Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/803 E. 2022/66 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/803 Esas
KARAR NO: 2022/66 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2015/17 E. – 2018/306 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafa ait www…com alan adlı internet sitesinde, müvekkiline ait ve telif hakları ile FSEK kapsamında koruma altında olan köşe yazıları ve eser niteliğindeki benzer içeriklerin izinsiz olarak umuma iletildiğini, eser niteliğinde olmasa bile, yeniden yayımlarının izne tabi olan haber içeriklerinin de herhangi bir izin veya onay alınmadan yeniden yayınlanmakta olduğunu, davalı yanın izin şartını yerine getirmediğini, ve bu durumun müvekkilinin haklarına tecavüz teşkil ettiğini iddia ederek, müvekkiline ait 57 adet eser ve yayının www…com adresinde izinsiz olarak yeniden yayınlanma yoluyla umuma iletilmesinin yol açtığı tecavüzün ref’i ile men’ini, FSEK 70/2 ve HMK’nın 107. Maddesi uyarınca, müvekkilinin eserler üzerindeki mali haklarına verilen zarar nedeniyle, gerçek zarar miktarı tespit edildiğinde arttırmak üzere şimdilik her bir eser için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 57.000,00 TL maddi tazminatın, yayınların yapıldığı tarihlerden itibaren işleyecek, yayınlanma tarihi tespit edilemeyenler için ise davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 5651 Sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun kapsamında yer sağlayıcı hizmeti verdiğini ve yer sağladığı içerikleri kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetinin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığını, müvekkiline ait …com alan adlı internet sitesinin, üyelerine haber paylaşımı, e.günlük (blog), yorum ve tartışma yapabilecekleri ortam sağlayan bir sosyal network (ağ) servisi olduğunu, …com’a sitedeki üyelik formunu doldurup, kullanıcı sözleşmesini onaylayan herkesin siteye üye olabildiğini, üyelerin siteye yüklediği içeriklerden müvekkilinin sorumlu olmadığını ve davacının beyanlarının aksine müvekkilinin içerik sağlayıcı değil, yer sağlayıcı olduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 23.10.2018 tarihli 2015/17 E. – 2018/306 K. sayılı kararıyla;”…. ilk çözülmesi gereken uyuşmazlık noktası söz konusu yayın içeriklerinin FSEK anlamında fikir ürünü anlamında ”eser” olup olmadıkları noktasında olduğu, FSEK anlamında bir ürünün eser olabilmesi için Sahibinin Hususiyetini Taşıması ve şekillenmesi – Kanun kapsamında sayılan eser türlerine dahil olması – Fikri çabanın ürünü olması gerektiği,….FSEK’in eser sahibinin hakları kapsamını sınırlayan maddeler arasında 35. Maddede iktibas serbestisi, 36. Maddede gazete mündericatı ile ilgili serbesti ve 37. Maddede de haber mahiyetinde olmak ve bilgilendirmek kapsamını aşmamak kaydıyla günlük hadiselerle ilgili yararlanmaların belirtildiği, davaya dayanak olan haber içeriklerinin eser niteliğinde olması halinde bu maddeler çerçevesinde de değerlendirme yapılması gerekeceği,FSEK’te kamunun haber ve bilgi alma ihtiyacının karşılanması amacıyla yapılmış olan güncel haberler için yukarıdaki özel düzenlemeler dikkate alındığında davaya konu güncel haberler olarak değerlendirilen 13 adet içeriğin eser özelliği taşımadığının anlaşıldığı, nitekim YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2017/381 KARAR NO: 2018/5990 sayılı emsal içtihadının da bu yönde olduğu, ikinci uyuşmazlığın ise davalının içerik sağlayıcı olup olmadığı noktasında olduğu,.5651 sayılı Kanun’da yer sağlayıcı “Hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler” olarak; içerik sağlayıcı ise “İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olarak tanımlandığı, toplanan deliller yapılan teknik incelemelere göre davalı şirkete bağlı editörler aracılığıyla içerik üretmesi ya da içerikleri değiştirmesi sebebiyle içerik ve aynı zamanda yer sağlayıcı olduğunun sabit