Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/722 E. 2019/727 K. 05.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/722 Esas
KARAR NO : 2019/727
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2019
NUMARASI : 2019/19 2019/34
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 05/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili, İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/15 D.İş sayılı dosyası ile aralarında karşı taraf faktoring şirketinin de bulunduğu diğer davalılarla birlikte müvekkili aleyhine ihtiyati tedbir talep edildiğini, bunun sonucunda müvekkilinin senede dayalı ödemelerinin hiçbir maddi ve hukuki dayanağının kalmayacağını, bu nedenle ihtiyati tedbir istemek zorunda kaldıklarını, müvekkilinin … A.Ş, … A.Ş ve … A.Ş’nin atanmış müdürü olarak görev yaptığı sırada işyerine 02/08/2018 tarihinde hacze gelindiğini, alacaklının karşı taraf olduğu, borçlunun da dava dışı… A.Ş olduğunu, takibin dayanağının da kambiyo senedi olduğunu, müvekkilinin müdürü olarak görev yaptığı şirketlerin herhangi bir borcunun olmamasına rağmen müvekkilinin dava dışı… şirketinin ortağı olması sebebiyle yapılan istihkaklı haciz işlemine itiraz etmiş ise de, haciz ve muhafaza işlemlerinin devam ettiğini, ancak müvekkilinin müdürü olduğu şirketlerin daha fazla zarara uğramaması için haksız ve ölçüsüz haciz muhafasza baksı altında karşı tarafça düzenlenen adi sözleşmeyi imzalayarak 20.000.000,00 TL tutarında bir borcu üstlenmek durumunda bırakıldığını, ayrıca icra dosyalarının temlik alınması amacıyla noterde temlik sözleşmesi hazırlandığını ve gerçekte mevcut olmayan alacağın karşı tarafça müvekkiline temlik edildiğini, müvekkilinin alelacele hazırlanan sözleşmeyi yapmak, borcu üstlenmek ve 20.000.000,00 TL bedel ile haciz yapılan dosyaları temlik almak zorunda kaldığını, bu temlik soncunda müvekkilinin 2.000.000,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca düzenleme tarihi 06/08/2018 olan her biri 3.600.000,00 TL olan 5 adet bonoyu da karşı tarafa verdiğini, müvekkilinin temlik aldığı icra dosyalarını incelediğinde dava dışı …A.Ş’nin müvekkilinin bilgi izin ve muvafakati dışında çekler düzenlediklerini anladığını, alacağın gerçek bir alacağı yansıtmadığını, icra takibi dosyasında borçlu olan ….Ş’nin karşı tarafa ve diğer cirantalar ile müvekkiline karşı Bakırköy 2.ATM’nin 2019/15 D.iş sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, temlik sözleşmesine konu icra dosyasının dayanağı çeklerin esasen gizlenen ve ifa edilmemiş bir kredi ilişkisine istinaden verildiğini, bu nedenle faktoring işlemlerinin muvazaalı ve hükümsüz olduğunu, karşı tarafın takip borçlusu… A.Ş’den alacağının şüpheli olduğunu,…A.Ş’nin ileri bir şekilde borçlandırılıp salt bu şirketin ortağı olması sebebiyle müvekkiline hacze gelinip müvekkilinin borçlandırılmak istendiğini öğrendiklerini belirterek, talep dilekçesinin 6.sayfasındaki sonuç olarak başlıklı bölümde öncelikle teminatsız olarak, olmadığı takdirde münasip bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilerek 5 adet bononun ödenmesinin ihtiyaten durdurulmasını istemiş, ayrıca talep dilekçesinin 7.sayfasındaki sonuç ve istem bölümünde ise 5 adet bonolardan müvekkilinin maddi imkanları dikkate alınarak şimdilik 06/08/2018 düzenleme, 20/10/2019 vadeli 3.600.000,00 TL tutarlı bononun ödenmesinin ve takibe konulmasının ihtiyaten durdurulmasına, diğer bonolarla ilgili haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkemenin %15 teminat mukabilinde takibin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebileceği, yine icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, İİK’nun 72.maddesinde düzenlenen tedbirlerin açılan dava ile birlikte değerlendirilebilen özel yasa hükmünden kaynaklanan tedbirler olup menfi tespit davası açılmadan bu yasa hükmünden kaynaklanan takibin durdurulması, icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi tedbirlerinin verilmesinin mümkün olmadığı, dava açılmaksızın bu tedbirlere hükmedilemeyeceği gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiş, kararı ihtiyati tedbir talep eden vekili istinaf