Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2872 E. 2022/746 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2872 Esas
KARAR NO: 2022/746
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2016/539 2019/740
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … Mahallesi, … parsel 16/05/2014 tarih … yevmiye nolu 242.000 TL bedelli davalı … lehine tesis edilen ve diğer davalı …’ya muvazaalı olarak temlik edilen ipoteğin fekki ve ipoteğin devredilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, diğer davalılar tarafından işleme konulan lehdarı … olan senetlerin bedelsiz olduğunun tespiti ile, diğer davaılılar … ve … tarafından Büyükçekmece …İcra Müd…. E.sayılı dosyası, İstanbul …İcra Müd…. E. … E.sayılı dosyalara konu senetlerin bedelsizliğine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takiplerin iptaline, davalı … tarafından hile yolu ile müvekkilinden tahsil edilen 50.000,00.TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının kötü niyetli olarak icra işlemlerini sürüncemede bırakmak amacında olduğunu, kendilerinin iyi niyetli hamil konumunda bulunduklarını, lehtar ile ciranta arasındaki ilişkiden senedi elinde bulunduran hamilin ayrı tutulduğunu, ikisi arasındaki defilerin yetkili hamile karşı ileri sürülemeyeceğinu, Yargıtay’ın kararlarının bu yönde olduğunu, kendisinin İstanbul ili, Avcılar ilçesi, … mah…. adı altında kasaplık yaptığını, diğer borçlu …’ün … restoranta et satışında bulunduğunu, alacaklarına karşılık kendisine davaya konu senetlerin verildiğini, İstanbul …İcra Dairesinde icra takibine başlandığını, davacının ihale yapıldıktan sonra davalar açtığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; …’ün dava konusu işletmeyi … Ltd.Şti.olarak devraldığı, ilgili şirketin davalı …’in eşi adına kayıtlı olup,…’ün yetkili, …’in ise işletme müdürü olduğu,restoranın davacıya 250.000 TL ye devrinin yapıldığı, ancak işletmenin kira borcu olduğu nedeni ile yapılan anlaşma gereği davacının mülk sahibinin babası …’in hesabına kira parası yatırdığı, 250.000 TL işletme devir bedelinden, 50.000 TL mülk sahibine ödenen bedel, 8000 TL işletmenin doğalgaz, elektrik ve su faturaları ödenip, geriye kalan 242.000 TL nın ise davalıya ipotek ve senet olarak ödendiği, herkesin TMK 2.maddesi gereğince dürüstlük kuralına uyulması gerektiği zorunlu bulunduğu, davalı …’in söz konusu senetleri almış ise de işletmeden dolayı piyasaya borcunun olduğu, bu senetlerle işletmeden alacaklı olan kişi ve firmalara verileceğinin bilindiği, bu nedenle davacının parça parça senetler verdiği ve söz konusu senetlerin alacaklı olan kişi ve firmalara verildiği, dolayısıyla alacağın bir tane olup ödemesinin senet ve ipotek olarak ayrı ayrı yapıldığı, senetler vadesinde ödendiğinde ve senetlerin ödemesi bittiğinde ipoteğin işlemsiz kaldırılacağının taraflarca karşılaştırıldığı, ancak senet bedellerinin davacı tarafça ödenmediği, üçüncü kişilerin alacaklarından dolayı icra takibi başlattıkları, davacının işletmenin sahibinin … olduğunu, 2015,Ekim ayında öğrendiğini söylediğini, mülk sahibine 13.07.2014 tanzim tarihli 26.000 TL senet verdiği, bu senet ödenmediği için … hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı, haksız fiil iddialarının yersiz olduğu, ipoteğin temlikinin muvazaalı olmadığı, çünkü şahsi defilerin ipoteği temlik alana da ileri sürülebileceği, davacının senetleri ferileri ile birlikte ödendiğinde ipotekden dolayı borcunun kalmayacağı nedenleri ile davanın reddi ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Talebe konu 50 bin TL alacağın da davalı için işletme devir sözleşmesi kapsamında davacı tarafça ödendiği her iki tarafın da kabulünde olup yerine getirilmeyen sözleşmede davalı ödenen bedelden yerine getirilmemesinde ekendi kusurundan kaynaklandığı sabit olup, Dava konusu işletme devir sözleşmesi, dava sonra taraflar arasında çıkan anlaşmazlık nedeniyle bozulmuş, devir gerçekleşmemiştir. Devir sözleşmesinde sözleşmenin bozulması halinde sözleşmenin geçersiz hale gelmesi nedeniyle tarafların birbirlerinden aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iade etmeleri gerektiği dikkate alınarak davalının bu bedeli davacıya iade ile yükümlü olduğundan 50 bin TL bedelin davalı …’den alınmasın karar vermek gerekmiş olup davacı tahkikat bitimden sonra ıslah talebinde bulunduğundan ıslah talebinin HMK 177.maddeye göre tahkikat bitimine kadar talep edileceği dikkate alınarak tahkikat bitiminden sonra sunulan ıslah dilekçesinin süresinde olmaması” gerekçeleriyle reddine karar verilerek davanın açıldığı tarihteki talepler esas alınarak aşağıdaki şekilde davaya konu İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … Mah., … parsel 