Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/638 E. 2021/2154 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/638 Esas
KARAR N : 2021/2154 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2018
NUMARASI: 2017/538 E., 2018/383 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin perakende sektöründe önemli bir yeri olan …, …, …, …, … gibi dünyaca ünlü markaların distiribütörlüğünü ve mağazalarında perakende satışını yaptığını, müvekkilinin Lacoste ürünlerinin distiribütörlük faaliyetlerini 23 yıldır sürdürmekte olduğunu, müvekkilinin … mağaza konseptini geliştirerek bu markayı adına tescil ettirdiğini, bu mağaza konseptinde tüketicilerin tek bir mağazada birden fazla markaya ulaşabilmesinin amaçlandığını, bu şekilde Türkiye’de 27 adet mağazalarının olduğunu, davalının ise müvekkiline ait bu markayı kendi adına tescil ettirip kötü niyetli ve haksız olarak birebir kullanmakta olduğunu, davalının ticaret sicil kaydına göre faaliyet konusunun gözlükçülük ve saatçilik olduğunu belirterek davalı adına tescilli … tescil numaralı “…” markasının bütünüyle hükümsüzlüğüne ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının iddialarının dayanaksız olduğunu, müvekkilinin markası ile davacı markalarının mal ve hizmet sınıflarının farklı olduğunu, müvekkilinin markasının 9.sınıfın tamamında özellikle de “gözlükler, güneş gözlükleri,lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları, aksesuarları sınıfında tescilli iken davacının benzerlik iddiasında bulunduğu markalarının ise 2, 3, 25 ve 35.sınıflarda tescilli olduğu, davacı markasının tanınmış marka olmadığı, taraf markalarının birbirlerine benzemediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; “taraf markalarının aynı sözcük ibarelerini içerdikleri, tek farkın …harfinin davacı markasında büyük harfle yazılmış olduğu, davacının markasının tescilli olduğu 35.08.hizmeti bakımından gözlükler, güneş gözlükleri,lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları, aksesuarları, sporcu gözlüğü gibi mallarda tescilli olduğu, davalının markasının ise 9.sınıfta gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları, aksesuarları mallarında tescilli olduğu, markalar arasında iltibas bulunduğu, davacıya ait markaların ortak olarak tescilli olduğu ve kullanıldığı asli hizmetin 35,06.sınıf kapsamında “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan, satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog vb.diğer yöntemlerle sağlanabilir)” olduğu, yani mağazacılık hizmetlerine özgülendiği, mağazada satışa arz edilen mallar ile davacının markasının kapsamında yer alan gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları şeklinde ifade edilen mal grubunun birbirini tamamlayan mallar olduğu, dolayısıyla aralarında bağlantı kurulması ihtimalinin bulunduğu, davalı markasının ayırt ediciliğinin bulunmadığı, davalının markasının tescil edildiği tarih itibariyle davacı markasının tanınmış olmadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı adına … no ile tescilli … ibareli markanın 9.sınıfta yer alan gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları, aksesuarları emtia sınıf yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, diğer sınıflar yönündeki hükümsüzlük isteminin reddine, lararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve marka kurumuna gönderilmesine karar verilmiş, karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinafında; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş ve davalının kötü niyetli olarak markayı tescil ettirdiğini, bu nedenle tüm emtialar yönünden hükümsüzlük kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin markasının tanınmış marka olup davalı markasının tüm emtialar yönünden hükümsüz kılınmaması nedeniyle ayırt edicilik karakterinin zedeleneceğini, kaldı ki 11/04/2018 tarihli raporda davacı markası hakkında markanın ayırt ediciliği yüksek olduğunun belirtildiğini, davalının ürün grubu ile zincir mağazalar çağrışımı yaptığını, 01/08/2018 tarihli raporda ise tanınmışlık kriteri incelenirken sektörel tanınmışlığın arandığının izah edildiğini, ancak müvekkilinin ilgili sektördeki tanınmışlığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmediğini, oysa müvekkilinin ilgili sektörde tanınmışlığı konusunda şüphe bulunmadığını, davalının kötü niyetli hareket ettiğini, … markasının süper adım olarak Türkçe’ye çevrilebileceğini, buna göre ayakkabıyı çağrıştıran bir markanın gözlük ve saat alanında kullanıldığını, bu durumun da tek gayesinin müvekkilinin tanınmışlığından yararlanmak olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili istinafında; müvekkilinin optik cam ve gözlük çerçevesi ithalat ihracat satışı ile iştigal ettiğini, ülke içinde 912 satış noktasında faaliyette bulunduğunu ve dava konusu markayı tescil