Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2889 E. 2019/2890 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R
DOSYA NO: 2019/2889 Esas
KARAR NO : 2019/2890
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/159
DAVANIN KONUSU: Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkili … dava konusu … ürününe ait üç farklı patent geliştirdiğini, patentte konu buluşu uluslararası ve ulusal platformlarda birçok ülkede tescil ettirerek koruma altına aldığını, diğer davacının ise patent sahibi …ile organik bağa sahip olması nedeniyle patent konusu buluş ile her türlü organik bağa sahip olduğunu, davalının … Türkiye bünyesinde 01/10/2010 tarihinde işe başladığını, 10/05/2011 tarihinde ise istifa ederek işe başladığını, … Türkiye yetkililerinin 13/01/2014 tarihli Milliyet gazetesinde yer alan haberden davalının İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde yer alan … tarafından düzenlenen İTÜ çekirdek projesinde bir yarışmada … isimli projesi nedeniyle üçüncülük ödülü aldığını öğrendiklerini, … Türkiye yetkililerinin bu projenin bizzat patenti ve …’a ait olan … projesinin birebir aynısı olduğunu farkettiklerini, davalının doğadan esinlenerek geliştirdiğini söylediği bu projenin müvekkili … ait patentin birebir aynısı olduğunu, yalnızca ürünü herhangi bir sorunda uyarı verilmesini sağlayacak SMS sinyal istemi eklediğini, bu proje hakkında davalının 05/06/2012 tarihinde patent başvurusunda bulunduğunu, davalının eklediği SMS sinyal özelliğinin başvuru öncesinde bilindik bir uygulama olup patent başvurusunun bu nedenle buluş basamağını aşan bir gelişme olmadığını, davalının TR 2012/06560B nolu patent başvurusuna süresi içeresinde itiraz ettiklerini, söz konusu patentin yenilik ve buluş basamağı içermediği belirterek hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacılardan… yabancı bir tüzel kişi olması nedeniyle teminat yatırması gerektiğini, davacıların patentinin Türkiye’de tescilli olmadığını, dolayısıyla dava açamayacaklarını, davacıların müvekkilinin davacılar nezdinde çalıştığı sırada her türlü bilgi ve ticari sırrı öğrendiğine dair iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin … Türkiye’de satış elemanı olarak çalıştığını, müvekkilinin genetik mühendisi olup patent aldığı buluşa dair yüksek lisans çalışmaları bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu buluşunun yeni, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir nitelikte olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 20/05/2019 tarihli tensip tutanağıyla birlikte dava konusu TR 2012/06560 nolu patent belgesinin dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, söz konusu ara kararla ilgili gerekçeli kararın 21/05/2019 tarihinde yazıldığı, davalının ise işbu ara karara itiraz ettiği görülmüştür. Davalı vekili itiraz sebebi olarak; mahkemenin yabancı unsurlu delillere dayanarak bu şekilde tedbir kararı vermesinin doğru olmadığını, dosyada sunulan 08/08/2019 tarihli raporda; hükümsüzlük delillerinin incelenmesi kısmında; diğer hükümsüzlük delillerinin Türkçe tercümelerinin dava dosyasında yer almadığının belirtildiği, bu nedenle hükümsüzlük incelemesinin yapılamadığı ifadesine yer verildiğini, dolayısıyla dosyada çevirisi bile olmayan deliller üzerinden bu talebin kabul edilmesinin doğru olmadığını, ayrıca HMK uyarınca tercüme sunulmasının zorunlu olduğunu, yabancı dildeki delillerin hiçbir şekilde hükme esas alınmaması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; ihtiyati tedbirin taraf teşkiline yönelik olduğu, davalının ticari faaliyetini engellemediği gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; ihtiyati tedbirin verilebilmesi için davacının davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerektiğini, oysa 08/08/2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında hükümsüzlüğü ispatlayacak belgelerin Türkçe çevirileri olmadığından hükümsüzlük incelemesi yapılamadığını sonuç ve kanaatine varıldığı, dolayısıyla davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğini, ayrıca herhangi bir teminat yatırılmasına karar verilmediğini, bu ihtiyati tedbirin müvekkilinin ticari faaliyetlerini aksatacağını, ticari itibarını zedeleyeceğini, ayrıca kararın hak kaybına yol açacağını, davacının patent üzerinde korunmaya değer bir hakkı bulunmadığını, davacının ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin itibarını zedelemek ve şirketinin mahfına sebebiyet vermek saikiyle kötüniyetli olarak talep ettiğini, kararın telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağını bildirmiştir.Davalıya ait patentin TR 2012/06560B olup incelemeli patent olarak 05/06/2012 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle korunmak üzere 21/03/2019 tarihinde incelemeli olarak verildiği, buluş başlığının uzaktan merkez kontrollü ve otomatik bioremidasyon sistemi olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında dosyaya alınan 08/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu patent belgesinin hükümsüzlüğünü ispatlayacak belgelerin çevirilerinin dava dosyasında olmaması nedeniyle hükümsüzlük incelemesinin yapılamadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, patentin hükümsüzlüğü davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddi kararına yöneliktir. Mahkemece verilen dava konusu markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı yargılama sırasında taraf değişikliğinin önlenmesine ilişkin olup davalı tarafın ekonomik faaliyetlerini kısıtlamaya yönelik bir karar değildir. Bu itibarla davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Ancak mahkeme ihtiyati tedbir kararını teminatsız olarak vermiştir. HMK’nun 392/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir isteyen taraf haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Somut olayda mahkemece teminat alınmamasının gerekçesinin gösterilmediği gibi, ihtiyati tedbirin teminatsız verilmesini gerektirir mevcut bir durum da bulunmamaktadır. Dolayısıyla teminat alınmasına dair davalı vekilinin istinaf talebi yerindedir. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2019/159 esas sayılı dosyasında verilen 08/10/2019 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde uygun bir teminat mukabilinde tedbir kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 37,90 TL posta gideri ve 340,00 TL dosya fotokopi masrafı olmak üzere toplam 499,20 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.30/12/2019