Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/669 E. 2021/2149 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/669 Esas
KARAR NO: 2021/2149 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2018
NUMARASI: 2017/211 E., 2018/355 K.
ASIL DOSYADA VE BİRLEŞEN 2017/597 ESAS SAYILI DOSYADA
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dosyada davacı … vekili; müvekkilinin senaristlerinden biri olduğu … isimli TV dizisini müvekkilinin yazılı muvafakatı olmaksızın davalının yurt dışında pazarladığını, konuyla ilgili olarak müvekkilinin Bakırköy 1. FSHHM’nin 2011/327 E.sayılı dosyasında açtığı davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, ancak o davada dava tarihi olan 02/08/2011 tarihine kadar olan satışlar için inceleme yapıldığını, huzurdaki davada ise bu tarihten sonra olan dönem için yapılacak satışların bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesini ve şimdilik olmak kaydıyla 1.000 TL ile yurt içi tekrar yayınlardan dolayı 1.000 TL olmak üzere toplam 2.000 TL belirsiz alacağın gerçek bedel tespit edildikten sonra bu bedelin FSEK 68.maddesi uyarınca üç katı oranında tazminata dava tarihinden itibaren yürütülecek faiziyle karar verilmesini istemiştir. Asıl dosyada davalı … vekili; davacının … isimli TV dizisinin senaristlerinden biri olduğunu, davacının davasına dayanak yaptığı kararın kesinleşmediğini, davanın yapımcı şirkete ihbar edilmesini istediklerini, davacının senaristlik yaptığı süre boyunca hiçbir şekilde kendisine yapılan telif ödemelerini itirazsız şekilde kabul etmesine rağmen mali hakları devretmediği iddiasıyla dava açmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile yapımcı şirket arasındaki yapım sözleşmesinde yapımcının mali hakları müvekkiline devredeceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin de bu sözleşmeden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Birleşen 2017/597 Esas sayılı dosyada davacı … vekili; müvekkilinin senaristlerinden biri olduğu … isimli TV dizisini müvekkilinin yazılı muvafakatı olmaksızın davalının yurt dışında pazarladığını, konuyla ilgili olarak müvekkilinin Bakırköy 1. FSHHM’nin 2011/327 E.sayılı dosyasında açtığı davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, ancak o davada dava tarihi olan 02/08/2011 tarihine kadar olan satışlar için inceleme yapıldığını, huzurdaki davada ise bu tarihten sonra olan dönem için yapılacak satışların bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesini ve şimdilik olmak kaydıyla 1.000 TL ile yurt içi tekrar yayınlardan dolayı 1.000 TL olmak üzere toplam 2.000 TL belirsiz alacağın gerçek bedel tespit edildikten sonra bu bedelin FSEK 68.maddesi uyarınca üç katı oranında tazminata dava tarihinden itibaren yürütülecek faiziyle karar verilmesini istemiştir. Birleşen 2017/597 Esas sayılı dosyalarda davalı … TV vekili; davacının … isimli TV dizisinin senaristlerinden biri olduğunu, davacının davasına dayanak yaptığı kararın kesinleşmediğini, davanın yapımcı şirkete ihbar edilmesini istediklerini, davacının senaristlik yaptığı süre boyunca hiçbir şekilde kendisine yapılan telif ödemelerini itirazsız şekilde kabul etmesine rağmen mali hakları devretmediği iddiasıyla dava açmasının kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile yapımcı şirket arasındaki yapım sözleşmesinde yapımcının mali hakları müvekkiline devredeceğinin düzenlendiğini, müvekkilinin de bu sözleşmeden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; “davacı … ve … dizi film içinde senaryo yazarı olarak belirleme yapıldığı, bu nedenle FSEK kapsamında eser sahibi konumunda olup, … yönünden bu konuda senaryo danışmanlığı dışında bir kayıt olmadığından davacılardan … ve …’nun eser sahipliği kabul edilmiş olup, her ne kadar davalı taraf dava dışı yapımcı şirketle dizinin yurt içi ve yurtdışı satışı konusunda anlaştığını beyan etmiş ise de, davacılarla yapılmış olan bir sözleşme ve hakların devredildiğine ilişkin bir sözleşme ibraz edilmemiş bu nedenle davacı tarafların eser sahipleri oldukları dizinin yurtdışına satışından dolayı hak sahibi oldukları, ıslah talebi de nazara alınarak davacı …’ in rayiç bedele göre hesap edilen telif bedelinin 7.100,00 TL, davacı … için 2.995,00 TL rayiç telif hakkı bedeli alacağı kabul edilerek, davanın kabulü gerektiği ” gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kabulü ile, davacı … için 2.995,00 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2017/597 Esas dosya yönünden davanın kabulü ile, davacı … için 7.100,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, kararı asıl ve birleşen dosyaların davalısı vekili istinaf etmiştir. Asıl ve birleşen 2017/597 Esas sayılı dosyalarda davalı … TV vekili istinafında; gerekçeli kararda … isimli dizinin yurt içinde tekrar yayınlarından dolayı istenen alacak yönünden herhangi bir hüküm bulunmadığını, mahkemenin bu talebi reddetmesi gerekirken davanın kabulüne karar verdiğini, alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki deliller davacının bu taleplerini ispatlayamadığını ortaya koyduğunu, davanın yapımcı şirkete ihbarı talebinin değerlendirilmediğini, dizinin yapımcılığını üstlenen … Ltd. Şti.ile müvekkili arasında 19/07/2007 tarihli yapım sözleşmesi imzalandığını, adı geçen bu şirketin sözleşmeden kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerini … Ltd. Şti.’ne devrettiğini, yapım sözleşmesinde senarist dahil tüm eser sahiplerinden haklarının müvekkili tarafından kullanılmasından dolayı yapımcının her türlü hukuki ve cezai sorumluluğu üstlendiğini, bu düzenleme uyarınca mahkemenin delil listelerinde yer alan mali hak devir sözleşmelerini dosyaya celp etmesi gerektiğini, davacıların senaristlik yaptığı süre boyunca hiçbir şekilde kendisine yapılan telif ödemelerini itirazsız şekilde kabul etmesine rağmen mali hakları devretmediği iddiasıyla dava açmasının kötü niyetli olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıların dayandıkları Bakırköy 1. FSHHM’nin 2011/327 E.sayılı dosyasında verilen kararın değerlendirmeye alınmadığını, o davada hükmedilen tutarla bu davada hesaplanmış tutarların aynı olup olmadığının tartışılmadığını bildirmiştir. Bakırköy 1 FSHHM’nin 2011/327 E.- 2013/356 K.sayılı dosyasının incelenmesinde; davacıların …, … ve …, davalının ise … AŞ.olduğu, davanın … Ltd. Şti.’ne ihbar edildiği, davacıların … isimli TV dizisinin senaristleri olduğunu, yurt içinde … isimli TV kanalında yapılan yayınlar için senaryo ücreti aldıklarını, ancak yurt dışında yapılan satışlar nedeniyle telif bedeli ödenmediğini, FSEK’in 69/a maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL tazminatın istenildiği, yargılama sonunda davacı … hakkındaki davanın eser sahibi olmadığından reddine, diğer davacıların açtığı davanın ise kabulüyle, … için 9.215 TL, … için ise 3.881 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verildiği, kararın davalı vekilince temyiz edildiği, Yargıtay 11. HD.tarafından 02/06/2014 tarihinde onandığı, karar düzeltme isteminin de aynı Daire tarafından miktar yönünden reddedildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda; “davacının dava dışı … ile birlikte FSEK m.11’deki karine çerçevesinde isimlerinin yer aldığı bölümlerin senaryo yazarı olmaları sebebiyle FSEK m.8/3 hükmü gereğince “eser sahibi” oldukları, davalının, davacıdan dizinin yurt dışına satılmasına dair mali hakkı devraldığını ispat edememesi sebebiyle dizinin yurt dışına satılması halinde eser sahibi olan senaristlerden biri olan davacıya telif bedeli ödemekle yükümlü olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı tarafından dava konusu dizinin yurtdışı satışından elde edilen miktarın toplamda 389.700,29-TL -TL olarak tespit edildiği. davacının talep edebileceği telif bedelinin 2.995,97-TL olabileceği, ancak davacının FSEK m.68 çerçevesinde 3 katı tutarında tazminat taleplerinin yerinde olmadığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan11/07/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; ” asıl dava yönünden kök rapordaki değerlendirmelerinin aynen geçerli olduğu, birleşen dava yönünden; davacının dava dışı senaryo yazarları ile birlikte FSEK m.11’deki karine çerçevesinde isimlerinin yer aldığı bölümlerin senaryo yazarı olmaları sebebiyle FSEK m.8/3 hükmü gereğince “eser sahibi” oldukları, davalının, davacıdan dizinin yurt dışına satılmasına dair mali hakkı devraldığını ispat edememesi sebebiyle dizinin yurt dışına satılması halinde eser sahibi olan senaristlerden biri olan davacıya telif bedeli ödemekle yükümlü olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı tarafından dava konusu dizinin yurtdışı satışından elde edilen miktarın toplamda 389.700,29-TL olarak tespit edildiği, davacının talep edebileceği telif bedelinin 7.112,57-TL olabileceği, ancak davacının FSEK m.68 çerçevesinde 3 katı tutarında tazminat taleplerinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, davacıların eser sahibi olduğu … isimli TV dizisinin yurt içi tekrar yayınlar ile yurt dışı satışları nedeniyle alacak talebine ilişkindir. Gerek asıl davada gerekse birleşen davada, davacı taraf ayrı ayrı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL yurt içi tekrar yayınlardan, 1.000 TL’de yurt dışı satışlardan dolayı alacak talep etmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi sonunda asıl davada davacı …’nun yurt dışı satışlar nedeniyle 2.995 TL, birleşen davada davacı …’in ise 7.100 TL isteyebileceği yolunda görüş bildirdiği görülmüştür. Taraflar