Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/365 E. 2022/73 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/365 Esas
KARAR NO: 2022/73 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2017/356 E. – 2018/393 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli) Marka (Manevi Tazminat İstemli) Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kurucularından olduğu okul ile davalı arasında 01/05/2014 tarihinde marka ve lisans sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede davalı yanın marka ve lisans alan olduğunu, sözleşmenin 8.6 maddesi ile, okulun herhangi bir yerinde okul tabelası dışında asılacak her türlü tabelanın akademinin onayına tabidir hususunun yazılı olduğunu, buna rağmen davalıya ait okulda sadece müvekkilinin yüzünün bulunduğu pankartlar, web sayfasında ise sadece müvekkilinin yüzünün yer aldığı görsellerin kullanıldığını, … markasının davalıya ait olmadığını, bu markanın sadece kullanım hakkının davalıya ait olduğunu, söz konusu markanın başka okullarca da kullanıldığını, oysa ki davalının markanın tek sahibi olduğu izlenimi yarattığını, davalıya … markasının sadece kullanım hakkı verilmişken, gerek yazılı, gerek görsel basında ve gerekse fiili olarak reklamlarda sadece müvekkilinin yüzünün kullanılması ve bu kullanım için hiçbir izin ve onay alınmamış olmasının, müvekkilinin kişilik haklarına saldırı olduğunu ve ticari alanda da yanıltıcı reklam yapılmış olmasının haksız rekabete sebebiyet verdiğini iddia ederek, müvekkilinin kişilik haklarına ve marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasını, kişilik haklarına ve marka hakkına tecavüz dolayısıyla ilgili tabela, levha vb. markası taşıyan her türlü şeyin kaldırılmasını, tedbir kararı verilmesini , fazlaya dair haklarını saklı tutarak, tecavüzün giderilmesi ve meydana gelen zararların tespitini, 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep etmiştir.
TALEBİN DARALTILMASI; Davacı vekilinin 06/04/2017 tarihli ön inceleme duruşmasında; talebini daralttığı; ” davacının davasının, davacının fotoğraflarının izinsiz olarak davalının binasında giydirme şeklinde ve internet sitesi ile diğer tanıtım materyallerinde kullanılmak sureti ile davacının fotoğrafından kaynaklanan haklarına vaki tecavüzün giderilmesi ve buna dayalı 15.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın davalı yandan tahsili, ayrıca verilecek kararın ilanı talepli olduğunu” beyan ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını, davacının müvekkilinin kurucu ortaklarından olduğunu ve aynı zamanda bu şirketin kuruluşuna vesile olan kişi olduğunu, şirketin kuruluşunda davacının herhangi bir maddi katkısının olmadığını, diğer ortakların maddi imkanları ile kurulduğunu, bu aşamada davacının sürekli olarak kendi ismini öne çıkardığını ve yeni kurulacak şirkete azami oranda katkı sağlayacağı taahhüdünü verdiğini, davacı ile …’e ait olan … Ltd.Şti arasında 01/05/2014 tarihli marka ve lisans sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme incelendiğinde, gerek kullanılacak görseller ve gerekse tanıtımın ne şekilde yapılacağı konusunda müvekkilinin tamamen davacılara ait … Ltd.Şti’ye bağlı olduğunun açıkça görüleceğini, müvekkilinin tanıtımı amacıyla kullanılan tüm görsellerin de ilgili sözleşme gereğince doğrudan davacının talimatı ile ve yine davacının sahibi olduğu … Şirketi tarafından gönderildiğini, söz konusu görseller ve yapılan uygulamaların tamamının doğrudan davacının talebi ile yapılmış işlemler olduğunu, bu nedenle görsellerin kullanılmasında herhangi bir izin ve onayı olmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, kullanılan görsellerinin tamamının bizzat davacının talebi ve davacının hakimiyeti altında olan firmanın talepleri doğrultusunda kullanıldığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23.10.2018 tarihli 2017/356 E. – 2018/393 K. sayılı kararıyla; “…HMK 266. madde gereğince son ek rapor kapsamı dosyaya sunulu deliller ile