Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/3029 E. 2022/573 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/3029 Esas
KARAR NO: 2022/573 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI: 2018/179 E. – 2019/678 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin …bank Üsküdar Şubesine ait 20/02/2014 tarihli 100.000,00 TL bedelli çek nedeniyle müvekkiline karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyada takip başlattığını, takip konusu çekin müvekkili tarafından kaybedilerek bankaya bildirilen çekler arasında olduğunu, çıplak gözle incelendiğinde dahi imzanın müvekkili şirket yetkilisi …’a ait olmadığının anlaşılacağını beyanla, takip dosyası nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu çeki, ticari ilişki nedeniyle, dava dışı ciranta … A.Ş.’den ciro yoluyla devir aldığını, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen çekin karşılıksız çıkması üzerine ihtiyati haciz alınarak takibe başlandığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, ciro silsilesinin düzgün olduğunu, bankaya yapılan başvurunun keşide tarihinden 5 ay sonra olduğunu, imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, ayrıca ticari uygulamada zamana zaman şirket yetkililerinin sözlü yetki ile çek keşidesi konusunda yetki verdiğini, bu nedenle ticaret sicil ve SGK şirket yetkililerinin tespit edilerek imzanın bu kişilere ait olup olmadığının tespiti gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilemesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/06/2019 tarihli 2018/179 E. – 2019/678 K. sayılı kararıyla; ” mahkemece alınan bilirkişi raporuyla imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiğini TTK 780. Madde gereğince imzanın çekin asli unsuru olup, imzanın bulunmaması halinde çekten sorumlu tutulamayacağını, tüzel kişilerde yetkisiz kişi tarafından atılan imzaların benimsenmesi halinde geçerliliğinin yetkisiz temsil hükümlerine göre kabul edilebilecekse de, somut olayda davalının imzanın başkası tarafından atılmış olabileceğini ileri sürmüşse de delil sunmadığını, bu şekilde keşide edilen çeklerin davalı tarafça ödendiği ve bu kapsamda TMK 2. Maddesine göre davacı şirketin sorumlu tutulmasını gerektirebilecek delil emare sunulmadığını, çekte imzanın asaleten atıldığını, vekaleten atılması için TBK 504. Madde gereğince vekaletlerde özel yetkinin bulunması gerektiğini, buna ilişkin kanıt sunulmadığını, TBK 547. Madde ve devamı maddelerinde düzenlenen ticari temsilci ve ticari vekil hükümlerine dayanılmış …’in ticari temsilci, ticari vekil veya yetkilisi olduğu konusunda soyut iddia dışında kanıt ileri sürülmediği” gerekçesiyle; Davacının davasının kabulü ile; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ve dosyada takibe konu edilen 20/02/2014 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli Türkiye … Bankası A.O. Üsküdar Şubesine ait …nolu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, Davacının tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin çekin çek vasfını yitirdiği ve takibin genel haciz yoluyla adi takip olduğu, dava konusu çekin TTK 780 vd anlamında çek olmayıp HMK 202. Madde kapsamında yazılı delil başlangıcı hükmünde olduğuna yönelik savunmalarının dikkate alınmadığını. -Mahkemenin bilirkişi raporuna itirazlarının incelenmediğini, dava dışı eski şirket ortağı … ‘in imza ve yazı örneklerinin incelenmediğini.- Müvekkilinin çeki dava dışı ciranta … A.Ş.’den ciro yoluyla devir aldığını, edimlerini yerine getirdiğini, ancak dava dışı şirketin ödeme yapmadığını, çeklerin karşılıksız çıktığını. -Müvekkilinin iyi niyetli hamil olup imzanın cirantalara ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını. -Çekin keşide tarihinin 20/02/2014 olup, davacı şirket yetkilisinin bankaya başvuru tarihinin ise 07/07/2014 olduğunu, sekiz adet boş çek yaprağının kaybolması nedeniyle, neredeyse beş ay sonra beklenerek bankaya başvurulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu. Davacının şirket çalışanlarını yada ortaklarını ticari mümessil gibi kullanma ihtimali bulunduğunu, davacının çalıştığı bankadan son bir yıllık çeklerinin getirtilerek bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini. -İTO’dan gelen kayıtta davacı şirketin tek ortak ve yetkilisinin … olarak belirtilmişse de, …’in de