etmiştir. İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin dava konusu 30/01/2019 vadeli ilk 3.600.000,00 TL’lik senedi ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle telafisi güç zararlara uğradığını, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ticari ihtilaflarda arabuluculuk dava şartı kapsamında gerekli değerlendirmeler yapılmadan ve uygulamada ortaya çıkan telafisi mümkün olmayan durumlar gözetilmeden mahkemenin red kararı verdiğini, icra iflas Kanunun 72.maddesinde istenecek ihtiyati tedbirlerin menfi tespit ve istirdat davası ile birlikte öne sürülmesi gerektiği hususunda herhangi bir yasal düzenleme mevcut olmadığını, ayrıca arabuluculuk sürecinde ihtiyati tedbir istenemeyeceği açık ve tartışmasız iken mahkemenin bu gerekçe ile tedbir talebini reddetmesinin hukuk sisteminde büyük bir yasal boşluk oluşmasına neden olacağını, 6 haftalık arabuluculuk süresinin özel ve acil durumlar dahilinde uzunca bir süre olduğunu, bu süre içinde verilmeyen ihtiyati tedbir kararları nedeniyle uygulamada çok fazla mağduriyet yaşandığını belirtmiş, ayrıca dava talep dilekçesindeki iddialarını aynen tekrar ederek red kararının kaldırılmasını ve öncelikle teminatsız olarak, olmadığı takdirde münasip bir teminat karşılığında bonolarla ilgili ihtiyati tedbir taleplerinin kabulünü istemiştir. Talep dilekçesine ekli olarak sunulan alacağın temliki sözleşmesinin 16/08/2018 tarihinde noterde düzenlendiği, devredenin karşı taraf … A.Ş, DEVİR alanın ihtiyati tedbir isteyen olduğu, devir bedelinin 20.000.000,00 TL olarak belirtildiği, sözleşmeyle devredenin Bakırköy…İcra Müdürlüğünün…, yine Bakır ….İcra Müd….e Bakırköy….İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasındaki alacağının tamamını ferileriyle birlikte devralana 20.000.000,00 TL karşılığında kayıtsız ve şartsız devrettiğini, 2.000.000,00 TL’nin nakden alındığını, bakiye 18.000.000,00 TL için ise 5 adet bono düzenleneceğinin belirtildiği ve her bir bononun 3.600.000,00 TL olup vadelerinin 20/01-20/02-20/03-20/04 ve 20/05/2019 tarihli oldukları görülmüştür. Talep dilekçesine ekli olarak sunulan adi yazılı alacağın temliki ve borç tasfiyesi protokolü başlıklı sözleşmenin taraflar arasında 06/08/2018 tarihinde düzenlendiği, protokolün konusunun faktoring sözleşmesinden kaynaklanan ve borçluları … A.Ş, .i … A.Ş, …, …ve …, alacaklısı ise .. faktoring AŞ olan ve yukarıda belirtilen icra dosyasındaki alacakların temliki olduğu görülmüştür. Talep dilekçesine ekli bono fotokopilerinin incelenmesinde; düzenleme tarihinin 06/08/2018 olduğu, vade tarihlerinin ise 20/01-20/02-20/03-20/04 ve 20/05/2019 tarihli oldukları, her birinin 3.600.000,00 TL bedelli olup keşidecisinin ihtiyati tedbir talep eden, lehtarın ise karşı taraf olduğu, ihdas sebebinin yazılı olmadığı görülmüştür. Karşı tarafça Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasında düzenlenen haciz tutanağının 04/08/2018 tarihli olup borçluların … A.Ş, … A.Ş, … …, alacaklısı ise … AŞ olduğu, haciz mahallinde … vekilinin borçla alakaları olmadığı yolunda beyanda bulunduğu, daha sonra alacaklı vekilinin muhafaza talebinden vazgeçtiği, haczedilen malların yediemin olarak bırakılmasını, istihkak iddialarını kabul etmediklerini beyan ettikleri görülmüştür.
GEREKÇE:
Talep, ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Mahkemece, İİK’nun 72.maddesindeki tedbirlerin açılan menfi tespit davasında verilebileceği şeklindeki bir gerekçeye yer verilmiş ise de, ihtiyati tedbir isteyenin talep ettiği tedbirler dava açılmadan da değişik iş dosyası üzerinden talep edilebilecek, ihtiyati tedbir dosyalarında da şartları varsa verilebilir. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olmamakla birlikte somut olay bakımından haciz tutanağı içeriği, alacağın temliki ve borç tasfiyesi protokolü ile noterde düzenlenen alacağın temliki sözleşmesi içeriği ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, HMK’nun 389 vd. maddeleri uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmış olup ilk derece mahkemesi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu görülmekle ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.05/04/2019