olup davalının bu yöndeki itirazlarının yerinde görülmediği, sonuç olarak …com” alan adlı internet sitesinin hem yer sağlayıcı hem de içerik sağlayıcı niteliğinde olduğu ve davalının yapmış olduğu yayınların FSEK kapsamında hak ihlali teşkil ettiği, bu kapsamda hukuki sorumluluğunun bulunduğu, sorumluluğun sebebi bakımından FSEK m. 36/I’de açıkça yer aldığı üzere basın tarafından umuma yayılmış bulunan haberlerin serbestçe iktibas olunabileceği, bunun tek koşulunun ise aynı maddenin son fıkrasında yer aldığı üzere alınan kaynağın belirtilmesi olduğu, davaya konu somut olayda ise bilirkişilerin de tespit ettiği üzere 3 adet haber içeriğinde ise; 3 adet haber içeriğinin “…com” yayınlanmaları, yayıncıya ait haber linkinin olmaması ve haber kaynağına dair yeterli bilgi içermemeleri sebebiyle FSEK m. 36 gereğince yayıncı lehine hak ihlali olduğu, her 3 adet ihlal için 1000’er TL tazminat miktarının uygun olduğu yönünde görüşleri dikkate alınarak haberin tamamının kaynak belirtmeden yayınlanması sebebiyle davacının tazminat talebinin yerinde görüldüğü, diğer yayınlanan 10 adet haberi yönünde ise davaya konu 10 adet haber içeriğinin FSEK m. 36’nın istisnası kapsamında kaldığı, FSEK kapsamında korunması gereken eser özelliği taşımadığı, hak ihlali oluşturmadığı dikkate alınarak bu kısım yönünden tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği, davaya konu köşe yazıları yönünden ise köşe yazısının sahibinin hususiyetini taşıdığı ve bu nedenle FSEK m 2/1 anlamında fikir ürünü olduğundan eser olduklarının anlaşıldığı, talebe konu 44 adet köşe azısından 2 adetinin (20 ve 23 numaralı) yayından kaldırıldığı, bu sebeple inceleme yapılamadığı, 15 adet köşe yazısının (24-36 numaralı 2 adet, 37 numaralı 4 adet, 38 numaralı 4 adet, 39 numaralı 2 adet, 40 numaralı 2 adet) basın özeti sınırları içinde kaldığı ve tazminat gerektirmediği tespitinin FSEK 36.madde kapsamında yerinde görüldüğü, zira FSEK m. 36; gazete ve dergilerde yayınlanan günlük meselelere ilişkin makale ve fıkraların iktibas usulünü düzenlemekte olup, buna göre eser sahibi tarafından iktibas hakkı sarahaten mahfuz tutulmadı ise üçüncü kişiler tarafından aynen veya işlenmiş bir biçimde kullanılması serbest kılınmış, iktibas hakkı saklı tutulan eserlerin ise ancak “kısaltılarak basın özetleri” şeklinde alınması halinde yasaya uygun sayılacağının ifade edildiği, ayrıca dosyada yer alan manevi ve mali hakları çalışanda bıraktığına ilişkin düzenlemeleri içeren iş sözleşmeleri gözetildiğinde FSEK m. 18 kapsamında değerlendirildiğinde, yayıncı kuruluşun …’ün “…” …’ın “…” …’ın “…’ın “…” ve …’in “…” başlıklı toplamda 5 adet köşe yazısından hak talep edemeyeceği dikkate alınarak bu köşe yazıları yönünden talep yerinde görülmediği, davaya konu geriye kalan ve hükme esas alınan son bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere 14 adet köşe yazısının (21-30-32 numaralı 2 adet, 33 numaralı 4 adet, 34 numaralı 4 adet, 35 numaralı 2 adet, basın özeti sınırını aştığı, bu sebeple işbu 14 adet ihlal için tazminat hesabı yapıldığı, Hükme esas alınan son 3.Bilirkişi heyeti Raporunda, eser niteliğindeki basın özeti sınırını aşarak paylaşılan 14 adet köşe yazısı için 750 TL ederin, tamamına yakını yayınlanan 13 adet köşe yazısı için ise 1000 TL ederin uygun olacağı kanaatine varıldığı” gerekçesiyle; “Davanın kısmen KABUL KISMEN REDDİ İLE, -FSEK kapsamında davacıya ait 57 adet yayın ve eserden 13 adet haber içeriğinden sadece 3 adet haber içeriği yönünden FSEK 36. Madde gereğince davalı tarafından izinsiz yayınlanma yolu ile umuma iletilmesine yol açtığı tecavüzün ref’i ile men’ine, fazlaya ilişkin diğer 10 adet haber içerikleri yönünden davanın reddine, -44 adet köşe yazısından 14 adet köşe yazısının basın özetini sınırını aşması nedeniyle, 13 adetinin ise tamamına yakınının yayınlanması sebebiyle FSEK 36. Madde gereğince davalı tarafından