Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2894 E. 2022/492 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2894 Esas
KARAR NO: 2022/492
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2019
NUMARASI: 2017/718 E. – 2019/911 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ağabeyi olan … 2010 yılında, takip alacaklısı … ve … isimli şahıslarla ortak olarak …Tic. Ltd. Şti.isimli ticari ortaklığı kurma konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin ortak olmak istemediğini, müvekkilini hiçbir sakıncası olmadığına ikna ederek görünüşte ortak olmasını sağladıklarını, kayden ortak göründüğünü, müvekkili şirketten bir kuruş gelir elde etmediği gibi şirketin kar-zarar durumu ve yönetim ve denetimi ile de ilgilenmediğini, şirketin 2014 yılına gelindiğinde işler kötüye gitmeye başladığı, şirketin SSK ve Vergi Dairesine olan borçları birikmiş ve ortaklar müvekkilini çağırarak borçlara ortak olarak ödeme yapmasını istediklerini, müvekkilinin kardan pay almadığı gibi borçtan da sorumluluk kabul etmeyeceğini söylemiş ise de ortakların psikolojik baskı kurması sonucunda 6.500,00 TL bedelli senedi imzalamak zorunda kaldıklarını belirterek takip konusu senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin beyanına göre davacı-borçlu 7.000,00TL’lik senet verdiğini, 6.500,00TL lik senetten müvekkilin haberi olmadığını, davaya konu senet üzerindeki imza müvekkilinin huzurunda borçlu tarafından atıldığını, açılan davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.07.2019 tarih ve 2017/718 Esas – 2019/911 Karar sayılı kararıyla; “… Aldırılan bilirkişi roporuyla senet altındaki imzayı inkar eden davacı borçlu adına atılan imzanın davacı elinden sadır olduğu anlaşıldığından açılan davanın reddine, her ne kadar kötü niyet tazminatı talep edilmişse de davacı tarafın kötüniyetli olarak dava açtığına dair başkaca bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davalı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili, süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemece aldırılan rapora itiraz etmelerine ve imzanın davacıya ait olmadığını ısrarla Jandarma Genel Komutanlığından da rapor aldırılmasını talep etmelerine rağmen mahkemece bu taleplerinin kabul edilmeyerek tek rapor ile yetinilmesinin usule aykırı olduğunu, Senet üzerinde ‘nakden’ ibaresi olmasına rağmen müvekkilinin davalıdan para almadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu bonodaki borçlu imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.İlk derece mahkemesi tarafından,”… aldırılan bilirkişi raporuyla senet altındaki imzayı inkar eden davacı borçlu adına atılan imzanın davacı elinden sadır olduğu anlaşıldığından açılan davanın reddine, her ne kadar kötü niyet tazminatı talep edilmişse de davacı tarafın kötüniyetli olarak dava açtığına dair başkaca bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davalı talebinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının takibe konu 16.09.2016 tanzim, 17.10.2016 vade tarihli ve 7.000,00 TL tutarlı bononun keşideci-borçlusu olduğu, davacının bonodaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunduğu, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 29.05.2019 tarihli raporu ile bonoda davacı adına atılı imzanın davacı eli ürünü olduğu sabit olduğundan, ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair vermiş olduğu kararın isabetli olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/03/2022