16/05/2014 tarih, … yevmiye nolu 242.000,00 TL bedelli ipotekle ilgili borçlu olmadığını tespiti ve ipoteğin fekki hususunda da konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, dava açılış tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu dikkate alınarak davalılar yönünden vekalet ücreti hükmedilmemiş olup davalılar …, …, … aleyhine açılan davanın kabulüne, davacının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine dayanak 16/05/2014 keşide tarihli, 10/06/2014 ödeme tarihli, 92.000,00 TL bedelli ve keşidecisi … olan bono nedeniyle, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine dayanak 16/08/2014 keşide tarihli, 25/09/2014 ödeme tarihli, 50.000,00 TL bedelli ve keşidecisi … olan bono nedeniyle, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine dayanak 16/05/2014 keşide tarihli, 25/07/2014 ödeme tarihli, 30.000,00 TL bedelli ve keşidecisi … olan bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, 50.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, şartları oluşmaması nedeniyle kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin hüküm fıkrasında hata yaptığını, ipoteğin fekki konusunu konusuz kaldığı nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde yazıldığını, oysa ipotekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine dair karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle hüküm fıkrasının 1.bendinde karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmın kaldırılarak ipotek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin fekki hususunda konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde düzeltilmesi gerektiğini, davada haklı olduklarını bu nedenle davalılar … ve … aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sadece … aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, …’ün ipotek alacağını …ya temlik ettiğini, buna göre ipoteğin bedelsiz olduğu hususunun davalı temlik alan …ya da ileri sürülebileceğini bildirmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin gerekçesini müvekkilinin cevap dilekçesine dayandırdığını, oysa mahkemenin cevap dilekçesinde bulunan bu hususu yanlış anladığını, cevap dilekçesinde “2015 yılı Ekim ayında yapmış oldukları araştırma neticesinde söz konusu yerin maliki … olduğu ve kiracısının …Ltd.Şti olduğu ve bu şirket hakkında temerrüt nedeniyle tahliye davası açıldığı ve kiracının tahliyesine karar verildiğini, …’ün ise bu kira kontratında kefil olduğunun taraflarınca tespit edildiğini..” açıkladığını, dolayısıyla mahkemenin anladığı şekilde bir beyan bulunmadığını, bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, müvekkilinin …’in mülk sahibi olduğunu belirttiğini, adı geçenin işletme sahibi olduğu yolunda bir beyanının bulunmadığını, mahkemenin kararda işletme devir sözleşmesinin davalı … tarafından yerine getirilmediğini belirttiğini, bu tespitin somut bir dayanağı bulunmadığını, işletmenin davalı … ve eşine ait olduğu hususunun görmezden gelindiğini, bu hususun dava dilekçesinde yer aldığını, yine tanık …’nun beyanlarında belirtildiğini, … isimli şahsında Bakırköy 8.ACM deki ifadesinde bu hususu belirttiğini, işyeri devir sözleşmesinin yazılı olarak imzalanmış olup, aksinin yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, mülk sahibi lehine düzenlenen senedin tanzim tarihi ile davacı tarafından dosyaya sunulan kira sözleşmesinin tarihinin aynı olduğunu, buna göre davacının … ile ortaklaşa devraldığı işletmeyi 13/07/2014 tarihinde bir başkasına devrettikleri, yine mahkemenin Vergi Dairesinden araştırma yapsaydı bu hususun ortaya çıkacağını, davacının devir işleminin ödemesi olarak verdiği senetleri kasıtlı olarak ödemediğini, davacı tarafın başvurusu üzerine başlatılan hazırlık soruşturması sonunda takipsizlik kararı verildiği, mahkemenin işletmenin başkalarına ait olduğu yönündeki gerekçesiyle taraflar arasında çıkan anlaşmazlık nedeniyle devrin gerçekleşmediği şeklindeki gerekçesinin çeliştiğini, davalı müvekkili ile davacı arasında bir anlaşmazlık yaşanmadığını, davacının işletme devrine karşılık senet ve bu senetlerin teminatı olarak ipotek verdiğini, davalının işletmesinin davacıya devrettiğini, davacının devir sırasında nakit olarak ödediği 50.000-TL nin de mülk sahibine verildiğini, işletmenin elektrik, su ve doğalgaz faturalarının ödenerek davacıya teslim edildiğini, buna göre müvekkiline verilen senetlerin tamamının ve ipoteğin kısmen karşılıksız kaldığını, bu işlemde asıl mağdur olanın müvekkili olduğunu bildirmiştir. Davalı … mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin mirasçısı …’in hiçbir surette devir işlemine, ipotek tesisine ve