izinsiz yayınlanma yolu ile umuma iletilmesine yol açtığı tecavüzün ref’i ile men’ine, fazlaya ilişkin geri kalan köşe yazılarından dolayı davanın reddine, -Davacının talebi ile bağlı kalınarak, ihlal edilen haber içerikleri ve köşe yazılarından dolayı toplam 57.000,00 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece itirazları dikkate alınmaksızın, müvekkilinin hem yer sağlayıcı, hem de içerik sağlayıcı olduğu yönünde hukuka aykırı şekilde hüküm kurulduğunu, müvekkilinin sadece yer sağlayıcı olduğunun BTK resmi kayıtlarıyla sabit olduğunu, Müvekkili Şirket’e ait …com alan adlı internet sitesinin, üyelerine haber paylaşımı, e-günlük, yorum ve tartışma yapabilecekleri ortam sağlayan bir sosyal network (ağ) servisi olduğunu, söz konusu internet adresindeki üyelik formunu doldurup, kullanıcı sözleşmesini onaylayan herkesin siteye üye olup içerik üretebildiğini, dolayısıyla müvekkili Şirket’in yer sağlayıcı olarak üretilen içerikleri kontrol etmek ve hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, bu durumun 5651 sayılı Kanun’un 5. maddesinde de düzenlendiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının yetersiz ve incelemeden uzak olduğunu, müvekkilinin raporlarda tespit olunanın aksine, üyelerin oluşturdukları içeriklere hiçbir müdahalede bulunmadığını, içerikleri oluşturuldukları haliyle, düzenlemeksizin internet sitesinde yayınladığını, hatta üyelerin içerikleri siteye yüklerken kaynak belirtmemesi durumunda sistemin kendiliğinden “…” şeklindeki ifadeyi içeriğin altına eklediğini, … Kullanıcı Sözleşmesinde de, üyelerin üreteceği veya ekleyeceği içeriklere ilişkin sorumluluğun üyelere ait olacağının belirtildiğini, bilirkişi raporuyla içeriklerin üyeler tarafından yayınlandığının tespit edildiğini, müvekkilinin sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu. -Dava konusu içeriklerin gazete haberleri ve makalelerden oluştuğundan, müvekkilinin internet sitesinde yer almalarının davacının FSEK 25 kapsamında haklarının ihlali olmayıp, FSEK 36 kapsamında iktibas serbestisi olduğunu, bilirkişiler tarafından 13 içerikten 10 adedinin davacının haklarını ihlal etmediğine ilişkin tespit yerinde olmakla birlikte 3 adet içeriğin hak ihlaline neden olduğu yönündeki tespitlerin hukuka aykırı olduğunu, gazete haberlerinin FSEK kapsamında eser niteliğinin bulunmadığını, FSEK’ 36. Madde de kamunun haber ve bilgi alma ihtiyacının karşılanması için yapılmış özel düzenlemelere tabi olduğunu, bilirkişilerce hak ihlali olduğu belirtilen 2-3-4 numaralı içeriklerde yapılan tespitlerin aksine iktibas serbestisi olduğunu ve davacının içerikler üzerinde hiçbir hakkının bulunmadığını. -Bilirkişilerce dava konusu makalelerden basın özeti kapsamını aşan ve incelenen 14 köşe yazısı (makale) den 13 adedinin basın özeti kapsamını aştığını , yazının tamamı sayılacak ölçüde yayınlandığı tespiti yapmışlarsa da; 30 numaralı içerikte … tarafından oluşturulmuş köşe yazısının sadece bir bölümünün alındığını, yazının tamamı için kaynak gösterildiğini, link verildiğini ve iktibas kurallarına uygun olarak alıntı yapıldığını, haberde yer alan “…” başlıklı bölümün tamamına yer verilmediğini, “…” ve “…” başlıklı bölümlere ise hiç yer verilmediğini, FSEK 36/2 maddesi gereğince, gazetelerde çıkan makalelere ilişkin iktibas hakkı açıkça saklı tutulmamışsa makalenin aynen veya işlenmiş şekilde yayılmasının serbest olduğunu, söz konusu makalelerin yer aldığı sayfalarda iktibas hakkının saklı tutulduğuna dair hiçbir açıklama yer almadığını, kaldı ki davaya konu içeriklerde köşe yazılarının (makalelerin) sadece belli bir kısmının yer aldığını, tamamının kullanılmadığını, haberin devamı için makalenin bulunduğu linkin yer aldığını. -Müvekkilinin içerik sağlayıcı olmamasına rağmen, müvekkiline içeriklerin kaldırılmasına yönelik uyarı yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, müvekkilinin