Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/296 E. 2021/2050 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/296 Esas
KARAR NO: 2021/2050 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2018
NUMARASI: 2017/309 E. – 2018/318 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ülkemizin önde gelen firmalarından olduğunu krema, çikolata ve çikolata kaplamalı ürünler, reçel, marmelat kurutulmuş meyve ile endüstriyel meyve ve çikolata ürün yelpazesini gün geçtikçe zenginleştirerek tüketicilere sunduğunu, 29,30 ve 32 numaralı emtia sınıfında tescilli …” MARKASINI … numaralı tescil belgesi ile 25.10.1995 tarihinde tescil ettirmiş 2015 yılında 10 yıl süre ile haklarının yenilemiş olduğunu, Davalı tarafından kullanılan “…” markası açık bir şekilde müvekkilinin şirketinin usulüne uygun tescil edilen “…” markasını taklit etmek suretiyle ve birebir aynı mal ve hizmetler üzerinde kullanarak tescilli markaya tecavüz etmekte olduğu ve haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiğini, davalının markasının müvekkil markası ile semantik, fonetik özellikleri anlamında benzer olduğunu, her iki şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle “…” yazılı ürünlerin üretiminin, ambalajlanmasının, stoklanmasının, satılmasının, dağıtılmasının, önerilmesinin, sipariş alınmasının veya başka bir suretle ticaret mevkine konulmasının, ithal ve ihraç, yurt içi ve yurt dışı satışa sunumunun, ilanlara ve reklamlara konu yapılmasının ve bütün bunlara girişilmesinin ve hazırlık yapılmasının ve her türlü kullanımın önlenmesini ve mevcut kullanımların toplanarak muhafaza altına alınması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini,asının ve bütün bunlara girişilmesinin ve hazırlık yapılmasının ve her türlü kullanımın önlenmesini ve mevcut kullanımların toplanarak muhafaza altına alınması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkili şirketinin … markasını iltibas oluşturacak şekilde kullanım sonucu ortaya çıkan haksız rekabet durumunun ve marka tecavüzünün hükmen tespitine, haksız rekabetin menini, bu ürünlerin satışından elde edilen kazancın, itibar tazminatı talep etme ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.500,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, talep ve dava etmiştir.
TALEP ARTTIRIM; Davacı vekili 17/07/2018 tarihli dilekçesi ile, HMK 107. Madde gereğince fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3500 TL’nın tahsilini talep etmişlerse de, bilirkişi raporu ile müvekkilinin uğradığı kazanç kaybının 4.364,39 TL olarak tespit edilmesi nedeniyle, yoksun kalınan kazanç kaybını 864,39 TL olarak arttırdıklarını beyanla, 4.364,39 TL’nın dava tarihinden itibaren temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kesinlikle … adlı ürünleri ve reçelleri üretmemiş, piyasaya sürmemiş ve satışını da yapmamış olduğunu, müvekkilinin kendisine ait ve TPE nezdinde tescilli olan markalarıyla üretim, satış ve pazarlama yapan , ihracat kalitesi çok yüksel bulunan ve piyasalarda uzun sürelerden beri tanınmış bir firma olduğunu, müvekkilinin …, …, …, …, …, …, … vb. gibi markalar ile çalıştığını, Müvekkilinin İsrail’de bulunan bir firmaya kendi tescilli markaları ile ürünler ihraç etmişse de, İsrailden söz konusu ihraç edilen bazı mallar iade edilmiş ve iade edilen bazı malların arasında üzerinde … yazılı kavanozların da bulunduğu görülmüştür yani müvekkilinin davalı şirketin iş yerinde bulunan … markalı kavanozlar, müvekkiline İsrail’den iade gönderilen malların içinden çıkan ambalajlar olduğunu, kaldı ki … ve … kelime markaları arasında hiçbir karışıklığa ve iltibasa yol açabilecek bir durum olmadığını, Davacı tarafın iddiaları tamamen gerçek dışı olduğu için davacının hiçbir zararı da olmadığını, bu nedenle davacı tarafın davasının, tedbir talebinin ve davanın reddini, talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30.10.2018 tarihli 2017/309 E. – 2018/318 K. sayılı kararıyla; “Somut olayda davaya konu … VE … isimlerinin arasında benzerlik olduğu her iki şirketin aynı iş kolunda faaliyet göstermesi, her iki ibarenin fonetik benzerliği açısından ayırt edici karakterini zedeleyebileceği ve tüketicilerin karşısında iltibasa yol açabileceği kanaatine varıldığı, alınan d.iş raporundaki