Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/370 E. 2019/448 K. 04.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/370 Esas
KARAR NO: 2019/448
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/581 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 04/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin … yılında …, …. kurulduğunu, her yerde haftada milyonlarca tüketicinin ziyaret ettiği, özel kahveler üreten, satışa sunan ve markalaştıran, bugün dünyanın lider konumundaki şirketlerden biri olduğunu, 70 ülkede yaklaşık 24.000 mağazanın sahibi olduğunu, TPMK nezdinde tescilli olan birçok marka ve logosunun bulunduğunu, davalı …’e ait … nolu markasından haberdar olunması üzerine bu markanın müvekkiline ait tanınmış ….+Şekil markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğundan ve aralarında karıştırılma ihtimali meydana gelebileceğinden noter kanalıyla karşı tarafa ihtarname gönderildiğini, davalı tarafça herhangi bir cevap verilmediğini, davalılardan …’in faaliyetlerini, ortağı olduğu…..San ve Tic. Ldt. şirketi firması aracılığı ile gerçekleştirdiğini, davalılar tarafından http://www…..com.tr/tr/subelerimiz adresinde şubelerimiz olarak belirtilen işletmeler vasıtası ile …. markasının kullanımlarının gerçekleştiğini, sonrasında davalının 2016/75595 nolu marka başvurusundan da haberdar olduklarını itiraz etmelerine rağmen reddedildiğini, buna ilişkin Ankara 4. FSHHM’nin 2018/308 esas sayılı davasının devam ettiğini, davalı …’e ait …. tescil nolu markasına ilişkin Antalya 3. ASHM’nin 2018/1033 esas sayılı dosyası ile hükümsüzlük davası açtıklarını, davalı yanın marka kompozisyonlarından, kurumsal renklere, dış giydirmelerden tabelalara, çalışanların giyiminden, ambalajlara ve iç dekorasyon dahil pek çok unsur ile …. mağazaları ile yüksek benzerlik yarattığını, müvekkilinin büyük emek ile oluşturduğu imaj ile bağlantı kurarak tüketici hatırında yarattığı imajı kendisine transfer ettiğini, müvekkiline ait kalite algısından haksız şekilde faydalanarak bu şekilde rakiplerinin ticarette önüne geçmeyi planladığını belirterek, müvekkiline ait tescilli markaları ile iltibas teşkil eden, marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan “…. ” ibaresini taşıyan dış giydirme, tabela, afiş ve yapıştırmaların iç mekan giydirme ve kullanımların, menü, bardak, fincan, tabak, şeker, Amerikan servisi, kağıt, peçete, peçetelik vb. servis araçlarının, ürünlerin, servis çalışanlarının forma ve önlüklerinin ve dahi her türlü tanıtım materyali ile ticari sunumların tedbiren durdurulmasına, bulundukları yerden kaldırılarak, el konulmasına ve bu yöndeki kullanımların önlenmesine, davalılardan … adına tescil edilmiş olan www……com.tr alan adının kullanımın durdurulmasına, erişimin ve devrinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.İstanbul 2.Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, 24.12.2018 tarih ve 2018/581 E.sayılı kararıyla; mahkemenin yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı, ihtiyati tedbire konu talebin yargılamayı gerektirdiği, yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı …’e ait 30.sınıfta tescilli …… no’lu …… şekil markasının hükümsüzlüğü için Antalya 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/1033 E.sayılı dosyada, ….. no’lu … şekil markasının tescil başvurusuna itirazın reddi kararının iptali davasının Ankara 4.FSHHM’nin 2018/30 E.sayılı dosyasında devam ettiğini,-Davacı markasının tanınmış ve Türkiye’de kullanılan markalar olması ve hukuki süreç vasıtası ile haberdar olmasına rağmen haksız rekabet ve marka tecavüzü eylemlerine devam ettiğini, -Müvekkilinin gerek markası gerekse kurumsal kimliği ile benzerlik yaratarak akılda kalıcı olduğu müvekkiline ait kalite algısından haksız şekilde yararlanarak rakiplerinin önüne geçmeye çalıştığını, haksız menfaat elde ettiğini, müvekkili şirketin de kazanç ve prestij kaybına uğradığını, -Müvekkilinin 15 yılı aşkın süredir harcadığı sermaye, sarfettiği emek ve azimli çalışmaları ile inşa ettiği kalite ve güven imajını kaybetme ve/veya imajının ciddi anlamda zarar görmesi tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, -SMK’nın 155.maddesinin dikkate alınması gerektiğini, -Davalının