uyarılmadığını. -Davacının mali haklarının ihlal edilmediğini, hükmolunan tecavüzün refi, meni ve tazminat kararlarının hukuka aykırı olduğunu, içeriklerin davalı sitede yer almasının hukuka uygun olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; davalı internet sitesinde, müvekkilinin telif hakları ile FSEK kapsamında korunan köşe yazıları ve eser niteliğindeki benzer içeriklerin izinsiz olarak umuma iletildiğini, FSEK 25/2 veya Basın Kanunu 24/2’nin aradığı izin şartının davalı tarafından yerine getirilmediğini, davalı şirketten e-posta aracılığıyla içeriğin yayından kaldırılması ve ihlalin tekrar edilmemesinin istenildiğini, davalı tarafça e-posta da yer alan içerikler kaldırılsa da davalının müvekkiline ait içerikleri yayınlamayı alışkanlık haline getirdiğini, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a göre ‘‘ İçerik Sağlayıcının ’’ , internet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan bilgi ve belgeyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek ve tüzel kişiler olup Kanun’a göre ‘‘ Yer Sağlayıcının ’’ ise hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler olduğunu, davalı Şirketin, www…com alan adlı internet sitesinin sahibi olup burada üretilen her türlü bilgi veya veriyi kullanıcılarına sağlayan tüzel kişi olarak, söz konusu sitenin içerik sağlayıcısı olduğunu, söz konusu sitenin yapısı uyarınca; sitede yer alan içeriklerin sitenin üyeleri tarafından girilmesinin Davalı’nın içerik sağlayıcı olmasını engellemediğinden, davalının 5661 sayılı Kanun m.4/1 gereğince sitede kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumlu olduğunu, davalı’nın kullanıcı sözleşmesi bağlamında düzenlemiş olduğu ‘‘sorumluluk reddi’’ hükümlerinin hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, davalı tarafın bir an içerik sağlayıcı olmadığı varsayılsa dahi, bu durumda da sorumluluğun 5651 sayılı Kanun m.4/2’ye göre belirlenmesinin gerektiğini, söz konusu Kanunun 4.maddesinde, ‘‘ İçerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir. Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise genel hükümlere göre sorumludur. ’’ hükmü gereğince, dava konusu köşe yazısı başkası tarafından girildiğinden davalı’nın sorumluluğu doğrudan olmasa bile ancak bu içerikleri ‘‘ benimsediği ve kullanıcının içeriğe ulaşmasını sağladığı açıkça belli oluyorsa ’’ genel hükümlere göre sorumluluğunun söz konusu olacağını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı Şirket’in kendisine bağlı editörler aracılığıyla içerik üretmesi ya da kullanıcılar tarafından üretilmiş içerikleri değiştirmesi sebebiyle içerik sağlayıcı olduğu, editörlere ilişkin iş ilanlarının bulunduğu ve bu ilanların da editörlerin davalı Şirket bünyesinde çalıştığına dair delil teşkil ettiğinin belirtildiğini, davalı tarafın dava konusu içerikleri benimsediği ve kullanıcının bu içeriklere ulaşmasını sağladığının açık ve tartışmasız olup davalının kullanıma sunduğu dava konusu içerikler bakımından 5651 sayılı Kanun m.4/2 uyarınca genel hükümlere göre sorumlu olduğunu, FSEK 36. Madde de düzenlenen iktibas serbestisi koşullarının oluşmadığını, madde de düzenlenen basın özeti kavramı ile asla olan ihtiyacı gidermemesi, aksine okuyucu eserin aslına yönlendirmesinin esas ilke olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu içeriklerden 14 adet köşe yazısının basın özeti sınırını aştığı, ayrıca 13 adedinin de tamamının yayınlandığının belirlendiğini, mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince akademisyen bilirkişiler Öğr. Gör. …, Öğr. Gör. … ve Yrd. Doç. Dr. …’dan alınan 21/12/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda; teknik açıdan yapılan değerlendirmede, her ne kadar site içerikleri üyeler tarafından oluşturulsa da, bu içeriklerin kontrol edilerek yayına verilebileceği, sitenin bütünüyle kontrolünün davalı şirkette bulunduğu, istediği içerikleri