davalı üretimhanesinde tespit edilen 444 adet üründe ”…” markalı ürünü bulunduğu ve Gaziantep İl Tarım Müdürlüğünün 16.11.2017 tarihli ürün ihraç talep listesi karşısında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Mersin Gümrük Müdürlüğü’nden gelen yazı cevabı uyarınca; yapmış olduğumuz sorgulama neticesinde adı geçen firmanın “…” markalı ürünlerin ihracına ilişkin herhangi bir bilgi kaydına rastlanmamıştır.” denmesinin sebebinin ihracata konu faturada ürün markasının belirtilmediğinin anlaşıldığı ve davalı adına tescilli markanın olmayışına dair tespitler dikkate alınarak davalının itirazları yerinde görülmeyerek dosya kapsamı ve deliller ışığında söz konusu kullanımın markaya tecavüz olup başkasına ait işaret ve unvanın benzer şekilde kullanılması haksız rekabet olduğu” gerekçesiyle; “1-Davanın kabulü ile, davacı markası ile iltibas oluşturacak şekilde kullanım sonucu ortaya çıkan haksız rekabet ve markaya TECAVÜZÜN TESPİTİNE VE HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE, 2-… ibaresinin İlan, reklam, ambalaj, afiş her türlü tanıtım malzemesi, fatura ve ticari evrak üzerinde kullanımının önlenmesine, 3- … ibaresinin yurt içinde veya yurt dışında dağıtımının, ithalinin ve ihracının önlenmesine, internet satışının ve yayınlarının kaldırılmasına, 4-Reklam, Aşif, fatura,Logo broşür, kartvizit ve tanıtım evrakına el konulmasına, kaldırılmasına, imhasına, 5-Hükmün kesinleştikten sonra masrafı davalı taraftan alınmak suretiyle 5 büyük gazeteden birinde ilanına, 6-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile ıslah talebi ile arttırılan 4.364,34 TL maddi tazminat talebinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; talepleri üzerine TPMK’dan celp edilen kayıtlardan … ön eki ile beşleyen ve … içeren çok sayıda markanın tescilli olduğunun anlaşılmasına rağmen mahkemece değerlendirilmediğini. -Mersin Gümrük Müdürlüğü tarafından yazılan cevabi yazıdan, müvekkilinin 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarındaki ihracatlarında, “…” ibareli ürünlerin ihracına ilişkin her hangi bir kayda rastlanmadığının bildirildiğini, bunun … markalı ürünleri üretmediği ve ihraç etmediğini gösterdiğini, bilirkişi raporunda da … markalı faturaya, Gümrük çıkış beyannamesine rastlanmadığını bildirmesine rağmen faraziyeye dayalı olarak hesaplama yaptığını. -Gaziantep İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne yapılan başvuruların ihraca konu ürünlerin gıda sağlık sertifikalarının alınması ve gıda güvenliğinin sağlanması için olup, ürünler fiilen ihracat yapılmadıkça, satılmadıkça ve bunlar ihracat beyannameleri ile ispat edilmedikçe hukuksal değerinin bulunmadığını. -Marka vekili ve hukukçu bilirkişilerden rapor alınmasının hatalı olduğunu, bu kişilerin uzmanlıklarının bulunmadığını, “Kelime Markaları”, “Sözel Markalar” ya da İşitsel Markalar arasında benzerlik denetimi ve karşılaştırmasının “Türkçe veya Yabancı Dil ile ilgili (Türk Dili, Türk Edebiyatı, Türkçe Eğitimi gibi ya da İngilizce ve Benzeri Latin dillerinde) üniversitelerin dört yıllık lisans bölümlerinde öğrenim ve eğitim görmek ve bu dallardan birisini bitirmek gerektiğini, mahkemenin rapor aldığı bilirkişi heyetinin hukukçu marka vekili, mali müşavir ve kimya mühendisinden oluştuğunu, her iki markanın aynı olmadığını, markaların … ön eki ile başlamalarının her iki marka arasında tüketiciler nezdinde iltibasa ve karışıklığa yol açmayacağını. -Davacının davasını ispatlayamadığını, sadece delil tespiti raporuna dayandığını, boş kavanozların üzerinde yazılı … yazısı ile hiçbir sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını. -Davacının “…” markası ile “…” markası arasında ne marka hukuku bakımından ve ne de haksız rekabet hukuku bakımında iltibas ve karışıklık oluşturacak durum bulunmadığını, aralarında aynı hece ile başlamak dışında işitsel benzerlik olmadığını, yabancı kökenli olan …-… kelimesinden reçel markası türetmenin davacının tekelinde olmadığını, her iki kelimenin …-dan sonra gelen kısımlarının birbirlerinden kolaylıkla ayırt edilebildiğini, sadece “…” ile başlayan TPE nezdinde 576 adet marka ve içinde “…”“ geçen onbeş adet tescil bulunduğunu, çoğunda bizzat tekel üretim ve pazarlamasının da bulunduğunu. -Müvekkilinin “…” yahut “…” markaları ile üretim, satış, tanıtım ve pazarlama yaptığının ispatlanamadığını, marka tecavüzü ve taklidinin bulunmadığını, davalı adına tescilli başka markalar bulunduğunu. -Davacının kazanç kaybının da bulunmadığını. -Davaya konu işyerinde bulunan kavanozların müvekkiline ait olmadığı konusunda bilgi sahibi tanıkları bulunmasına ve dinletmek istemelerine rağmen tanıklarının mahkemece dinlenmediğini, işyerinde bulunan kavanozların,müvekkilinin bilgi ve rızası dışında, İsrail’den gönderilen iade edilen ambalajlar arasından çıktığını. -Bilirkişilerin mahkemenin talimatı dışına çıkarak delil topladığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde ve davalı istinaf dilekçesine cevabında; davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığını, bilirkişilerin uzmanlık alanlarına yönelik beyanlarının yerinde olmadığını, davalının ürettiği reçeller üzerinde kullandığı ibarenin tüketici nezdinde müvekkilinin markası ile karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, her iki markanın … ie başladığını, devamında “…” ve “…” harflerinin geldiğini, söylenişlerinin vurgu yönünden oldukça benzer olduğunu, toplam harf sayısının aynı ve aynı tip üründe reçel üzerinde kullanıldığını, Mersin Gümrük Müdürlüğü’nün cevabi yazısının basit bir bilgisayar sorgusuna tabi tutulması sonucu ortaya çıktığını, marka bilgileri sisteme girilmemesi nedeniyle sonuç çıkmadığını, Gaziantep Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün GGBS Ekran Görüntüleri ile Mersin Gümrük Müdürlüğü yazı cevabı ekindeki 2015-2016 tarihli beyanname listeleri birlikte incelendiğinde, davalının İsrail’e ihracat yaptığının görüldüğünü beyanla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, ancak müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın, gelen yazı cevaplarından anlaşılacağı üzere hükmedilen 4.364,39 TL’dan çok daha fazla olduğunun anlaşıldığı, bilirkişi raporundaki miktar üzerinden bedel arttırım yoluna gitmişlerse de , fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası açmaları nedeniyle hükmedilen tazminat yönünden kaldırılarak, müvekkilinin zararının yalnızca 11 adet üründen ibaret olmadığının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilerek, zararlarının yeniden bilirkişilerce hesaplanmasını ve davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK’dan gelen kayıtlardan, … sayılı “…” ibareli markanın, 29, 30 ve 32. Sınıflarda ilk defa 25/10/1995 tarihinde davacı adına tescil edildiği ve 25/10/2015 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescilli olmak üzere davacı adına yenilendiği tespit edilmiştir. Gaziantep 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/56 D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda; aleyhinde tespit istenen dosya davalısı …’nın ürettiği ileri sürülen “…” markalı reçel ambalajı ile davacıya ait “…” markalı reçel ambalajı açısından yapılan incelemede, tespit mahallinde, üretimhanenin arka tarafında üzerinde herhangi bir ibare yazılı olmayan koliler içerisinde toplam 37 adet kutu ve her bir kutuda 12 adet olmak üzere 444 adet kavanoz bulunduğu, ürünler üzerinde siyah zemin üzerine beyaz harflerle … ibaresinin yazılı olduğu, reçel kavanozlarının kapak kısmında ve önyüz üzerinde … markasının yazılı olduğu ve meyve resimlerinin bulunduğu, 1-2 kavanozda sadece kapak kısmında markanın yazılı olduğu, tespit isteyen taraf adına kayıtlı … tescil numarası ile kayıtlı … markasına, her iki şirketin de aynı iş kolunda faaliyet göstermesi hususu da nazara alındığında, her iki ibarenin de fonetik benzerliği açısından ayrıt edici karakterini zedeleyebileceği ve orta seviyedeki bilinçli tüketici kitlesi gözünde karıştırılma ihtimali olabileceği yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat ile alınan bilirkişi raporunda; davalı firmanın faturalarında marka belirtmediğini, Gaziantep İl Tarım Müdürlüğü “Gıda ve Yem Şubesi Müdürlüğü” tarafından 16/11/2017 tarihli yazısı ile davalı firmanını 25/08/2015 tarihinde … markasıyla 11 kalem ürün için ihracat başvurusunda bulunduğu, ekran görüntüsünde 28.512 kg … markalı ürünlerin ihracata konu edildiği bu ürünlere ait Gümrük Çıkış Beyannamelerinin firmadan temin edilmediği, bu nedenle kazanç kaybı hesabında bu veriler esas