Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/314 E. 2019/414 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/314 Esas
KARAR NO: 2019/414
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2018
NUMARASI: 2018/1260 2018/1267
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 27/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkilinin 1.000.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlulardan toplam 161.092,29 TL alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsilinin temini amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiş, mahkemece talep yerinde görülerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir.Borçlular vekili, işbu ihtiyati haciz kararına borçluların adresinin Mersin olduğunu, İstanbul İcra Mahkemeler’inin senet üzerinde yetkili kılınmış ise de, söz konusu yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, ayrıca takibe konu senetteki imzanın müvekkili şirkete ve şirketin temsilcisi olan …’a ait olmadığını, çekteki imzaya itiraz ettiklerini, senet üzerindeki yazıların sonradan yazıldığını, kısmen ihtiyati haciz talep edilmesinin senedin düzmece olduğunu göstermediğini, İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açtıklarını, ayrıca teminatın da yetersiz olduğunu bildirmiştir. Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; ihtiyati haciz isteyenin itiraza karşı verdiği beyan dilekçesinde sadece İstanbul İcra Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki sözleşmesi bulunduğunu savunduğunu, başkaca savunmanın bulunmadığı, yetki itirazının yerinde olduğu, yetki sözleşmesinin ticaret mahkemesini yetkili kılmadığı, başkaca savunmanın da bulunmadığı, yetki itirazının haklı olduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiş, kararı ihtiyati haciz isteyen vekili istinaf etmiştir. İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf sebebi olarak; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında HMK’nun 17.maddesi uyarınca yetki sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede icra daireleri ve tüm hukuk ve ceza mahkemelerinin tek tek sayılmasının mümkün olmadığını, yetki sözleşmelerinin hangi yer adliyesinin yetkili kılındığı ve icra daireleri ile mahkemeleri denmek suretiyle yazıldığını, aksinin kabulü durumunda mahkemelerin tek tek sayılmasının gerektiğini, bunun da pratikte mümkün olmadığını, bu nedenle mahkeme diyerek tüm mahkemelerin kastedildiğini, bono incelendiğinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun belirlendiğini, mahkemeler kavramına ticaret mahkemesinin de girdiğini bildirmiştir.
İhtiyati haciz isteyen tarafından sunulan genel faktoring sözleşmesinin 13/1 maddesinde; … mahkeme ve icra daireleri ile şirketin genel müdürlüğünün bulunduğu yerdeki mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olacağının, kanunen yetkili icra daireleri ve mahkemelerin yetkilerinin saklı olduğunun kabul edildiğini görülmüştür. Bono metninde ise ihtilaf vukuunda İstanbul İcra Daireleri ve mahkemelerinin selahiyetinin kabul edildiğinin yazılı olduğu, bononun …. Ltd. Şti, … Ltd. Şti, …. ve … tarafından imzalandığı, sözleşmede ise …. Ltd. Şti ile … imzalarının bulunduğu görülmüştür. İhtiyati haciz isteyen vekilince itiraza karşı verilen beyan dilekçesinde; bonoda taraflar arasında İstanbul İcra Mahkemelerinin yetkili kılındığını belirtmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati hacze ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati hacze itirazın kabulü kararına yöneliktir. İhtiyati haczin dayanağı bono olup bonoda ihtilaf halinde İstanbul İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin XIII/1 maddesinde yetkili mahkemeler düzenlenmiş ise de, hangi yer mahkemesinin yetkili olduğuna dair boşluk kısmın doldurulmadığı anlaşılmış ancak bono metninde İstanbul Mahkemeleri yetkili kılındığı görülmüştür. Bu haliyle itirazın kabulü doğru değildir. Öte yandan ihtiyati haciz isteyen vekilinin itiraza karşı beyan dilekçesinde İstanbul icra ve mahkemelerinin yetkili kılındığı şeklindeki beyanı esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir. Mahkemece, varsa sözleşme veya diğer delillerin değerlendirilmesi gerekir. Yine ihtiyati hacze itiraz edenin diğer itiraz sebepleri de imza inkarı, senet üzerindeki yazıların sonradan yazıldığı ve kısmen ihtiyati haciz talep edilmesinin senedin düzmece olduğu anlamına geldiği ve teminatın miktarına ilişkin olup bu itirazlar yönünden dairemizce yapılan değerlendirmede ise teminatın yeterli olduğu, diğer itiraz sebeplerinin ise açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebileceği hususları dikkate alındığında, diğer itiraz sebepleri de yerinde değildir. Hal böyle olunca ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/10/2018 tarih, 2018/1260 D.İş, 2018/1267 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-İhtiyati hacze itirazın REDDİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde ihtiyati haciz isteyene iadesine, 5-İstinaf aşamasında ihtiyati haciz isteyen tarafından yapılan yargılama gideri olan 176,60 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 50,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 226,60 TL’nin karşı taraflardan alınarak ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.27/02/2019