Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2913 E. 2020/1534 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO 2019/2913 Esas
KARAR NO : 2020/1534
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2016
NUMARASI : 2015/171 2016/167
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 30/09/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde, “davacının 2006 yılından bu yana kendisine ait çeşitli tescilli markalarla ıslak mendil üretip yurtiçinde ve yurtdışında ihracaat yapan saygın bir firma olduğunu, davalıların emek ve maddi harcama yapmadan davacıya ait ambalajı kullanıp … adı altında daha düşük fiyatla satıp pazarlaması sebebiyle haksız rekabet yarattığını, bu sebeplerle tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, ürünlere el konulmasına karar verilmesini” talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, “davalının söz konusu ürünleri piyasadan temin ederek …’a sattığını, davalının köklü bir firma olduğunu, kendi adına tescilli marka ve ürünleri olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini” talep etmiştir.Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13.10.2016 tarih, 2015/171 esas, 2016/167 karar sayılı ilamı ile; Davacı tarafın davasının kabulü ile, davalı tarafların davacıya ait … markasına yönelik davalı tarafların satışa sunduğu … ürünlerin orjinal ürün olmayıp davacıya ait … marka ve ambalajına yönelik marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’i’ne, Davalı tarafların satışa sunduğu … Babs ürünlerine el konulmasına, ürünlerin piyasaya sunulmasının satışının yapılmasının tanıtımının yapılmasının engellenmesine, El konulan ürünlerin masrafı davalı taraftan alınmak suretiyle imhasına, Kararın kesinleştikten sonra 5 büyük gazeteden birinde masrafı davalılardan alınmak suretiyle ilanına, karar verdiği anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, “davacının dava dilekçesinde belirtilen taleplerinin bir kısmı kabul edilmesine rağmen reddedilen talepler yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmediği, kök ve ek rapor arasındaki zıtlıkların ek rapor esas alınarak giderilmesinin usule aykırı olduğunu, davalılardan … – …’ın ürünleri nereden aldığını fatura ile ispat etmiş olmasına rağmen davanın kabul edilmesinin dosya kapsamına aykırı olduğunu, davacının markasının tanınmadığını, davalıların ürünü satış ve pazarlamasından ne gibi bir menfaat elde ettiğinin araştırılmadığını” belirterek ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. Dosyada mevcut rapor ve ek rapor arasında dairemizce çelişki görülerek yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 2 ayrı heyetten 2 bilirkişi raporu alınmıştır. 19.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak, “davalı ürününde, davacı ürününün boyut, genel dizayn, yapı, renk tonlamaları ile benzer şekilde kullanıldığı, ürünler arasındaki benzerliğin bilgilenmiş genel kullanıcı algısında iltibas yaratacak nitelikte olduğu, ambalaj taklidi yapılan ürünlerde … markasının aynen kullanıldığı,” görüşü açıklanmıştır. 25.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise “kalite bakımından davacı ürününün kalitesinin daha iyi olduğu, tarafların mendil ürünlerinin kokularının tamamen ayrılık gösterdiği, ambalaj tasarımlarının boyut, genel dizayn, yapı, renk tonlamaları ve ürün kod numaralarının, davacı orjinal ürünü ile aynı olduğu, davalı tarafa ait ürünün orjinal olamadığı” görüşü açıklanmıştır. Dairemizin 2017/240 Esas, 2018/1790 Karar sayılı 12.09.2018 tarihli ilamı ile davalının istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 11.HD’nin 2018/5176 Esas, 2019/6788 Karar sayılı 04.11.2019 tarihli ilamı ile; “Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece yargılamasında görülen eksikliğin bilirkişi raporu alınmak suretiyle tamamlandığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1-b-3. maddesi gereğince duruşma açılmaksızın tamamlanabilecek yargılama eksikliklerinin varlığı durumunda dahi, Bölge Adliye Mahkemesince esastan yeni bir karar verilmesinin gerekli kılınmış olduğu nazara alındığında, yargılamadaki eksikliğin bilirkişi raporu alınmak suretiyle giderilmesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemeyeceği, bu gibi hallerde de esastan yeni bir hüküm kurulması gerektiği kuşkusuzdur. Aksi halde, incelenen kararda olduğu gibi, bir yandan kararın gerekçesinde yargılama eksikliğine ve bunun giderildiğine değinilirken, bir yandan da ancak ilk derece yargılamasında usul ve yasaya hiçbir aykırılık bulunmayan hallerde verilmesi gereken istinaf başvurusunun esastan reddi biçimindeki hüküm fıkrası arasında çelişki ve infazda tereddüt oluşacağı, bu durumun ise kanuna açık aykırılık nedeniyle re’sen bozma nedeni teşkil edeceği açıktır. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında bir karar tesis edilmesi gerekirken, HMK m. 353/1-b-1 kapsamında istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir…” şeklindeki gerekçe ile Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.Bozma ilamına istinaden duruşmalı yapılan incelemede davalılardan …’ın 03.08.2019’da vefat ettiği anlaşılmakla nüfus kaydı ve veraset ilamı dosyaya eklenmiş, mirasçılarına tebligat yapılarak bozmaya uyma kararı doğrultusunda esas hakkında değerlendirme yapılmıştır.Somut olayda; ilk derece mahkemesince ve Dairemizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri, ürün örnekleri ve dosyadaki tüm delillere göre; dava konusu ıslak mendil ürünlerinin orjinal olmayıp, taklit ürünler olduğu, bu ürünlerin ambalaj tasarımlarının birebir taklit edildiği ve ayrıca ürünlerinde davacıya ait … markasının da izinsiz olarak kullandığı, bu nedenle davalının eyleminin, dava tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK’nın 9.maddesi kapsamında davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, karara bağlanmayan taleplerin tali nitelikte olması nedeniyle davanın kısmen kabul edilmiş olarak görülemeyeceği, dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, HMK 353/1-b-2,3 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasına, davalıların istinaf isteminin reddine, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Bakırköy 1.FSHHM’nin 2015/171 Esas, 2016/167 Karar sayılı 13/10/2016 tarihli hükmün HMK 353/1-b-2,3 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davalılar vekilinin istinaf isteminin REDDİNE, 3- Davanın kabulü ile; davalı tarafın davacıya ait … markasına yönelik davalı tarafça satışa sunulan … ürünlerinin orjinal ürünler olmayıp davacıya ait … marka ve ambalajına yönelik marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespit ve men’ine,4-Davalı tarafından satışa sunulan … ürünlerine el konulmasına, ürünlerin piyasa sunulması, satışının yapılması, satışının ve tanıtımının yapılmasının engellenmesine, 5- El konulan ürünlerin masrafı davalıdan alınarak imhasına, 6-Karar kesinleştiğinde masrafı davalılardan alınarak 5 büyük gazeteden birinde ilanına, 7-İlk derece mahkemesindeki yargılama yönünden alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,70 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvurma harcı, 27,70 TL peşin harç, 180,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.185,40 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10-İstinaf aşaması yönünden davalılardan alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 11-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, 12-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ile 342,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.842,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 14-Gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve istek halinde aidiyetine göre taraflara iadesine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2020