Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/754 E. 2021/2078 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/754 Esas
KARAR NO: 2021/2078
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/01/2019
NUMARASI: 2017/465 E. – 2019/65 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/05/2017
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının alacaklısı olduğu Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasında haczederek muhafaza altına aldırdığı menkulleri 04.01.2016 tarihinde, alacaklı ile davacı arasında düzenlenen ücret sözleşmesi ve yediemin teslim zaptı ile malın hacmi ve değerine göre belirlenen günlük 232,50 TL ücretle yediemin deposu işletmekte olan davacıya teslim edildiğini, 18.757,50 TL peşin ödeme yapıldığını, teslim tarihinden takip tarihine kadar geçen 311 günlük sürede birikmiş 72.307,50 TL yediemin ücreti alacağından, peşin ödenen tutarın mahsubundan sonra bakiye 53.550.-TL’nin tahsili istemi ile Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sy. dosyası ile başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının alacaklı olduğu … Ltd.Şti.’ye karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası ile başlattığı takipte Silivri … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyası ile menkulleri haczedilerek şirket yetkilisine yediemin olarak teslim edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine tekrar gidildiğinde işyerinin boşaltıldığını ve bir kısım mahcuzun davacıya ait yedieminlikte olduğu öğrenilerek Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası ile yedieminde bulunan makine ve mallara haciz konulduğunu, mahcuzların davalı tarafından başka yerde haczi yapılarak davacıya teslim edilmiş olmadığını, mahcuzlar için süresinde satış istenilmediğinden kendi hacizlerinin 5.7.2016 tarihinde düştüğünü ve İstanbul … İcra Md.lüğü … E. dosyasından gönderilen 19.10.2016 tarihli yazı ile durumun 2016/1 Tal. sayılı dosyaya bildirildiğini, dolayısıyla davalının yediemin ücreti sorumluluğunun haczin düştüğü 05.07.2016 tarihi itibariyle sona erdiğini, en kötü ihtimalle 19.10.2016 olabileceğini, 311 günlük süre için fazla talepte bulunulduğunu, kaldı ki, Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza edilen Mahcuz Mallar için Alınacak Ücret Tarifesinin tatbiki gerektiğini, tarifede belirtilen limitlere göre hesap yapıldığında peşin ödenen 18.750.-TL’nin yediemin ücretini fazlasıyla karşıladığını, ayrıca BK. 50 gereğince hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.01.2019 tarih ve 2017/465 Esas – 2019/65 Karar sayılı kararıyla; “Taraflar arasındaki saklama sözleşmesi BK’nun 561 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, saklayan/ardiyecinin ücret istemesi olağandır. Taraflar BK genel hükümleri gereğince özgür iradeleri ile ücreti kendileri belirleyebilirler, bu durumda tarafların iradeleri ile belirlenen ücretin esas alınması gerekmektedir ve sözleşme özgürlüğü de bunu gerektirmektedir. Hacizli malların muhafazası ile ilgili özel bir durum söz konusu olup bunların haczedilmesi halinde Adalet Bakanlığı denetiminde olan ardiyelere kaldırılması söz konusudur ve o ardiyelerde saklanan mallarla ilgili Adalet Bakanlığınca depo ve garajlardaki malların muhafazasına dair yönetmelik çıkarılmıştır ve bu yönetmelik gereğince bir ücret tarifesi belirlenmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi taraflar ücreti açıkça karalaştırmamış iseler, bu tarifeye göre ücretin belirlenmesi gerekmektedir. Ancak taraflar sözleşme özgürlüğü içerisinde söz konusu ücreti kararlaştırmış olduğundan davalı tarafın bu yöndeki itirazları da yerinde değildir. Ancak haczedilen malların değeri ile ortaya çıkan yedieminlik ücreti arasında açık bir nispetsizlik bulunması nedeni ile TBK 52 uyarınca hakkaniyet gereği bilirkişi tarafından tespit edilen bedel üzerinden %25 oranında hakkaniyet indirimi yapılmıştır. Mahkememizce tarafların haciz tutanağında kararlaştırılan ücret ve toplam saklama süresi üzerinden yapılan hesaplamada takip konusu yapılan alacağın bulunduğu, bu alacak üzerinden % 25 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak alacağın 40.163,00 TL hesaplandığı buna göre bu kısım üzerinden davalı tarafın itirazının iptaline karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı taraf icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminatı talebi reddolunmuştur. Davanın hakkaniyet indirimi nedeni ile kısmen kabulüne karar verildiğinden davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmemesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde; “Dava konusu alacak sözleşmesel bir alacak olup tazminat olmadığını, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde (Eski BK md 44) bahsedilen indirim ise haksız fiillerden doğan borç ilişkileri için düzenlenmiş tazminatlarla ilgili olduğunu ve dava konusu olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, Haksız fiillere ilişkin bu hükümlerin kıyasen sözleşmesel zararlara da uygulanacağı varsayımında da talebimizin sözleşmesel bir zararın tazmini değil “sözleşmenin bedeli” olması nedeniyle uygulanamayacağını, Benzer sözleşmesel alacak davalarında hakkaniyet indirimi uygulanmış olan birkaç Yargıtay kararı olmakla birlikte yerleşik hale gelen birçok Yargıtay kararında hakkaniyet indirimi uygulanmadığını, ayrıca davalı bir limited şirket olup, akdettiği sözleşmenin bedelinde indirim yapılması basiretli tacir ilkesi gereğince de doğru olmadığını, Yerel Mahkeme kararında hakkaniyet indirimi yapılmasındaki gerekçenin de yerinde olmadığını, zira malların değeri ile dava değeri