Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/624 E. 2020/726 K. 20.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/624 Esas
KARAR NO : 2020/726 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI : 2018/422 E. – 2018/1078 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 20/03/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09/10/2012 tarihinde …. San. Tic. A.Ş. ile İstanbul ili, … ilçesi, … mahallesi, … parsel, … ada, …blok, 1 numaralı bağımsız bölümü satın almak amacıyla sözleşme imzaladığını, sözleşme eki olarak senetler düzenlendiğini, müvekkilinin bu sözleşmenin feshi ve sözleşmeden kaynaklanan tüm senetlerin iptali için … A.Ş.aleyhine İstanbul 7. Tüketici Mahkemesinin 2013/716 E. sayılı dosyası ile dava açtığını, mahkemenin 2014/746 sayılı kararıyla, satış vaadi sözleşmesinin feshi ile bu sözleşmenin eki niteliğindeki tüm senetlerin iptaline, bu senetler yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verdiğini, mahkeme kararının 10/11/2015 tarihinde kesinleştiğini, ancak senetlerin kötü niyetli olarak davalı … A.Ş.’ ye ciro edilip teslim edildiğini, davalı şirket tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin borcu olmadığı halde iptal edilmiş senetler için toplamda 43.654,72 TL ödediğini, dava konusu senetlerin hem nama hem de emre yazılı olduğunu, bu senetlerin Tüketici Kanunu gereği geçersiz olduğunu beyanla müvekkilinin senetler gereğince davalıya borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline, ödenen 43.654,72 TL’nin dava tarihinden itibaren başlamak üzere değişen oranlarda yasal faizi ile tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili yanıt dilekçesi ile icra takibine konu edilen bonolarda müvekkili şirketin yasal hamil olduğunu, bu nedenle davacının lehtara karşı ileri sürebileceği def’ileri müvekkili şirkete karşı ileri süremeyeceğini, söz konusu mahkeme kararının ancak davacı ile dava dışı şirket arasında bir hüküm doğurabileceğini, müvekkili şirketin dava konusu senedi yasal ciro silsilesi içerisinde dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ den alacaklarına karşı aldığını ve iyi niyetli olduğunu beyanla davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 14. Asliye Ticaret mahkemesi’nin 13/11/2018 tarihli 2018/422 Esas- 2018/1078 Karar sayılı kararıyla; “gerek senetlerin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Yasanın, gerek dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa’nın, 6762 ve 6102 sayılı Yasanın açık hükmüne rağmen, senetlerin tüketici yönünden geçersiz olduğunu düzenlemesi, Yasanın amacı ve düzenleniş biçimi hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava dayanağı senetlerin davacı için davacı yönünden geçersiz olduğu, bu senetlerin sözleşme kapsamında tanzim edildiğinin Mahkeme kararı ile sabit olduğu, sözleşme kapsamında Yasaya aykırı olarak düzenlenen senetleri ciro yolu ile devralan hamile karşı da bu hususun dermeyan edilebileceği” gerekçesiyle; davanın kabulü ile 43.654,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin iyi niyetli hamil olduğunu, senetlerin geçersiz olup olmadığını, nama yazılması gereken senetlerden olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, bonolarda müvekkilinin yasal hamil olduğunu, davacının lehtara karşı ileri sürebileceği defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, müvekkilinin senetleri ….Ltd.Şti.’den alacaklarına karşı aldığını ve iyiniyetli olduğunu, davacının lehtara karşı ileri sürebileceği defileri 6102 Sayılı TTK 778 yollamasıyla aynı kanunun 678. Maddesi gereğince iyiniyetli hamil olan müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini Yargıtay HGK’nun 21/05/2014 tarihli 2014/12-404 Esas-2014/683 Karar sayılı kararı ( aynı mahiyette 05/03/2015 tarihli 2013/12-1286 Esas-2014/207 Karar sayılı kararı,aynı mahiyette 05/03/2014 tarihli 2013/12-1514 Esas-2014/208 Karar sayılı kararları ) dikkate alındığında mahkemenin gerekçesinin ve hükme dayanak yapılan 13. Hukuk Dairesi’nin kararlarının usul ve yasaya uygun olmadığının görüleceğini, mahkeme kararı doğru kabul edilirse ticari hayatta herkesin almış olduğu bono ve çeki araştırmak zorunda kalacağını, beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.Bakırköy ….İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı ….şirketi aleyhine, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan takip olup, takip dayanağı 09/10/2012 tanzim ve 20/02/2014, 20/03/2014, 20/04/2014, 20/05/2014, 20/06/2014, 20/07/2014, 20/08/2014, 20/09/2014, 20/10/2014, 20/11/2014 vade tarihli her biri 3.075 TL bedelli 10 adet kambiyo senetlerinde davacının keşideci, …San.ve Tic.AŞ’nin lehtar olduğu, davacı borçlunun, ihtirazi kayıtlara, kapak hesabına göre dosya borcunu ödediği anlaşılmıştır. İstanbul 7.Tüketici Mahkemesinin 2013/716 esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde, dosyamız davacısı tarafından, senet lehtarı dava dışı … İnşaat şirketi aleyhine, açılan menfi tespit davası olduğu, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshi talebinin kabulüne, takip dayanağı bonoların da içinde bulunduğu senetler nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. İcra dosyası içerisinde bulunan Bakırköy 7.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 04/12/2015 tarihli 2015/602 Esas-2015/259 Karar sayılı kararıyla ; senetler nama düzenlenmediği için kambiyo senedi niteliğine sahip olmadıklarından İİK 170/1-a-2 maddesi gereğince alacaklının kambiyo hukukuna dayalı takip hakkına sahip olmadığı , bu hususun resen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün….Esas sayılı takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E : Menfi tespit ve istirdat talepli davada; uyuşmazlık, davacı tarafça tüketici senedi olduğu ancak nama yazılı olarak düzenlenmemesi nedeniyle 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 6/A maddesi gereğince geçersiz olduğu ileri sürülen senetlerin geçersizliğinin, davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğinden kaynaklanmıştır.Davacı vekili; İstanbul 7.Tüketici Mahkemesinin 2013/716 esas- 2014/746 Karar sayılı14/01/2015 tarihinde kesinleşen kararıyla ,Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe konu senetlerinde içinde bulunduğu senetler nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine ve senetlerin iptaline karar verildiğini, senetlerde “….SAN. VE TİC. A.AŞ. veyahut emrühavalesine ” yazıldığını, senetlerin hem emre, hem de nama yazılı olduğunu, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 6/A maddesi gereğince geçersiz olduğunu beyanla senetler nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini , senetlerin iptalini ve ödediği 43.654,72 TL’nın istirdatına karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin, senedin kambiyo senedi olduğunu, nama yazılı düzenlenmediğini, senet üzerinde tüketici senedi olduğuna dair bir ibare bulunmadığını, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, senetlerin tüketici senedi olduğunu ve geçersiz olduğunu bilemeyeceğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. İstanbul 7.Tüketici Mahkemesinin 2013/716 esas- 2014/746 Karar sayılı dosyada davacı borçlu tarafından dava dışı … İnşaat şirketine dava açıldığı, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekli senet listesinden, senetlerin taşınmazın taksitli satışı nedeniyle verildiği, taşınmazın devrinin yapılmadığı, sözleşmenin mahkemece feshine ve nama düzenlenmeyen senetlerin geçersizliğinin tespitine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, davaya konu bonoların incelenmesinde no kısmında bonoların 17, 18, 19, 20 vd. sayılarının bulunduğu, söz konusu bonoların lehdara seri olarak verildiği ve yine bono metninin yan tarafında “T…” yazılarının yer aldığı, bu durumda söz konusu bonoların 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 6/A maddesinde öngörülen tüketici tarafından verilen bonolar olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davalının söz konusu bonoların Tüketici Kanunu kapsamında düzenlendiğini bildiği, iyiniyet iddiasında bulunamayacağı ( bkz.Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2019 Tarihli 2018/4096 Esas-2019/2338 Karar sayılı emsal kararı ) anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin davanın kabulü kararı sonuç itibarıyla doğru ise de kararın gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile 43.654,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,2-Kararın gerekçesi Dairemizce düzeltilmekle; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2018 tarihli, 2018/422 Esas – 2018/1078 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın KABULÜ ile 43.654,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İlk derece yargılaması yönünden;-Alınması gerekli 2982,00 TL harçtan peşin alınan 745,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.236,48 TL kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ile 754,52 TL peşin harcın ve davacı tarafından karşılanan 110,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 5.151,94 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, -Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının iadesine,4-İstinaf yargılaması yönünden;-Alınması gereken 2.982,00TL nispi harçtan, peşin alınan 750,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.232,00TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 28,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/03/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.