Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2992 E. 2022/586 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2992 Esas
KARAR NO: 2022/586
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2017
NUMARASI: 2015/194 E. – 2017/823 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/02/2015
KARAR TARİHİ: 04/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uhtesinde bulunan 45 adet çek ile çek koçanındaki çekleri kopartarak kimliği belirsiz kişilerce çalındığını, çalınan çekler içinde müvekkilinin meşru hamili olarak elinde bulundurduğu dava konusu … Bankası Menemen İzmir Şubesine ait 19/05/2014 keşide tarihli, … nolu 15.572 TL bedelli bir adet çekin de bulunduğunu ve müvekkiline ait olmayan sahte kaşe ve imza ile tedavüle sürüldüğünü beyanla, dava konusu çekin davalıdan istirdadını ve aksi halde bedelini davalıdan tahsilini dava dilekçemiz kapsamında talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin çekin iyiniyetli meşru hamili olduğunu, ağır kusur ve kötüniyetinin kanıtlanması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.10.2017 tarih ve 2015/194 Esas – 2017/823 Karar sayılı kararıyla; “… mahkemece icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanat gereğince; davacı yanın imza inkarına dayalı borçsuzluk istemi yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile, … Bankası Menemen (İzmir) şubesine ait 19/05/2014 keşide tarihli, … nolu, 15.572 TL bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çekin istirdadına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davacının talebinin çekin istirdadına yönelik olduğunu, bu durumda TTK 792.maddesi kapsamında değerlendirme yapılmasının gerektiğini, buna göre çeki eline geçiren hamilin ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde çeki geri vermekle yükümlü olacağını, Müvekkilinin çeki düzgün ciro silsilesi ile devraldığını, davacının kötüniyetle iktisap veya iktisapta ağır kusur konusunda hiçbir delil sunamadığını, bu nedenle davanın ispat edilemediğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişiler kök raporlarında özetle; “Örnek olarak tarafımıza tevdii edilmiş bulunan …’ye ait örnek imzaların, şeklen, tersim tarzı ve diğer özellikler bakımından kendi aralarında benzerlikler gösteren, grafolojik bakımdan şeklini bulmuş, işlek ve karakteristik imzalar olduklarını, başlangıçtaki üçgeni andıran karakteristik şekil ve devamındaki imzayı kateden hat ile gramalar ve noktalamadan ibaret bulundukları, tetkik konusu, … Bankası A.Ş.’ye ait … sayılı, 19/09/2014 keşide tarihli, … A.Ş. Kaşe izi üzerine atılmış ciranta imzasının yapılan incelenmesinde; inceleme konusu imza sağ taraftan başlayıp, sola doğru imzayı kateden hat ile geri dönülerek tersim edilen gramalardan ibaret olduğunu, tetkik konusu … A.Ş.’ne ait … sayılı 19/09/2014 keşide tarihli … A.Ş. Adına tanzim edilmiş, 15.572,42 TL değerli çek aslının arka yüzünde bulunan, … Tic. A.Ş.kaşe izi üzerine atılmış ciranta imzasının, …’ye ait mevcut örnek imzalarla yapılan mukayeseli incelenmesinde, imzaların başlama yeri, imzayı kateden hattın tersimi, ebadı, meyili istikameti, bilahassa müşterek gramaların karakteristik tersimi, ebadı, meyil ve istikameti, bağlantı şekli, son kısmın tersimi ve bitiriliş özelilliği, tümünün, genel görünümü tersim tarzı ebat, meyil ve istikamet, işleklik derecesi, seyir, sür’at, istif, itiyatlar ve tazyik vasıfları bakımından aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunmadığını, örnek imzalarda mevcut noktalama özelliğinin inceleme konusu imzada mevcut olmadığı, keza inceleme konusu imzanın örnek imzalardan farklı tipte tersim edildiğini tespit ve müşahede edildiği” kanaati bildirilmiştir. *Bilirkişilerce ek raporlarında özetle; “Tetkik konusu, … A.Ş.’ne ait … sayılı 19/09/2014 keşide tarihli, … A.Ş. Adına tanzim edilmiş, 15.572,42 TL değerli çek aslının arka yüzünde bulunan, … A.Ş. V.s. Kaşe izi üzerine atılmış ciranta imzası, daha evvel …’ye ait mevcut örnek imzalarla karşılaştırılarak incelenmiş olup, imzanın …’nin eli mahsulü olmadığı hakkında 26/06/2016 tarihli raporumuz hazırlanmıştır. Davacı şirketin diğer yetkilisi, …’ın sadece dava ile ilgili olarak mahkemede atmış bulunduğu imzaların mevcut olduğunu, tetkik konusu … A.Ş.’ne ait … sayılı 19/09/2014 keşide tarihli, … A.Ş. V.s. Kaşe izi üzerine atılmış ciranta imzasının …’a ait mevcut örnek imzalarla yapılan mukayeseli incelenmesinde de; imzaların başlama ve bitiriliş yerleri, tümünün gerek görünümü, tersim tarzı, ebat, meyil ve istikamet, işleklik derecesi, seyir, sür’at istif, itiyatlar ve tazyik vasıfları bakımından aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunmadığını, inceleme konusu imzanın örnek imzalardan farklı tipte tersim edildiğini tespit ve müşahade edildiği” kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, çekin istirdadı istemine yöneliktir. Davacı, davaya konu çekin zilyedinde iken henüz ciro edilmeden çalındığını, davalılar tarafından çekin haksız olarak ele geçirildiğini, ayrıca davalı lehtar şirketi adına atılı imzanın şirketin yetkilisine ait olmadığı için ciro silsilesinde kopukluk olduğunu beyanla çekin istirdadı isteminde bulunmuş; davalı ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… mahkemece icra edilen yargılama ve tekmil dosya münderecatından edinilen vicdani kanat gereğince; davacı yanın imza inkarına dayalı borçsuzluk istemi yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile, dava konusu çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çekin istirdadına” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı ciranta, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, davalı ise çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur. Davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp,TTK. 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmadığı gibi, ciro silsilesinde ismi geçen lehtar ve cirantaların kaşe ve imzalarının sahte olduğunun tespiti bile davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu itibarla, çekin lehtar cirosunda bulunan imzaların davacı şirket yetkililerine ait olmadığı bu nedenle davalının yetkili hamil olarak addedilemeyeceği şeklindeki mahkeme görüşü isabetli bulunmamıştır. TTK. 792. maddesiyle, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı.” hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/10/2017 tarih, 2015/194 E. – 2017/823 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-İlk derece yargılaması yönünden; a) Davanın REDDİNE, b) Alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 265,94 TL harçtan mahsubu ile artan 185,24 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, c) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, ç) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 31,00 TL posta ve tebligat masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d) Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a) İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, b) İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 19,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 140,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c) İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/04/2022