Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2870 E. 2020/678 K. 16.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2870 Esas
KARAR NO : 2020/678
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2017
NUMARASI : 2014/970 E. – 2017/287 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/03/2020
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının …. işletmecisi olduğunu, Gürsu Merkezinde elma ağaçları bulunduğunu, ağaçları ilaçlaması için davalıya 9.0000,00 TL.karşılığında senet verdiğini, davalının senedi aldığını ve davalının ilaçlama sırasında elma ağaçlarını yaktığını, davalının zararı karşılayacağını belirttiğini, ancak zararı karşılamadığı gibi senedi de vermediğini ve söz konusu senedi Bursa ….İcra Müdürlüğünün … esas ve … esas sayılı dosyaları ile takibe koyduğunu beyanla davalı alacaklının haksız takibinin iptali ile davalıya borçlu olunmadığının tespitini ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tacir olup, yapılan işin ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle işbu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekirken Asliye Hukuk Mah.’nde açıldığını, davacının “davalının kendi kafasına göre düzenlediği borç listesini icraya koyduğu” iddiasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı aleyhine Bursa ….İcra Müd.’nün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibinin konusunun faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağına ilişkin olduğunu, işbu faturaların davacıya satılan 2011 yılı zirai ilaçlara karşılık kesildiğini ve bu faturalara ilişkin irsaliyelerin ise malın ve faturaların teslim alındığını gösterdiğini, 05/09/2010 vadeli 9.000,00 TL.bedelli senet verdiğini kabul eden fakat bu senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacının bu iddiasını ve Bursa ….İcra Müd.’nün … esas sayılı dosyasına konu faturaların ödendiğini yazılı delille ispatlaması gerektiğini beyanla, öncelikle davanın görev yönünden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esas yönünden reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafta bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; davalı tarafından davacı aleyhine Bursa ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, bu takipte; 9.000,00 TL.asıl alacak, 2.957,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.957,88 TL.nin tahsilinin talep edildiği, takibe dayanak olarak borçlusu davacı, alacaklısı davalı şirket olan 19/12/2009 tanzim, 05/09/2010 vade tarihli, 9.000,00 TL.bedelli bono gösterildiği, davacının; davalının kendisine ait elma bahçelerini ilaçladığını, ancak ilaçların ağacı yaktığını, davalının bu iş için almış olduğu senedi iade etmeyerek icra takibine konulduğunu belirterek, borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.Ayrıca davalıya 2012 yılında meyva verdiğini ve karşılığını almadığını belirttiği, davacı vekilinin duruşmada meyva alacağı nedeniyle takas-mahsup iddiasında bulunduğu, davalının ise alacağın davacıya satılan ilaç bedeli olduğunu ve bunun için senet alındığını, bu sebeple borçlu olunmadığının davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini belirttiği, buna göre; senede karşılık açılan menfi tespit davalarında senedin esasına yönelik bir itirazda bulunulmayıp da senede konu borcun oluşmadığı iddia edildiğinde ispat yükü borçluda olduğu, davacının, davalı ile arasında eser sözleşmesi olduğunu iddia ettiği, eser sözleşmesinin ispatının yazılı belge ile yapıldığı, davacının yazılı belge ibraz etmediği, ispat olarak tanık beyanına dayandığı, oysa tanık olarak ispatının mümkün olamayacağı, bu sebeple taraflar arasında ilaç alımına ilişkin olarak alım-satım ilişkisinin olduğunun kabul edildiği, gerek alım-satımda gerekse eser sözleşmelerinde malda ayıp çıktığı takdirde bunun satıcıya veya yükleniciye ihbar edilmesinin gerektiği, davacı ilaçtan dolayı ağaçların yandığını belirtmiş ise de, ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini iddia etmediği gibi ispat da etmediği, bu sebeple davalının dava konusu senetten dolayı alacaklı olduğunun kabul edildiği, davacı takas-mahsup iddiasında bulunarak davacıya 2012 yılında meyva ürünü verdiğini belirttiği, ancak bu iddasını ispat eden bir belge sunmadığı, ancak davalı şirket yetkilisi … 10/07/2013 tarihli duruşmada davacının bu iddiasını kabul ederek davacıya 67.401,00 TL.ödeme yapıldığını, sözleşmenin sözlü kurulduğunu ve toplam bedelinin ise tahminen 110.000,00 TL.olduğunu belirttiği, aynı duruşmada davalı vekilinin söz alarak; dolu yapması nedeniyle yeterli ürün alınamadığını, toplanan ürün bedelinin 53.856,00 TL.olduğunu belirttiği, buna göre taraflar arasında 2012 yılında 110.000,00 TL.bedel karşılığında bahçeden meyva satışı yapıldığının anlaşıldığı, davalı, dolu nedeniyle 110.000,00 TL.bedelli ürün alamadığını belirtmiş ise de; bahçedeki ağaçları dolunun vurduğunu ve bundan da davacının sorumlu olduğunu ispat edemediği, tarafların beyanına göre meyvaların ağaçların üzerinde teslim edildiğinin anlaşıldığı, bu sebeple ağaç üzerinde 110.000,00 TL.bedelli meyva satışı yapıldığının kabul edildiği, davalı 67.401,00 TL.