Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/8 E. 2019/1850 K. 23.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/8 Esas
KARAR NO : 2019/1850
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2018
NUMARASI : 2014/743E. – 2018/412 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 23/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü alacaklısı … Tic. Ltd.Şti. olan ve 18.585,00 TL borç miktarı olan 2012 – 17372 E. Nolu dosyasından 21.02.2013 tarihinde usulsüz şekilde 1. Haciz ihbarnamesi ve 2. Haciz ihbarnamesini aynı anda tebliğ aldığı, takip borçlularına her hangi bir borcu olmadığını, ticari ilişki içinde bulunduğu…. Ltd.Şti. ile yapılan görüşmede dosya alacaklısına ödeme yapılacağı müvekkiline beyan edildikten sonra itiraz etmediği, ancak borçlunun kötü niyetli şekilde ödeme yapmadığını müvekkiline haber vermediğini, müvekkilinin 1. ve 2. Haciz ihbarnamelerine itiraz süresini kaçırdığını, bunun üzerine son olarak müvekkilinin 29.05.2013 tarihinde aynı dosyadan 3. Haciz ihbarnamesini tebliğ alarak dosya borçlusu durumuna geldiğini, dosya esas borçlusu …Tic. Ltd.Şti. tarafından ödemenin yapılmadığını, müvekkili ile icra dosyası esas borçlusu …. Ltd.Şti. ile ticari ilişkisi bulunduğunu, söz konusu icra dosyası borçlusuna her hangi bir borcunun bulunmadığını, 3. Haciz ihbarnamesi sonucunda müvekkilinin dosya alacaklısına da borçlu duruma geldiğini, bu sebeple davalılardan icra dosyası alacaklısı … Ve Tic. Ltd.Şti.’ne karşı da müvekkilinin borçlu olmadığının tespitinin istendiğini, müvekkiline tebliğ olunan 89-3 haciz ihbarnamesinin iptalini, müvekkilinin davalılara hiçbir borcunun bulunmadığının tespit edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Mamülleri San. Tic. Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddinin gerektiğini, haciz ihbarnameleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğu, davacı yanca tebligatların usulsüzlüğünden bahisle İcra Hukuk Mahkemesinde açılmış bir davanın bulunmadığını, tebligatların usulsüz olduğu düşünülse dahi, 7201 sayılı Tebligat kanununun 32. maddesine göre, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağını, davacının 1. ve 2. Haciz ihbarnamelerinden 21.02.2013 tarihinde haberdar olduğunu, borçluya güvenerek itiraz etmediğini beyan ettiğini, huzurdaki davada ispat külfeti davacı yanda olduğu, davacının tüm iddialarını yazılı belge ile ispatlamak durumunda olduğunu, … Ltd.Şti. ve diğer borçlu … (206 Catering) bakımından davacıya gönderilmiş olduğu, davacının her iki firmayla ticari ilişkisi bulunduğunu, her iki firmaya da haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği tarihte borcunun bulunduğunu, nitekim haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği tarihten sonra borçlu …’nın …bank A.Ş.’de bulunan hesabına borçlu tarafça bir kısım ödemeler yapılmış olduğu, bir kısım ödemelerin de tahsilat makbuzları ile yapıldığını, bu durumun davacı tarafça sunulan cari hesap dökümlerinden dahi görülmekte olduğunu, şirket yetkilisi olmayan 3. Kişilere yapılan ödemeler borçlu şirketin alacaklarını tasfiye etmeyeceği gibi davacıyı da borçluluktan kurtarmayacağını, dava sırasında tahsilat makbuzları üzerinde yapılacak imza incelenmesinde imzaların yetkisiz kişilerce atılıp, paraların yetkisiz kişilere ödendiğinin ortaya çıkması durumunda davacının tüm paraları haciz sahiplerine ve borçluya ödemek durumunda kalacağını, davanın reddi ile alacak miktarının % 20’sinden aşağı olmamak kaydı ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
Davaya dayanak İstanbul Anadolu (Eski Kadıköy) …. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası içeriğinde davacı …. ve Dış. Tic. A.Ş.’ye birinci haciz ihbarnamesinin 21/01/2013 2. Haciz ihbarnamesinin 21/02/2013 3. Haciz ihbarnamesinin ise 05/04/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın 11/06/2013 tarihinde açıldığını, davacıya yapılan haciz ihbarnamesi tebliği 05/04/2013 tarihi olmakla huzurdaki davanın yasa maddesinde belirtilen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
DOSYA KAPSAMI:
Dosya içerisinde mevcut İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; alacaklı … Un .. Şti, borçlunun … ile …Et ..Şti olduğu, takibin kmabiyo senetlerine dayalı olarak başlatıldığı, davacı şirket adına birinci haciz ihbarnamesi ve ikinci haciz ihabrnamesi yazılı evrakın 21.02.2013’te, yine ikinci haciz ihbarnamesi yazılı evrakın 05.04.2013’te, üçüncü haciz ihbarnamesi yazılı tebligatların 05.04.2013’te ve 29.05.2013’te tebliğ edildiği, tebliğ şerhlerinde “muhattabın adreste olmaması nedneiyle muhattapla birlikte çalıştığını iddia eden …’a tebliğ edildiğinin yazılı olduğu anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ:
Davacı vekil istinaf dilekçesinde özetle; haciz ihabrnamesinin tebliğ tarihinin 29.05.2013 olduğunu, bu durumun Barkod numarasının PTT aracılığıyla sorulanması ile de tespit edilebileceğini, tebligat tarihleri arasında çelişki olması halinde PTT ile yazışma yapılarak da bu husustaki çelişkinin giderilebileceğini, yeterli araştırma yapılmadığını iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; 3.haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 05.04.2013 olduğunu, davanın süreden sonra açıldığını, davanın kabulü halinde dahi davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, bilirkişi raporuna göre borçlunun tebliğ tarihi itibarı ile davacıdan 5020,24TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İstinaf incelemesi HMK’nın 355.maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında yapılan tebligat evraklarının re’sen incelenmesinde; Davalı …’nın dava dilekçesinde yer alan adresine çıkarılan ilk tebligatın iade edildiği, adres araştırmasında kendisine ait yeni adres tespit edilememesi üzerine tespit edilen … olan “…. No:8 İç Kapı:6 Ataşehir/İSTANBUL” adresine TK 21/2 maddesine göre tebliğ yapıldığı, ancak Mernis şerhli ilgili tebligat evrakında salt “Duruşma Zaptı 04/02/2016” şeklindeki evrakın ekli olduğunun yazılı olduğu, adı geçen davalıya dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan diğer tebligatların ise iade edildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın fiziki incelemesi ve UYAP’ta yapılan kontrolünde davalı … adına dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Keza bilirkişi raporunun da duruşma zaptının tebliğ edildiği adrese çıkarıldığı ancak mernis şerhi olmadığından tebligatın iade edilmesi üzerine TK 35’e göre tebliğ yapıldığı, yargılamanın devamındaki tebligatların da TK 35’e göre yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.Davalı …’nın UYAP’ta incelenen Mernis kaydına göre “…No:8 İç Kapı:6 Ataşehir/İSTANBUL” olan …nin halen kayıtlı olduğu görülmektedir.
“Duruşma Zaptı 04/02/2016” ekli olan evraka ilişkin tebliğden sonraki tebligatlarda … olduğuna ilişkin şerhin olmadığı dikkate alındığından Mahkemece “adresten taşındığı” gerekçesi ile tebligatın iade edilmesi üzerine müteakip tebligatların (bilirkişi raporu, HMK 184.maddesine göre sözlü yargılama ihtarı ve gerekçeli karar tebliğinin) TK 21/2’ye göre tebliğin yapılması ve adresin … olduğuna ilişkin meşruhat verilmesi gerekli iken tebligatların doğrudan TK 35’e göre tebliğ edilmesi hatalıdır.İlk derece mahkemesince, davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı, müteakip işlemler usulüne uygun tebliğ edilmeden yargılama yürütülmek suretiyle davalının HMK’nın 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiştir. HMK’nın 353/1.a.maddesinde ilk derece mahkemesi kararlarının usul yönünden incelenmesi düzenlenmiştir. Usuli incelemenin kapsamı HMK’nın 353/1.a.maddesinde altı bent halinde sayılmış ise de; bu sayımın sınırlı olmayıp Yargıtay’ın mutlak temyiz sebebi kabul ettiği tüm konularda (savunma hakkı gibi) bu maddenin uygulanması gereklidir.
Açıklanan nedenle usul hatası içeren ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, usuli şartlar tamamlanmak suretiyle davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2018 gün ve 2014/743 Esas, 2018/412 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince usul yönünden KALDIRILMASINA,
-Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 106,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 204,20 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/09/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.