arasında açık bir nispetsizlik olmadığını (malların değeri 116.250,00 TL iken dava değeri 53.550,00 TL’dir) Saklama sözleşmesindeki günlük ücretin (232,50 TL) malların değeri olan 116.250,00 TL’nin binde 2’si olduğunu, günlük ücretin kesinlikle fahiş olmadığını, tarife uygulanacak olsa bile belirlenecek günlük ücretin aynı olduğunu, bu nedenlerle sözleşmeye dayalı ücretten hakkaniyet indirimi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, Dava konusu sözleşme bedeli oldukça basit dört işlemle hesaplanabilir olduğundan icra inkar tazminatı talebimizin reddinin de hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahcuz malların kendileri tarafından değil, borçlu tarafından davacıya teslim edildiğini, mal kaçırılmasına engel olmak için yediemin hizmet sözleşmesinin davacı ile zorunlu olarak imzalandığını, Hacizli malların satışı için talepte bulunulduğunu, ancak malların devlet teşviki ile alınmış olması nedeniyle satış işleminin gerçekleştirilemediğini, Mahcuz mallar üzerindeki haczin 05.07.2016 tarihinde düştüğünü, ayrıca 12.10.2016 tarihinde mallar üzerindeki muhafaza ve satış talebinden vazgeçtiklerini, talimat icra dosyasına 19.10.2016 tarihinde bildirildiğini, Yediemin ücretinden sorumluluğun haczin düştüğü 05.07.2016 tarihine kadar, en kötü ihtimalle hacizlerin fek edildiği 19.10.2016 tarihine kadar olması gerektiğini, haciz tarihinden fek tarihine kadar geçen sürenin 288 gün olduğunu, oysa davacının 311 günlük ücreti talep ettiğini, Yönetmelik gereğince yedieminlik ücretinin mahcuz malın satış değerinin yüzde 30’unu geçemeyeceğini, satış değerinin on bin TL’nin üzerinde olması halinde ücretin aşan miktarının yüzde 20’sini geçemeyeceğini, Mahcuz malların değerinin 116.250,00 TL olduğu ve davacıya 18.757,50 TL ödeme yapıldığı gözetildiğinde davacıya bakiye borcun bulunmadığını, Mahkemenin yüzde 25 oranındaki hakkaniyet indiriminin düşük olduğunu, ayrıca bilirkişi raporuna yapılan itirazların karşılanmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı yediemin ücret sözleşmesi kapsamında oluşan alacağa dayalı olarak başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, davanın haksız olduğundan bahisle reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “… taraflar arasında saklama sözleşmesi bulunduğu, tarafların sözleşme özgürlüğü gereğince ücreti serbestçe kararlaştırabilecekleri, tarafların ücreti sözleşme ile kararlaştırmış olmaları nedeniyle Adalet Bakanlığı Yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağı, haczedilen malların değeri ile ortaya çıkan yedieminlik ücreti arasında açık bir nispetsizlik bulunması nedeni ile TBK 52 uyarınca hakkaniyet gereği bilirkişi tarafından tespit edilen bedel üzerinden %25 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak alacağın 40.163,00 TL hesaplandığı buna göre bu kısım üzerinden davalı tarafın itirazının iptaline, alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Karara karşı her iki tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu icra takibi “yedieminlik ücret sözleşmesi”ne dayalı olup, sözleşme ve sözleşmeye konu hizmetin davacı tarafından verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Günlük yedieminlik ücretinin sözleşmede 232,50 TL olarak açıkça düzenlenmiş olması nedeniyle, ücretin miktarına ilişkin davalı itirazları yerinde değildir. Mahkemece TBK 52.maddesi uyarınca %25 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış ise de, haczedilen malların değeri ile hesaplanan yediemin ücreti arasında açık bir orantısızlık olması nedeniyle indirimin %30 oranında yapılması daha uygundur. Ayrıca takibe konu alacağın likit olduğu gözetildiğinde kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken mahkemece aksi yönde değerlendirme yapılması hatalı olduğundan, taraf vekillerinin istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3- Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2019 tarih, 2017/465 E. – 2019/65 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Davanın kısmen kabulü ile; Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile bilirkişi tarafından tespit edilen 53.550,00 TL üzerinden haczedilen malların değeri göz önünde bulundurularak TBK 52.maddesi uyarınca %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak 37.485,00 TL üzerinden takip talebinde belirtilen faiz oranları üzerinde takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 5-Esas alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 6-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.560,60 TL harçtan, 914,51 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 267,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.378,34 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 7-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 914,51 TL peşin harç ve icra veznesine yatırılan 267,75 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 136,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 636,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 9-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 10-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.622,75 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 11-İstinaf peşin harcının talepleri halinde davacı ve davalıya iadesine, 12- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 9,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 130,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 45,70 TL posta masrafı olmak üzere toplam 167,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 15-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/12/2021