Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/3039 E. 2022/832 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3039 Esas
KARAR NO: 2022/832 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/07/2019
NUMARASI: 2018/427 E. – 2019/638 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılardan …’ın müvekkili davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, takibe konu 15/11/2016 tarihli 30.000,00-TL bedelli çekin keşidecisi … tarafından davacı …’a verildiğini, davacı tarafından davalı …’e verildiğini, 30.000,00-TL’yi 30 Kasım 2016 tarihinde davalı …’e ödediğini, ancak çeki geri vermediğini ve hakkında icra takibi başlatıldığını belirterek davacının borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibinin iptaline çek aslının taraflarına iadesini ve davalı tarafın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, talep etmiştir.
CEVAP; Davalılar vekili cevap dilekçesinde; takip alacaklısının müvekkillerinden … olduğunu, davalı müvekkili … yönünden husumet itirazında bulunduklarını, Müvekkili …’ın dava konusu çeki davalı …’ten alacağına mahsuben yasalara uygun olarak aldığını, davalı … ile davacı arasındaki ilişkiyi bilemeyeceğini, davacı tarafın davalının verdiği ödeme belgesinin aslının dosyaya sunulmasına karar verilmesini talep ettiklerini ve imzaya itiraz haklarını saklı tutuklarını beyanla, davanın reddini davacı tarafın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2019 tarihli 2018/427 Esas-2019/638 Karar sayılı kararıyla; “…Mahkeme dosyasına davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan ve davalı … imzasını havi belgeden davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu 30.000TL çek miktarı değerinde paranın davacı … tarafından davalı …’e 30.11.2016 tarihinde ödendiği ve çekin de bir hafta sonra 07.12.2016 tarihinde davacıya teslim edileceğinin davalının imzasını havi belgede yazılı olduğu, davalının bu imzayı inkar etmediği (saklı tuttuğu), icra takip tarihi ve 26.05.2017 alacağın temliki sözleşmesi tarihinin çekin teslim edileceğinin kararlaştırıldığı 07.12.2016 tarihinden sonra olduğu, TTK. nun 780. Maddesine göre çekin kayıtsız ve şartsız bir ödeme aracı olması ve aynı zamanda davalının imzasını taşıyan ve imza inkarında bulunulmayan dava dilekçesi ekinde mahkememize sunulan ödemeye ilişkin yazılı belgeden çek borçlusunun çek alacaklısına borcunu ödediğinin anlaşıldığı ve böylece davacının söz konusu çek nedeniyle borçlu olmadığını ispat yükümlüğünü yerine getirdiği, alacağı temlik alan …’ın taraflar arasındaki ödeme belgesinden bilgi sahibi olamayabileceğinden davanın kısmen kabulü İİK.nun 72/5 madde şartları gerçekleşmediği” gerekçesiyle; Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyasından davacının borçlu olmadığının tespitine, -Davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davalılar vekilinin davalılar … ve … için ayrı ayrı ibraz ettiği istinaf dilekçelerinde; mahkemenin kararını aslı dahi mevcut olmayan bir belge üzerine kurduğunu, bilirkişi raporunda da, ödeme belgesinin takip konusu borca karşılık verildiğinin ispatının davacı tarafa ait olduğunun, belgedeki bilgi eksikliği nedeniyle belgenin çekle ilgili olup olmadığının tespit edilemediğinin açıkça bildirildiğini, mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek karar verildiğini, davacının iddiasını ispat edemediğini, ödeme belgesinin aslını dahi ibraz edemediğini, imza itirazını saklı tutmalarına rağmen, belge aslının ibraz edilmemesi nedeniyle mahkemece belgeye karşı beyanda bulunulmamış gibi karar verildiğini, mahkemenin varlığı şüpheli belge fotokopisine dayanarak borcun ödendiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini beyanla kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin 22/11/2019 tarihli katılmalı istinaf dilekçesinde; mahkemenin müvekkilinin borçlu olmadığı yönünde karar vermişse de, ödeme belgesi ile takibe konu olan çekin iadesi yönünde talebi reddettiğini, oysa çekin iadesi ile müvekkilinin keşideciye başvuru hakkının bulunduğunu, davalıların müvekkilinden tahsil ettiği çek bedelini ikinci kez keşideciden talep ve tahsil hakkına sahip olduğunu, davalıların abla kardeş olduklarını, temlik hükümlerinden faydalanılarak alacaklı görünen …’ın kötüniyetli olarak müvekkiline ev haczi ve kaydi hacizlerle baskı yaparak mağdur ettiğini, mahkemenin kötü niyet tazminatına karar vermemesinin hatalı olduğunu, davalıların yargılama sırasında ödeme belgesine itirazlarının bulunmadığını, istinaf aşamasında ileri sürülmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığını ve bu itirazın dinlenemeyeceğini, ödeme belgesinin çeke ilişkin olduğunun çok açık olduğunu beyanla, kararın