birlikte incelendiğinde, e posta yazışmalarında da davacıya ait görsellerin kullanımının davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiği,davalı şirket ortağı davacının hisse devrinin davanın açıldığı tarih olan 4.5.2016 tarihi itibariyle gerçekleşmemiş olması, basiretli tacir ilkesinden hareket ile e posta yazışmalarının dahi tek başına davalı şirket ortağı olan davacının bu görsellerin kullanımına muvafakatının bulunduğu, her davanın açıldığı tarih ve toplanan delillere göre değerlendirilmesi gerektiği, MK 2. maddesinin her alanda uygulama bulduğu bu kapsamda mail içerikleri ile son ek rapor içeriği sunulan deliller ile uyumlu olduğu” gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU:Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı tarafından müvekkilinin şahsına ait görsellerin kullanıldığının tespit edildiğini,07/05/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda da bu hususun tespit edildiğini, taraflar arasındaki lisans sözleşmesinin konusunun “… ” markası olduğunu, sözleşmenin 7.1 maddesinde “Akademi anlaşma kapsamında … nin ismini, renklerini, logosunu, sloganlarını, amblemlerini vb. anlaşma süresi içerisinde Marka ve Lisans alanın kullanmasına izin verir.” denildiğini, müvekkili …’in kendi ismi ve görsellerinin kullanımı konusunda izni bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında mail yazışması bulunmadığını, yazışmaların müvekkilinin izni ve haberi olmadan üçüncü kişiler tarafından yapıldığını, bilirkişi raporundaki müvekkilinin fotoğraf ve görsellerinin tanıtım amacıyla ticari mahiyette kullanımına izin verildiğine dair hüküm bulunmadığı tespitlerine katılmakla birlikte üçüncü kişiler arasındaki yazışmaları esas alarak, görsellerin kullanımına açık muvaffakat göstermiş olabileceği yönündeki tespite katılmadıklarını, bunun sadece tahmin yürütmeden ibret bir yorum olduğunu, müvekkilinin kullanıma ilişkin açık onayı/icazetinin bulunmadığını. Ankara … Noterliği’ nin 01.09.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilin izin ve onayı alınmaksızın kendisini reklam yüzü haline getirmeye son verilmesi, müvekkilinin kişisel resimlerini ve sözlerini kullanmamaları, imzalanan sözleşme uyarınca amaca hizmet etmek nedeni ile davalının kullandığı her tabela, pankart, yazılı ve görsel reklam için Akademiden izin alınması gerektiği hususunda davalıya uyarı yapıldığını, lisans sözleşmesinin 8.6 maddesinde yer alan “Okulun her hangi bir yerinde okul tabelası dışında asılacak her türlü tabela Akademinin yazılı onayına tabidir.” hükmü ile okul için kullanılacak her türlü tabelanın Akademinin vereceği izinle kullanılması gerektiğinin kesin olarak bildirildiğini, buna rağmen davalıya ait okulda sadece müvekkilin yüzünün bulunduğu pankartlar, web sayfasında ise sadece müvekkilin yüzünün yer aldığı görseller kullanıldığını, müvekkilinin kişilik haklarının ve bizatihi kendine ilişkin marka hakkına davalı tarafından tecavüz edilmiş olması nedeniyle maddi ve manevi açıdan zarara uğradığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince Bilirkişi …’ndan alınan 24.5.2016 tarihli raporda; davacı vekili tarafından dosyaya sunulan adreste inceleme yapıldığı, adreste davalı şirketin faaliyet gösterdiği, tespite gidilen adreste bulunan okul binalarının dışında davacı …’a ait fotoğrafların kullanıldığı, keza davalı tarafından kullanılan alan adı altında faaliyet gösteren internet sitesinde davacı …’a ait fotoğrafların kullanıldığını, dava dışı …Tİc. Ltd ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme ile tanıtım malzemelerinde … ibaresinin kullanımına izin verildiği fakat davacı ile davalı şirket arasında davacının resimlerinin kullanılması ilişkin açık ve yazılı bir izin verilmediği, bu nedenle davacının resimlerinin tespite konu şekillerde kullanılmasının kişilik haklarına tecavüz mahiyeti taşıdığını beyan ettiği İlk derece mahkemesince Bilirkişiler Yrd, Doç. Dr. …, …, …’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 