Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2898 E. 2019/2900 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2898 Esas
KARAR NO : 2019/2900 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
NUMARASI : 2018/268 E. – 2019/825 K.
BİRLEŞEN İSTANBUL 16. ATM’NİN 2017/757 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; “Müvekkilleri ile davalılardan … şirketi arasında 15.02.2012 tarihinde Eser Sözleşmesi imzalandığını, Bu eser sözleşmesine göre davacı şirket 200.000-TL ödeme yapacak, karşılığında da davalı sözleşmeye konu Saç ve … Makinesini 75 günde müvekkiline teslim ve kurulum yapacağını, anılan sözleşme gereğince müvekkillerinin davalı … firmasına 22.02.2012 tarihinde 40.000-TL, 11.04.2012 tarihinde 40.000-TL olmak üzere toplam 80.000-TL ödeme yaptığını, Davacılar ile davalılardan … şirketi arasında ise İzmir …. Noterliği’nin 29.06.2012 tarih ve … yevmiye numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, Sözleşme gereğince diğer davalının %60’nı tamamladığı makinenin mülkiyeti davalı … firmasında olmak şartıyla, davalı …. davacılara 171.195,00-TL kredi ödemesi yapacak müvekkillerinin de bu krediyi ayda 3.047,00-TL olmak üzere 48 ayda toplam 215.441,87-TL olarak geri ödeyeceğini, kullanımı müvekkiline ait olacak makinenin tarafların edimlerinin tamamen yerine getirmesi ile mülkiyetinin müvekkiline geçeceğini, müvekkili iyi niyetle 08.01.2013 tarihinde makinenin teslim alındığını, davalı … de aynı gün 51.864,00-TL ödemeyi diğer davalıya yaptığını, sözleşmeye konu mal, fiilen müvekkiline teslim edilmediğini, borcun ifa edilmemesi fesih sebebi olduğu halde müvekkilinin sözleşmeyi feshetmediğini, ödemeleri gecikmeli de olsa yaptığını, ancak ödemelerin Temmuz 2013 tarihinden itibaren askıya alındığını, Davalılardan …, Müvekkiline göndermiş olduğu Beşiktaş…. Noterliğinin 24.07.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 03.07.2013 tarihli taksitin ödenmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceği ihtarında bulunduğunu, Davalı kendince sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinden hareketle 03.09.2013 tarihinde İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinde (2013/247 Esas ve 2014/21 Karar sayılı kararı ile) malın iadesine karar verilmesini talep ettiğini, mahkemenin davalı şirket sözleşme konusu mala tedbir koyarak diğer davalıya yediemin olarak bıraktığını, müvekkilinin yargılamanın hiç bir aşamasına katılmamış olup karar müvekkilinin yokluğunda yazılıp kesinleştiğini, müvekkilinin maddi zarar gördüğü gibi geleceğe yönelik de ticari zarar da gördüğünü, Davalılardan … firmasına 80.000-TL ve davalılardan ….’ye de 27.427,32 TL (9×3.047,48 TL) ödeme yaparak toplamında 107.427,32TL ödemede bulunduğunu, ayrıca makinenin sözleşme gereğince teslim edilmemesi nedeniyle, makineden elde edeceği yarardan mahrum kaldığını beyanla; öncelikle Eser ve Kiralama sözleşmesine konu olan makinenin teslimine; bunun mümkün olmaması halinde işbu mal için ödenen 107.427,32-TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, şimdilik davalılardan 5.000,00-TL mahrum kalınan karın 08.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilin davalı … Şirketine borcunun olmadığının tespiti ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasından kaynaklı takibinin iptaline; Rehin sözleşmesinden kaynaklanan … ve … plakalı araçlar üzerindeki Rehin Şerhlerinin kaldırılmasına, karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Davalı …. Vekili cevap dilekçesinde : müvekkili ile davalı … Şirketi arasında İzmir ….Noterliği 29.08.2012 tarih ve … yevmiye nolu sözleşme akdedildiğini, sözleşme ekinde bulunan 24.08.2012 tarihli 1 adet proforma fatura gereği, makine ve taşınmazların sözleşme gereğince … Şti.’ne teslim edilmiş ve şirkette kullanılmaya başlandığını, ancak borçlu şirketin sözleşmeden ötürü ödemesi gereken 03.06.2013 tarihli her ay için ödenmesi gereken 3.047,17-TL (kira) + 87,03 TL (masraf) bedelli taksitleri ve devam eden tüm taksitleri ödemediğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından Beşiktaş …. Noterliği’nin 25.06.2013 tarih ve …. yev. nolu ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarın 28.06.2013 tarihlerinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, yasanın belirlediği ve sözleşmede belirtilen süreler içinde kiralama borcu ödenmediği gibi kiralama konusu mallar müvekkiline iade edilmediğini, davacının müteakip aylara ilişkin kiralama bedellerini de ödemediğini,müvekkilinin sözleşmeyi feshettiğini, davacı şirket aleyhine FKS’nin feshinden dolayı ekipmanın iadesi için İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/247 E. Sayılı dosyasından dava açtığını, müvekkili şirket lehine 30.01.2014 tarihinde karara çıktığını ve 01.04.2014 tarihinde kesinleştiğini, satıcı firma tarafından düzenlenen 31.12.2012 tarihli … numaralı sevk irsaliyesi düzenlendiğini, 171.472,15-TL alacağını tahsil edemediğini beyanla davanın reddine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/757 – 2018/933 E.ve K. sayılı ve 23/10/2018 tarihli kararı ile dava iş bu dava dosyası ile birleştirilmiştir. Birleşen davada dava dilekçesinde davacı vekili; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında T.C. İzmir …. Noterliği 29/08/2012 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği