Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/356 E. 2019/477 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/356 Esas
KARAR NO : 2019/477
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/884
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin ortakları ……….ve ………….. olup paylarının %50’şer oranında olduğunu ve ortakların münferiden atacakları imza ile şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin bulunduğunu, şirket ortaklarından ….. tarafından davalıya verilen 01/01/2016 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak müvekkili şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin davalıyla herhangi bir ilişkisi bulunmayıp müvekkiline verdiği herhangi bir mal ve nakit olmadığını, …… diğer hissedar ….. haksız kazanç elde etmek amacıyla bu senedi sahte olarak düzenlediğinin anlaşıldığını, icra tehdidi ve baskısı altında davalıya yapılan görüşmeler ve protokol çerçevesinde 80.000 TL nakit ödeme yapıldığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, ayrıca 80.000 TL’nin istirdadı ile teminatsız olarak icranın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının düzenleyip imzaladığı senetten tam sorumlu olduğunu, iddialarını yazılı olarak ispatlaması gerektiğini, davacı tarafından sunulan protokolün mahkemeyi yanıltmak için kendileri tarafından hazırlandığını, protokolde müvekkilinin ya da o gün ki vekilinin imzasının olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 24/09/2018 tarihli tensip zaptının 4/b maddesi ile icra veznesine yatacak paranın %15 teminat mukabilinde alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş, yine mahkemece 05/11/2018 tarihli ara karar ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 16/11/2018 havale tarihli dilekçesi ile süresinde teminat mektubunu icra dosyasına sunmadıkları, bu nedenle yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini istediği, mahkemece 16/11/2018 tarihinde aynı şekilde %15 teminat karşılığında icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesine dair tedbir kararı verilmiştir. Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itiraz ettiği, bunun üzerine mahkemece 10/01/2019 tarihinde ihtiyati tedbire itirazın kabulüne, sunulan belgeler dikkate alındığında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği , yine davanın esasını kapsar nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği gerekçeleriyle ihtiyati tedbire itirazın kabulü ile 16/11/2018 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca 16/11/2018 tarihli tedbir kararı üzerine icra veznesine teminatın depo edildiğini, İİK’nun 72/3 maddesinin açık ve net olduğunu, verilen tedbir kararının yasaya uygun olduğunu, ancak istinafa getirdikleri kararın ise yasa hükmünün hiçe sayılarak verildiğini, davalı ile abisi ….. için Bakırköy C. Savcılığına 2019/5949 sayılı dosyasında şikayette bulunduklarını, ayrıca davacı şirket defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda söz konusu senedin şirket defterlerinde kayıtlı olmadığını, bu raporun şirketin borçlu olmadığını gösterdiğini, ayrıca tedbir kararının davalı yönünden hiçbir hak kaybına yol açmayacağını, verilen kararla adil yargılama ilkesinin ihlal edildiğini, İİK 72/3 maddesinin özel düzenleme olup dikkate alınmamasının yasal olmadığını bildirmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinin ekinde Bakırköy C. Savcılığına yaptıkları suç duyurusu dilekçesi, aldıkları uzman raporu ve davalının asgari ücretle çalıştığına dair bordrolar bulunduğunu belirtmiş ise de dosyanın fiziki incelemesinde bu eklerin bulunmadığı, UYAP ortamında istinaf dilekçesinin yapılan kontrolünde de bu tür eklerin bulunmadığı görülmüştür.Davaya konu Bakırköy …..İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalının davacı aleyhine toplam 1.141.821,92 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla 20/09/2017 tarihinde icra takibi başlattığı, borçlu şirket yetkilisi ….. icra dosyasına verdiği dilekçe ile …. tarafından yetkilisi bulunduğu şirket lehine tesis edilen ipotek bedelinin şirket tarafından kapatılamadığından, alacaklının meskur icra takibini başlattığı, kanuni sürelerden feragat ettikleri yönünde beyanda bulunduğu görülmüştür. Dava dilekçesine ekli ve alacaklı şirket yetkilileri ….. ve ….. tarafından birlikte imzalanan protokolde; borçlu şirketin ……….., ………. ve …………… adına kayıtlı taşınmazlar üzerine davacı şirket yönünden tesis edilen ipoteğin protokolün tarihinden itibaren en geç 5 ay içinde 28/08/2018 tarihine kadar kaldırmayı kabul ve taahhüt ettiği, icra dosyası ile ilgili olarak icra harçları, haciz masrafları ve icra vekalet ücreti ve akdi vekalet ücreti olmak üzere toplam 150.000,00 TL’nin davacı, …. ve ….. tarafından Av. …… ödeneceği, 80.000 TL’nin en geç 06/10/2017 tarihine kadar ödeneceği, geri kalan 70.000 TL’nin 35.000 TL’lik kısmına ilişkin davacı şirket tarafından bir adet çek verildiği, geriye kalan 35.000 TL’lik kısmın ise ….. tarafından ……. ödeneceği, meskur ödemelerin yapılması ve çekin tahsiliyle birlikte b.orçlu şirketin vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda alacaklı tarafından kayıtsız şartsız gayri kabili rücuen ibra edilmiş sayılacağı, yine protokolün 6.maddesinde; dava dışı …….davacı lehine kefil olup verilen süre içinde ipoteklerin kaldırılmaması durumunda meskur taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılacağını kabul ve taahhüt ettiği, 7.maddede ise işbu protokol hükümlerinin yerine getirilmesini müteakip tarafların birbirini kayıtsız şartsız ibra etmiş sayılacakları ve ….. adına başlatılan icra takibinin de takipsiz bırakılacağını, protokolün varlığına rağmen herhangi bir şekilde işlem yapılması halinde her türlü sorumluluğun davalı ……ait olduğu hükme bağlandığı görülmüştür. Davanın 20/09/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür. Takip ve dava konusu senedin 01/01/2014 tanzim, 15/06/2014 vade, 1.000.000,00 TL bedelli ve nakden düzenlendiği, keşidecisinin davacı, lehtarın ise davalı olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilen karara yöneliktir. Davacı tarafın iddiaları, hazırlık soruşturması ve özellikle davacı şirket yetkililerinden …… davalıyla kardeş olduğu ve haksız menfaat temin ettiği yönünde iddialar ileri sürülmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca verilen ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Buna göre söz konusu ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/01/2019 tarihli ihtiyati tedbire itirazın kabulüne dair kararın KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 153,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.06/03/2019