Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2915 E. 2020/1125 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2915 Esas
KARAR NO: 2020/1125 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2017
NUMARASI: 2016/182 E.- 2017/103 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 24/06/2020
Dairemizce verilen 20/11/2017 gün ve 2017/4937 E. – 2017/3413 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11.HD’nin 25/09/2019 gün ve 2019/3263 E. – 2019/5839 K. Sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili, “müvekkilinin TPE nezdinde tescilli … ve … şekil markalarının bulunduğunu, davalıların ise … adlı ürünleri ile müvekkilinin tescilli markaları ve ürün ambalajlarını taklit ederek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunu, İstanbul 3. FSHHM’nin 2016/68 Değişik iş dosyasında bilirkişi incelemesi yapıldığını ve 3. FSHHM tarafından ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalı tarafın hem markaları hem de ticari takdir şeklini birebir kullandıklarını, bunun tesadüf olmayıp kötüniyetli olduğunu, geçmişte de … adlı ürünleriyle müvekkilinin … marka sigara ürün ambalajlarını taklit ettiğini ve davalı aleyhinde verilen kararın kesinleştiğini,” iddia ile değişik iş dosyası üzerinden verilen tedbirin devamını, davalının fiillerinin marka hakkında tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitini, haksız rekabetin ve markaya tecavüzün men’ini, neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, dava konusu ürünlerin satışının önlenmesini, toplatılarak imha edilmelerini, 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini, kararın ilanını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde, “… ibaresinin 12 yıldır müvekkili adına tescilli olduğunu, mahkemenin bilirkişi incelemesi yaptırmadan tedbir kararı verdiğini, piyasada benzer renk kombinasyonu taşıyan sigara ambalajları bulunduğunu, ambalaj tasarımlarının benzer olmadığını, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin söz konusu olmadığını, tütün mamullerinin, tüketicilerce kolayca görülemeyecek biçimde ve sıkı denetim ve gözetim altında satıldığını, bu hususların Tütün Mamulleri -Alkollü içkiler satış ve sunum Yönetmeliğinde yer aldığını, ürünler arasında benzerlik bulunmadığını, davacının … markasının tanımlayıcı olduğunu, kırmızı bir tütün türünü gösterdiğini, müvekkilinin bunu tali unsur olarak kullandığını, tüketicilerin ürünleri kolayca ayırd edebileceğini, müvekkilinin kullanımının, hukuka uygun bir kullanım olduğunu,” savunarak davanın reddini istemiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09.05.2017 tarih, 2016/182 esas, 2017/103 karar sayılı ilamı ile; ” davanın reddine ve tedbirin kaldırılmasına ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili tedbir talepli olarak istinaf isteminde bulunmuş ve dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek “bilirkişilerin ve mahkemenin hukuku yorumlamanın ötesine geçerek kendilerini kanun koyucu yerine koyduklarını, sigaralarda düz paket uygulamasının Türkiye’de yürürlükte olmadığını, raporda davalı taraf ürünleri ile müvekkilinin ürünlerinin karşılaştırılmadığını, markaya tecavüz ve haksız rekabetin bilirkişi incelemesine bile gerek olmadan aşikar olduğunu, davalının … ibareli ürünü ile müvekkilinin … ürününün üstten-yandan-önden görüntülerinin ve renk kombinasyonlarının aynı olduğunu, ürünler üzerindeki şeklin de aynı olduğunu, … markasının da müvekkilinin tescilli markası olduğunu, bu İtalyanca sözcüğün kırmızı anlamına geldiği gerekçesiyle dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, ilgili yönetmeliğin marka taklitlerine hizmet etmediğini, tüketicilerin … ile … ürünlerini karıştıracağını, karıştırma ihtimalinin yeterli olduğunu,” iddia ile istinaf isteminin gerekirse duruşmalı olarak incelenmesini ve red kararının kaldırılıp davanın kabul edilmesinin, ayrıca yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinafa cevabında, önceki savunmalarını tekrar ederek, “sigara sektöründe ticari takdim şeklinin, tüketici tercihiyle hiçbir etkisinin bulunmadığını, sigara tiryakilerinin aradaki farkı bildiklerini ve … istiyorum yerine … istiyorum diyeceklerini, bilirkişi raporunda da markaya tecavüzün ve haksız rekabetin bulunmadığının belirtildiğini, haksız rekabetin ve karıştırma ihtimalinin söz konusu olmadığını, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına da gerek bulunmadığını,” beyanla istinaf isteminin ve tedbir talebinin reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KARARI: Dairemizin 20/11/2017 tarihli 2017/4937 Esas-2017/3413 Karar sayılı kararıyla; “Davacının istinaf isteminin KABULÜNE, -6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 2. FSHHM’nin istinaf konusu 09/05/2017 tarih ve 2016/182 E., 2017/103 