Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2883 E. 2019/2837 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2883 Esas
KARAR NO : 2019/2837 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2019
NUMARASI : 2018/301 E. – 2019/1047 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın 31/03/2011 tarihinde Sakarya Ticaret Siciline … sicil numarası ile tescilinin yapıldığını, şirketin kurucularının … ile … olduğunu, şirket sözleşmesinin 9.maddesine göre …’in 25 yıllığına müdür olarak seçildiğini ve münferit imza ve temsile yetkili kılındığını, 15/12/2011 tarihinde …’in şirketteki hissenin tamamını sattığını, bedelini de nakden ve tamamen aldığını, …’in 10/10/2014 tarihli, 22/04/2011 tanzim tarihli, 950.000,00-TL bedelli senedi … adına tanzim ettiğini, şirketin kuruluşunun 31/03/2011 tarihinde kurulduğu göz önüne alındığında 22 gün sonra böyle bir senedi vermesi o tarih itibariyle faaliyetine başlayamamış ve hiçbir mal varlığı olmayan bu şirketin böyle bir senedi düzenlemesi için bir faaliyeti olmadığını, senedin sahte olarak düzenlendiğini, davalılar hakkında Bakırköy C.Başsavclığı’nın 2017/107192 nolu dosyası ile şikayette bulunulduğunu, söz konusu senede dayanarak Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla yapılan icra takibine başlatıldığından bahisle, icra takibi sonucunda müvekkili firmanın malı satılma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan dava sonuna kadar mahçuz 35000 piliç üretme kapasiteli taşınmazın dosya borcunu karşılayacak değerde olduğundan bu tesisi ayni teminat olarak kabulü ile icranın mahkeme sonuna değin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, söz konusu takibin iptaline, haksız ve dayanaksız olarak açılan bu takbiin % 20 si oranında icra tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; … Malzemelerinde … ve … ortak olduğunu,… ile … ‘nün … şirketinde ortak iken … Şirketinden inşaat malzemesi almakta olduğunu, … işleri bozulunca üçüncü şahıslara karşı Tedbir mahiyetinde … ait .. İli … İlçesi … köyü mevkiinde bulunan … pafta … Ada … parseldeki Zemin kat 11 No’lu Bağımsız bölüm dükkanın tapusunu … şirketi ortağı … 10/04/2010 tarihinde devrettiğini,… ve … adlarına kayıtlı (…’nün … parsel ve … 325 parsel tapulu yerleridir) tapular daha sonra 22/04/2010 tarihinde …’ya muvazaalı olarak verdikleri tevhid edilerek .. İli … İlçesi … Köyü … Mevkiinde buluan … Pafta … parsel sayılı 1917.67 m2 taşınmazın … Ltd.Şti. diğer ortağı …’e 30/04/2010 tarihinde devredildiğini, müvekkilinin mal kaçırdığı iddiası ile dava dışı üçüncü şahıs … tarafından Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mah. 2010/671 Esas (Şimdi Bakırköy 1. Asliye Ticaret 2014/298 Esas 2017/285 Karar sayılı dava kabul edilmiş olup İstinaf Mahkemesindedir) dosyası ile dava derdest iken yine müvekkili … ve Eşi … Ferizli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/80 Esas sayılı dosyası … adına açtığı tapu iptali ve tescil davası derdest iken protokoller yapıldığını, protokollerde belirtildiği gibi davacı şirketin şuanda sahibi olduğu tapunun tamamen müvekkilinin ve eşinin şahsi mülki iken … sonra davacı şirkete devredildiğini, şirket kurulduktan sonra …’in şahsi senedini iade ederek davacı şirketin senedini aldığını, müvekkiline verilen senet şirketin yetkili temsilcisi tarafından imzalandığını, ve kambiyo senedi olduğunu, davacı şirketin malik olduğu halen üzerinde faaliyette bulunduğu taşınmazın müvekkilinin ve eşinin olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı … cevap dilekçesinde; …nın kendisine açtığı ticaret mahkemesindeki tüm iddiaları asılsız ve yanıltıcı olduğunu, kendisi ve … ‘nın … Ltd. Şti’nde %34 kendisinin % 33 …’nın ortağı olduğunu, genel müdürün kendisi olduğunu, … ve firması ile ne tanışıklığının nede ticari ilişkisinin