Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/599 E. 2021/2183 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/599 Esas
KARAR NO: 2021/2183 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2018
NUMARASI: 2018/147 E. – 2018/379 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde: Müvekkili Vakıf adına …, …, …, …, …, …, … sayılı tescilli markaların bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirketle herhangi bir ilişkisi bulunmadığı gibi markanın bu şirket tarafından kullanımına da muvafakati bulunmadığını, davalı şirkete ait www…com.tr uzantılı internet sitesinde yer alan müvekkilinin marka haklarının davalı şirketçe ihlal edildiğini, davalı şirketin müvekkiline ait … numaralı “…” ibareli markayı kendi internet sitesinde halen kullandığını, bu nedenlerle davalı tarafından müvekkilinin … numaralı “…” tescilli markasından doğan haklarına tecavüz teşkil edip etmediğinin tespitini, markaya tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulması ve ortadan kaldırılmasını, davalıya ait www…com.tr adresinde yer alan marka kullanımına son verilmesini, maddi tazminata ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL manevi, tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde: müvekkilinin bu cümleyi kurumsal internet sayfasının açıklamalar kısmında 2009 yılından itibaren kullandığını, marka olarak düşünmediğinden adına tescil ettirmediğini, müvekkilinin bahse konu cümleyi kullanım hakkı önceliğinin olduğunu, müvekkil şirketi tarafından kullanılan internet sitesinde davadan haberdar olunur olunmaz davaya konu cümlenin kaldırıldığını, davanın konusuz kaldığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, davacı vakfa ait … cümlesi marka olamayacağı için bu şekildeki tescilin, bir çok sektör için kullanılabilecek genel bir ibareyi, hukuka aykırı bir şekilde marka olarak tescilini sağlayan ve haksız kazanç elde etmeye çalışan davacı vakfın taleplerinin reddini, söz konusu … sayılı marka tescilinin iptalini, müvekkilinin, haksız hiçbir eyleminin bulunmaması ve müvekkili kurumun internet sitesinin kurumsal kısmından bu ibarenin kaldırılmış olması dikkate alınarak konusuz kalan davanın reddini, talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/03/2018 tarihli 2018/147 Esas-2018/379 Karar sayılı kararıyla; “dosyaya sunulan 26/03/2018 tarihli Noter e-tespit tutanağı da dikkate alındığında, davalı tarafından hastane internet sitesinde kullanıldığının anlaşıldığı, 6769 Sayılı SMK’nın 30. Maddesine göre, marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7. Maddede belirtilen biçimlerde kullanmanın marka tecavüzü olarak nitelendirildiği, dosyaya sunulan deliller, davalının beyanları dikkate alındığında, dava tarihi itibariyle davanın koşulları değerlendirildiğinde, davacının TPMK’da tescilli “…” ibareli markasının davalının web sitesinde kullanımı suretiyle markaya tecavüz edildiğinin tespiti ile, ancak söz konusu tecavüzün ref’i bakımından internet sitesinden bu ibarenin kaldırıldığı dikkate alındığında, tecavüzün giderilmesi ve durdurulması bakımından davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve manevi tazminat yönünden ise davacı taraf yönünden söz konusu ibarenin ilgililer nezdinde bilinirliği dikkate alındığında, davalı tarafından haksız rekabet teşkil edecek şekilde izinsiz kullanımın, davacı taraf yönünden manevi hakkın ihlali niteliğinden söz konusu ibarenin internet sitesi yolu ile piyasaya sunuluş şekli, tarafların dosyaya yansıyan deliller ve davalının ticari konumu hakkaniyet gereği 2.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine ve hükmün ilanına karar vermek gerektiği” gerekçesiyle; ” Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, -Davacının TPMK da tescilli markasına davalının web sitesinde kullanımı sebebi ile markaya tecavüzün tespitine, -Markaya tecavüz fiillerinin durdurulması ve ortadan kaldırılması talepleri yönünden konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, -Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin uyuşmazlığa konu “…” ibaresinin, kurumsal internet sayfasının açıklamalar kısmının misyon ve vizyon kısmında 2009 yılından itibaren, kurum ile ilgili açıklamalarda yer aldığını, bu ibareyi marka olarak düşünmediği için tescil ettirmediğini, marka olarak düşünseydi daha önce tescil ettirebileceğini, kullanmakla öncelik hakkına sahip olduğunu, bu ibarenin marka olarak tescil ettirildiğini dava açılınca öğrendiklerini, davacının kötüniyetli olduğunu, haberdar olur olmaz da ilk duruşmadan önce internet sitesinden kaldırdıklarını, davanın konusuz kaldığını, bu ibareyi marka olarak kullanmadıklarını ve ticari çıkarlarının bulunmadığını, bu ibarenin genel geçer, herkes tarafından kullanılabilecek/kullanılan bir ifade olduğunu, bu ibarenin marka olarak tescil edilemeyeceğini, markanın mutlak ret sebeplerinin bulunduğunu, dava dilekçesindeki beyanları kabul etmediklerini, müvekkilinin Malatya’da itibar edilen, prestij sahibi bir özel sağlık kurumu olduğunu, mahkemece gerekçesiz ve mesnetsiz olarak kabul edilen manevi tazminatın reddi gerektiğini, davacı lehine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin de yersiz olduğunu, ayrıca hükmün 8. Bendinde de hatalı olarak “vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesi” şeklinde karar verilmesi gerekirken, “davalıdan alınarak davacıya verilmesi” şeklinde yazıldığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, konusuz kalan davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, 2017/10146 sayılı ve “…” ibareli markanın, 41 ve 44. Sınıflarda 06/02/2017 tarihinden itibaren, … sayılı ve “…” ibareli markanın 44. Sınıfta 06/02/2017 tarihinden itibaren, … başvuru numaralı “…” ibareli markanın, 41. Sınıfta 12/10/2009 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde sunulan Bakırköy … Noterliği’nin 26/03/2018 tarihli … yevmiye numaralı E-Tespit tutanağından, …’ne ait internet sitesi web sayfası görüntüsünde, “Kurumsal” başlığı altında; “Kendimizi adadığımız işin insanlık için anlamını, önemini, kutsallığını asla unutmamak. Bölgemizdeki en iyi sağlık hastanesine sahip olmak ve öyle tanınmak. Akademik birikimlerimizi gelecek nesillere taşıyan, önde gelen tıp merkezleri ile işbirliği içinde uzmanlık eğitimi veren, tıp bilim ve sanatının zirvede uygulandığı akademik bir kurum olmak. “En yüce değer bilgi, en üstün hizmet insana hizmettir” inanç ve anlayışı bizim için bir yaşam felsefesi ve tarzıdır. Bu inanç ve anlayışla bütün insanlığı kucaklayan bir sağlık kompleksi ile Malatya ve yakın illerde önde gelen bir referans merkezi olmak” şeklinde kullanıldığı görülmüştür.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün tespiti, meni, ref’i ve manevi tazminat talepli davada,markaya tecavüzün tespitine, tecavüzün durdurulması ve ref talepleri konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin 2.000 TL’lık kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı Vakfın sağlık alanında eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunmak amacıyla kurulduğu, davalının ise Malatya’da “…” isimli bir özel hastane işlettiği ve internet sitesi web sayfasında kurumsal başlığı altında “…” ibaresini kullandığı sabittir. Davalı tarafça bu ibarelerin herkesin kullanımına açık ve herkes tarafından kullanılan, marka olarak tescil ettirilemeyecek ibarelerden olduğu ileri sürülmüşse de, davanın markaya tecavüz iddiasından kaynaklandığı , bu ibarenin davacı tarafça 41. ve 44. Sınıflarda 06/02/2017 tarihinden itibaren marka olarak tescil ettirildiği ve koruma altında olduğu sabittir. Davalı tarafça davacı markasının tescilli olduğu 44. Sınıfta “Tıbbi hizmetler” alt sınıfında, tanıtımını yapmak üzere slogan olarak kullanıldığı anlaşılıyorsa da, davalı tarafça bu ibarenin internet sitesinde 2009 yılından itibaren kullanıldığı ve öncelik hakkına sahip olduğu ileri sürülmüştür. Davacı markasının 44. Sınıfta tescil başvuru tarihi 06/02/2017 tarihi olup, davalının öncelik savunması davanın sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan, mahkemece davalı savunması üzerinde durulmaması yerinde değildir. Davalı vekili cevap dilekçesinde bu ibarenin 2009 yılından beri internet sitesinde, açıklamalar kısmında misyon ve vizyon kısmında yer aldığını ileri sürdüğünden, mahkemece bilişim uzmanı bilirkişiden, davalı internet sitesi archive kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, bu ibarenin internet sitesinde hangi tarihten itibaren kullanıldığı incelenerek, davalı savunması üzerinde durularak, davalının slogan niteliğindeki bu ibare üzerinde öncelik hakkının bulunup bulunmadığının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında belirtildiği şekilde yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 22/11/2018 tarihli 2018/147 E. – 2018/379 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın Dairemizin kararında belirtildiği şekilde yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 43,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/12/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.