ödediğini iddia etmiş ise de bu iddiasını ispat edemediği, bu nedenle davacının da davalıdan 110.000,00 TL.alacaklı olduğunun anlaşıldığı, alacağın ne zaman oluştuğu yani sözleşmenin ne zaman kurulduğunun taraflarca belirtilmediği, bu nedenle en geç bu davanın açıldığı 03/10/2012 tarihi itibari ile mevcut olduğunun kabul edildiği, buna göre dava tarihi itibariyle takas şartlarının oluştuğunun kabul edildiği, senedin muaccel olduğu 05/09/2010 tarihinden 03/10/2012 tarihine kadar avans faizi hesaplanması yapıldığı, 05/09/2010 tarihinde avans faizi %16 olduğu, 30/12/2010 tarihinde %17,75, 29/12/2011 tarihinde %16,50 ve 19/06/2012 tarihinde %13,75 olduğu, Bu oranlara göre ayrı ayrı hesaplama yapıldığında;05/09/2010-30/12/2010 dönemi için; (115 günx 9000x%16/360) 460,00 TL,30/12/2010-29/12/2011 dönemi için; (395 günx9000x%17,75/360) 1.593,06 TL,29/12/2011-19/06/2012 dönemi için; (170 günx9000x%16,5/360) 701,25 TL,19/06/2012- 03/10/2012 dönemi için; (114 günx9000x%13,75/360) 391,87 TL,bu miktarlar toplandığında (460,00 TL+1.593,06 TL+701,25 TL+ 391,87 TL) 3.146,18 TL ettiği, bu miktarın dava tarihi ile davacı alacağı olan 110.000,00 TL’den takas -mahsup edildiğinde davacının takibe dayanak senetten dolayı borcu olmadığı kabul edildiği, bu nedenle davalının dava konusu senetten dolayı alacaklı olmasına rağmen, davacının da davalıdan alacaklı olduğu anlaşıldığından; takas-mahsup şartlarının oluştuğu anlaşıldığından davacının davalıya icra takibi ve dayanağı senetten dolayı takas mahsup iddiası nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği davalının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilmediğinden davalının haksız takip tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalı tarafından davacı aleyhine bursa ….icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan icra takibi ile bu takibe dayanak borçlusu davacı …, alacaklısı davalı olan 13/12/2009 tanzim 05/09/2010 vade tarihli 9.000,00 TL bedelli senetten dolayı takas mahsup nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine, yasal şartları oluşmadığından, davacının haksız takip tazminatı isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı yan istinaf talebinde ; iki ayrı icra dosyasından dolayı menfi tespit talep ettiklerini, kararda ve gerekçede sadece tek bir icra dosyasının incelendiğini, diğer hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmediğini beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın tümüyle kabulünü talep ve istinaf etmiştir.Davalı yan istinaf dilekçesinde ise; davanın kabulünün hatalı olduğunu, zaten davacının her dosya için ayrı dava açması gerektiğini ,kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava iki ayrı icra takibi nedeni ile borçlu bulunmadığının tespiti talebinden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İlk derece mahkemesi dosyasında; davaya konu her iki icra takibinin de bulunduğu; takiplerden Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müteveffa davacı …’un keşideci, davalı şirketin lehdar olduğu 19/12/2009 keşide tarihli 05/09/2020 vadeli 9.000,00 TL bedelli bir adet bononun takibe konu edildiği ; yine davaya konu Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ise cari hesap ekstresine dayalı tarafları aynı olan bir diğer icra takibinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır.Davacının dava devam ederken vefat ettiği, davacı vekilinin bir kısım davacı mirasçılarından vekalet aldığı, davacının terekesine mümessil tayin edildiği ve mümessilin de davadan tebligat ile haberdar edildiği görülmüştür.Davacının davalıdan zirai ilaç ürünü aldığı hususu taraflar arasında tartışmasız olup, ilk derece mahkemesinin davayı eser sözleşmesi olarak nitelendirmesi, eser sözleşmesinin yazılı delil ile ispatlanması gerektiğine dair yasal metinlerde yer almayan kabulü doğru değil ise de ; eldeki davanın satım ve satılanın ayıbı nedeniyle oluşan zarar nedeniyle takas mahsup taleplerini içerdiği kabul edilerek ; öncelikle iki ayrı icra takibi nedeni ile dava açıldığı nazara alındığında mahkemenin sadece bir icra dosyası hakkında karar verip, diğeri hakkında olumlu/ olumsuz bir karar vermemiş olması , davacı yanın delil olarak gösterdiği Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/ 1193 esas sayılı dosya akıbetinin araştırılmadan karar verilmiş olması nedeni ile kararın kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK 355. Ve 353/1-a-6 Maddeleri nazara alınarak KALDIRILMASINA ; 2-Dosyanın yargılamaya devam olunması için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 3-Tarafların yatırdığı istinaf peşin harcının taraflara iade edilmesine 4 Kamu düzenine ilişkin bir husustan kaldırma kararı verilmiş ve istinaf nedenleri incelenmemiş olmakla bu aşamada istinaf giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına 5-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 16/03/2020 tarihinde HMK 353/1-a-6 ve 355. Maddesine nazaran KESİN olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.