tedbire konu kullanımlarının ve müvekkiline ait kullanımların ek teknik inceleme gerektirmeden, ihtisas hakimi tarafından takdir edilebileceğini, dosyaya uzman görüşü sunduklarını,-İşletmelerin mimari yönden iç dekorasyon ürün ambalajları ve sunuş biçimleri, çalışanların giyimi karşılaştırıldığında, müvekkilinin tarzının sistematik olarak teker teker kopyalandığını, imaj trasfer etmek için sistematik olarak benzerlik yaratmayı tercih ettiğini, -Haksız rekabet yarattığını, müvekkilinin tüketiciler nezdinde ayırt ediciliğini zedelediğini beyanla, mahkemenin 24.12.2018 tarihli tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediğini, dava konusu uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğini, -Davacının sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığını, -Markaların benzer olmadığını, sözcük ve şekil unsurlarının gerekli olduğunu, yaygın olarak temel geometrik form olan yuvarlak şeklin kullanılmasının doğal olduğunu, kullanılan yeşil tonun gerekli olduğunu, bu tür yerleştirme tekniğinin davacının tekelinde olmadığını, karıştırılma ihtimali bulunmadığını, -Davacının tanınmış markasının itibarından haksız yarar sağlandığı, ayırt edici karakterinin zedelendiği iddialarının doğru olmadığını, bu iddialarının yüksek benzerlik olduğu varsayımına dayandığını ancak müvekkilinin markalarının davacı markalarından yeterli düzeyde farklılaştığını, -Müvekkilinin dış mimari ve iç dekorasyon özelliklerinin ve davacı tarafından benzer olduğu iddia edilen özelliklerin pek çok işletme tarafından kullanıldığını, çalışan kıyafetlerinin de kafe işlemeciliği sektöründe yaygın olarak kullanıldığını, sunum tekniklerinin de yaygın olarak kullanıldığını, beyanla istinaf isteminin reddini istemiştir.
GEREKÇE:Davacı vekilinin, davalıların müvekkilinin büyük emeklerle oluşturduğu imajının, davalı tarafça müvekkilinin tescilli markaları ile iltibas teşkil edecek şekilde “… ” markasını taşıyan tabela, dış giydirme, iç dekorasyon çalışanların giysileri, menü, bardak, çalışanların kıyafetleri vs. üzerinde kullanılarak, kendisine transfer ettiğini, haksız rekabette bulunduğunu beyanla ticari sunumların tedbiren durdurulmasını, ürünlerin, tabelaların kaldırılarak el konulmasını, kullanımların önlenmesini ve alan adının kullanımının durdurulmasını, siteye erişimin engellenmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesi tarafından yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.Davalı … adına başvurusu yapılan 2016/75595 sayılı başvuruya itirazın reddi kararına karşı açılan davanın ve ….. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü için açılan davanın devam ettiği, davalının işletmelerinin mimari ve iç dekorasyon özellikleri, sunum şekli ve çalışanların giysilerinin haksız rekabet yaratıp yaratmadığı konusunda dosya kapsamında henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı anlaşılmışsa da, sunulan görseller , davacı markalarının Türkiye ve yurt dışında tescil tarihi, kullanım yaygınlığı dikkate alındığında, davacının zarara uğrama ihtimali bulunmakla ,davacının da olası zararlarının önüne geçilerek, tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159/2-c bendinde düzenlenen “ters teminat” tedbirine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin tedbir red kararının kaldırılarak, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 100.000,00 TL nakdi yada gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin, 24/12/2018 tarihli 2018/581 Esas sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 100.000,00 TL nakdi yada gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, HMK 393/1. maddesi gereğince karar tarihinden itibaren 1 hafta içinde bu kararın uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğunun davacı tarafa ihtarına, talep edilmediği takdirde kararın kendiliğinden kalkmış sayılmasına, 3-İstinaf istemi kabul edildiğinden, davacı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 103,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 224,80 TL’nin, istinaf talebi kısmen kabul edildiğinden, (1/2 oranında) takdiren 112,40 TL’sinin davalıdan alnarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/03/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.