alınarak, davalının iltibasa konu “…” markası ile yapmış olduğu 28.512 kg reçelin satış değeri dikkate alındığında, davacının iltibasa konu ürünler nedeni ile uğradığı kazanç kaybının 4.364,39 TL olduğu yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır. Davalının “…” ibareli ürünlerinin yurtdışına çıkışına ilişkin tüm ihracat kayıtlarının gönderilmesi için Mersin Gümrük Müdürlüğü’ne yazı yazıldığı, gelen cevabi yazıdan, adı geçen firmaya ait ihracat beyannamelerinin bilgi sistemlerinde yaptıkları sorgulama neticesinde, “…” markalı ürünlerin ihracına ilişkin herhangi bir bilgi kaydına rastlanmadığı yönünde bilgi verilmediği görüşmüştür. Mahkemece TPMK’ya müzekkere yazılarak “…” ön hecesi ile başlayan marka tescil kayıtları celp edilmiş, 29. Sınıf, 30. Sınıf ve farklı sınıflarda tescilli ve müddet olan marka kayıtlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı yanın “…” ibaresi ile satışa arz ettiği reçel ürünleri nedeniyle, davacı yanın “…” ibareli markasına tecavüz ve haksız rekabet ettiğinden bahisle, tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i ile, (talebini arttırmak suretiyle) 4.364,39 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; maddi zararının hükmedilen 4.364,39 TL’dan çok daha fazla olduğunu ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, ibraz ettiği 17/07/2018 tarihli talep arttırım dilekçesiyle, talebini 4.364,39 TL olarak sınırladığından, ıslah talebinde hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin davacının markasını yada … markasını kullanmadığını, delil tespitinde adresinde bulunan kavanozların, İsrail’e ihraç edilen ürünler iade edildiğinde, kolilerden çıktığını ileri sürmüşse de, Gaziantep Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün 16/11/2017 tarihli yazı cevabından, davalı şirketin 11 kalem … markalı reçel ürünü için İsrail’e ihracat başvurusunda bulunduğu ve ürünlerin davalı adresinde bulunduğu anlaşılmakla, davalı savunmasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekili yargılamada ve istinaf dilekçesinde, markaların benzer olmadığını, TPMK’da “…” ön eki ile başlayan 576 adet marka ve içinde “…”“ geçen onbeş adet tescil bulunduğunu ileri sürmüştür. “…” ibaresinin İngilizce meyve anlamında olduğu, reçel ürününün de içeriğinin meyveden oluştuğu bilinmektedir. Gelen kayıtlardan “…” ön eki ile başlayan markaların çoğunlukla 29 ve 30. Sınıflarda tescilli olduğu, bu ekin yanına başka ekler getirilerek, meyve esaslı içecek ve yiyecek emtialarında tescil edildiği ve “…” ibaresinden türetilen markaların zayıf marka olduğu, davacının da “…” ibaresinden türetilen “…” ibaresini tescil ettirdiği, zayıf ibarenin başka eklerle türetilerek kullanılmasına katlanmak zorunda olduğu, davalı tarafça kullanılan “…” ibaresinin üç harfinin davacı markasından farklı olduğu gibi kullanım şekli itibarıyla da iltibas bulunmadığı, mahkemece bilirkişi raporundaki iltibasa yönelik hatalı tespite itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE, 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 30.10.2018 tarihli 2017/309 E. – 2018/318 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-DAVANIN REDDİNE, 4-İlk derece yargılaması yönünden; A) Alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, 29,20 TL peşin harç ve 45,10 TL ıslah harcından mahsubu ile, fazla alınan 15,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, B)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince markaya tecavüz ve haksız rekabete ilişkin davalar yönünden ayrı ayrı 7.375,00TL vekalet ücreti ile, maddi tazminat yönünden 4.364,39 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, C)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Ç)Davalı tarafça yapılan 31,00 TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemekle, Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca hesap olunan 59,30 TL maktu istinaf harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 15,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-İstinaf talebi yerinde görülmekle, davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, c-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, e-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 02/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.