri aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, takibe konu senetlerin kanunen zorunlu unsurları ihtiva etmediği gibi senet üzerindeki imzaların da müvekkiline ait olmadığını, takibe konu senetlerde hem keşidecinin , hem de lehtarın müvekkili olduğunu, bu durumda evrakın bono vasfını yitirdiğini, yine imzaların müvekkillerine ait olmadığını belirterek ivedi olarak icra takip işlemlerinin tedbiren durdurulmasına, dilekçe tarihi itibariyle müvekkiline ait işyerinde haciz işlemi yapıldığından muhafaza yapılması halinde mahcuzların yediemin olarak müvekkiline teslimine karar verilmesini istemiştir. Davacılar vekili, 05/03/2019 tarihli dilekçesiyle teminatsız olarak yahut makul bir teminat karşılığında takibin tedbiren durdurulmasını istemiştir. Mahkemece, İİK’nun 72/3.maddesi gereğince icra takibinden sonra takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, menfi tespit davası açılmadan İİK 72/3 maddesi uyarınca tedbir kararı verilemeyeceği ve HMK’nun 389.maddesindeki şartların oluşmadığı, davanın esası yönden haklılığını ispat edecek deliller sunamadığı gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK’nun 389.maddesindeki şartların oluşmadığına dair gerekçenin gerçeği yansıtmadığını, bu talepleri reddedildiğinde, müvekkili yönünden haklarını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını ve tamamen imkansız hale geleceğini, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını, 01/01/2019 tarihinden itibaren ticari uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurma zorunluluğunun dava şartı haline geldiğini, arabulucuların tedbir kararı verme yetkilerinin bulunmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin sonlandırılıp mahkemede dava açılana kadar geçecek sürede davalı hakkında müvekkili hakkındaki haksız takip işlemlerinin durdurulması maksadıyla bu talebin ikame edildiğini bildirmiştir. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesini sunmasından sonra 21/03/2019 tarihinde mahkemeden yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, mahkemenin de bu kararın istinaf edildiği gerekçesiyle yeniden hüküm oluşturulmasına yer olmadığına dair karar verdiği görülmüştür. Dosya arasında icra dosyasının bulunmadığı, UYAP ortamında yapılan incelemede davalı tarafın davacılar aleyhine toplam 202.382,19 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, takibin dayanağının “05/01/2019 tarihli, 100.000,00 TL tutarlı, 05/02/2019 tarihli, 100.000,00 TL tutarlı” şeklinde gösterildiği, ancak takip dayanağının ne olduğunun dosya içeriğinden anlaşılamadığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit davasıdır. Davacı tarafça takibe konu bonolarda hem keşidecinin hem de lehtarının müvekkili olduğu, imzaların müvekkillerine ait olmadığı iddia edilerek menfi tespit talebinde bulunulmuş ise de, dairemizce yazılan müzekkereye icra müdürlüğünce verilen cevabi yazıda; davalı tarafın icra dosyasına dayanak belge sunmadığı belirtilmiş olup ayrıca getirtilen ödeme emri fotokopisinden de takibin dayanağının kıymetli evrak olduğunu gösterir bir bilgi ve ibareye rastlanılmadığı, davacının iddialarının yaklaşık ispatını sağlayacak şekilde delil sunmadığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmış, bu itibarla davacılar vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.24/05/2019