Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/794 E. 2022/69 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/794 Esas
KARAR NO: 2022/69 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2017/115 E. – 2018/406 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait … markası ile davalı tarafa ait Mektebim ibareli markaların iltibas oluşturması nedeniyle davalı adına tescilli … sayılı “…”, … sayılı “…”, … sayılı “M…”, …”, …sayılı “…”, … sayılı “…”, markasının 35. Sınıf bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 3 harften ve tek heceden oluşan ve Türkçede hiçbir anlam ve karşılığı bulunmayan markasının müvekkilinin markası ile en ufak bir benzerliği olmadığını, müvekkil markasının Atatürk’ün kurucusu olduğu Millet Mekteplerinden geldiğini, 35. sınıf açısından da çok geniş bir faaliyet alanı olduğunu, davacının alanının kamu geneli ve amacı kar elde etmek olduğunu, müvekkilinin ise prestijini korumak amacıyla logosunun basılı olduğu üniformalarını ve bilumum kırtasiye malzemelerini sadece kendi okulu içerisinde ve kendi öğrencilerine temin ettiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18.12.2018 tarihli 2017/115 E. – 2018/406 K. sayılı kararıyla; “…davacı şirket adına kayıtlı “…” esas unsurlu markalar ile, davalı adına tescilli “…” ,”…” , “…”, “… + …” ,” eğitimin yeni yıldızı …” ve “…” karşılaştırıldığında; davacı ve davalı şirketin faaliyet alanlarının ayrı olmaları, davacı markasının üç harfli bir heceden ibaret olup davalı markasının esas unsuru olan “…” kelimesinin müstakil anlamı bulunup şekil itibariyle de , her iki markanın benzer olmadığı, tescilli oldukları aynı sınıflar yönünden dahi hiçbir şekilde benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı markasının esas unsurunun … ibaresi olduğu düşünüldüğünde, karşılaştırılan işaretlerin benzer olduğu sonucuna varıldığını, “…” marka başvurularının gerek müvekkiline ait … markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olması gerekse de, … markasının tanınmış olması ve akla … kalite ve güvenilirliğini getirmesi sebebi ile her iki marka arasında tüketici zihninde bağ kurulacağının açık olduğunu. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 13.11.2003 tarih, E. 2003/4003, K. 2003/10839 sayılı kararında da belirtildiği üzere, ilgili ibareler arasında işitsel ya da görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından “umumi intiba” olmasa bile, halk tarafından iki marka arasında bir ilişki kurulması ve hatta çağrıştırmasının dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edileceğini. Sınai Mülkiyet Kanunun 6/1 maddesi ile nispi ret nedeni olarak getirilen düzenleme kapsamında, önceki markanın benzeri olan işaretlerin, sadece “aynı tür” mal ve hizmetler için değil, farklı sınıf ve alt gruplarda yer almakla beraber “benzer” mal ve hizmetler için de tescil edilemeyeceğini, dava konusu markaların 35. sınıfta mağazacılık hizmetleri bakımından müvekkili şirket ile aynı mal ve hizmetlerde tescilli olduğunu, müvekkilinin … markası için büyük yatırımlar ve tanıtımlar yaparak markayı meşhur ve maruf bir marka haline getirdiğini, bu tanınmışlığın ülke geneline yayılan güçlü bir tanınmışlık olduğunu, TPMK nezdinde …kod numarası ile tanınmış marka olarak tescil edildiğini, müvekkilinin mağazacılık alanında tanınmışlığı nedeniyle dava konusu markaların tescilinin devamına olanak verilmesinin mümkün olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davalı markalarının hükümsüzlüğüne, markaların devrinin önlenmesi için tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; markaların karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde, markaların “Bütünsel” olarak incelemeye alınması gerektiğini, müvekkilinin markasının kelime ve şekil unsurundan oluştuğunu, 35. Sınıf yönünden markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığını, 35. Sınıf yönünden yapılan tescilin nedeninin müvekkili bünyesinde bulunan okullar içerisindeki store mağazalardan kaynaklandığını, müvekkilinin bu mağazalarda kendi marka ve logosunun basılı olduğu okul üniforması, eşofman ve kırtasiye malzemelerinin temin edildiğini, davacı lehine verilen tedbir halen devam ettiğinden yeni bir tedbir talebinde davacının hukuki yararının bulunmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan TPMK kayıtlarından; … sayılı “… + …” ibareli markanın tanınmış marka olarak davacı adına tescilli olduğu, 35. Sınıfta.. unsurlu seri markaların davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. TPMK kayıtlarından hükümsüzlüğü istenen 01’den 45. Sınıf dahil tüm mal ve hizmet sınıflarında kayıtlı … sayılı “…+…l”, …. Sınıflarda kayıtlı … sayılı “…”,…sayılı 16/35/41. Sınıflarda kayıtlı “…”, … sayılı 16/35/41. Sınıflarda kayıtlı “…”, … sayılı 16/35/41. Sınıflarda kayıtlı “…”, … sayılı 16/35/41. Sınıflarda kayıtlı “…”, markalarının davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Marka hükümsüzlüğü talepli davada, mahkemece tarafların faaliyet alanlarının aynı olmadığı, davacı markasının tek heceden oluştuğu, davalı markasının müstakil anlamı bulunduğu, şekil itibarıyla da benzer olmadığı, tescilli oldukları aynı sınıflar yönünden de karıştırılma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı adına … ibareli tescilli 35. Sınıfta seri markaların tescilli olduğu ve davacı… markasının, marketçilik sektöründe tanınmış marka olduğu ve … başvuru numarası ile tanınmış marka sicilinde kayıtlı olduğu, davalının hükümsüzlüğü istenen … unsurlu markalarının, logo ve şekil unsuruyla birlikte tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı … markasının sözcük anlamının bulunmadığı, …markasının okul anlamına gelen, … sözcüğünden türetildiği, okulum anlamına geldiği, görsel ve işitsel olarak taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Her ne kadar tanınmış markaların, tanınmışlığı nedeniyle, hitap ettiği tüketici kitlesi nezdinde karıştırılma ihtimali yada işletmesel bağlantı kurulması ihtimali yüksek ise de, tanınmış markalar yönünden de somut olayın özelliklerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı markasının renk, şekil ve yazım karakteristiği ile de davacı markasından farklılaştığı, ayırt edici olduğu, ortak sınıflar yönünden davacı … markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlanması, tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi yada ayırt edici niteliğinin zedelenmesi ihtimalinin bulunmadığı, tüketici nezdinde işletmesel bağlantı kurulması ihtimalinin de bulunmadığı kanaatiyle, mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde görüldüğünden, davacı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.