kaldırabileceği, FSEK 1/B ve 2. Madde anlamında, sektör bilirkişisince yapılan incelemeler ve değerlendirmeler sonucunda, bazı içeriklerin sunum tarzı ve üslup itibariyle eser niteliğini haiz olduğu, bazı içeriklerin ise eser olmadığı, bu meyanda raporda belirtildiği madde numarası itibariyle 1, 3, 4, 7, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39 ve 40 nolu içeriklerin eser niteliği taşıdığı, 2, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 27 numaralı içeriklerin ise eser olmadığı, davacıya ait içeriklerde (haberlerin/yazıların) en önemli sayılacak kısmını aldığı ve kullandığı, bu durumun bir gazeteyi okunur yapan yazarlar ve editörlerin yaratıcı performanslarıyla oluşturdukları, birçok haberi link vererek kullanmanın ilk kaynağın okuyucu sayısını azaltacağı hususu da göz önüne bulundurulduğunda, sektör bilirkişisince davalının davacıya ait içeriklerden yararlanmasının FSEK 36. Maddesi istisnası kapsamında kalmayacağı, davacının uğradığı zararın belirlenmesi hususunda ise, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, ülkemizde haber, fotoğraf ve videolu haber, yazılı kullanımına dair sektör tarafından belirlenmiş net bir ücretlendirme söz konusu olmasa da, ilgili haber içerikleri ve yazıların değerlendirilmesinde, harcanan emek ve eser niteliği de göz önünde tutularak, davacının FSEK 70/f2. Maddesi bağlamında uğradığı zararın belirlenmesinde, eser niteliğini haiz içerikler bakımından 750,00 TL.’nin, eser niteliğini haiz olmayan içerikler bakımından ise 500,00 TL’nin eses alınabileceği yolunda görüş belirttikleri anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 28/04/2016 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda; kök rapordaki görüşlerde esas olarak değişikliği gerektirecek bir durum olmadığı, kök raporun 2 numaralı maddesinde belirtilen eser olarak nitelendirilen bazı içeriklerin altında birden fazla içeriğin varlığının aşikar olduğu, bu içeriklerin altında yer alan alt içeriklerin eser niteliği taşıdığından bahisle kök raporda ayrıca numaralandırılmadığı, bu bağlamda kök rapordaki sıralamaya da uygun olarak eser niteliğindeki çalışmaların 1, 3, 4, 7, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 28, 29, 30, 31, 32a, 32b, 33a, 33b, 33c, 33d, 34a, 34b, 34c, 34d, 35a, 35b, 36a, 36b, 37a, 37b, 37c, 37d, 38a, 38b, 38c, 38d, 39a, 39b, 40a ve 40b şeklinde numaralandırılabileceği, 2, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 27 numaralı içeriklerin ise eser niteliğinde olmadığı, davalının ilgili içerikleri kullanmasında hukuka uygunluk sebebi oluşturacak bir durum tespit edilmediği ve yine kök raporda belirtildiği üzere, eser niteliğini haiz içerikler bakımından 750,00 TL.’nin, eser niteliğini haiz olmayan içerikler bakımından ise 500,00 TL’nin esas alınabileceği yolunda görüş belirttikleri anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince Hukukçu-Öğretim Görevlisi Bilirkişi …, Sektör Bilirkişisi … ve Elektronik Haberleşme Mühendisi …’dan alınan raporda; davaya konu içeriklerden 37 adet köşe yazısının (1, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 28, 29, 30, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51 ve 52 nolu) üslubu, içeriği, bilgileri, ortaya konuş tarzı dikkate alındığında, hususiyet taşıdığı ve bu nedenlerle FSEK 2/1 anlamında ilim ve edebiyat eseri oldukları, 15 adet haber içeriğinin ise (2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 25, 26 ve 27 nolu) belli bir olayı, kişiyi ve olguyu herhangi bir üslup katmadan ifade etmeye çalışan, hazırlayanın hususiyetini bünyesinde barındırmayan alelade haberlerden olduğu, bu özellikleri itibariyle haberlerin FSEK anlamında sahibinin hususiyetini taşımadığı, haberi yapanın habere kattığı herhangi bir hususiyetin olmadığı, bu nedenle bu haber içeriklerinin FSEK anlamında eser vasfını haiz olmadığı, ancak haberlerin de FSEK 84. Madde anlamında