ortak olarak kaydının bulunduğunu,23/12/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde …r’ın 1 pay hissesini …’a devrederek ortaklığının son bulduğunu, çekin keşide tarihinde ortak olduğundan bu kişinin de imza ve yazı örneklerinin alınmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu. -Mahkemenin ticari vekil/temsilciye yönelik savunmalarını fark etmesine rağmen delil sunulmadığından inceleme yapılmadığını gerekçesinde belirtmesine rağmen bankadan aynı/yakın tarihlerde benzer imzalarla keşide edilen çeklerin olup olmadığı, ödenip ödenmediğinin sorulmasını delil olarak bildirdiklerini, bu delilin getirtilmesinin önünde engel bulunmadığını.-Davacının menfi tespit iddialarından birini borçsuzluk iddiası olduğunu, davacı, dava dışı … A.Ş.’nin defter kayıtlarının birlikte incelenmesi, daha sonra da müvekkili ile …’nin kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, salt imza incelemesi ile yetinilmesinin eksik inceleme olduğunu, ticari ilişkinin tespiti gerektiğini beyanla, davanın reddine, %20 tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Ticaret Sicil kaydından davacı şirket yetkilisinin 11/02/2011 ve 11/02/2021 tarihleri arasında … olduğu anlaşılmıştır. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosya örneğinden, davalı alacaklı ..Ltd. Şti. Tarafından, borçlu davacı çek keşidecisi …Ltd. Şti. Ve lehtar ciranta … A.Ş. Aleyhine 20/02/2014 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli çeke dayanarak, takipten önce ödenen 20.000 TL’nin mahsubundan sonra 80.000 TL asıl alacak ve 7.457,78 TL işlemiş faizinin tahsili talebiyle, 23/01/2015 tarihinde ilamsız takip başlattığı, çek hamilinin davalı alacaklı şirket olduğu ve çekin bankaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece EGM Grafoloji ve Sahtecilik Em. Uzmanı Öğretim Üyesi …’dan alınan 25/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Büyükçekmece … Noterliği’nin 08/12/2006 tarih ve … numaralı sirküler aslı, Büyükçekmece … Noterliği’nin 22/04/2009 tarih ve … numaralı Genel Vekaletname aslı, Büyükçekmece … Noterliği’nin 25/01/2012 tarih ve … numaralı sirküler fotokopisi, … Üsküdar Şube Müdürlüğü’ne yazılmış 07/07/2014 tarihli dilekçe fotokopisi, mahkeme huzurunda alınmış yazı ve imza örneklerinin incelendiği, davaya konu İSTANBUL 20/02/2014 keşide yer ve tarihli 100.000,00 TL bedelli çekteki keşideci imzasının …’ın eli ürünü olmadığı beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf sebepleri ile, kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece alınan raporda, çekteki keşideci imzasının, davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, imza inkarı mutlak defi olup, herkese karşı ileri sürülebileceğinden, davalının imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmadığına yönelik savunmasının ancak kötüniyet tazminatı talebinin değerlendirilmesinde dikkate alınması mümkün olduğundan ve mahkemece de davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmediğinden, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, imzanın şirketin eski ortağı …’e ait olup olmadığının, şirket temsilcisi yada ticari vekil tarafından imzalanıp imzalanmadığının, keşide tarihi yada yakın günlerde aynı şekilde imzalanmış çeklerin davacı şirket tarafından kabul edilip edilmediğinin araştırılmadığını ileri sürmüşse de, davalı vekilinin iddialarının soyut olduğu, imzanın…’a ait olduğu yada şirket temsilcisi, ticari vekile şirket adına çek imzalama yetkisi verildiği, benzer çeklerin şirket tarafından kabul edilerek ödendiğine dair delil sunulmadığı , mahkemenin gerekçeli kararında bu iddiaların soyut olduğu ve delile dayanmadığından reddine karar verildiğinin açıklandığı anlaşılmakla eksik inceleme ile karar verildiğine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacı şirketin çekte keşideci olarak yer aldığı, davalı alacaklının hamil olup çeki dava dışı … A.Ş.’den ciro yoluyla devir aldığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmakla, ticari defterlerinin incelenmesi talebi de sonuca etkili olmadığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.831,00 TL harçtan, peşin alınan 1.752,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.079,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 11,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.