Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/466 E. 2019/568 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/466 Esas
KARAR NO : 2019/568 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/600 E.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı yapımcı şirket arasında “…” isimli televizyon dizisinin bölüm hikayesi, senaryo ve diyaloglarının yazılması ve teslimine yönelik olarak 03.02.2016 tarihinde sözleşme akdolunduğunu, müvekkilinin sözleşme gereği tüm edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, sözleşmeye konu dizinin … TV kanalında gösterime girdiğini, sözleşme gereği eser sahibi müvekkilinin Türkiye’deki gösteriminden kaynaklanan telif haklarının dışında ayrıca dizinin yurt dışı satışlarının da brüt %3’ünün hak sahibi olduğunu, sözleşmenin 5,5,1.maddeleri gereğince bu tutarın yurtdışı satış ödemesinin yapımcı tarafından tahsil edilmesini müteakip 2 hafta içerisinde müvekkiline ödenmesi gerekirken ödenmediğini, bu alacakların tahsili amacı ile de dava açılma aşamasında 17.02.2017 tarihinde ek protokol düzenlendiğini, bu ek protokolde davalı yapımcının yurtdışı satış gelirlerinden senariste herhangi bir ödeme yapılmadığı hususunu kabul ettiğini, ödemeler konusunun hüküm altına alındığını, davalı tarafından 31.12.2016 tarihine kadar tahsil edilmiş olunan yurtdışı satış gelirlerinden müvekkilinin payına isabet eden ve ek protokol ile belirlenen tutarın ödendiğini, ancak 31 Aralık 2016 tarihinden sonraki yurtdışı satış tahsilatlarından müvekkilinin yasal alacağının ödenmediğini, ek protokol hükümleri gereği eserin satıldığı ülkeler ve satış bedeli konusunda da bilgi vermesi gerekirken bu bilgilendirmenin de yapılmadığını, davalı firma tarafından devam eden süreçte İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2017/615 esas sayılı dosya ile iflas istemli dava açıldığını, davanın halen derdest olduğundan bahisle, “…” isimli dizinin yurtdışı satışından ötürü elde edilen gelirlerden müvekkile ait olan özellikle 31 Aralık 2016 tarihinden itibaren elde edilen tüm tahsilatlar dikkate alınmak suretiyle telif bedelini teminen yurtdışı gelirlerine ve davalı yapıcı firmanın … Levent Şubesi hesabında bulunan ve sonradan yatırılacak tutarlara şamil olmak üzere ihtiyati tedbir konularak, davalı … hesabına yatan tutarın %3’ü oranındaki davacı eser sahibi alacağının ödenmesinden sonra diğer alacaklılara ödeme yapılmasına karar verilmesini, müvekkilin mali ve manevi haklarına tecavüz devam ettiğinden 5846 Sayılı Kanunun 66. ve 67.maddelerine göre tecavüzün ref’ine, tüm yurtiçi ve yurtdışı her türlü medyada yayımlanmasının tedbiren derhal durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/01/2019 tarihli 2018/600 E sayılı kararıyla; davanın FSEK 68.maddesine dayalı açıldığı göz önünde bulundurularak REDDİNE, yine davacı vekilinin davalı şirketin banka hesaplarına %3 oranında tedbir konulması talebinin, taraflar arasında düzenlenlen sözleşmenin 5, 2 ve 1. maddeleri ve ek protokolün 3.maddesi dikkate alındığında yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; müvekkilinin mali ve manevi haklarına edildiğinden tecavüzün ref’i, yayının durdurulmasını talep ettiklerini, bu güne kadar ödenmemiş yurt dışı telif ücretinin müvekkiline intikali için gerekli önlemlerin alınması yönünden tedbir talep ettiklerini, HMK 389.maddesinde düzenlenen hakkın varlığı ve hakkın elde edilmesinin güçleşmesi şeklindeki ihtiyati tedbir koşullarının gerçekleştiğini,-Davacının “…” dizisinin senaryo ve diyalog yazarı olduğunu, eser sahibi olup dizinin yurtdışı satışlarının %3’ünün hak sahibi olduğunu, sözleşmenin 5.2.1.maddesi gereğince tahsilini müteakip 2 hafta içerisinde müvekkiline ödeneceğini 17/02/2017 tarihli ek protokol düzenleme tarihine kadar herhangi bir ödeme yapılmadığının kabul edildiğini ve 31/12/2016 tarihine kadar ki tutarın ödendiğini, bu tarihten sonraki tutarın ödenmediğini,-Davalı firmanın İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2017/615 E sayılı dosyası ile iflas istemli dava açtığını, mahkemenin aldığı muhafaza tedbirleri kapsamında üçüncü kişilerin alacaklarını derhal aldığını, gelirin tamamının derhal tükendiğini,-Protokolde alacağın tereddütsüz olup, iflasını talep etmiş olması nedeniyle hakkın elde edilmesinin güçleşmiş olmasınında muhakkak olduğunu, -Sözleşme, protokol, ulusal ve olağanüstü hukuki düzenlemeler gereğince yapımcının, eser sahibinin haklarını ödemek koşuluyla yurtdışı satışını yapabileceğini, telif haklarının ihlalinin 1886 tarihli Bern sözleşmesinden bu yana KORSANLIK olarak adlandırıldığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak tedbir taleplerinin kabulünü istemiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; taraflar arasında 1 Eylül 2014 tarihli senaryo ve diyalogların yazılması ve teslimine ilişkin senarist sözleşmesi yapıldığını, yazarın senaryo hazırlama bedelini tamamen aldığını, mali hakların gayrıkabili rücu devredildiğini sözleşmenin sona erdiğini, sona eren sözleşmenin geriye dönük feshinin mümkün olmadığını, davacının fesih iradesinin mevcut olmadığını, cayma koşullarının da mevcut olmadığını, FSEK 68. tazminatı, kar bedeli – tecavüzün men-i ve refi istenemeyeceğini,Davacının dilekçelerinde 01/09/2014 tarihli sözleşmeyi gizlediğini, 03/02/2016 tarihli sözleşmede 1 Eylül 2014 tarihinden itibaren geçerli olacağı şeklinde hüküm yazılmasının akıl ve mantık kurallarını zorladığını, 17/02/2017 tarihli “ek protokol” (3.sözleşme) ile, 03/02/2016 tarihli sözleşmedeki 48. bölümden sonraki bölümler için de yurdışı gelirlerinden pay verileceği hükmünün, önceki bölümler için de pay verileceği şeklinde değiştirildiğini, görevlerini ve yetkilerini amaç dışı kullanan şirket yöneticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, ek protokolün geçersiz olduğunu, yetki aşımı ile yetkisiz kişi tarafından imzalandığını, ek protokol yapılmasının hiçbir mantıklı rasyonel gerekçesi bulunmadığını, beyanla tedbir talebinin reddini istemiştir.
GEREKÇE:Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı şirket ile arasındaki 31/12/2016 tarihli ve 17/02/2017 tarihli protokollere dayanarak, müvekkilinin senaryo ve diyalog yazarı olduğu “…” isimli dizinin yurt dışı gelirlerinin %3 ‘ünün hak sahibi olduğunu beyanla, dizinin yurt dışı gelirinin %3 ‘ünün müvekkiline ödendikten sonra diğer alacaklılara ödeme yapılması için ,davalı yapımcı firmanın …. Levent Şubesi hesabında bulunan ve sonradan yatırılacak tutarlara şamil olmak üzere ihtiyati tedbir konulmasını ayrıca müvekkilin mali ve manevi haklarına tecavüz devam ettiğinden 5846 Sayılı Kanunun 66. ve 67.maddelerine göre tecavüzün ref’ine, tüm yurt içi ve yurt dışı her türlü medyada yayımlanmasının tedbiren derhal durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/01/2019 tarihli 2018/600 E sayılı kararıyla talebin yargılamayı gerektirdiğinden reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf isteminde bulunduğu anlaşılmıştır.Davacı vekilinin, müvekkilinden izinsiz olarak davaya konu dizinin yurt dışında pazarlandığından bahisle FSEK 68. Madde gereğince telif tazminatı talebinde bulunduğu anlaşılmakla, tecavüzün refi, tüm yurt içi ve yurt dışı her türlü medyada yayımlanmasının durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddi kararının yerinde olduğu, davalı tarafın ” davacı tarafın dayandığı protokollerin geçersiz olduğunu, şirket yetkililerinin yetki ve görevlerini amaç dışı kullandıklarını, sonradan yapılan protokollerle önceki bölümler için de pay verileceği şeklinde değişiklik yapıldığını suç duyurusunda bulunduklarını “beyan ettiği, taraflar arasındaki sözleşmelerin, tarafların iddialarının değerlendirilmesinin ve alacağın yargılamayı gerektirdiği, ilk derece mahkemesinin kararının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına,İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kullanılmayan kısmının davacı tarafa iadesine.Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 15/03/2019