30.10.2017 tarihli heyet raporunda; Dava dışı … … Ltd, Şti. adına tescilli … marka hakkına tecavüzün bulunmadığı, davalı kullanımının lisans sözleşmesine dayandığı, davacının davalı şirketin kurucusu ve ortağı olduğu dönemde, fotoğraf ve görsellerin kullanılmasına izin vermediğinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olup, basiretli tacir gibi davranması gereken davacının açıkça rıza göstermediğine dair bir kayıt da bulunmadığından, ortaklık dönemi boyunca fiilin kişilik haklarına aykırılık veya haksız rekabet teşkil etmeyeceği, dava dışı … Ltd. Şti ile davalı arasında imzalanan lisans sözleşmesinde tanıtım malzemelerinde … ibareli markanın kullanımına izin verildiği ancak davacı … ile davalı şirket arasında … fotoğraf ve görsellerinin tanıtım amacıyla ticari mahiyette kullanılmasına izin verildiğine dair bir hüküm bulunmadığı, taraflar arasında açık muvafakat bulunduğuna dair başkaca bir belge ibraz edilmediği dikkate alındığından fiilin FSEK md. 84 yollaması ile haksız rekabet hükümlerinin uygulanacağı, aldatıcı reklam ve kişilik haklarına aykırılık bulunduğu yönünde beyanda bulundukları anlaşılmıştır. Mahkemece kök rapora itiraz sonucunda alınan 07.05.2018 tarihli ek raporda; taraflar arasında açık muvaffakat bulunduğuna dair ibraz edilen e posta yazışmaları hakkında taktirin mahkemeye ait olduğu, davacının davalı şirketin kurucusu ve ortağı olduğu dönemde, fotoğraf ve görsellerin kullanılmasına izin vermediğinin kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olup, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacının açık rıza göstermediğine dair bir kayıt da bulunmadığından, ortaklık dönemi boyunca fiilin kişilik haklarına aykırılık ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği, her davanın açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi olaylara göre değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda dava tarihinin 04.05.2016, keşif tarihinin 18.05.2016 olduğu, hisse devri sözleşmesinin ise 29.06.2016 olduğu dikkate alındığında davanın açıldığı tarih itibariyle hisse devri gerçekleşmediğinden ortaklık dönemi boyunca fiilin kişilik haklarına aykırılık veya haksız rekabet teşkil etmeyeceği, beyan edilmiştir. Dosyaya 01/05/2014 tarihli dava dışı … Ltd. Şti ile davalı şirket arasında yapılan Marka Lisans Sözleşmesi ibraz edilmiştir. Davacı tarafça ibraz edilen Ankara … Noterliği’nin 01 Eylül 2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinden, davacının davalı şirkete, muhataba ait okulda sadece müvekkilinin resminin bulunduğu pankartlar, web sayfasında ise sadece müvekkilinin resminin yer aldığı görsellerin kullanıldığını, lisans sözleşmesi imzalanılan şirketin tek yetkilisinin müvekkili olmadığını, müvekkilinin resminin kullanılması için izin alınmadığını bu durumun müvekkilinin kişilik haklarına saldırı olduğu gibi ticari anlamda da yanıltıcı reklam yapılmış olması nedeniyle haksız rekabet yaratıldığını, izin alınmak suretiyle içinde hem müvekkilinin hem de Akademi’nin diğer kurucu ortağı olan …’in yer aldığı resimlerin ve görsellerin kullanılabileceğini hatırlattıklarını, müvekkilinden izin alınmaksızın kendisini reklam yüzü haline getirmeye son verilmesini bildirdiği görülmüş, ihtarnamede tebliğ şerhi bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan marka tescil kayıtlarından 41. Ve 43. Sınıfta … ve … markalarının … Ltd. Şti adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya ibraz edilen e mail yazışmalarının 05/06/2015 tarihli olduğu, “… ,… …” adıyla, …” adresinden, www… adresine gönderildiği …’dan fiyat teklifi alındığı, … isimli kişiye onay için gönderildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E:Davacı vekili ön inceleme duruşmasında, dava dilekçesindeki talebini daraltarak müvekkili …’in fotoğrafının davalı tarafça binanın üzerinde giydirme şeklinde kullanılması ve internet sitesinde kullanılması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini beyan