makine ve taşınmazların davalı tarafa teslim edildiğini ve davalı şirket tarafından kullanılmaya başlandığını, ancak borçlu şirket sözleşmeden ötürü ödemesi gereken 03/06/2013 tarihli her ay için ödenmesi gereken 3.047,17-TL + 87,03-TL bedelli taksitleri ve devam eden tüm taksitleri ödemediğini, bu nedenle müvekkil şirket tarafından Beşiktaş …. Noterliğinin 25/06/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, ihtar ile kira bedellerinin ödenmesi, aksi halde akdin feshi gerçekleşeceğinden 60 günlük yasal sürenin bitiminden sonra mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan finansal kiralamaya konu malların müvekkil şirkete iadesi talep ve ihtar edildiğini, söz konusu ihtarın 28/06/2013 tarihlerinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, yasanın belirlediği ve sözleşmede belirtilen süreler içinde kiralama borcu ödenmediği gibi kiralama konusu malları müvekkile iade edilmediğini beyanla; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, icra takibinin takip talebinde belirtilen miktarlar üzerinden devamına, davalı borçlunun itiraz ettiği miktarın %20′ sindan aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde ; Davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddini, davacı taraf, müvekkil aleyhine kötü niyetli olarak takip başlattığından müvekkili lehine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, talep etmiştir. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 10/09/2019 tarihli duruşmada verdiği kısa kararında “Kanıtlanamayan davanın reddine” karar verildiğini tefhim ettiği, daha sonra yazılan 10/09/2019 tarihli 2018/268 Esas- 2019/825 Karar sayılı gerekçeli kararında ise; “Kanıtlanamayan davaların reddine ” karar verildiği görülmüştür. Davacı-birleşen davada davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; gerek sözleşmenin kurulduğu zaman geçerli 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu gerekse 6361 Sayılı Kanun gereğince , davalının malı teslim etmekle yükümlü olduğunu, malın teslim edilmediğini, davalının müvekkilinden ödeme talep edemeyeceğini, teslim yükümlülüğü yerine getirilmeden sözleşmenin süresinin başlamayacağını ve kiracının kiralama bedelini ödeme borcunun muaccel hale gelmeyeceğini, 3226 Sayılı Kanun’un 7. Maddesine göre, fininsal sözleşmelerin en az dört yıl süre ile feshedilemeyeceğini, davalı şirketin fesih iddiasının yersiz ve geçersiz olduğunu, bilirkişinin defterlerini gereği gibi incelemediğini, müvekkilinin ödemelerini dikkate almadığını , müvekkilinin davalı … şirketine toplam 80.000 TL, … şirketine de 27.427,32 TL ödediğini, müvekkilinin somut zarar toplamının 107.427,32 TL olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-birleşen davada davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin kısa kararında “kanıtlanamayan davanın reddine”, gerekçeli kararında “kanıtlanamayan davaların reddine” karar verdiğini, mahkemenin birleşen davayı sehven atladığını, müvekkilinin alacaklı olduğunu ispatladığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak talebi doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E : Asıl davada; davacı … Sözleşmesine konu makinenin teslimi, mümkün olmaması halinde bu mal için ödenen 107.427,32 TL’nın ödenmesi ve davalı … Şirketine borçlu bulunmadığının tespiti, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin iptali, araçlar üzerindeki rehin şerhlerinin kaldırılmasının talep edildiği, birleşen davada ise: İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK 297/son maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü düzenlenmiştir. HMK 297/son maddesi gereğince, mahkemenin asıl dava ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurması gerekirken, 10/09/2019 tarihli duruşmada tefhim ettiği kısa kararında: “kanıtlanamayan davanın reddine”, gerekçeli kararında “kanıtlanamayan davaların reddine” karar verdiği, kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olduğu, emredici hüküm mahiyetinde olan HMK 297/son maddesine aykırı olarak, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bu husus HMK 355. Madde gereğince resen gözetilecek sebeplerden bulunmakla , taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa yönelik sebepler incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam olunarak usulüne uygun şekilde asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Asıl davada davacılar – birleşen davada davalı vekili ile Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin, HMK’nın 355.maddesi gereğince re’sen gözetilen sebeplerle kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/09/2019 tarihli 2018/268 E. – 2019/825 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,-İstinaf başvurusunda bulunan taraf vekillerinin bu aşamada esasa yönelik istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde istinaf yoluna başvuran taraflara iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Asıl davada davacı …..şirketi avansından kullanıldığı anlaşılan; 49 TL’nin 24,50 TL’sinin asıl davada davalı … AŞ’den alınarak, davacıya verilmesine, b)Asıl davada davalı … AŞ avansından kullanıldığı anlaşılan; 36,10 TL’nin 18,05 TL’sinin asıl davada davacı … şirketinden alınarak, …. AŞ’ye verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/12/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.