Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/72 E. 2021/1814 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/72 Esas
KARAR NO: 2021/1814
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2016
NUMARASI: 2015/240 2016/1193
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ve davalı … A.Ş arasında 07/11/2008 tarihinde akdolunan gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesi ile davalının inşaat ruhsatlarına uygun olarak inşa etme hakkına sahip olduğunu, Kocaeli İzmit … Mah. … ada … parsel nolu taşınmaz üzerinde … olarak bilinin sitede yer alan … Blk. … nolu 77 m2 brüt alanlı konut davacıya satıldığını, sözleşme konusu dairenin satış bedelinin toplam 70.000,00 TL olup, bu bedelin davacı tarafından davalı şirkete 38 adet bono senedi ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu bono senetlerinden 10/11/2008 tarihinde 10.000,00 TL, 17/11/2008 tarihinde 10.000,00 TL, 05/12/2008 tarihinde 1388,00 TL, 05/01/2009 tarihinde 1388,00 TL, 05/02/2009 tarihinde 1388,00 TL, 05/03/2009 tarihinde 1388,00 TL, 05/04/2009 tarihinde 1388,00 TL, 05/05/2009 tarihinde 1388,00 TL, 05/06/2009 tarihinde 1388,00 TL olmak üzere toplam 9 adet bono karşılığı 29.176,00 TL ödendiğini, müvekkili davacıya satılan taşınmazın en geç Aralık 2010 tarihinde teslim edilmesi gerekirken daire sayısı ve kurulacağı alan itibari ile çok büyük bir proje olan … ile ilgili davalı tarafından hiçbir inşaat faaliyetinin başlamadığını, davalı şirket ile taşınmazların yapılacağı arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri tarafından feshedildiğini, müvekkili davacının edimlerini yerine getirdiği halde, davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini, davacı tarafından davalı ile akdolunan sözleşme gereğince düzenlenen 40.252,00 TL bedelli olan toplam 40.252,00 TL bedelli bono senedinin diğer davalı … Bankası A.Ş’nin Kocaeli şubesine ciro edildiğini, davalı şirketin sözleşmeye konu daireyi yapmasının ve süresinde teslim etmesinin imkansız hale gelmesinden dolayı taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshine, davacı tarafından davalıya ödenen 29.716,00 TL’nin reel değerinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, geriye kalan toplam bedeli 40.252,00 TL olan 29 adet bono senedinden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; davaya konu senetlerin müvekkili bankaya, diğer davalı şirket tarafından kullanılan kredilerin teminatı olarak temlik cirosu ile devredildiğini, bu sebeple davacı ile davalı … A.Ş arasındaki hukuki ihtilaflar üçüncü kişi konumundaki müvekkili bankaya bağlamayacağını bildirerek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.02.2016 tarih ve 2015/240 Esas – 2016/1193 Karar sayılı kararıyla; “Davacının tefrik edilen dosya davalısı … A.Ş.’ne verdiği senetlerin bedelsiz kaldığı, ancak dava dışı şirketin davacıdan aldığı senetleri kredi teminatı olarak davalı bankaya verdiği, davalı bankanın kredi teminatı olarak senet almasının hayatın olağan akışına uygun ve kredi kurumlarınca sıklıkla başvurulan bir teminat olduğu, bir kredi kurumu olan davalının, kullandırılan kredi teminatı kapsamında, … şirketinden ciro ile aldığı senetleri davacının zararına olarak kötüniyetli şekilde ele geçirildiğinin ıspatının davacıda olduğu, toplanan delillerden davalının kötü niyetli hamil olduğunu tevsik eden bir delilin elde edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davaya konu bonoların davacı tarafından taşınmaz satım sözleşmesi kapsamında dava dışı … şirketine verildiği, ancak bu şirket tarafından inşaata başlanmadığını ve ifanın imkansız hale geldiğini, Dava dışı şirketin bonoları temlik cirosuyla davalı bankaya devrettiğini, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine göre bu temlikin geçersiz olduğunu,” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: İnş. Müh. Bilirkişisi 16/06/2014 tarihli raporu; (Davacı … ve davalı … A.Ş, arasında 07.11.2008 tarihinde imzalanan “… Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesi” uyarınca, davalı … A.Ş. tarafından yaptırılacak olan “…” projesine hiç başlanmadığını, temelinin dahi atılmamış olduğunu, bu projede inşaat tamamlanma oranının %0 olduğunu, sözleşmenin fiilen ve hukuken ifasının imkansız olduğunu belirtmiştir.)
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Davanın açıldığı Kocaeli (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.12.2014 tarih ve 2009/226 Esas – 2014/929 Karar sayılı kararıyla; davalı … A.Ş. Yönünden davanın tefrikine, davalı banka yönünden ise görevsizlik kararı verilerek dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı, davaya konu bonoların taşınmaz satım sözleşmesi kapsamında dava dışı (davası teftik edilen davalı) … şirketine verildiğini, bu şirket tarafından davalı bankaya bonoların temlik cirosu ile devredildiğini, ancak taşınmaz yapımının gerçekleşmediğini ve sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini, bu nedenle taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshine, davacı tarafından davalıya … şirketine ödenen 29.716,00 TL’nin reel değerinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, toplam bedeli 40.252,00 TL olan 29 adet bono senedinden davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı banka vekili, davaya konu bonoların diğer davalı şirket tarafından kullanılan kredilerin teminatı olarak temlik cirosu ile kendilerine devredildiğini, davacı ile davalı … A.Ş arasındaki hukuki ihtilafların üçüncü kişi konumundaki müvekkili bankaya bağlamayacağını bildirerek, davanın reddini talep etmiştir. Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.02.2016 tarih ve 2015/240 Esas – 2016/1193 Karar sayılı kararıyla; “Davacının tefrik edilen dosya davalısı … A.Ş.’ne verdiği senetlerin bedelsiz kaldığı, ancak dava dışı şirketin davacıdan aldığı senetleri kredi teminatı olarak davalı bankaya verdiği, davalı bankanın … şirketinden ciro ile aldığı senetleri davacının zararına olarak kötüniyetli şekilde ele geçirildiğinin ispatının davacıda olduğu, toplanan delillerden davalının kötü niyetli hamil olduğunu tevsik eden bir delilin elde edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın tüketici mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, tüketicilerin harçtan muaf olması nedeniyle davacı taraftan harcın alınmadığı, görevsizlik kararı verilmesi üzerine davanın asliye ticaret mahkemesinde devam ettiği, davacının artık harçtan muaf olmadığı gözetilerek dava değeri üzerinden harcın tamamlatılması gerekirken, harç ikmali yapılmadan davaya devam edilmesi usule aykırı olduğundan, sair yönlerden inceleme yapılmaksızın ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2016 tarih, 2015/240 esas, 2016/1193 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde dava değeri üzerinden harcın tamamlatılarak davaya devam edilip bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 77,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 175,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/10/2021