olduğunu, kendisini tanıştıranın ve ticari ilişkide bulunmasını sağlayanın … olduğunu, firmasının ve … arasında mal alışverişi olduğunu, bu alışveriş sonucunda protokolde belirtilen çeklerdeki borç miktarı oluştuğunu, … bu borçlan ödeyemediğini ve işlerinin bozulduğunu ileri sürdüğünü ve bundan dolayı tarafına haciz geldiğini, … ‘nın Güneşli Merkezdeki dükkanı üstüne çiftliği de kendi üzerine verdiğini, …’ye … borcunu öde çiftliği al dediğini, ödemezsen çiftliği satar firmanın alacağını keser üstünü de iade edeceğini söylediğini, bütün hareketleri tamamen … ‘nın bilgisi dahilinde yaptığını, …’nın ithamlarının tamamen asılsız ve gurur kırıcı olduğunu, İstanbul’da … plakalı ticari taksi ve Bahçelievler semtin de lüks dairesinin olduğunu, … hayvancılıkta aynı protokolde yazdığı gibi kurulduğunu, .%50 şahsına %50 … üzerine kurulduktan sonra bedelsiz olarak şirketin tarafına devredildiğini, 9, 10 ay genel müdürlük yaptığını, … Hayvancılığın parası olmadığını, %50 hisseyi de …’ya nakit değil bedelsiz devrettiğini, …’nın dediği nakit satışının olmadığını, … tarafından tarafına yöneltilen suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.10.2019 tarihli, 2018/301 E. – 2019/1047 K.sayılı kararıyla; davalı …’ye karşı açılan davanın sübut bulmadığından reddine, davalı …’in de yargılama sırasında vefat ettiği, davacı tarafça mirasçılara karşı davaya devam edilmeyeceğinin beyan edildiği gerekçesiyle …’e karşı açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olduğunu, rapora davalıların itiraz etmediğini, rapor içeriğinin …’in ikrarıyla örtüştüğünü, bononun …’in şirketi temsil ve ilzam yetkisi kalktıktan yıllar sonra imzalandığının ortaya çıktığını, ceza davasının sonucunun beklenmesine gerek olmadığını, davalı müteveffa …’in takibe konu bonoyu müvekkilini temsile yetkili olmadığı bir tarihte düzenlendiğini ve imzaladığını ikrar ettiğini, müvekkili ile davalı … aralarında takibe konu edilen borçlanmayı gerektirir mahiyette hiçbir hukuksal ilişki bulunmadığını, senedin sahteliğinin ve sahte senede dayalı takip yapıldığının ispatlandığını, icra dosyasında müvekkiline ait taşınmazın haczedilerek alacağa mahsuben davalı …’nün aldığını, satış ilan işlemlerinin iptali ile tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Nüfus kaydından davalı …’in 09.11.2018 tarihinde, yargılama sırasında vefat ettiği, mahkemenin 08.07.2019 tarihli ara kararıyla davacı vekiline …’in veraset ilamını almak ve mirasçılarını davaya dahil etmek üzere süre verildiği, davacı vekilinin 09.10.2019 tarihli karar duruşmasında; mirasçılara karşı davaya devam etmeyeceklerini beyan ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince mirasçılara dava yöneltilmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken ölü kişi adına yargılamaya devam edilerek, usulden red kararı verilmesi HMK’nın 355.maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğinden re’sen dikkate alınarak mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davalı … mirasçılarına karşı dava yöneltilmediğinden işlemden kaldırma kararı verilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın davacı vekilinin davanın esasına yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin esasa ilişkin sebepleri incelenmeksizin, re’sen gözetilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 ve HMK’nın 355. maddesi gereğince kabulüne, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.10.2019 tarihli, 2018/301 E. – 2019/1047 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
-Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 81,70 TL (posta-teb-müz) gideri olmak üzere toplam 203,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/12/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 ve HMK’nın 355. maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.