Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2989 E. 2019/2918 K. 31.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA : 2019/2989 Esas
KARAR NO : 2019/2918 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/230 E.
DAVANIN KONUS: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı tarafından dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. Aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin borçlu şirket ile organik bağı bulunmamasına rağmen, adresinde haciz uygulandığını, istihkak iddiasında bulunduklarını, tekrardan 24/07/2019 tarihinde haczedilen menkullerin muhafaza altına alınması için gelindiğini, 24/07/2019 tarihli protokol imzalatılarak, 24/07/2019 tanzim tarihli, 02/08/2019 vadeli 36.500,00 TL bedelli, 27/09/2019 vadeli 100.000,00 TL bedelli, 25/10/2019 vadeli 100.000,00 TL bedelli ve 29/11/2019 vadeli 100.000,00 TL bedelli dört adet bono imzalatıldığını, borçlu şirket ile bir ilgilerinin bulunmadığını, protokol ve bonoların TBK 38/1 maddesi gereğince ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu, istihkak davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini beyanla davaya konu 27/09/2019 vadeli 100.000,00 TL bedelli, 25/10/2019 vadeli 100.000,00 TL bedelli ve 29/11/2019 vadeli 100.000,00 TL bedelli üç adet bononun her türlü icra işlemini engelleyici teminatsız yahut makul bir teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2019 tarihli 2019/230 Esas sayılı kararıyla; uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmediği gerekçesiyle tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ettiği, mahkemenin davacının iddiasının yargılamayı gerektirdiğine dair red kararının gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbirin şartlarının HMK 389. Madde de düzenlendiğini, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiğini, icra dosyası, haciz tutanakları, aynı tarihli protokol sureti, aynı tarihli bono sureti, ödeme belgesi, müvekkilinin borçlu şirket ile organik bağının bulunmadığına dair delillerin bildirildiğini, mahkemenin karşı tarafın uğrayacağı zarar yönünden teminat alabileceğini beyanla mahkemenin kararının kaldırılarak tedbirin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dosya kapsamında bulunan 24/07/2019 tarihli protokol başlıklı tutanakta, alacaklı vekili ile davacının “Borcu üstlenen ve Teslim Eden” sıfatıyla imzasının bulunduğu, davacıdan senet dökümü yapılarak davaya konu senetlerin de içinde bulunduğu dört adet senet alındığının ve senet borçlusunun senet tutarları kadar dosya borcunu üstlendiğinin, tarafların ihtirazi kayıt ileri sürmeden protokolü imzaladığının yazıldığı görülmüştür.
G E R E K Ç E :Menfi tespit talepli davada, davacı vekilinin; davacı adresinde borçlu ile ilgisi bulunmamasına rağmen , haciz ve muhafaza işlemi yapılması nedeniyle 24/07/2019 tarihli protokol düzenlendiğini ve davaya konu her biri 100.000,00 TL bedelli üç adet senet ile davadan önce ödenen 02/08/2019 vadeli 36.500,00 TL bedelli senedin davalı alacaklı vekiline verildiğini, ancak protokol ve senetlerin korkutma/ikrah yoluyla alınması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiği, dosyaya ibraz edilen protokolde, davacı tarafın senetler bedelince borcu üstlendiğinin yazıldığı, irade sakatlığına ilişkin davacı iddiasının yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden tedbir talebinin reddine dair, ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesinin yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 31/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.