Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/362 E. 2019/478 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/362 Esas
KARAR NO : 2019/478
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/393
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 06/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 14/10/2016 tarihinde İstanbul Ticaret Siciline tescil edilerek faaliyetlere başladığını, çekirdek unvan olması sebebiyle “…..” kelimesini …. nezdinde …..ve ……. numaralı başvurular ile tescilinin talep edildiğini ve “…….” markası üzerinde müvekkilinin münhasır kullanım hakkı mevcut oludğunu, davalı şirketin ise 3 Ocak 2017 tarihinde kurulduğunu, dolayısıyla müvekkilinin “……” unvanı üzerinde öncelikli kullanımı olduğunu, davalı şirket ve davalı şirketin yetkili müdürü ve ortağı olan diğer davalı …’in “…….” markasını unvansal kullanımın ötesinde marka olarak davacının izni olmaksızın davacının faaliyet gösterdiği faaliyet alanlarında kullanarak müvekkilinin marka hakkına tecavüz etmekte olduğunu, bu durumun müşteriler nezdinde iltibas oluşturduğunu, tarafların benzer şekilde danışmanlık alanında faaliyet gösterdiklerini, davalıların internet sitesi olan www…………..com adresini unvansal kullanım olmaksızın sadece “…..” başlığı altında açtıklarını, müvekkilinin markası ….. logo olarak farklı yerde kullandıkları ve ticari kazanç elde ettiklerini, ayrıca davalı …’in de “…….” markası adı altında izin almaksızın kitap bastırıp satışa sunduğunu belirterek tecavüzün durdurulması, davalıların ürünlerine ve promosyon materyallerine el konulmasını, maddi ve manevi zararların tazminini istemiş, ayrıca davalılara ait internet sitelerine ve sosyal medya hesaplarına erişimin durdurulması, davalıların “……..” markası adı altında faaliyet gösterdikleri şeklinde yanıltıcı ifadelerin arama motorlarından kaldırılmasına, davalıların ticari faaliyetlerinde ….. markasını kullanmalarının yasaklanmasına, tüm promosyon materyallerine el konulmasına, davalı …’in …… markası adı altında bastırdığı kitapların toplatılması ve basılacak sonraki kitapların bu marka adı altında basımının durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilerinin marka hakkına tecavüz eyleminde bulunmadıklarını, müvekkili şirketin “…..” markasını 11/01/2017 tarihinde 36.sınıfta 10 yıl süreyle kendi adına tescil ettirdiğini ve bu markayıp kullanıp hizmet verdiğini, müvekkiline ait markanın bültendeyayınlanmasından sonra davacı tarafın herhangi bir itirazda bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı kullanımlarının tescile dayalı olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca davalı şirketin markasının “…….” olmasına rağmen faaliyetlerini davacı lehine tescilli olan ……. markası adı altında yürüttüğünü, dolayısıyla davalının kendi lehine tescilli markayı kullandığı gerekçesinin bir temeli bulunmadığını, davalının kötüniyetli olarak tescil ettirdiği ….. markası ile faaliyetlerinde kullandığı şekli arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, yine diğer davalının da üzerinde tescilli markası olmamasına rağmen izin almaksızın ……… markasını bastırdığı kitaplarda kullandığını ve satışa sunduğunu, bütün bunların markaya tecavüz olduğunu, ayrıca davacının 2016/85528 sayılı ……. markasını 26 Ekim 2016’da tescil edildiğini, davalı şirketin 2017/02406 sayılı ….. markasının ise 11 Ocak 2017 ‘de tescil edildiğini, yani davalının tescilinin daha sonraki bir tarih olduğunu, ayrıca tarafların aynı türdeki hizmetlerle iş itigal ettiklerini, markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, bu durumun müşteriler nezdinde iltibas oluşturduğunu bildirmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde sunduğu marka bilgilerinde 2016/85528 sayılı markanın 35 ve 45.sınıflarda tescil edildiği, koruma tarihinin 26/10/2016 tarihinde başladığı görülmüştür. Ek 2 de sunulan google arama motorunda ….. yazıldığında www……………com internet adresinin çıktığı, yine yukarıda belirtilen www…………com adresinde …….. ibaresinin kullanıldığı, adres olarak davalı şirketin adresinin yazılı olduğu, yine … tarafından yazıldığı belirtilen kitap görsellerinin de aynı adreste satışa sunulduğu ve kitap görsellerinin üst kısmında …… akademi ibarelerinin bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün durdurulması, el koyma ve maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Mahkemece, doğrudan tensiple birlikte davalı kullanımlarının tescile dayalı olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Dava konusunun önem ve mahiyeti ve fikri mülkiyete ilişkin davalarda yaygın uygulamaya göre eğer bir tecavüz eylemi iddiası ve buna bağlı olarak tedbir talebi var ise mahkemece doğrudan bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. Somut olayda davacı taraf, davalının, davacıya ait marka haklarına tecavüz ettiğini ve dava dilekçesinde bahsedilen internet sitesinde bu durumun mevcut olduğunu, ayrıca davalı …’in “……” markasıyla kitap bastırıp satışa sunduğunu iddia ederek ihtiyati tedbir talep etmiştir. Bu durumda mahkemece, tarafların markalarıyla ilgili bilgi ve belgelerin TPMK’dan dosyaya celbi ile dava dilekçesinde belirtilen internet sitesi üzerinde ve davalı … tarafından yazıldığı belirtilen kitaplar ile tüm deliller üzerinde bir değerlendirme yapılması bakımından, bir marka konusunda uzman ve bir bilişimci bilirkişiden iddiaya konu tecavüzün olup olmadığı ve internet sitesinde bulunan yayınların ve kitaplardaki durumun markaya tecavüz oluşturup oluşturmadığı hususunun değerlendirilmesi için rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile talebin reddi doğru olmayıp davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/393 esas sayılı dosyasında verilen 17/12/2018 tarihli ihtiyati tedbirin reddine dair kararının KALDIRILMASINA, 3- Yukarıda gerekçede belirtildiği gibi inceleme yapıldıktan sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 23,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 144,80 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.06/03/2019