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, -Davanın kısmen kabulüne, davalının dava konusu … ibareli sigara ürünleri ambalajları nedeniyle eylemlerinin, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu tecavüzün ref’ine ve önlenmesine, -Davalının dava konusu sigara ürünlerinin toplatılmasına, ambalajlarından davacının şekil markaları ile … markalarının bu ürünlerden çıkarılmasına, bu şekil ve sözcük markalarının yer aldığı kısımların çıkarılması, kapatılması mümkün olmayanların, masrafı davalıdan tahsil edilmek ve içindeki ürünler ambalajlarından ayıklanıp davalıya verilmek üzere ambalajların imhasına, -6100 sayılı HMK’nun 389-390.maddeleri ile SMK’nun 159.maddesi gereğince davalının bu ürün görsellerini dava konusu ambalajlarda kullanmasının tedbiren önlenmesine, -Takdiren 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, -Karar kesinleştiğinde karar özetinin masrafı davalıdan alınmak üzere, Türkiye çapında yayınlanan ve kararın kesinleştiği tarih itibariyle tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde, 1/8 gazete tek sayfası ebadında ve 1 kez ilanına,” karar verilmiştir. Davalılar vekili tarafından Dairemizin kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
YARGITAY BOZMA KARARI; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25.09.2019 tarihli 2019/3263 Esas-2019/5839 Karar sayılı kararında; “Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ürünlerinde “…” ibaresinin yazılı olduğu lacivert şerit ve bu şeridin üst ve alt kısımlarında yer alan kırmızı renkli kutular ve kutunun üst, alt ve yan kenarlarının görünümünün davacının markalarıyla çok büyük oranda benzer olduğu, ortalama tüketicilerin şekil unsuru ve renk kombinasyonu yönünden ürünleri ayırt etmelerinin güç olduğu, ürünler üzerinde yer alan logoların da benzer olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, Dairemiz’in 29.05.2014 tarih 2014/2481-2014-9910, 03.03.2014 tarih 2013/14665-2014/4030 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, sigara ve tütün mamüllerini kullanan tüketicilerin 18 yaşından büyük ve dikkatli tüketici olduğu, şekil unsurundan ziyade yazı unsurunu dikkate aldıkları ve ürünleri daha çok isim söyleyerek satın aldıkları, ürün genel görünümlerinin tercihlerinde iltibasa neden olmayacağı dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. ” denilerek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dairemizce taraf vekillerine Yargıtay bozma ilamı tebliğ edilerek beyanları alınmış, usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE; Uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma kararı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma kararında da atıf yapılan emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere; sigara ve tütün mamullerini kullanan tüketicilerin 18 yaşından büyük yetişkinler olduğu, dikkat seviyelerinin ortalama halk kitlesine göre daha yüksek olduğu, tüketim alışkanlıklarının tercihlerini belirlediği, ürünü alırken isim söyledikleri ve markadaki şekil unsurunun tercih belirlemede etkili olmadığı ve davalı ürününün davacı markası ile iltibasa neden olmayacağı ve haksız rekabete neden olmayacağı, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, Dairemizce duruşmalı inceleme yapılmakla,mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Dairemizce Yargıtay bozma kararı üzerine duruşmalı inceleme yapılmakla; İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09.05.2017 tarih, 2016/182 esas, 2017/103 karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi talepli DAVANIN REDDİNE, 4-İstanbul 3.FSHHM’nin 2016/68 D.İŞ – 2016/69 K.sayılı dosyasına konu 16.08.2016 tarihli tedbirin kaldırılması konusunda nöbetçi icra müdürlüğüne yazı yazılmasına, 5- İlk derece yargılaması yönünden, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 1.707,75 TL’nin mahsubu ile kalan 1.653,35 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili yararına 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine, -Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, -Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 6-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL maktu istinaf harcının mahsubu ile bakiye 13,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b)İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak, AAÜT gereğince, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … PAZARLAMA ve DAĞITIM A.Ş. verilmesine, c)Davalı … avansından kullanıldığı anlaşılan; 154,30 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 145,73 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 300,03 TL’nin davacıdan alınarak, davalı …’ye verilmesine, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 24/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.