Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/554 E. 2021/2165 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/554 Esas
KARAR NO: 2021/2165 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2018
NUMARASI: 2017/117 E. – 2018/318 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2005 yılından beri su arıtım sistemleri ve mühendislik alanlarında faaliyet gösterdiğini, … numaralı “…” markasının da sahibi olduğunu, söz konusu markanın 11 ve 42.sınıflarda tescil edildiğini, davalının ise “…” markasını tüm tanıtım vasıtalarında kullandığını, bu kullanımın müvekkilinin tescilli markası ile iltibas oluşturduğunu, davalıya bu yönde Bakırköy …Noterliğinin 27.05.2016 tarihli ihtarnamesini keşide ettiklerini, ancak davalının ihtarnameye rağmen haksız kullanıma devam ettiğini, ayrıca ihalelere girerek haksız kazanç elde ettiğini belirterek, davalının davacıya ait markaya tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduklarının tespitine, davalı adına tescilli marka bulunmadığının tespitine, marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturan eylemlerin önlenmesine, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak üzere Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde 1/8 gazete tek sayfası ebadında ve bir kez ilanına, maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; 6769 sayılı SMK’nun 4.maddesi gereğince müvekkiline ait tescilli bir marka olmaması sebebiyle marka hakkına tecavüz fiilinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin yasanın öngördüğü şekilde ticaret unvanını tescil ettirerek 2014 yılından beri kullandığını, bu kullanımın davacının marka hakkına tecavüz teşkil etmediğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13.11.2018 tarihli 2017/117 E. – 2018/318 K. sayılı kararıyla; “… her iki tarafın ticaret unvanının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, diğer ek unsurların tanımlayıcı nitelikte olmaları nedeniyle ayırt edici olmadıkları, davacı adına tescilli markanın da esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğunun tespit edildiği, ticaret unvanının tacirin, ticari işletmesine ilişkin işlemleri yaparken ve bu işlemlerle ilgili senet ve diğer evrakları imzalarken kullandığı ad olup, ticaret unvanının işlevi, ticari işletmenin sahibi olan tacirin diğer tacirlerden ayırt edilmesini sağladığı, markanın ise, taciri ya da ticari işletmeyi değil, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmek için kullanıldığı, markanın fonksiyonunun, tümüyle ticari işletmenin ürettiği, pazarladığı mal veya hizmetleri ayırt etmek olduğu,. 6762 sayılı TTK’nun 52. maddesi uyarınca usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkının, münhasıran sahibine ait olup, tescilli bir ticaret unvanının terkin edilinceye kadar kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği, ancak alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile davalının internet sitesinde ve tanıtımlarında “… ” ibaresini ticaret unvanı olarak kullanmayıp, marka olarak kullandığı, bu kullanım şeklinin davacının tescilli … numaralı “… …”markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği” gerekçesiyle; ” DAVANIN KABULÜNE, Davalının tescilli ticaret unvanı dışında kalan internet sitesinde ve kartvizitlerinde “… ” ibaresini markasal olarak kullanmasının davacıya ait … numaralı “… Mühendislik” markasının tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin ve haksız rekabet olduğunun tespitine, Marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturan eylemlerin ÖNLENMESİNE, Karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak üzere Türkiye’de yayın yapan trajı en yüksek 3 gazeteden birinde kararın l/8 gazete tek sayfası ebadında l kez ilanına, Davacının maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin tescilli ticaret unvanını kullandığını, Yargıtay 11. HD’ nin 2008/11380 E., 2010/1952 K. Ve 22.02.2010 tarihli kararında da belirtildiği üzere “tescilli unvanının kullanmasının, marka hakkına tecavüz oluşturmayacağını” , müvekkili tarafından “… Ltd. Şti” unvanının bir bütün olarak sadece ticari unvan olarak kullanıldığını, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını, tarafların beyanlarının incelenmediğini, sadece müvekkilinin internet sitesinde inceleme yapılarak oluşturulduğunu, davacının web sitesi görüntüsünün dahi bulunmadığını, müvekkilinin ürettiği yahut bu ibareyi kullanarak pazarladığı bir ürün bulunmadığını, müvekkilinin kamu ve özel sektöre taahhüt işi yaptığını, internet sitesinde “…” ibaresinin yazı karakteri ve renginden benzerlik bularak tecavüz görüşü oluşturmanın hukuk ve teamüllere aykırılık oluşturduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Dosya içerisinde bulunan TPMK kayıtlarından; … numaralı “… ” markasının 07.11.2006 tarihinde 11 ve 42. sınıflarda davacı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Dosya içerisinde bulunan taraflara ait ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; davacı şirketin 07/03/2005 tarihinde, davalı şirketin ise 18/11/2014 tarihinde ticaret sicile tescil edildiği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince bilişim uzmanı bilirkişi ve marka vekili bilirkişiden alınan 06.08.2018 tarihli raporda; dosya ve internet üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalıya ait olduğu tespit edilen … alan adlı internet sitesinde İçme ve …, …, …, …, …, İşletme ve Bakım Hizmetleri faaliyet alanlarında gerçekleştirilen hizmetlere ait tanıtımlarının yapıldığı, davacı tarafın dava dilekçesi içerisinde sunduğu internet sitesi görüntü çıktılarına benzer içeriğin yayında olduğu, taraflara ait internet sitelerinin benzer çalışma alanlarında faaliyet gösterdiği, davalının dava konusu işareti kullanımının markasal kullanım olduğu, davalının … ibaresini markasal olarak kullanımının davacının markası ile iltibas oluşturduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ve hükmün ilanı talepli davada, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekilinin istinaf başvurusunda Ticaret Sicilde tescilli ticaret unvanının kullanıldığı ileri sürülmüştür. Dosya kapsamındaki delillerden davalı şirketin “su, atıksu, koku arıtımı ve çamur bertarafı” konularında faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalının … alan adlı internet sitesinde inceleme yapıldığı, site içeriğinde “Hakkımızda” başlığı altındaki yazıda “… ” ibaresini markasal kullandığı, internet sitesi Ana Sayfasında ve iletişim alt sayfasında “…” başlıklı sayfada, “…” başlıklı sayfada, header/başlık kısmında “…” ibaresine yer verildiği görülmüştür. Davacı markasının tescil kaydından 11. Sınıfta “… yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su arıtma tesisatı, atık arıtma tesisatı…” ve 42. Sınıfta “…mühendislik hizmetleri…mühendislik danışmanlık hizmetleri…teknik proje çalışmaları hizmetleri,..çevre koruması konusunda danışmanlık hizmetleri…” sınıflarında tescilli olduğu, tarafların ticaret sicil kayıtlarındaki faaliyet alanlarının benzer olduğu görülmüştür. Bilirkişi raporundaki tespitlerden, davalı kullanımının tescilli ticaret unvan kullanımı kapsamında değil, ticaret unvanının çekirdek unsuru olan “… ” ibaresinin markasal kullanımı şeklinde olduğu ve kullanımda davacının markasının tescil edildiği renk ve yazı stilinin benimsenerek, … ibaresinin davacı markasındaki gibi ön plana çıkarıldığı, davacı internet sitesinin incelenmemesinin sonuca etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 4,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.