etmiş, mahkemece davacının dava tarihinde davalı şirketin ortağı olduğu ve dosyaya sunulan e posta yazışmalarından da, davacının kullanıma muvafakatinin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Mahkemece alınan 24/05/2016 tarihli raporda, bilirkişinin davalı şirkete ait anaokulu ve ilk okul olarak kullanılan binada inceleme yapıldığı, görsellerin bilirkişi raporu ekinde sunulduğu ve görsellerde binanın dış cephesinde davacının resminin, cam yüzey üzerine ön cepheyi kaplayacak şekilde “Kurucu …” ibaresiyle kullanıldığı, yine internet sitesinde de davacının tek başına ve dava dışı …’in resmi ile birlikte fotoğrafına yer verildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf davacının davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu ve görsellerin davacının talimatı ile gönderildiğini, davacının .. ile ortağı olduğu dava dışı … Ltd. Şti ile davalı arasında lisans sözleşmesi imzalandığını, şirketler arasında bağ bulunduğunu ileri sürmüştür. 01/05/2014 tarihli dava dışı … Ltd. Şti ile davalı şirket arasında yapılan Lisans Sözleşmesinde, davacının fotoğrafının ticari amaçlı olarak kullanılacağına dair bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının, davalıya Ankara … Noterliği’nin 01 Eylül 2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, resimlerinin kullanılmasının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu ve haksız rekabete sebebiyet verdiği, kullanıma son verilmesi gerektiğinin ihtar olunduğu anlaşılmışsa da, mahkemece ihtarnamenin tebliğ şerhi ilgili Noterlikten celp edilmemiş, kararın gerekçesinde de bu husus üzerinde durulmamıştır. Dairemizce ilgili Noterlikten celp edilen tebligat evrakından, 04/09/2015 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Dosyaya ibraz edilen e mail yazışmalarının 05/06/2015 tarihli olduğu, “…,… …” adıyla, …” adresinden, www… adresine gönderildiği …’dan fiyat teklifi alındığı, … isimli kişiye onay için gönderildiği anlaşılmıştır. Davacının tanınmış bir kişi olduğu ve resminin davalı tarafça reklam ve ticari amaçlı kullanıldığı sabittir. Davalı tarafça davacının muvafakatinin bulunduğu ileri sürülmüşse de, bu hususta yazılı delil sunulmamış, ibraz edilen mail yazışmalarının taraflar arasında değil, dava dışı üçüncü kişiler arasında yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda mail yazışmalarının davacının resminin kullanılmasında onayının bulunduğu şeklinde yorumlanması mümkün değildir. Kaldı ki davacı tarafça dava tarihinden önce, davalıya ihtarname gönderilerek kullanıma son verilmesinin ihtar olunduğu da anlaşılmıştır. Bu durumda kullanımın izinsiz olduğunun kabulü gerekirken, davacının davalı şirkette kurucusu ve ortak olduğu dönemde rızası dışında kullanıldığının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğuna dair bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. 5846 Sayılı FSEK 86. Madde de, ” Eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portreler tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19 uncu maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arz edilemez.”hükmü düzenlenmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında istisnalar düzenlenmişse de, somut olayda istisnalar bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davacı tarafın resminin izinsiz olarak kullanılması nedeniyle uğradığı maddi zarar ve manevi zarar konusunda inceleme yaparak, davacının tazminat talepleri hakkında karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında açıklanan hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 23/10/2018 tarihli 2017/356 E. – 2018/393 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın Dairemizin kararında açıklanan hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 73,10 TL tehir-i icra karar harcı, 14,60 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 185,80 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 19/01/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.