Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2999 E. 2020/460 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2999 Esas
KARAR NO : 2020/460 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2016
NUMARASI : 2014/275 E., 2016/93 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 26/02/2020
Dairemizin 2017/425 Esas, 2018/2184 Karar sayılı, 17/10/2018 tarihli kararı Yargıtay 11.HD’nin 2018/5755Esas, 2019/6773 karar sayılı, 04/11/2019 tarihli ilamı ile bozulmuş olmakla bozma ilamı üzerine duruşmalı olarak inceleme yapıldı.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Prof.Dr… “…” adlı eserinin ilk baskısının … Bankası yayını olarak, ikinci baskısının da iki cilt olarak … tarafından basıldığını, 2009 yılında vefatı üzerine eşi ve yasal mirasçısı olan Prof.Dr…., eserin işleme, çoğaltma ve yayma haklarını iktisat öğretim üyesi olan davacılara verdiğini, davacıların üç yılı aşan bir süre çalışmalarının sonucunda eseri büyük ölçüde düzeltip yenilediğini, yapılan düzenlemelerle kitaba bir dizin ilave edildiğini,basım konusunda yasal mirasçının yönlendirmesi ile davalı tarafla şifahi olarak anlaşılmaya varıldığını, FSEK’nun 8. maddesi kapsamında davacıların işlenme eser sahipleri olarak telif ücretine hak kazandığını, bu sebeplerle 5.000,00TL tazminatın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında yazılı veya sözlü bir iş ilişkisi olmadığını, yasal mirasçı ve eser sahibi olan … ile 15.01.2014 tarihinde eserin yayınlanması için bir sözleşme imzalandığını, davacının hasım olarak muhatabının davalı olmadığını, yasal mirasçının düzenlemeleri yapıp eserin yayınlanmasını istediğini, söz konusu sözleşmeye dayalı olarak eserin yayınlandığını, eser sahibiyle yaptığı sözleşmeye dayalı olarak hazır olan “daha önce farklı tarihlerde iki defa basılmış” kitabı bastığını, davanın muhatabı olmadığını, davacıların yaptığı işin düzeltme işi olduğunu, esere hususiyet katmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME:İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “bilirkişi raporlarına göre, davacıların … adlı kitabına yaptığı katkıların bir editörlük katkısı olduğunu, meydana getirdikleri değişikliklerin ciddi bir fikri çabanın ürünü olmadığını, alelade işlenme niteliğinde bulunduğunu belirterek açılan davanın reddine” şeklinde karar verdiği anlaşılmıştır. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Prof. … 2009 yılında vefatı üzerine eşi ve yasal mirasçısı olan … adlı eserin yaşaması adına işleme hakkını davacılara devrettiğini, yerel mahkemenin ret kararına dayanak yapılan bilirkişi raporlarında eserlerin tamamının okunmadığını, bilirkişilerin alanında uzman olmayan kişilerden oluştuğu için işlenme eser için özgün eser sahipliğinin olduğu düzeyde bir yaratıcılık aradıklarını, hukuka uygun tek değerlendirmeyi bir tek bilirkişinin yaptığını, bir eser sahibinin bütün ve aynı cinsten olan eserlerinin külliyat haline konulması FSEK 6.maddeye göre işleme eser sayılmasını gerektireceğini, gerekirse akademik unvanı olan bilirkişilerden alınacak rapor sonucunda yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını, 5.000,00 TL telif ücreti tazminatı, 5.000,00 TL FSEK 68.maddesinden doğan tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 2017/425 Esas, 2018/2184 Karar, 17/10/2018 tarihli kararında; “Davaya konu … adlı kitabın Prof. … tarafından meydana getirildiği ve eser sahibinin Prof … olduğu, eserdeki başlık sayısının çoğaltılması, indeks hazırlama, dipnot ekleme, kapak tasarımı ve benzeri ekleme veya düzeltmelerin, davalıların hususiyetini taşımadığı, davacıların bu faaliyetlerinin FSEK 6 ve 21.madde anlamında işleme eser sahipliği boyutuna ulaşmadığı, davacıların esere hususiyet katmayan ve başlı başına hususiyet taşımayan bu gibi teknik katkıların editörlük kapsamında olduğu ve editörlük faaliyetinin de işleme eser sahipliği sıfatı elde etmeye yeterli olmadığı” gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.Davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/11/2019 tarihli, 2018/5755 Esas, 2019/6773 Karar sayılı ilamıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, duruşma açılıp bilirkişi incelemesi sonrasında esastan reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına, bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiştir.