senetlerine düzenlenmesine dahil olmadığını, bu hususun mahkemenin de kabulünde olduğunu, murisin savcılıkta verdiği ifadesinde de belirttiği üzere davalı … yaptığı ticari iş kapsamında bahse konu senetleri aldığını, iyi niyetli hamil olduğunu, müvekkilinin senetlerin tahsili için icra takibi başlattıktan sonra davalı … evine gittiğini, bu durumun senetlerin alındığı anda veya senetlerin alınış amacının borçlunun zararına hareket etme şeklinde yorumlanamayacağını, zira murisin alacağını tahsili için her iki borçluyla da beraber görüşmüş olmasının normal olduğunu, murisin davalı … ten alacağı olmadığı, bu nedenle davacıyla görüştüğü iddiasının tamamen asılsız olduğunu, davacının ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra bildirdiği ve celbini istediği delillerin 6100 Sayılı HMK’nın 141. Maddesine aykırı bir biçimde iddianın genişletilmesi yasağına tabi olduğu halde, mahkemece hükme esas alındığını, mahkemenin celbettiği SGK ve Vergi kayıtlarından yola çıkarak murisin herhangi bir ticari işle uğraşmadığı yönündeki değerlendirmesinin tamamen hukuka aykırı olduğunu, yine ipoteğin fekkine konu taşınmazın … adına kayıtlı olduğuna dair tespitinde hukuka aykırı olduğunu, davacının dayandığı tapu kayıtlarının 16/05/2014 -10/10/2015 tarihleri arasını kapsadığını, bu tarihler dışındaki hiçbir delilin hükme esas alınmaması gerektiğini, …’a verilen vekaletname ile yapılan işlemlerin 13/06/2016 tarihine ait olduğunu, mahkemenin gerekçenin 17.paragrafındaki değerlendirmelerin de hukuka aykırı olduğunu, davacının delil olarak sadece hazırlık soruşturmasını gösterdiğini, mahkemenin ise ACM dosyasını ve zabıtlarını delil olarak değerlendirdiğini, gerek soruşturma dosyası gerek tanık beyanı ve diğer delillerin murisin senetleri iktisap anında kötü niyetli olduğunu göstermediğini, kaldı ki kambiyo senetlerinin mücerret olduğunu, senede karşı iddiaların senetle ispatı gerektiğini, murisin iyi niyetli meşru hamil olduğunu, davacının murisin davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkiyi bildiğini ve bunu bilerek senetleri devraldığını ispatlaması gerektiğini, kararın hatalı olduğunu bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davacı taraf dava konusu işletmenin devri hususunda davalılardan … ile anlaştığını, işletme devri karşılığında dava konusu bonolar ile ipotek tesis edildiğini, ancak işletmenin devrinin gerçekleşmediğini iddia etmiş, davalılar ise davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi kararında da isabetli bir şekilde belirtildiği üzere işletme devri gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla herkesin sözleşme nedeniyle verdiğini alma hakkı bulunmaktadır. Somut olayda lehine ipotek tesis edilen davalı … dava konusu ipoteğin 10/03/2015 tarihinde yani dava açılmadan önce diğer davalı …’ya temlik etmiştir. Ayrıca dava konusu bonolarda 50.000-TL ve 30.000-TL bedelli olanların davalı … tarafından diğer davalı …’e ciro edildiği, 92.000-TL bedelli bononun ise yine davalı … tarafından davalı …’e ciro edildiği anlaşılmaktadır. Zaten 92.000-TL bedelli bono davalı … tarafından, 30.000-TL ve 50.000-TL lik bonolar ise davalı … tarafından davacı ile davalılardan … aleyhine icra takiplerine konu edilmiştir. Bu bağlamda işletme devri nedeniyle verildiği anlaşılan davalılar … ile …’in bonolara ciro yoluyla hamil olduğu anlaşılmakla iktisaplarında kusurlu bulunup bulunmadıklarını tartışılması gerekmektedir. İlk derece mahkemesince adı geçen davalıların dava konusu bonoların bedelsiz olduğunu bildikleri yolunda kanaate varılmış olup, özellikle Büyükçekmece C.Başsavcılığının 2014/26943 Soruşturma sayılı hazırlık evrakının incelenmesinde, davalı …’ün 30/11/2015 tarihli ifadesi ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalılar … ve …’in bonoların bedelsiz olduğunu bildikleri kanaatine varılmıştır. Yine dosya içeriğinden …nın da ipoteğin bu bağlamda bedelsiz olduğunu bildiği şeklindeki ilk derece mahkemesinin gerekçe ve kanaati Dairemizce yerinde görülmüştür. Açıklanan tüm bu hususlar gözetildiğinde davalıların istinaf sebepleri yerinde değildir. Davacı vekilinin istinaf talebine gelince; ipoteğin fekki talebi konusuz kalmakla birlikte ipotek işletme nedeniyle tesis edildiğinden ve işletme devri gerçekleşmediğinden ve de davadan önce ipotek davalı … tarafından davalı …’e temlik edildiğinden davacının ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken bu talep yönünden de davanın konusuz kaldığı şeklindeki gerekçe yerinde değildir. Öte yandan ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davası nispi harca tabi davalardan olup, bu talep yönünden ipoteği temlik alan davalı … aleyhine davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Ayrıca bu talep yönünden davalı … aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine dair istinaf sebebi ise yerinde değildir. Açıklanan bu yönler itibariyle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiştir. Hal böyle olunca davalıların vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve kazanılmış haklarda gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalılar vekilinin istinaf talebinin ayrı ayrı REDDİNE, davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/06/2019 tarih, 2016/539 E – 2019/740 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davaya konu İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … Mah., …parsel 16/05/2014 tarih, … yevmiye nolu 242.000,00 TL bedelli ipotekle ilgili davacının davalı …’ya borçlu olmadığının tespitine 4-İpoteğin fekki talebi hususunda konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 5-Davalılar …, …, … aleyhine açılan bonolardan dolayı menfi tespit davasının KABULÜNE; -Davacının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine dayanak 16/05/2014 keşide tarihli, 10/06/2014 ödeme tarihli, 92.000,00 TL bedelli ve keşidecisi … olan bono nedeniyle, -İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine dayanak 16/08/2014 keşide tarihli, 25/09/2014 ödeme tarihli, 50.000,00 TL bedelli ve keşidecisi … olan bono nedeniyle, -İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine dayanak 16/05/2014 keşide tarihli, 25/07/2014 ödeme tarihli, 30.000,00 TL bedelli ve keşidecisi … olan bono nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 6-50.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, 7-Şartları oluşmaması nedeniyle kötüniyet tazminat talebinin reddine, 8-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 31.695,84-TL ilam ve karar harcından davacı tarafından yatırılan 4.132,76 TL ile 3.822,80 TL peşin harcın ve 44,40 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 23.695,88 TL karar ve ilam harcının davalılar …, …, … mirasçıları, …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı …’in sorumluluğunun 11.326,63-TL yi, davalı … ‘in sorumluluğunun 12.345,55-TL yi, davalı … mirasçılarının sorumluluğunun 4.075,69-TL yi, davalı …’in sorumluluğunun 4.691,78-TL yi aşmamak kaydıyla) 9-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL başvurma harcı ile 4.132,76 TL ile 3.822,80 TL peşin harcın ve 44,40 TL ıslah harcının davalılar …, …, … mirasçıları, …’dan alınarak davacıya verilmesine, 10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ipotek nedeniyle menfi tespit davasından dolayı 25.390,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesine göre hükmedilen 50.000 TL yönünden hesaplanan 5.850 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, 12-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 50.000-TL, 92.000-TL ve 30.000-TL lik bonolardan dolayı hükmedilen menfi tespit hükmü uyarınca 20.290,00-TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve … mirasçılarından tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … mirasçılarının sorumluluğunun 9.437,20-TL yi, davalı …’in sorumluluğunun 10.852,79-TL yi aşmamak kaydıyla) 13-Davacı tarafından sarfedilen 539,85 TL tebligat ve müzekkere masrafından oluşan yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak takdiren 428,30-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 14-Davalı … tarafından sarfedilen 20,00-TL posta masrafının davanın red oranı dikkate alınarak takdiren 4,13-TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, kalan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına, 15-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının müdahale talep eden … tarafından yatırılan 29,20 TL harçtan mahusbu ile bakiye 15,20 TL harcın müdahale talep edenden alınarak hazineye irad kaydına, 16-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,17-Davalı …’ün istinafı yönünden alınması gereken 15.164,82-TL harçtan peşin alınan 4.133,00-TL nin mahsubu ile 11.031,82-TL nin bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,18-Davalı … mirasçıları yönünden alınması gereken 5.464,08-TL istinaf harcından peşin alınan 4.133,00-TL ile 44,40-TL maktu harcın mahsubu ile 1.286,68-TL nin bu davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, 19-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 47,60- TL posta masrafı olmak üzere toplam 168,90 TL’nin davalılar … ve … den alınarak davacıya verilmesine, 20-İstinafa gelen davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 21-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 22-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2022