düzeltilerek talepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasını talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında, alacaklı … tarafından, davacı borçlu aleyhine 17/05/2017 tarihinde 15/11/2016 keşide tarihli 30.000 TL bedelli çeke dayanarak ferileriyle birlikte 34.705,07 TL toplam alacağın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı anlaşılmıştır. Davaya konu çekin incelenmesinde … Sürmene/Trabzon Şubesine ait, 15/11/2016 keşide tarihli 30.000 TL bedelli çekin keşidecisinin, dava dışı … olduğu, hamiline düzenlenen çekin … tarafından …’e ciro edildiği, …’ten sonraki iki cirantanın karalandığı, 15/11/2016 tarihinde bankaya ibraz edilerek karşılıksız çıktığı görülmüştür. Davalılar arasında imzalanan 26/05/2017 tarihli temlik sözleşmesi ile, … tarafından borçlular … ve …’tan olan 30.000 TL’lık alacağının …’a temlik edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça dosyaya 30/11/2016 tarihli ödeme belgesi örneği sunulduğu, belgede; 30/11/2016 tarihinde …’tan 15/11/2016 tarihli çekin karşılığında 30.000 TL (otuz bin TL) aldım. Çeki sözleşme tarihinden bir hafta sonra 07/12/2016 tarihinde …’a teslim edeceğim. …-imza” yazdığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan 29/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında ticari ilişki olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve bulguya rastlanmadığı, çekin davacı tarafından davalıya ne için verildiğinin belli olmadığı, dava konusu çekin davalılardan … ile … arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi ile …’a verildiği, davacının dava dosyası ekinde sunduğu, davalı …’ün imzaladığı çek tahsiline ait olduğu iddia edilen ödeme belgesinde çek bilgilerinin eksik olduğu (Çekin hangi Bankaya ve şubesine ait olduğu, çek keşidecisinin adı soyadı, çek numarası), davalı tarafın ödeme belgesinin aslının dosyaya girmesini ve imza inkarı haklarının saklı olduğunu talep ettiği, ödeme belgesinin davacı tarafından çeke karşılık verildiğinin ispatının davacı tarafa ait olduğu, ödeme belgesindeki bilgilerin eksikliğinden dolayı belgenin dava konusu çekle ilgili olup olmadığı ve imza incelenmesinde takdirin Mahkemede olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ilk derece mahkemesince, takibe konu çek bedelinin ödendiğinden bahisle davanın kabulüne, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, davalılar vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurularında bulunmuştur. Davacı vekili, katılma talepli istinaf başvurusunda, çek aslının iadesi talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürmüştür. Davacı vekilinin dava dilekçesinde, takibe konu çek aslının iadesini talep etmesine rağmen, mahkemece gerekçede bu talebin reddedildiğine yönelik bir açıklama ve gerekçeye yer verilmediği gibi, hüküm de kurulmadığı, talep hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesinin, HMK 297/2 maddesine aykırılık teşkil ettiği anlaşılmakla, davacı vekilinin katılmalı istinaf başvurusunun esasa yönelik sebepleri bu aşamada incelenmeksizin kabulüne karar verilmiştir. Davalılar vekilinin istinaf başvurusunda, mahkemece ödeme belgesinin aslının incelenmeden karar verildiğini, cevap dilekçelerinde imzaya itiraz haklarını saklı tuttuklarını, belge fotokopisine dayanılarak karar verilmesinin usule uygun olmadığını ileri sürdüğü, mahkemece belge aslının davacı tarafça ibrazının istenilerek, 30/11/2016 tarihli ödeme belgesinde isim ve imzası olan davalı …’ün imzanın kendisine ait olup olmadığı konusunda isticvabı ile, imza inkarı halinde usulünce imza incelemesi yaptırılması, imzanın kabulü halinde ise belge içeriğindeki beyanların ve ödeme belgesi olarak kabul edilip edilemeyeceğinin tartışılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, belge aslı incelenmeksizin karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, taraf vekillerinin istinaf başvuruları kabul edilmekle, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin katılmalı istinaf başvurusunun esasa yönelik sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 3-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2019 tarihli 2018/427 Esas-2019/638 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2, HMK 355. madde gereğince KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Tarafların İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, 6-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 38,00 TL (posta-teb-müz) masrafının üzerinde bırakılmasına, b)Davalılar avansından kullanıldığı anlaşılan; 38,00 TL (posta-teb-müz) masrafının üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/05/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.