Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/549 E. 2021/2178 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/549 Esas
KARAR NO: 2021/2178 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ:15/01/2019
NUMARASI: 2017/305 E. – 2019/6 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” ve “…” filmlerinin yapımcısı ve telif hakkı sahibi olduğunu, söz konusu filmlerin müvekkilinden izin alınmaksızın FSEK’nun 52. maddesine aykırı olarak davalıya ait … logolu televizyon kanalında iki kez yayınlandığını, bu nedenle de müvekkilinin mali haklarına tecavüz edildiğini, söz konusu yayınlarla ilgili görüntü kayıtlarının taraflarınca tespit edildiğini ve bu kayıtların 1 adet mahkeme kasasında saklanmak üzere ve 1 adet bilirkişi incelemesi yapılması için USB bellek ile dosyaya ibraz ettiklerini, “…” filminin 06.01.2015 tarihinde 12:05‘te, “…” filminin ise 10.03.2015 tarihinde saat 18:00’da davalıya ait “…” logolu kanalda yayınlandığını, yayınlanan filmlerin emsal bedellerinin üç katını talep ettiklerini, söz konusu filmlerin her bir gösteriminin en az 5.000,00 TL olması gerektiğini, şimdilik 1.000,00 TL’nin filmlerin yayınlanma tarihinden itibaren bankaların uyguladığı en yüksek ticari faiz ile tahsiline ve tecavüzün men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 12.04.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile;”dava dilekçesinde fazlaya ait dava talep haklarını mahfuz kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL talep ettiklerini, bilirkişi raporunda tespit edilen 2 adet filmin 1 er kez yayınlanması nedeniyle her bir film rayiç bedelinin 3.000,00 TL olmak üzere; 3.000,00 x 2 adet film x 2 kez gösterim = 12.000,00 TL olarak tespit edildiğini, bu nedenle dava dilekçesinde talep ettikleri 1.000,00 TL bedeli tespit edilen bedele göre 12.000 x 3 katı (FSEK 68) 24.000- 1.000= 23.000,00 TL daha artırılmak suretiyle, 24.000,00 TL tazminatın yayın tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile hüküm altına alınması için talepte bulunduklarını beyan etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını; genel yetki kuralı gereğince davanın, davalı şirket merkezinin bulunduğu yerde açılması gerektiğini; müvekkilinin faaliyet merkezinin Bahçelievler’de olduğu gerekçesiyle Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu; bu nedenle davanın, yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini; ayrıca zamanaşımı definde bulunduklarını; davacı her ne kadar müvekkilinin televizyon kanalında, sahibi olduğunu iddia ettiği “…” ve “…” adlı filmlerin birer kez yayınlanmış olduğunu ileri sürmüşse de bu iddianın ispatlanamadığını, müvekkilinin davalıya ait filmleri yayınlamadığı gibi, filmlerin yayınlanmış olmasının söz konusu da olmadığını, davacının mali haklarını ellerinde tuttuğu sinema filmlerinin rayiç bedelinin 5.000,00 TL olduğu şeklindeki iddiasının yerinde olmadığını, davacının biçtiği rayiç bedelin piyasa koşullarıyla örtüşmediğini, ayrıca davacının 3 katı bedel talebinin hakkaniyetle bağdaşmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI:İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 5.01.2019 tarihli 2017/305 E. – 2019/6 K.sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile, davacının hak sahibi olduğu “…” ve “…” isimli sinema eserlerinin davalıya ait … isimli kanalda izinsiz gösterildiği iddiasıyla dava açıldığı, gösterimin delili olarak dosyaya sunulan USB bellek üzerinde yapılan ilk incelemede bilirkişiler tarafından TV kanalının logosunun göründüğü, ancak hangi tarihte ve saatte yayınlandıklarının tespit edilemediğinin belirtildiği, davalı tarafın davacı tarafça sunulan bu delili kabul etmeyerek görüntüde yer alan TV logosu üzerinde teknik olarak değişiklik yapılmış olabileceğini savunduğu, bu itirazlarının teknik bilirkişi tarafından incelenmesi için karar verilmişse de, davacı tarafça görüntüler dosyaya yeniden sunulmadığından inceleme yapılamadığı, davacının ne şekilde elde ettiğini kanıtlayamadığı bu delil dışında dava konusu filmlerin davalıya ait TV kanalında izinsiz yayınlandığını kanıtlayacak başkaca delil sunulmadığı” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkili tarafından davanın açıldığı tarihte izinsiz yayınların kayıtlı olduğu CD’nin dosyaya