Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/461 E. 2019/558 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/461 Esas
KARAR NO : 2019/558
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/531
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili, marka hükümsüzlüğü nedeniyle davalıya ait markaların hükümsüzlüğüne karar vermesini, ayrıca bu markaların 3.kişilere devrinin ve devrinin sicile kaydının hüküm kesinleşinceye kadar önlenmesi, davalı tarafından kullanımının engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 23/11/2018 tarihli tensip tutanağının 14.maddesinde davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin takdiren teminatsız olarak kısmen kabulüne ve davaya konu markaların dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davalı vekili, bu tedbir kararına itiraz etmiş, mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda tedbir talebi yönünden yasal şartların oluştuğu gerekçesiyle davacının tedbir talebinin 100.000,00 TL teminat karşılığında kabulü ile davalı adına tescilli 2002/21303 nolu ….. markasının tescilinden kaynaklı haklarının davacı şirketlere ve davacı tarafça bildirilecek listede yer alan iş ortaklarına karşı kullanılmasının tedbiren önlenmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin davacıların ihtiyati tedbir talebini 23/11/2018 tarihinde reddettiğini, bunun üzerine davacılar vekilinin işbu karara itiraz ederek istinaf harçlarını da ödeyerek istinaf yoluna başvurduğunu, ancak mahkemenin dosyayı bölge adliye mahkemesine göndermesi gerekirken ilk derece mahkemesi bu itirazı değerlendirerek 10/01/2019 tarihinde yapılan işbu duruşmada davacıların ihtiyati tedbir talebini kabul ettiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, inceleme yetkesinin bölge adliye mahkemesine ait olduğunu, bu nedenle tedbir kararının öncelikle kaldırılmasını talep ettiklerini, ayrıca kararın hiçbir gerekçe içermediğini, hangi veri ve belgeye dayalı olarak ihtiyati tedbirin şartlarının oluştuğunun belirtilmediğini, müvekkilinin 1991 yılından beri ticari faaliyet yürüttüğünü ve Türkiye’de “……” markasının tescil ettirilmesine izin veren 16 yıl bu hususta en ufak bir itiraz etmeyen davacının bir anda sözleşmeyi feshettiği ve müvekkilini mağdur etmek için bu davayı açtığını, davacıların müvekkili ile Türkiye’de ticaret yapmaya başlamış ve müvekkili sayesinde Türkiye’de tanındığını, davacının yaptığının hakkaniyete, ticari örf ve adetlere aykırı olduğunu, müvekkilinin …. markasını tescil ettirmesine davacıların zımni icazetinin bulunduğunu bildirmiştir. Dosyanın incelenmesinde; mahkemece tensip zaptının 14.bendinde 2002/21303 tescil numaralı ….. marka dışındaki dava konusu markalar yönünden 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verildiği, 15 nolu ara kararda ise bu marka yönünden yargılamayı gerektirmesi nedeniyle talebin reddine karar verildiği, davacılar vekilince 07/12/2018 tarihinde ön büroya sunulan istinaf dilekçesinde reddedilen kısımla ilgili talepte bulunduğu ve istinaf harçlarının yatırıldığı, mahkemenin ise 14/12/2018 günü oluşturduğu ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebine itirazının mürafaalı olarak değerlendirilmesine karar verilerek mürafa gününün 10/01/2019 olarak tayin edildiği, 10/01/2019 günü icra edilen duruşma sonunda mahkemenin …….. nolu …… markası yönünden 100.000,00 TL teminat karşılığnıda yukarıda bahsedilen tebir kararını verdiğini ve bu kararı verirken istinaf yolunun açık olarak verildiği ve kararın yukarıda bahsedildiği üzere davalı tarafından istianf edildiği görülmüştür.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde ise; mahkemenin yaptığı işlemin usul ekonomisine uygun olduğunu, yine davalının 14/12/2018 tarihli karara hiçbir itirazının bulunmadığını bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hükümsüzlüğü davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabul kısmen reddi kararına davacı tarafın itirazı üzerine verilen karara yöneliktir. Davacı taraf, dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece tensiple birlikte ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, tensip zaptının 15 nolu ara kararında ise … tescil numaralı ….. markası yönünden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili bu karara itiraz etmiş, mahkeme ise duruşmalı yaptığı inceleme sonunda söz konusu ….. tescil numaralı …… markası yönünden ihtiyati tedbir talebini kabul etmiştir. Davacı taraf, tensip zaptının 15 numaralı ara kararında bu marka yönünden verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararını harçlarını yatırmak suretiyle istinaf etmiştir. Ancak bu istinafla ilgili talep dairemize gönderilmemiştir. HMK’nun 341/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbirin reddi kararları istinafa tabidir. Dolayısıyla davacı vekilince tensip zaptının 15 numaralı ara kararına yönelik istinafta bulunulması gerekirdi. Nitekim davacı vekili bu şekilde istinaf talebinde bulunmuştur. İstinafa tabi bir konuda yapılan itiraz üzerine tekrar duruşma açılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Öncelikle red kararına yönelik istinaf talebinin bölge adliye mahkemesince değerlendirilmesi gerekir. Pek tabidir ki davacı taraf daha sonra da reddedilen bir hususla ilgili olarak ihtiyati tedbir talebinde bulunabilir. Ancak öncelikli olarak bölge adliye mahkemesinin istinaf edilen bir hususta istinaf incelemesini yapmasıdır. Bu itibarla istinafa tabi bir hususun sanki itiraza tabi bir husus gibi değerlendirilip duruşma açılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, esasa dair istinaf talepleri incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/531 esas sayılı dosyasında verilen 11/01/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği üzere davacının istinaf talebiyle ilgili olarak istinaf formu hazırlanarak dairemize gönderilmesi bakımından dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Davalı vekilinin esasa dair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 6-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.15/03/2019