Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/588 E. 2021/2086 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/588 Esas
KARAR NO: 2021/2086
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2018
NUMARASI: 2017/623 E. – 2018/1151 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine konu 50.000,00 TL bedelli, 23/11/2015 keşide tarihli ve 23/12/2015 vade tarihli senedin haksız şekilde davalı eline geçtiğini ve takip başlattığını, takip konusu senet için borçlu olmadıklarının tespitine, takibin durdurulmasına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili için 29/05/2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının takibe konu bonoyu müvekkilinin hile ile elde ettiğini ileri sürdüğünü, takip başlatılana kadar davacı tarafından müvekkili tarafından hile ile elde edildiğini iddia ettiği bono hakkında herhangi bir şikayet veya suç duyurusunda bulunulmadığını, herhangi bir yasal işlem başlatılmadığını, müvekkili alacağının tahsili için kanuni yollara bavurduğunda huzurdaki davanın ikame edilmesinin alacağı sürüncemede bırakmaya yönelik olduğun ileri sürerek dava konu icra takibine konu bono nedeniyle davacının borçlu olduğunun tespitine, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.11.2018 tarih ve 2017/623 Esas – 2018/1151 Karar sayılı kararıyla; “…kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü davalı olan alacaklıdadır. Ancak bu kuralın bazı istisnaları bulunmaktadır. Menfi tespit davasında takibe konu kambiyo senedinin bedelsizliğini ileri süren davacı olan borçlu bu iddiasını ispat ile mükelleftir. Somut olayda takibe konu bononun davacı iradesinin fesada uğratılarak tanzim edildiği, hile ile düzenlendiği iddiaları ispat edilemediğinden sübut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Taraflar arasında malen ve de nakden her hangi bir hukuki ilişki olmadığını, davalının davacıyı kandırarak dava konusu olan bu boş senedi hile yolu ile imzalattığını, Davacının davalı alacaklıyla borçlanma ilişkisi olmadığından davacının borçlanma iradesinin de olmadığını, taraflar arasında hukuki ilişki olmadığından ispat yükünün davalı alacaklıda olduğunu, Hile unsuruna dayanılması nedeniyle bu hile olgusunun tanıkla ispatının mümkün olduğunu, mahkemece tüm tanıkların dinlenmediğini, ayrıca dinlenen tanıkların davacının akrabası olması nedeniyle bu tanıkların beyanlarına da itibar edilmediğini, İspat yükü kendisine düşen davalının dosyaya hiç bir delil sunmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, taraflar arasında malen ve de nakden her hangi bir hukuki ilişki olmadığını, davalının davacıyı kandırarak dava konusu olan bu boş senedi hile yolu ile imzalattığını beyan ederek menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, davacı iddialarının doğru olmadığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… takibe konu kambiyo senedinin bedelsizliğini ileri süren davacı olan borçlu bu iddiasını ispat ile mükelleftir. Somut olayda takibe konu bononun davacı iradesinin fesada uğratılarak tanzim edildiği, hile ile düzenlendiği iddiaları ispat edilemediğinden sübut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, takibe konu bononun kendisine hile yolu ile imzalatıldığını, davalıya hiçbir borcunun bulunmadığı iddiası ile menfi tespit davasını açmıştır. Davacının şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada (İstanbul C.Başsavcılığı’nın 2017/102543 Sor. Sayılı dosya) davalının vermiş olduğu 09.05.2018 tarihli ifadesinde “Davacıya 50.000,00 TL borç para verdiğini, bononun buna ilişkin olarak alındığını.” beyan ettiği; bonoda “malen” kaydı olduğu gözetildiğinde davalının bu beyanının bononun ihdas nedeninin talili anlamına geldiği ve ispat yükünün davalıya geçtiği gözetilmeksizin, davacının davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece davalıya ispat olanağı tanınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan şekilde karar verilmesi usule aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinafının kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2018 tarih, 2017/623 E. – 2018/1151 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 37,63 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 158,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/12/2021