korunmasının mümkün olduğu, davacı tarafından ibraz edilen internet sitesi çıktıları ile internette yapılan incelemelerde, dava konusu köşe yazısı ve haber içeriklerinin davacıya ait www…com.tr isimli sitede yer aldığı ve böylece davacının köşe yazısı ve haber içeriklerini oluşturan kişilerin işvereni konumu olmakla, FSEK 18. Maddesi çerçevesinde davaya konu köşe yazısı ve haber içeriklerinin hak sahibi olduğu ve işbu davayı açma ehliyetine haiz olduğu, davalının yer sağlayıcı değil, içerik sağlayıcı konumunda olduğu, davacının iddia ettiği içeriklerin davalıya ait sitede kullandığı, 37 adet köşe yazısının davacıya ait …’ten alındığının belirtildiği köşe yazısının tamamının değil, makul bir kısmının alınıp yazının kalan kısmı için …’e link verildiği dikkate alındığında, vaki kullanımın FSEK 36 çerçevesinde olduğu, davacının haklarının ihlalinin söz konusu olmadığı, buna mukabil 15 adet haber içeriği yönünden davalının kullanımının hukuka aykırı olduğu, ancak davacı tarafın davaya konu ettiği tüm kullanımlar yönünden FSEK ek 4 hükmü gereğince davalıya herhangi bir uyarı göndermediği dikkate alındığında, davalının herhangi bir sorumluluğunun henüz doğmadığı, Mahkemece hak ihlali olduğu kanaatine varıldığı ihtimalinde, davaya konu edilen eser vasfını haiz 37 adet köşe yazısı yönünden her bir köşe yazısının, yazının tamamı değil, bir kısmının alınması da dikkate alındığında, 750,00 TL bedelin, eser vasfını haiz olmayan 15 adet haber içerikleri yönünden ise, bu içeriklerin tamamının alınması dikkate alındığında, her bir içerik için 500,00 TL bedelin uygun olabileceği yolunda görüş beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince Akademisyen Bilirkişi Doç. Dr. …, Gazeteci … ve bilişim uzmanı Öğr. Gör. …’den alınan raporda;; teknik inceleme sonunda, davalının yer sağlayıcı ve içerik sağlayıcı konumunda olduğu, toplam 25 adet içeriğin … üyeleri tarafından yayınlandığı, toplam 28 adet içeriğin … editörü tarafından yayınlandığı, 1 adet içeriğin … (içerik yöneticisi) tarafından yayınlandığı, 1 adet içeriğin tamamen kaldırıldığı, 1 adet içeriğin kim/kimler tarafından yayınlandığının tespitinin yapılamadığı, 1 adet içeriğin … adlı twitter hesabından yayınlandığı hususunun tespit edildği,davaya konu toplam 57 adet içerikten, 44 adeti köşe yazısı, 13 adeti ise haberden oluştuğu, 13 haberin 2-3 ve 4 numaralı haberlerde, haberlerin editör tarafından verilmeleri, link eksiklikleri ve haber kaynağının yeterli belirtilmemesi sebebiyle, hak ihlallerinin olduğu, her üç ihlal için 1.000’er TL ederin uygun görüldüğü, bunun dışındaki 10 adet haberin FSEK 36 çerçevesinde olduğu, davacının haklarının ihlalinin söz konusu olmadığı, basın özetleri şeklinde verilen 24-36 (2 adet köşe yazısı), 37 (4 adet köşe yazısı), 34 (4 adet köşe yazısı), 39 (2 adet köşe yazısı), 40 (2 adet köşe yazısı) olmak üzere toplam 15 adet köşe yazısının yayınlanma biçiminin FSEK 36 kapsamında “basın özeti” sınırları içinde ele alınarak tazminat gerektirmediği, köşe yazılarının basın özeti sınırını aşan 21-30-32 (2 adet köşe yazısı), 33 (4 adet köşe yazısı), 34 (4 adet köşe yazısı), 35 (2 adet köşe yazısı) olmak üzere 14 adetinin sektördeki bilirkişi fiyat değerlendirmeleri göz önüne alınarak, 750,00 TL ederin uygun olacağı, ancak davacının sunduğu manevi ve mali mali hakları çalışanda bıraktığına ilişkin düzenlemeleri içeren iş sözleşmeleri gözetildiğinde, davacının …’ün “… ; …’ın “…” ; …’ın “…” ; …’ın “…” ve …’in “…” başlıklı toplamda 5 adet köşe yazısından hak talep edemeyeceği, köşe yazılarının “ana tema ve konu bütünlüğü olarak” tamamına yakını yayınlanan 13 adetinin habercilik sektör paydaşları, çalışanları ve bilirkişi öngörü ve değerlendirmeleri çerçevesinde 1.000,00 TL ederin uygun olacağını beyan etmişlerdir. Bilirkişi heyetinin 12/12/2017 tarihli ek raporunda; davalı tarafça içerik sağlayıcı değil, yer sağlayıcı olduğu