arasında daha önceden Bakırköy 1. FSHHM’nin 2011/327 E. – 2013/356 K.sayılı dosyasında yurt dışı satışlar nedeniyle tazminat talep edildiği, mahkemenin de bu talebi kabul ettiği, kararın da Yargıtay tarafından onandığı anlaşılmıştır. Asıl ve birleşen davanın davacıları bahse konu davanın açıldığı tarih olan 02/08/2011 tarihinden itibaren huzurdaki davaların açıldığı tarihe kadar olan dönem için tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı tarafın davanın yapımcı şirkete ihbarı taleplerinin değerlendirilmediğine yönelik istinaf talebi sonuca etkili görülmediğinden yerinde değildir. Ayrıca davalı tarafın, sözleşmeden doğan tüm hak ve yükümlülüklerini … Ltd. Şti.’ne devrettiğine dair istinaf sebebi de kendi aralarındaki iç ilişki mahiyetinde olup davalının davacılara karşı sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından yerinde görülmemiştir. Davacıların kötü niyetli olduğu yolundaki istinaf sebebi de yerinde değildir. Davacıların dayanmış oldukları dava dosyasındaki hesaplamaların aynı olup olmadığının tartışılmamasının usule aykırı olduğu şeklindeki istinaf talebi de dava konusu taleplerin dönemleri farklı olduğu için yerinde görülmemiştir. Ne var ki, hem asıl davada hem de birleşen davada davacılar hem yurt içi tekrar yayınlar nedeniyle hem de yurt dışı satışlar nedeniyle tazminat talep etmişlerdir. Yapılan bilirkişi incelemesi davacıların yurt dışı satışlardan dolayı isteyebileceği tutarı hesaplamıştır. Islah dilekçesi içeriği dikkate alındığında yurt dışı satışlar nedeniyle oluşan alacak konusunda ıslah yapıldığı anlaşılmıştır. Yurt içi tekrar yayınlar nedeniyle istenilen 1.000’er TL tutar davacı tarafça ispat edilememiştir. Mahkemece her iki davadaki yurt içi tekrar yayınlar nedeniyle talep edilen alacak konusunda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi usule aykırı olup bu yönden asıl ve birleşen davanın davalı vekilinin istinaf talebi yerindedir. Hal böyle olunca asıl ve birleşen davaların davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü kısmen reddi gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: Asıl ve birleşen davaların davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 27/11/2018 tarihli 2017/211 E. – 2018/355 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, a-ASIL DAVADA Yurt içi tekrar yayınlar nedeniyle açılan davanın REDDİNE, Yurt dışı satışlar nedeniyle açılan davanın KABULÜNE, 2.995,00 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b-BİRLEŞEN DAVADA Yurt içi tekrar yayınlar nedeniyle açılan davanın REDDİNE, Yurt dışı satışlar nedeniyle açılan davanın KABULÜNE, 7.100,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-İlk derece yargılaması yönünden;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 204,59 TL ilam harcından, 34,16 TL peşin harç ve 105,00 TL ıslah harcının mahsubu ile, 65,43 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline, b-Davacı tarafından yatırılan 34,16 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, c-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 2.995,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen miktar yönünden hesaplanan, 1.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e-Davacı tarafından yapılan başvuru harcı 27,70 TL, vekalet harcı 4,10 TL, 245,00 TL tebligat-tezkere, 105,00 TL ıslah harcı ve 2.300,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.681,80 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak 2.010,55 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN: a- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan, 485,00 TL ilam harcından, 34,16 TL peşin harcın mahsubu ile, 450,84 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline, b-Davacı tarafından yatırılan 34,16 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, c-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan, 3.145,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen miktar yönünden hesaplanan, 1.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 vekalet harcı ile 120,00 TL tebligat-tezkere gideri olmak üzere toplam 156,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak 136,82 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 3-İstinaf yargılaması yönünden; a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 44,40 TL ve 301,00 TL olmak üzere toplam 345,40 TL istinaf harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan (121,30 X 2) 242,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 172,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 414,60 TL’nin, asıl ve birleşen dosya davacılarından müştereken ve müteselsilen tahsiliyle asıl ve ve birleşen dosya davalısına verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 22/12/2021