sunulduğunu ilk olarak 09.03.2016 tarihli raporda, “Dosyada bulunan … üzerinde yapılan incelemede, dava konusu filmleri …TV logolu kanalda yayınlandığı tespit edilmiştir” şeklinde, daha sonra 22.09.2017 tarihli raporda ise “Her ne kadar dava dosyasına sunulan dava konusu filmlerin USB incelemesinde (… logosu) logolu kanalda yayınlandığının tespit edilse de yine dosyada sunulan tarih ve saatlerin bulunduğu TS’nin değiştirilebildiği görüşüne sayın heyetimiz de katılmaktadır. Ancak birinci şıktaki şirketin tescil kaydı ve … Tv logosu tescil tarihleri ve RTUK yayın lisansının tarih aralığı göz önüne alındığında buradaki çelişki ve iddiaların bir önem kazanmadığı” denilerek izinsiz yayınların davalı tarafın televizyon kanalında yayınlandığı ve hatta itirazlarının önem arzetmediğinin belirtildiğini, bu iki rapor haricinde yargılama esnasında 2 ayrı rapor daha alındığını, davalının yayınların başka frekanstan yayınlandığı iddiasının arkasından dosyanın tekrar bilirkişiye gönderilmesi şeklinde ara karar oluşturulmasının usul kuralları ile bağdaşmadığını, 22.09.2017 tarihli raporda “kayıtları alınan yayınların bu frekans üzerinden yapılıp yapılmadığının tespiti teknik olarak mümkün değildir” denildiğini, davalı tarafın tam 28 defa RTÜK’ten ceza alarak, birçok ihlali bulunduğundan 21/12/2017 tarihinde yayın lisansının iptal edildiğini, izinsiz şekilde yayınlandığı dosya kapsamı ile sabit olmakla birlikte tazminat hesabında … tarafından bildirilen rayiçler esas alınması gerektiğini, davalı tarafın 26/03/2016 tarihli rapora itiraz dilekçesinde tespitin bu şekilde yapılmasına itirazı bulunmamasına rağmen mahkemenin iki kez daha rayiç bedel tespiti için rapor almasının yerinde olmadığını, akademisyen bilirkişilerin rayiç bedel konusunda bilgi sahibi olmadıklarını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, ıslah ile arttırılan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin, davacı tarafın istinaf dilekçesine cevap ve istinaf dilekçesinde; davacının hem tazminat hem tecavüz talebinde bulunmasına rağmen ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedildiğini, davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, davacının davasını ispatlaması gerektiğini, davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığını beyanla, mahkeme kararının istinafa konu olan vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilmesini, davacının istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince sektör bilirkişisi ve öğretim üyesi bilirkişiden alınan 07.03.2016 tarihli raporda; dava konusu filmlerin, FSEK’ nda yer alan eser kategorilerinden “…” olduğu, “…” ve “…” filmleri üzerindeki mali hak sahipliğinin davacıya ait olduğu, dosyada bulunan … üzerinde yapılan incelemede, dava konusu filmlerin, … logolu kanalda yayınlandığının tespit edildiği, fakat yayınların hangi tarihte ve saatte gerçekleştiğinin izlenen videolardan anlaşılamadığı, davaya konu filmlerin gösteriminin rayiç veya emsal bedellerinin FSEK’nun 68. maddesi gereğince öncelikle meslek birliklerinden sorulması gerektiği, davacının FSEK’nun 68. maddesi uyarınca emsal bedelin üç katı talebinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 23.03.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; Türkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği tarafından bildirilen emsal – rayiç bedellerin alt limitlerin sektörel olarak uygun görüldüğü ve buna göre … ve … için 3.000,00 TL , … adlı eser için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL olduğu, FSEK’nun 68. maddesi uyarınca 3 kat tazminat talebinin Mahkemenin takdirinde olduğu beyan edilmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 21.06.2017 tarihli bilirkişi II.ek raporunda; işbu rapor hazırlanmadan hemen önce piyasada yapılan kapsamlı araştırmalarda, benzer filmlerin, benzer ölçekçe yayın yapan kanallara, 1.000,00 TL – 2.000,00 TL aralığında da satışının yapıldığının öğrenildiğini, fiyatlandırma konusunda belli bir standart bulunmadığını, takdirin Mahkemeye bırakılarak piyasadan yeni öğrenilen fiyatların ortalaması alınarak “…” için 1.500,00 TL, “…” adlı eser için 1.500,00 TL olmak üzere toplam 3.000,00 TL nin FSEK m.68 uyarınca 3 katı tazminat talebinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu