Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2994 E. 2022/583 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2994 Esas
KARAR NO: 2022/583
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2019
NUMARASI: 2017/1127 E. – 2019/329 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
KARAR TARİHİ: 04/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … A.Ş., …, …, …, …, … Ltd. Şti. arasında 15/05/2015 tarihli pay alım satım sözleşmesi akdedildiğini, satıcıların bu sözleşme tahtındaki olası borçlarının teminatı olarak … A.Ş. tarafından 06/07/2015 tarihli … numaralı azami 10.000.000,00-TL tutarlı ve 10/07/2017 tarihine kadar geçerlilik süresi bulunan teminat mektubunun müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili tarafından 10/07/2017 tarihinde … A.Ş.’ye gerçekleştirilen bildirim ile söz konusu teminat mektubu uyarınca bankanın garanti taahhüdü ve ödeme yükümlülüğü bulunan 1.838.854,41-TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, ancak … A.Ş. tarafından 10/07/2017 tarihinde müvekkiline gönderilen cevabi yazı ile İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/521 esas sayılı davasında verilen 17/05/2016 tarihli ara kararı uyarınca teminat mektubunun nakte çevrilmesini engelleyecek biçimde ihtiyati tedbir kararı verildiği belirtilerek ödeme yapmaktan kaçındığını, müvekkili şirket adına davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sırasında takip başlatıldığını, icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı tarafından icra dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalı tarafın itiraz konusu değerin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu teminat mektubunun ödenmesinin ihtiyati tedbir kararı ile yasaklanmış olduğundan ihtiyati tedbir kararı kaldırılmadan müvekkili aleyhine dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından açılan geçerli bir icra takibi ve likit bir alacak söz konusu olmadığından itiraz edilen davalı talebine istinaden icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, teminat mektubu vadesi içerisinde teminat mektubu koşullarına uygun tazmin talebinde bulunulmadığından bankanın teminat mektubu tahtında ödeme borcu bulunmadığını, garanti edilmeyen …’in sözleşme ile ilgili müşterek ve müteselsil borçlarını ifa etmediğini belirten yazılı tazmin talebi yapılmadığını, tazmin taleplerine istinaden teminat mektubu tahtında ödeme yapılmasının ihtiyati tedbir kararının ihlaline yol açacağını, teminat mektubu tahtında müvekkilinin temerrüde düşmediğinden temerrüt faizinin talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının dava tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.04.2019 tarih ve 2017/1127 Esas – 2019/329 Karar sayılı kararıyla; ” … davacı ile dava dışı … A.Ş., …, …, …, …, …, … Ltd. Şti. arasında 15/05/2015 tarihli “… Anonim Şirketi’nin Paylarının Devir Ve Temlikine İlişkin Pay Alım-Satım Sözleşmesi” akdedildiği, anılan sözleşme ile pay sahiplerinin değişik oranlardaki paylarını davacıya devir ettikleri, davalı banka tarafından davacıya hitaben 06/07/2015 tarihinde düzenlenen … mektup nolu teminat mektubu ile anılan sözleşmenin 8.4.1 maddesinde ve sözleşmenin ek-9’unda listelenen mağazalardan herhangi birinin 10/07/2017 tarihine kadar resmî makamlar tarafından münhasıran işyeri açma ve çalışma ruhsatının veya işletme kayıt belgesinin olmaması nedeni ile kapatılması halinde satıcıların sözleşmenin 8.4.1 maddesine uygun olarak hesaplanacak meblağı ödememeleri halinde teminat mektubunda belirtilen şekilde yapılacak tazmin talebi üzerine davalı bankanın bu meblağı davacıya ödemeyi garanti ettiği, teminat sınırının 10.000.000,00-TL’ye kadar garanti edildiği anlaşılmıştır. Dava dışı … A.Ş., …, …, …, …, …, … Ltd. Şti. tarafından davacı aleyhine anılan sözleşmenin 8.4.1 maddesi kapsamında borçlu bulunulmadığının tespiti talebi ile yukarıda açıklandığı üzere mahkememizin 2016/521 esas sırasında açılan davada 17/05/2016 tarihli tedbir kararı ile söz konusu teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine dair HMK 389 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verildiği, ihtiyati tedbir kararında yazılı teminatın yatırıldığı, kararın davalı bankaya bildirildiği, bu durumda bankanın tedbir kararı kendisine tebliğ edilen ve ödemeden men edilen 3. kişi konumunda olduğu, tedbir kararının kaldırıldığı bildirilmedikçe bankanın teminat mektubu tahtında ödemede bulunamayacağı (banka teminat mektupları ve kontrgarantiler Prof. Dr. Seza Reisoğlu, Ankara 2 ve 3, sayfa 312), ayrıca HMK 398 maddesi uyarınca bankanın mevcut ihtiyati tedbir kararına uymayarak ödeme yapması halinde ilgili banka çalışanlarının hapis cezası ile cezalandırılmalarının söz konusu olabileceği kanaatine varılmıştır. Yüksek Yargıtay’ın 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/7485-2013/7548 E.K. sayılı emsal ilamı da bu yöndedir. Somut olayda davacı tarafından 10/07/2017 tarihinde borçlu … A.Ş.’nin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı teminat mektubunun nakte çevrilmesi talebinde bulunulmuş ise de davalı bankanın ihtiyati tedbir kararı gereği ödeme yapmamakta haklı olduğu, bu sebeple davalı banka aleyhine açılan takibin haksız olduğu anlaşıldığından davanın reddine; somut olayın açıklanan özelliklerine göre davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu kabul edildiğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne, yasal koşulları oluşmadığından davalının HMK 329/2 maddesine ilişkin talebinin reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava dışı satıcılarla yapılan pay satım sözleşmesinde satıcıların müteselsilen sorumlu olduklarının açıkça düzenlendiğini, davalı banka garantörlüğündeki teminat mektubu ile her bir satıcının yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda ayrı ayrı riskin garanti edildiğini, Davalı bankanın mahkeme tedbir kararını gerekçe göstererek teminat mektubunu nakde çevirmemesine rağmen, mahkemece tüm satıcılar yönünden verilmiş bir tedbir kararının bulunmadığını, satıcı …’in tedbir talebinin bulunmadığını ve bu satıcı yönünden verilmiş bir tedbir kararının da olmadığını, bu durumda davalı bankanın talebi geri çevirmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece aldırılan bilirkişi heyeti raporunda da müvekkilin talebinin haklılığının tespit edildiğini, raporda teminat mektubunun nakde çevrilmesini ve davacıya ödeme yapılmasını engelleyen bir hususun bulunmadığının vurgulandığını, Dava dışı satıcılar tarafından açılan menfi tespit davasının reddedildiğini ve o dosyadan verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığını, ancak bu hususun işbu dava dosyasında tartışılmadığını, Davada kötüniyet tazminatı şartları bulunmadığı halde müvekkil aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu, zira müvekkil alacaklı olduğu bir miktarı tahsil talebinde bulunulduğunu, ancak davalı banka ve mahkeme tarafından ihtiyati tedbirin kimleri kapsadığı konusunda yanılgıya düşüldüğünü.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında; alacaklı …. tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine teminat mektubuna dayanarak 1.838.854,41-TL teminat mektubu alacağı, 10.428,57-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.849.282,98-TL’nin 02/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek %9 oranında temerrüt faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. *Mahkemenin 2016/521-2018/841 E.K. sayılı dosyasında; davacılar …, …, …, … ve …, … tarafından davalı … aleyhine menfi tespit davası açılmış olduğu, 17/05/2016 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile “Davacı tarafça sunulan dilekçeler ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde; davalı tarafından cevap dilekçesi ile tarafların delilleri sunulduğunda yeniden değerlendirmek kaydıyla dava tutarının %30 ‘ u olan 551.656.66 TL teminat yatırıldığında … A.Ş. Tarafından tanzim edilmiş olan 06/07/2015 tarihli … numaralı teminat mektubunun bu aşamada dava konusu ihtilaf ve miktarla (1.838.854,41 TL) ile sınırlı olmak şartıyla paraya çevrilmesinin önlenmesine dair HMK 389 maddesi gereğince İhtiyati tedbir kararı verilmesine, Teminat yatırıldıktan sonra kararın gereği için İstanbul Nöbetçi İcra Müdürlüğüne gönderilmesine” karar verilmiş olduğu, yargılama sonucunda verilen 2016/521-2018/841 E.K. sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, dava dışı satıcıların yükümlülüklerine uymaması nedeniyle teminat mektubunun paraya çevrilmesi için yapılan davalı bankaya yapılan başvurunun haksız yere reddedilmesi nedeniyle bedelin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, işlemin haklı nedene dayalı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından “… somut olayda davacı tarafından 10/07/2017 tarihinde borçlu … A.Ş.’nin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı teminat mektubunun nakte çevrilmesi talebinde bulunulmuş ise de davalı bankanın ihtiyati tedbir kararı gereği ödeme yapmamakta haklı olduğu, bu sebeple davalı banka aleyhine açılan takibin haksız olduğu anlaşıldığından davanın reddine; somut olayın açıklanan özelliklerine göre davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu kabul edildiğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne, yasal koşulları oluşmadığından davalının HMK 329/2 maddesine ilişkin talebinin reddine.” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İcra takibine konu edilen teminat mektubunun davalı banka tarafından düzenlendiği ve 06.07.2015 düzenleme tarihli ve 10.000.000,00 TL limitli olduğu, teminat mektubunda “Davacı ile dava dışı satıcılar arasındaki pay alım sözleşmesi kapsamında muhataba (davacıya) olan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin 8.4.1.maddesine uygun olarak hesaplanacak bedelin önceden herhangi bir ihtarname keşidesine, protesto çekmeye, hüküm alınmasına ve lehtarın iznine gerek olmaksızın ilk yazılı talep üzerine derhal ve nakden ödeneceği” davalı banka tarafından taahhüt ve garanti edildiği görülmüştür. Davacının 10.07.2017 tarihinde e-posta ile davalı bankaya başvurarak sözleşmenin 8.4.1.maddesi gereğince hesaplanan 1.838.854,41 TL ile sınırlı olarak teminat mektubunun tazmini talebi, davalı banka tarafından “İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/521 Esas sayılı dosyası ile verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince” geri çevrilmiştir. İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/521 Esas sayılı dosyasında 17.05.2016 tarihli ara kararı ile, “…yüzde 30 teminat yatırıldığında … A.Ş. tarafından tanzim edilmiş olan 06.07.2015 tarihli, … numaralı teminat mektubunun bu aşamada dava konusu ihtilaf ve miktarla ( 1.838.854,41 TL) ile sınırlı olmak şartıyla paraya çevrilmesinin önlenmesine dair HMK.389.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesine.” karar verilmiştir. Anılan tedbir kararında, tarafların sıfatına göre ayrım yapılmaksızın teminat mektubunun paraya çevrilmemesi konusunda net bir ifade kullanılmış olduğundan ve karar davalı bankaya da bildirilmiş olduğundan, davacının başvurusu üzerine davalı banka tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmemesi işlemi usule uygundur. Davacı vekili her ne kadar “Satıcılardan …’in tedbire konu dava dosyasında davacı olmadığı ve onun yönünden tedbir kararının verilmemiş olması nedeniyle satıcı … yönünden müteselsil sorumluluk hükümleri gözetilerek teminat mektubunun paraya çevrilmesi gerektiğini” ileri sürmüş ise de; yukarıda açıklandığı üzere tedbir kararı veren mahkemece taraf sıfatı zikredilmeksizin teminat mektubunun paraya çevrilmemesi konusunda açık bir ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğundan, davacı vekilinin bu yöndeki beyanları yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davacı alacaklının takipten önce davalı bankaya başvurusu üzerine “Mahkeme tedbir kararı nedeniyle talebin reddine” karar verildiği, buna göre davacının davalı banka cevabı ile tedbir kararından haberdar olduğu halde icra takibi açtığı, davacının hukuken talep edilebilir durumda olmayan bir alacağı tahsil eyleminin kötüniyet olarak kabul edilerek mahkemece davalı lehine kötüniyet tazminatı hükmedilmesinde de usule aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- İstinaf yargılaması yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/04/2022