Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2956 E. 2020/179 K. 27.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2956 Esas
KARAR NO : 2020/179
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI : 2018/196 E. – 2019/164 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; 2016 12415 başvuru numaralı markanın 39 ve 44. sınıflarda markanın hükümsüz kılınmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; bu ibarelerin tek başına tescili mümkün olamayan ibareler olduğunu, “…” ibaresinin tanımlayıcı bir ibare olması nedeni ile tek başına taraf markalarında Kuzey ibaresi bulunuyor diye benzerlik oluşturamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli 2018/196 E. – 2019/164 K. sayılı kararıyla; “Davanın kabulü ile; davalı adına 2016/12415 nolu ile tescilli markanın 39. ve 44. Sınıfta yer alan mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dilekçe ekinde sundukları 28/09/2019 tarihli “Markaların Birlikte Var Olma Sözleşmesi” ile tarafların sulh olduğunu beyanla , mahkeme kararının kaldırılarak, tarafların sulh olması nedeniyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin cevap dilekçesinde; sulh sözleşmesine karşı beyanda bulunmadığı, mahkeme kararının onanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.İstinaf dilekçesi ekinde sunulan 28/09/2019 tarihli “Markaların Birlikte Var Olma Sözleşmesinde” bu davanın konusu, 2016/12415 sayılı markanın da yer aldığı, 5. Madde de, davacı şirketin bu markalara karşı TPMK nezdinde itirazda bulunmayacağı ve bu markalara ilişkin hükümsüzlük davası dahil olmak üzere, hiçbir şekilde yargı yoluna başvurmayacağını, SULH başlıklı 6. Madde de, tarafların İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/196 Esas sayılı dosyasında, iş bu sözleşme ile ilgili marka ve hizmet sınıfları bakımından sulh olduklarının düzenlendiği, sulh sözleşmesini şirket yetkililerinin imzaladığı görülmüştür.Dairemizce, sulh sözleşmesi ve istinaf dilekçesi davacı şirket adresine ve davacı vekiline ayrı ayrı tebliğ olunarak, varsa imzaya ve içeriğe yönelik itirazlarını bildirmek ayrıca konusuz kalmaya ilişkin davalı talebi konusunda beyanda bulunmak üzere iki hafta kesin süre verilmiş, davacı şirket tarafından sözleşmedeki imzaya ve içeriğe itiraz edilmediği, davacı vekilinin de 14/01/2020 tarihli dilekçesiyle; her ne kadar asiller arasında sulh sözleşmesi bulunuyorsa da, sulh sözleşmesinde vekalet ücretine ilişkin hüküm bulunmadığından, mahkeme tarafından dava da kabul edildiğinden tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E : 6100 Sayılı HMK 314. Madde gereğince , tarafların hüküm kesinleşinceye kadar sulh olmaları mümkün bulunduğundan ve HMK 315. Madde gereğince “sulh, ilgili olduğu davayı sona erdirerek kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından”, taraflarca da sulh sözleşmesi içeriğine göre değil, “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi talep edildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinde dava kabul edilmekle ve davalı vekilinin istinaf başvurusunda sadece sulh sözleşmesine dayandığı anlaşılmakla, tarafların haklılık durumu dikkate alınarak, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli 2018/196 E. – 2019/164 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,- Taraflar arasında yapılan 28/09/2019 tarihli Sulh Sözleşmesi nedeniyle, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-İlk derece yargılaması yönünden; Alınması gereken 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 18.50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’sine göre tespit olunan 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, -Davacı tarafından yapılan: 750,00 TL bilirkişi ücreti, 176,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 926,00 TL ve 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 997,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-İstinaf yargılaması yönünden;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 31,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 152,80 TL’nin, davacıdan alınıp davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 27/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.