ettirdiğini, müvekkilinin dava konusu markanın bir devamı olarak … numaralı “…” markasının tescili için müracaat ettiğini, davacının itiraz ettiğini, müvekkilinin TPMK YİDK’nun … numaralı kararıyla müvekkilinin Markalar Dairesi’nin kararına itirazının reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilince Ankara 4. FSHHM’nin 2018/304 E.sayılı dosyasıyla YİDK kararının iptali için dava açtıklarını, davacının çeşitli markalara ait ayakkabıları mağazalarında sattığını, optik ve gözlük sınıfında faaliyet göstermediğini, davacı markasının tanınmış marka olmadığını, davacının kendisine ait olmayan markaların ayakkabılarını satması davacıyı tanınmış bir marka sahibi haline getirmeyeceğini, ayrıca … nezdinde yapılan araştırmada “…” ibaresinin ilki 1984 yılında tescil edilmekle, birçok dava dışı …firma adına tescilli olduğunu, dolayısıyla davacının böyle bir ibareyi icat etmesinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin bu markayı kelime manasıyla hiçbir ilgisi bulunmayan gözlükçülük sektöründe tescil ettirerek daha üstün ayırt edici karaktere sahip bir marka tescili yaptığını, gözlük emtiası ile ayakkabı emtiasının aynı mağaza içinde satılmasının … Sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun uyarınca imkansız olduğunu, dolayısıyla ilgi kurulamayacağını, mahkemenin bilirkişi heyetine gözlük ve optik konusunda uzman bilirkişi dahil etmemesi sebebiyle bilirkişi incelemesinin eksik kaldığını, davacının 35.sınıfta tescilli bulunmasının davacıya tüm sınıflar yönünden hükümsüzlük talep etme hakkı vermediğini, yine s…markasının farklı sınıflarla farklı kişiler adına tescil edilmesinde SMK uyarınca herhangi bir engel bulunmadığını, müvekkilinin sponsorluk ve reklam faaliyetleri ile yaygın ticareti sonucunda “…” ibareli markaya gözlük ve optik sektöründe bilinirlik ve ayırt edicilik kazandırdığını, müvekkilinin …. markasını gözlük emtiası üzerinde etkin ve yaygın biçimde kullanması nedeniyle gerçek hak sahibi olduğunu, dolayısıyla davacının aradan uzun bir süre geçtikten sonra hükümsüzlük davası açmasının kötü niyetli olduğunu, davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, davacının mağazacılık hizmetlerini kapsayan tek tescilli markasının … numaralı olduğunu, oysa müvekkilinin gözlük emtiası yönünden daha önceden beri bu markayı fiilen kullandığını, dolayısıyla davacının 35.sınıftaki tescilinin kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile İstanbul’da faaliyet gösteren davacının basiretli bir tacir olarak müvekkilinden haberdar olmadığını ileri sürmesinin mümkün olmadığını, buna göre kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının gözlük vb.emtialar yönünden hak sahibi olduğu kabul edilse dahi, davacının uzun bir süre bekleyip müvekkilinin çok ciddi yatırımlar yapmasından sonra hükümsüzlük davası açmasının TMK 2.maddesine aykırı olduğunu, zımmi muvafakat bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemizde beklediği sırada davalı vekilleri tarafından 26/10/2019 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderilen aynı tarihli ek istinaf beyanında; taraflar arasında görülen “…” ibareli markalar ile ilgili Ankara 4. FSHHM’nin 2018/304 E.sayılı dosyasında alınan 30/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının 35.sınıfta tescili bulunmakla geriye kalan 34 sınıftaki emtia ve hizmetler yönünden hak sahibi olamayacağı, dolayısıyla karıştırma olasılığının bulunmadığı tespitine yer verildiğini, bu durumda mahkemece alınan bilirkişi raporuyla Ankara 4. FSHHM’nin 2018/304 E.sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu arasında çelişki meydana geldiğini, bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, ayrıca Yargıtay 11. HD’nin 2015/11817 E. – 2016/5411 K.sayılı ilamının da dikkate alınması gerektiğini beyan etmiş, beyan dilekçesi ekinde Ankara 4. FSHHM’nin 2018/304 E.sayılı dosyasına sunulduğu belirtilen raporun sunulduğu görülmüştür. TPMK’dan celp edilen kayıtların incelenmesinde; davacının … nolu “…” ibareli markasının ..,…,..,sınıf için 11.5.2015 tarihinden itibaren tescil edildiği, davacının … nolu “…” şekil ibareli markasının ..,,…,sınıf için 16.9.2011 tarihinden itibaren tescil edildiği, davacının … nolu “…” ibareli markasının …,,…,sınıf için 14.12.2013 tarihinden itibaren tescil edildiği, davacının 2011/110727 nolu “…” ibareli markasının …,sınıf için 15.12.2011 tarihinden itibaren tescil edildiği, görülmüştür. TPMK’dan celp edilen kayıtların incelenmesinde; davalı adına tescilli “…” markasının 2016/09174 no ile 09. sınıf için 3.2.2016 tarihinden itibaren tescil edildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 11/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının asli ibaresi “…” ibareli markasının TPMK nezdinde tanınmış markalardan olmadığı, ancak ayırt edici gücü yüksek marka