ileri sürülmüşse de, davalının internet sitesi üzerinde yapılan incelemede içerik sağlayıcı/üretici bireyler çalıştırdığının görüldüğü, tekrar incelenen 23 adet adreste, 2 adedinde kaynak gösterilmediği, 1 adedinin ise tamamen kaldırılmış olduğu görülmekle birlikte, incelenen 22 adet içeriğin … Üyeleri tarafından yayınlandığının tespit edildiğini, Tekrar yapılan incelemeler doğrultusunda, a. https: /…com/…, b. https: //…com/…, c. https: //…com/…, d. https: //..com/…adreslerin içeriklerin en alt bölümünde, “…” ibaresinin yer aldığı tespit edildiği, diğer sayfalarında bu ibarenin yer almadığının tespit edildiği beyan edilmiştir. FSEK“MADDE 36 – Basın Kanununun 15’inci maddesi hükmü mahfuz kalmak üzere basın veya radyo tarafından umuma yayılmış bulunan günlük havadisler ve haberler serbestçe iktibas olunabilir. Gazete veya dergilerde çıkan içtimai, siyasi veya iktisadi günlük meselelere müteallik makale ve fıkraların iktibas hakkı sarahaten mahfuz tutulmamışsa aynen veya işlenmiş şekilde diğer gazete ve dergiler tarafından alınması ve radyo vasıtasıyla veya diğer bir suretle yayılması serbesttir. İktibas hakkı mahfuz tutulsa bile sözü geçen makale ve fıkraların kısaltılarak basın özetleri şeklinde alınması, radyo vasıtasıyla veya diğer bir suretle yayılması caizdir. Bütün bu hallerde, iktibas edilen gazete, dergi ve ajansın ve eğer bunlar da başka bir kaynaktan alınmışlarsa o kaynağın adı, tarih ve sayısından başka makale sahiplerinin adı, müstear adı veya alameti zikredilmek icabeder.” hükmü düzenlenmiştir. “…” başlıklı FSEK Madde 37 – ( Değişik madde: 03/03/2001 – 4630/19. md.) “Haber mahiyetinde olmak ve bilgilendirme kapsamını aşmamak kaydıyla, günlük hadiselere bağlı olarak fikir ve sanat eserlerinden bazı parçaların işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan vasıtalara alınması mümkündür. Bu şekilde alınmış parçaların çoğaltılması, yayılması, temsil edilmesi veya radyo ve televizyon gibi araçlarla yayınlanması serbesttir. Bu serbestlik, hak sahibinin hukuki menfaatlerine zarar verecek şekilde veya eserden normal yararlanmaya aykırı biçimde kullanılamaz. ” hükmü düzenlenmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili, davacı yana ait köşe yazıları ve eser niteliğindeki benzer içeriklerin, davalı yanca izinsiz olarak www…com alan adlı internet sitesinde umuma iletilmesi ve yeniden yayınlanması sebebiyle oluşan tecavüzün ref’i ile men’i ve 57 adet eser ve yayının izinsiz kullanılması sebebiyle her bir eser için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 57.00,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dairemizce istinaf incelemesi,HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesindeki sebepler ile kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekili yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde, müvekkilinin içerik sağlayıcı değil yer sağlayıcı olması nedeniyle, internet sitesinde üyeleri tarafından yayınlanan yazı ve haberlerden dolayı sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının yer ve içerik sağlayıcı olduğu, yayınlanan içeriklerden dolayı sorumluluğunun bulunduğu tespiti yapılmış, mahkemenin gerekçesinde de; yapılan teknik incelemelere göre davalının kendisine bağlı editörler aracılığıyla içerik üretmesi ya da içerikleri değiştirmesi sebebiyle içerik ve aynı zamanda yer sağlayıcı olduğu, hukuki sorumluluğunun bulunduğu kanaatine varıldığı açıklanmıştır. 5651 Sayılı Yasa’da içerik sağlayıcı “İnternet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişiler” olarak belirlenmiştir. Bir başka ifadeyle içerik sağlayıcı yer ve servis sağlayıcıdan temin ettiği sayısal ortama, içeriği yükleyen (uploding) kişilerdir. 