ifade edilmiştir. İlk derece mahkemesince Senarist, Yönetmen, Yapımcı Öğretim görevlisi bilirkişi … ve … TV yapımcısı Öğr. Gör. …’dan alınan 22.09.2017 tarihli heyet raporunda; davaya konu filmler; ‘…” filminin başrol oyuncularının …. ve …, yönetmenin … olması itibariyle dolgu film tabir edilen kategoride yer aldığı, “…” filminin baş rol oyuncularının …, …, …, …, …, …, …, … gibi dönemin ünlü oyuncuları tarafından oynanmış olması nedeniyle Gündüz Kuşağı filmleri kategorisinde yer alabileceği, davaya konu izinsiz gösterim yapan Televizyon kanalının Uydu yayın yapan kanal olması itibariyle, Gündüz Filmleri Uydu yayın kategorisine girdiği, bu bağlamda rayiç bedeller dikkate alındığında, … (… film, … tv) = 350,00 TL, … ( ,… tv) = 1.500,00 TL olmak üzere 350,00 + 1.500,00 = 1.850,00 TL x 3 = 5.650,00 TL tazminat tutarı olabileceği kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde, “…” ve “…” filmleri üzerindeki mali hak sahipliğinin davacıya ait olduğu ve filmlerin izinsiz olarak davalıya ait “…” logolu kanalda ikişer kez yayınladığını ileri sürerek, üç kat tazminat talebinde bulunmuş, davalı vekili ise filmlerin davalı kanalda yayınlanmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Mahkemece Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabındaki belgelerden, davaya konu filmlerin yapımcısının davacı şirket olduğu ve filmler üzerinde mali hak sahibi olduğu, tescil belgelerinden filmlerin mali haklarının üçüncü bir kişiye devrine ilişkin kayıt bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan ilk raporda, davacı tarafça sunulan … üzerinde yapılan incelemede, davaya konu filmlerin, damla logolu kanalda yayınlandığının tespit edildiği ancak filmlerin hangi tarihte yayınlandığı bilgisine ulaşılamadığı beyan edilmiştir. Davalı vekilinin rapora itirazında filmlerin müvekkilinin logosu ile yayınlandığı tespit edilmişse müvekkilinin frekansından değil başka bir frekanstan kanal logosu kullanılarak yayınlanmış olabileceği ileri sürülmüştür. Davalı vekili tarafından ikinci heyetten alınan rapor üzerine itiraz dilekçesinde ve davanın esasına ilişkin beyan dilekçesinde Logo üzerinde değiştirme yahut oynama yapılıp yapılmadığına ilişkin tespitin çıplak gözle yapılamayacağını ileri sürmüştür. Mahkemece RTÜK’ten filmlerin hangi tarihte, kaç kez yayınladığı sorulmuşsa da dosya kapsamında cevap verilmediği, daha sonra yazılan müzekkereye verilen cevaptan, davalı şirkete ait “…” logolu kanalın 30/07/2013-30/07/2023 tarihleri arasında geçerli olmak üzere “…” türünde … TV yayın lisansı bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde filmlerin iki kez yayınlandığını ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, 06/01/2015/12:05 ve 10/03/2015/18:00 ilk yayın tarihlerine yer verildiği ikinci kez yayın tarihinin açıklanmadığı anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan …’in yargılamanın devamı sırasında dosyada bulunamadığı, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere davacıdan kayıtların tekrar ibraz edilmesinin istenildiği ancak ibraz edilemediği, …’ye kaydın hangi tarihte tespit edildiği ve kayıtlar üzerinde oynama değiştirme yapılıp yapılmadığı konusunda inceleme yapılamadığı, davacı tarafça dava konusu filmlerin davalı kanalda izinsiz olarak yayınlandığı konusunda başkaca delil de sunulmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından reddedilen maddi tazminat talebi ve tecavüzün meni talebi yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüşse de, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 4.400,00 TL olduğundan, istinaf başvurusuna konu 3.931,00 TL vekalet ücretinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1- maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf isteminin USULDEN REDDİNE, 3- Davacı yandan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davalı yandan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,00 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 13,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 6,75 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 24,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 12 TL’sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 23/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi