Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/333 Esas
KARAR NO : 2019/1820
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2018
NUMARASI : 2018/803 E. – 2018/1176 K.
DAVANIN KONUSU: Yargılamanın Yenilenmesi
KARAR TARİHİ: 20/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:
Yargılamanın yenilenmesi davası yönünden davacı vekili dilekçesinde özetle; gıyapta yapıldığını iddia ettiği Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/533 E. 2014/231 Sayı ve 16/09/2014 tarihli İpoteğin Kaldırılması hakkında verilmiş davanın kabulüne dair kararın yeni ortaya çıkan durum, belgeler karşısında yargılamanın yenilenmesi, davalılarda kalan bono ile tevsik edilmiş alacağın bono vade tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsili, bakiye alacak, ferileri hakkında dava hakkının saklı tutulmasını, belirsiz alacak ve tespite karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in, Davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davaya konu oluşturulan Finansal kiralama sözleşmesine ilişkin edimlerini yerine getirdiğini, herhangi bir borç ve alacak kalmadığı için araçlar adına tescili yapıldığını, bu hususun noterde yapılan kat’i satış sözleşmesinde ifade edildiğin, satış bedelinin tamamının alındığının, tarafların birbirlerini ibra ettiklerinin yer almakta olduğunu, dava dilekçesine konu edilen 2000, 2004, 2005 yıllarına ilişkin düzenlenmiş finansal kiralama sözleşmeleri ve bu sözleşmedeki edimler neticesi araçların devrine yönelik süreçlerde bizatihi davacı vekili Av….’nin şirket yönetimin kurulu başkanı olup kendi tasarrufu ile araç devirlerinin yapılmış olduğunu, tebligatların usulüne uygun yapıldığını, davacının gerek adres kayıtları yönünden gerek ise de vekilinin zamanında şirket yönetim kurulu başkanlığı sıfatı nedeni ile tüm bu hususları bilebilecek durumda iken huzurdaki davayı açmış olması nedeni ile davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi koşulları oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yargılamanın gıyapta yapıldığını, TK 35.maddesine göre yapılan tebliğlerin geçersiz olduğunu, tüzel kişi şirketin temsilcilerine tebligat yapılmasının gerekli olduğunu, şirketin İstanbul 13. ATM’nin 2009/373 Esas, 2010/363 Karar sayılı ilamı gereğince kayyım yönetiminde olduğunu, bu nedenle de karar tebliğinin hatalı olduğunu, taraflar arasında borç olmadığı kurgusunun yanlış olduğunu, süregelen uyuşmazlıklar olduğunu ve sonradan ortaya çıkan davalının kesin borcunun kanıtının İstanbul ..İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının olduğunu, yeterli inceleme yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP:
Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin kararının yerinde olduğunu belirterek kararın onanmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/533 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; mahkemece yargılama aşamasında davalı … AŞ adına “…Şişli Levent/İstanbul” adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın iade edildiği, şirketin Ticaret Sicile kayıtlı olan adresi ile iade gelen adresin aynı olması nedeni ile müteakip işlemlerin TK 35.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dairemizce Ticaret Sicil kayıtlarının yeniden incelenmesinde de ilgili tebliğ tarihleri itibarı ile davacı … AŞ’nin sicile kayıtlı adresinin aynı olduğunun 27.09.2012 Tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile anlaşıldığı, bu nedenle davacı vekilinin yargılamanın gıyapta yapıldığına ilişkin istinaf isteminin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargılamanın yenilenmesi kanunda istisnai ve sınırlı olarak sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde kabul edilebilecektir.
6100 sayılı HMK 375 maddesine göre;
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi,
Hallerinde yargılamanın iadesi talep edilebilir.
Davacı vekilinin istinaf istemine konu diğer sebeplerin HMK’nın 375.maddesinde ileri sürülen sebeplerden olmadığı, tebligatların da usulüne uygun olarak yapılmış olduğu anlaşılmakla mahkemenin red kararı yerinde görülmüş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/09/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.