GEREKÇE:Mahkememizce bozma ilamına uyularak değerlendirme yapılmıştır.Dava konusu uyuşmazlık; davacıların dava konusu eser üzerinde yaptıkları çalışmanın işleme eser kapsamında bulunup bulunmadığı ve bu sebeple FSEK 68.maddesine göre telif ücreti talep edip edemeyeceği noktasındadır.İlk derece mahkemesindeki yargılama sırasında iki bilirkişi raporu alındığı, birinci raporda bir bilirkişi dışındaki bilirkişilerin, 2.raporda ise tüm bilirkişilerin “davacıların … adlı kitabına yaptıkları katkının editörlük katkısı olduğunu, ciddi bir fikri çabanın ürünü olmadığını, 3.baskının işleme eser niteliğine kavuşmadığını, 15.01.2014 tarihinde davalı yayınevine devredilen mali haklarda işleme hakkının bulunmadığının tespit edildiğini, … gelen yazı cevabına göre “…” isimli kitabın 2014 yılında perakende satış fiyatı 34.00 TL olduğunu belirtikleri anlaşılmıştır. Davacı tarafın istinaf istemlerine göre dairemizce yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, davacının katkısının eser sahipliğine yol açacak bir nitelik taşıyıp taşımadığı konusunda yeniden bilirkişi raporu ve ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler 25.06.2018 ibraz tarihli raporunda, dava konusu kitabın yazarının merhum Prof … olduğu, eser sahibinin de bu kişi olduğu, eser sahibinin, davacılara işleme hakkını devrettiğine dair bir belgeye rastlanmadığı, bu eseri yayına hazırlayan davacıların, kendilerince yazılan önsözde de belirttikleri gibi eseri değişik bir forma dönüştürmeyip, yalnızca yazıları düzenleyerek editörlük yaptığı, index hazırlama ve dipnot düzenlemenin editörlük kapsamında olduğu, konunun bir FSEK uzmanı bilirkişi tarafından değerlendirilmesinin uygun olduğu görüşü açıklanmış, 11.09.2018 ibraz tarihli ek raporda da, editörlük faaliyetinin niteliği ve kapsamı ayrıntılı biçimde anlatılarak, sonuçta davacıların kitapla ilgili faaliyetlerinin “editörlük” olduğu, işlemenin söz konusu olmadığı ifade edilmiştir.Dosyada mevcut bilirkişi raporları ve tüm delillere göre davaya konu … adlı kitabın Prof. … tarafından meydana getirildiği ve eser sahibinin Prof … olduğu, eserdeki başlık sayısının çoğaltılması, indeks hazırlama, dipnot ekleme, kapak tasarımı ve benzeri ekleme veya düzeltmelerin, davalıların hususiyetini taşımadığı, davacıların bu faaliyetlerinin FSEK 6 ve 21.madde anlamında işleme eser sahipliği boyutuna ulaşmadığı, davacıların esere hususiyet katmayan ve başlı başına hususiyet taşımayan bu gibi teknik katkıların editörlük kapsamında olduğu ve editörlük faaliyetinin de işleme eser sahipliği sıfatı elde etmeye yeterli olmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf istemi yerinde görülmeyerek istinaf isteminin reddine, dairemizce duruşma açılıp bilirkişi incelemesi yapılmış olmakla HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1- İstanbul Anadolu 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24/11/2016 gün ve 2014/275 Esas, 2016/93 Karar sayılı hükmünün 353/1-b-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davacılar vekilinin istinaf isteminin REDDİNE,3-Davanın REDDİNE,4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 85,40 TL harcın mahsubu ile 40,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,-Davalı taraf kendisine vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, -Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-İstinaf talebi red edildiğinden davacılar taraftan alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL’nin davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre 3.400 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 26/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.