olduğu, davacı markaları ilc davalı markasının ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğu, davacı markasının (…) emtiaları incelendiğinde, davalıya ait 2016/09174 dosya numaralı “…” ibareli markanın 09. Sınıf kapsamında bulunan Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. emtialarında (35. Sınıf hizmet sektörü) davacı adına daha önceden tescil edildiği, davalı tarafın birçok marka seçme özgürlüğü varken davacı markasına yanaştırma yapmak suretiyle, davacının ayırt edici gücü yüksek markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini seçip davacının hizmet sınıfı kapsamında (…) tescilli emtiasında, tescile konu etmesinin kötü niyetle hareket olduğu, davaya konu 2016/09174 dosya numaralı “…” ibareli markanın 09. Sınıf kapsamında bulunan Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları. bakımında kısmi hükümsüzlüğünün yerinde olacağı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 01/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “davacı adına TPMK nezdinde tescilmiş olan 16/09/2011 tarihli … tescil no’lu … (25,35), 15/12/2011 tarihli … tescil no’lu …(35), 14/12/2013 tarihli … tescil no’lu … (25,35), 11/05/2015 tarihli 11/05/2015 tarihli ve … tescil no’lu (02, 03,05, 35) markalarının davalı markasının tescil edilmiş olduğu 03/02/2016 tarihinde tanınmış marka vasfına sahip olmadığı, davalı adına TPMK nezdinde 2016/09174 sayılı … markası ile davacı adına TPMK nezdinde tescilmiş olan 16/09/2011 tarihli … tescil no’lu … (25,35), 15/12/2011 tarihli … tescil no’lu … (35), … tarihli … tescil no’lu … (25,35), 11/05/2015 tarihli 11/05/2015 tarihli ve … tescil no’lu (02, 03, 05, 35) … markalarının işitsel ve görsel bakımından “…”| olduğu, davacının markalarının tescilli olduğu 35. sınıf kapsamında vermiş olduğu mağazacılık faaliyeti (farklı markalı malların sergilenip, satışa sunulması, gözlük de tescil kapsamında) ile davalının marka kapsamında yer alan Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları” üzerinde ürün benzerliğinin bulunduğu ve bu durumun tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verebileceği, bu kapsamda dava konusu davalı tarafa ait müseccel markanın “Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesiarları.” bakımından hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, ancak davacı markalarının zarar göreceğine ilişkin herhangi somut bir olgunun bulunmadığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.Davalı adına tescilli dava konusu … tescil numaralı markanın 9.sınıfta tescilli olduğu, davacı adına tescilli … nolu “…” ibareli markasının 2.,3.,5.,35. sınıflar için 11.5.2015 tarihinden itibaren, … nolu “…” şekil ibareli markasının 25.,35. sınıflar için 16.9.2011 tarihinden itibaren, 2013/102214 nolu “…” ibareli markasının 25.,35. sınıflar için 14.12.2013 tarihinden itibaren, … nolu “…” ibareli markasının 35.sınıf için 15.12.2011 tarihinden itibaren tescil edildiği gelen belgelerden anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporları içeriğinden de anlaşılacağı üzere taraf markalarının işitsel, görsel ve fonetik açıdan ayırt edilemeyecek düzeyde benzer oldukları, davacıya ait markaların ortak olarak 35.sınıfta tescilinin bulunduğu, davalının markasının ise 9.sınıfta “Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları.” emtiasında tescilli olduğu, davacının ise müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri yönünden ise tescilinin bulunduğu, buna göre mağazada satışa arz edilen mallar ile davacının tescili markası kapsamında yer alan “Gözlükler, güneş gözlükleri, lensler ve bunların kutuları, kılıfları, parçaları ve aksesuarları.” şeklinde ifade edilen mal grubunun birbirini tamamlayan mallar olduğu, dolayısıyla taraf markaları arasında bağlantı kurulması ihtimalinin bulunduğu, davalı markasının bu haliyle ayırt edicilik niteliğini taşımadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Davalı vekilince 26/10/2019 tarihinde sunulan ek istinaf beyanı ise istinaf süresinden sonra verildiğinden Dairemizce değerlendirmeye alınmamıştır. Davacı vekilinin istinaf talebinin değerlendirmesine gelince; davacının markalarının tescil tarihi itibariyle tanınmış olmadığı ve davalının tescilinde kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamadığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde taraf vekillerinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Taraf vekillerinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, İstinaf kanun yolun yoluna başvuran davacı yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf kanun yolun yoluna başvuran davalı yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, -İstinaf yargılama giderlerinin takdiren harcama yapan taraflar üzerinde bırakılmasına,İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/12/2021