Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/645 E. 2019/745 K. 05.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/645 Esas
KARAR NO : 2019/745
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/406 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … SİGORTA’nın 2007 yılında kurulduğunu, 2015 yılından itibaren ülkemizde pek uygulaması olmayan katılım sigortacılığı alanında faaliyet göstermeye başladığını, … nolu, … no’lu ve … no’lu markalarının tescilli olduğunu, …. no’lu markasını 36. sınıfta tescili için başvurduklarını, fakat davalı tarafın yayına itirazı üzerine başvuruların reddedildiğini, … markasını sigortacılık alanında ilk ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getirenin müvekkili şirket olduğunu, davalı tarafın sigortacılık alanında hizmet vermemesine rağmen bu alanında marka tescili yapmasının kötüniyetli olduğunu, davalıya ait markaların 36. sınıf yönünden kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlük kılınması gerektiğini, hükümsüzlük talebi baki kalmak kaydıyla davalının 36. sınıfta tescilli olmasına rağmen kullanmadığı… nolu markasının kullanmama nedeniyle 36. sınıfta yer alan hizmetler bakımından kısmen hükümsüz kılınması gerektiğini, açıklanan nedenlerle, öncelikle davalı tarafın markalarından doğan haklarını müvekkili aleyhine kullanması ve işlem yapmaması adına tedbir kararı verilmesini, devamında davalı adına tescilli … ve …nolu markaların hükümsüz kılınmasını talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 18.10.2018 tarihli dilekçesinde ise; huzurda görülen davada davalıya ait markaların dava sonuna kadar 3.kişilere devrinin önlenmesi ve dahi davacının marka hakkından doğan hakların dava süresince müvekkiline karşı ileri sürülememesi yönünde tedbir kararı verilmesi talep edildiğini, 16.10.2018 tarihinde tebliğ alınan tensip tutanağında davalı markalarının devrinin önlenmesine yönelik karar verilmişse de davalı adına -şu an için- tescilli olan markalardan doğan hakların müvekkiline karşı ileri sürülememesi yönünde tedbir kararı verilmesi talepleri hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığını belirterek, işbu nedenle davalarında hükümsüzlük ve iptal talepleri de yer aldığından, davalının şu aşamada tescilli olan dava konusu markalarından doğan haklarını müvekkiline karşı ileri sürmemesi için bu yönde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/11/2018 tarihli kararıyla; ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile tedbir talep edenler tarafından karar tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde 30.000,00 tl teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu mahkememize depo edildiğinde;davalının … tescil numaralı “… tesis yönetim”, … tescil numaralı “… türkiye”, … tescil numaralı “… holding” ve … numaralı “… koleji bir doğa nesli yetişiyor …” markalarından doğan haklarını dava sonuçlanıncaya kadar davacıya karşı kullanmasının tedbiren durdurulmasına” karar verilmiştir.Davalı vekilinin 06/12/2018 tarihli dilekçesi ile; verilen ihtiyati tedbir kararının hukuka açıkça aykırı olup verilen tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, zira dava konusu bulunan müvekkiline ait “… Holding”, “…Tesis Yönetimi” ve “…=…” markasının davacıya karşı kullanımının tedbiren durdurulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek, dava dilekçesine karşı cevap verme hakkı saklı tutularak öncelikle usul ve yasaya aykırı bulunan tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 15/01/2019 tarihli kararıyla; davaya konu markaların davalı adına tescilli markalar olduğu, davacıya ait … numaralı “…+Şekil”,…. numaralı “Y…+Şekil”, 2016 … numaral…a Sigorta” markalarının sigorta hizmetlerini kapsayan 36. Sınıfta tescilli oldukları, davacının “…” esas unsurlu tescilli markalarını sigortacılık hizmetlerinde kullanmasına engel bir durumun bulunmadığı, davalının markalarından kaynaklanan haklarını davacıya karşı kullanmasının önlenmesi halinde mülkiyet hakkından kaynaklanan haklarının kullanılmasının önlenmiş olacağı, mülkiyet hakkını kısıtlar şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, ancak davaya konu markaların yargılama sırasında 3. kişilere devri halinde davacının hakkını elde etmesinin güçleşebileceği gerekçesiyle Davalıya ait dava konusu markaların dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine,mahkemenin 14.11.2018 tarihli, “davalının dava konusu markalardan kaynaklanan haklarını davacıya karşı kullanmaması” yönünde verilen ihtiyati tedbire yapılan itirazın kabulüne, bu ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar vermiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; mahkemenin davalının itirazları arasında yer almayan gerekçe ile hüküm kurduğunu,davacının markasının 41. Sınıfta eğitim hizmetleri bakımından tanınmış olduğunu ve davanın kötüniyetle açıldığını, müvekkilinin 96 markayı davalıya devrettiğini, bu nedenle tedbirin de kaldırılması gerektiğini ileri sürdüğünü, mahkemenin taleple bağlı kalması gerekirken davalının mülkiyet hakkına dayalı gerekçe ileri sürdüğünü,