5651 Sayılı Yasa m.4/1 uyarınca içerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur. Bu içerikte başkasına ait eserin yasal olmayan şekilde kullanılması, bir başka ifade ile eser ve bağlantılı hak sahiplerinin mali ve manevi haklarına tecavüz gerçekleştirilmesi halinde, bu tür eylemlerden içerik sağlayıcı sorumlu olur ve fail sıfatını alır. (Türkay Alıca-Fikir ve Sanat Eserleri Kununu Yorumu, 2. Baskı, Cilt 2, sf 3003) Dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının kendisine bağlı editörler aracılığıyla içerik ürettiğinin anlaşıldığı, rapor içeriğinde … editörleri tarafından üretilen ve geçmiş tarihlerde davalı web sitesinde yayınlanan içeriklerin arşiv kayıtlarına yer verildiği, yine aynı davalı editörleri ve üyeleri tarafından yayınlanan ve web sitesinde halen görüntülenen farklı kayıtlara yer verildiği, içeriklerin … editörleri tarafından üretilmesi nedeniyle, davalının hem yer sağlayıcı, hem de içerik sağlayıcı olduğu tespitinin yerinde olduğu, davalı vekilinin üyelik sözleşmesi nedeniyle sitede yayınlanan içerikten üyenin sorumlu olduğuna dair savunmasının, davalı şirket ile üyeleri arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği, davacının davasını davalıya yöneltmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 4/1.madde ve fıkrasında “İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur. ” düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile, davalı internet sitesinde yayınlanan; “http://…com/…”, ” http:/…com/…” ve ” http://…com/…” içeriklerinde yer alan haberlerde, haberlerin editörler tarafından verilmesi, link eksiklikleri ve haber kaynağının yeterli belirtilmemesi nedeniyle hak ihlalinin olduğu tespit edilmiştir. Yapılan tespitler ve rapor içeriğinde haberin yayınlanış tarzı göz önüne alındığında FSEK 36/2-3 Maddesi gereğince hukuka uygun kullanım bulunmadığı kanaatine varılmış, davalı vekilinin bu yayınlara ilişkin iktibas serbestisi olduğuna dair istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; raporda yer alan 30 numaralı olup https://…com/haber/… adresinde yayınlanan ve … Gazetesi Genel yayın Yönetmeni …’ın yazısının tamamının yayınlanmadığını, diğer iki başlığa ilişkin kısımlarının hiç yayınlanmadığını ileri sürmüşse de, haber içeriğinde makalenin “…” başlıklı yazının tamamına yakın kısmının yayınlandığı, makalenin üç başlıktan oluşması ve diğer iki başlık ve altındaki yazının yayınlanmamasının, FSEK 36/2 maddesi gereğince kullanımın hukuka uygun olduğunu göstermediği, davalı vekilinin FSEK 36/2 maddesi gereğince, gazetelerde çıkan makalelere ilişkin iktibas hakkı açıkça saklı tutulmamışsa makalenin aynen veya işlenmiş şekilde yayılmasının serbest olduğunu, söz konusu makalelerin yer aldığı sayfalarda iktibas hakkının saklı tutulduğuna dair hiçbir açıklama yer almadığını ileri sürmüşse de, FSEK 36/2 maddesi bir başkasının makalesinin tamamı yahut tamamına yakın kısmı kullanılarak haber oluşturmasına cevaz vermeyeceği, FSEK 37. Maddenin “eserden anormal düzeyde yararlanma sonucunu doğuracak ve hak sahibinin menfaatine zarar verecek şekilde kullanımı” yasakladığı, davacının hak sahibi olduğu köşe yazılarının tamamının veya tamamına yakınının davalı internet sitesinde yayınlanmasının, davacı gazetesinde, bu köşe yazısına ilgiyi azaltacağı, kullanımın haber özeti şeklinde ve haber verme hakkı kapsamında bulunmadığı dikkate alınarak, davalı istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. 5651 Sayılı Yasa m.4/1 uyarınca içerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumlu olduğundan, internet sitesinde yayınlanan davacının hak sahibi olduğu içeriklerin, FSEK 36/2-3 maddelerine aykırı olarak iktibas edilmesinden sorumlu olup, yer sağlayıcılar için getirilen uyar-kaldır uygulamasının gerçekleştirilmemesinin sonuca etkili olmayıp, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.893,67 TL nispi harçtan, peşin alınan 973,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.920,27 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 4,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.