-Hükümsüzlük kararının geriye etkili olduğunu,müvekkiline karşı ileri sürülmesi halinde müvekkilinin buyuk zararlarının doğacağını,müvekkilinin “… ” markasını sigortacılık vb. Hizmetlerde kendi sektöründe ilk kullanan maruf hale getiren olduğunu,36. Sınıfta gerçek hak sahibi olduğunu,
-Davalının eğitim alanında hizmet vermek üzere kurulduğunu, 36. Sınıfta yeralan hizmetler bakımından faaliyet gösteremeyecek olmasına rağmen (gerekli ruhsata sahip olmadığından) “…” markasını yedeklemek amacıyla tescil ettirdiğini ve kötüniyetli olduğunu,
-30.000TL teminat yatırdıklarını davanın reddedilmesi halinde dahi davacının zarara uğramayacağını,
-Mahkemenin müvekkilinin “…” esas unsurlu tescilli markalarını sigortacılık hizmetlerinde kullanmasına engel bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle kaldırmışsa da, davalının müvekkilinin “…” esas unsurlu yeni marka başvurularına itiraz ettiğini, markasının serilerini kullanmasına, markasını geliştirilmesine, seri hale getirmesine engel olduğunu, tedbir kararının kaldırılması halinde bu zararlarının artarak devam edeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekilinin istinafa cevabında; davacının sunduğu delillerin 2014 tarihinden itibaren kullanıma ilişkin deliller olduğunu,müvekkiline ait ilk marka başvuru tarihinin 2010 yılı olduğunu,davacının 2013 yılında kurulduğunu ve markasının 2013 yılından beri kullanıldığını, beyan ettiğini,gerçek hak sahipliğinin uygulanamayacağını,
-Müvekkiline ait markaların 36.sınıfta “sigorta hizmetleri” dışındaki alt sınıflarda ve 36. Sınıf dışında başkaca emtia ve hizmetler açısından tescilli olduğunu, davacının davasında iddialarını aşar şekilde geniş manada marka hakkını kısıtlayıcı şekilde tedbir kararının yerinde olmadığını,
-Davanın kötüniyetle açıldığını,davacının markayı devreden şirketin ticari/idari ortağı olduğunu, şirketler arasında organik yapı bulunduğunu,başka bir şirkete devrettiği markanın hükümsüzlüğünü talep etmesinin iyiniyetli olmadığını,
-Müvekkilinin marka tescilinin 18/02/2013 tarihli olup, dava tarihinde 5 yıl geçtiğinden gerçek hak sahipliğinin ileri sürülemeyeceğini beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E :
Davacı vekilinin, dava dilekçesinde, … sayılı davalı markasının kullanmama nedeniyle 36.sınıfta yer alan hizmetler bakımından, kısmen iptaline ve kullanmama nedeniyle iptal taleplerinin kabul edilmemesi halinde 2010/28470 sayılı marka ile … sayılı markaların önceye dayalı hak sahipliği ve kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğünü talep ettiği, ilk derece mahkemesinin 14.11.2018 tarihli kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebini kabul ettiği, devrinin önlenmesi yönünde tescil kayıtlarına tedbir konulmasına ve davalı tarafın davaya konu markalarından kaynaklanan haklarının davacı tarafa karşı kullanmaması yönünden tedbir kararı verdiği, davalı tarafın itirazı üzerine 15.01.2019 tarihli kararıyla, tescil kaydına konulan tedbire itirazın reddine, markadan kaynaklanan hakların davacıya karşı kullanılmaması yönünde verilen tedbir kararını kaldırılmasına karar verdiği, davacı vekilinin istinaf talebinde bulunduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere, davacı tarafın sigorta hizmetleri sınıfında 36.sınıfta tescilli markalarının bulunduğu ve davalı markalarının davacının tescilli markalarını sigortacılık hizmetlerinde kullanmasını engellemediği, davacı yönünden 6100 Sayılı HMK 389/1 maddesinde düzenlenen, ihtiyati tedbirin şartlarından “gecikme nedeniyle sakınca yahut ciddi bir zarar doğması” ihtimalinin gerçekleşmediği, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, tedbir talebine gerekçe olarak: “yeni marka başvurularına itiraz edilmemesi, marka serilerini kullanmasını, markasını geliştirmesini ve seri hale getirmesini, engellediğini” göstermişse de, tedbir talebinin gerekçesinin de yerinde olmadığı, gözönüne alınarak, ilk derece mahkemesinin tedbir red kararının yerinde olduğuna, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/04/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.