Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2862 E. 2019/2858 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2862 Esas
KARAR NO : 2019/2858 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI : 2016/321 E. – 2017/838 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekilinin dava dilekçesinde ; müvekkilinin mali müşavirlik görevini ifa ettiğini, bu arada mükellefi ve tanıdıkları olan …Tic. AŞ ile … San. Ve tic. Ltd. Şti. Arasında bir ticaret olacağını ve ilk defa bir ticaret olacağı için …. Tic. AŞ’ye kefil olarak ve ileride doğabilecek bir alacak bakiyesi olduğundan telafisi için müvekkilinin alıcıya 02/03/2016 tarihli 50.000,00 TL bedelli teminat senedi verildiğini, daha sonra her iki firma arasında da herhangi bir ticaret olmadığını, senedin bedelsiz kaldığını beyanla, teminat senedinin iptalini talep etmiştir. Davalılar …. Tic. AŞ ve … vekilinin cevap dilekçesinde; müvekkili … Tic. AŞ ile davacının hiçbir ticari ya da hukuki ilişkinin bulunmadığını, davacının müvekkili şirkete hiç bir zaman muhasebe hizmeti sunmadığını, böyle bir görüşmenin de olmadığını, müvekkilini …., davacı … ,davacının eşi … , Av. … ile birlikte nitelikli olarak dolandırdıklarını, buna ilişkin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/75494 sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, muhasebeci olan davacının kötü niyetli olarak aldığı paranın iadesi kapsamında vermek zorunda kaldığı senedi bu olayla hiç bir ilgisi olmayan müvekkili … Tic. AŞ adına düzenleyerek gönderdiği gibi bir de metnine teminat olduğunu yazdığını, oysa bu senedin haksız olarak aldığı paranın bir kısmının iadesine yönelik olduğunu, lehtar olarak da müvekkili …’in adının yazılması gerekirken hiç ilgisi olmayan ve müvekkili şirketi lehtar gösterdiğini, bu senedi ödemek istemediğinden de senet metnine teminat yazıldığını, müvekkili şirketin davacıdan alacak olmadığından senedin … adına çıkışının yapıldığını, müvekkili …’in de senedi ciro ederek diğer davalıya verdiğini ,taraflar arasında bir hukuki ilişkinin varlığı ve bu ilişki nedeniyle ilişkinin teminatı olarak senet ya da başka bir şey verildiği yazılı bir belgeye bağlı olmadıkça teminat iddiasının dinlenilmeyeceğini, davacının borçsuz olduğunu herşeyden önce yazılı belge ya da kesin delil ile ispat etmesi gerektiğini, açılan davanın iyi niyetten yoksun olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalıların davaya karşı cevap vermedikleri görülmüştür. İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2017 tarihli, 2016/321 Esas-2017/838 Karar sayılı kararıyla; bono sebebiyle lehtar, ciranta ve hamillerin alacak hakkı olup olmadığının anlaşılabilmesi için taraf ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi ara kararı oluşturulduğu, davacı tarafça belirlenen günden evvel bilirkişi incelemesi gereken masraf karşılanmadığından, bilirkişi incelemesi yapılamadığından, dosyada mevcut deliller ile davacının iddialarının da ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin haksız olarak davanın reddine karar verdiğini, kararın eksik soruşturma sonucu verildiğini, kararın usule, yasaya, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, gerekli tahkikat yapılmadan davanın reddi kararı verildiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Tic. AŞ ve … vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; ilamın tebliğe çıkarıldığını, icra vekalet ücretinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe konduğunu ilamın bir kez daha tebliğ edildiğini, istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığını, davacının dava açmakta ve istinaf etmekte hukuki yararının bulunmadığını, davacının bono bedelinin büyük bir kısmını Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında yapılan takipte ödediğini, kalan kısmı da ödeyeceğini, şifahen vaat ettiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin dolandırıldığını, davacı hakkında İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/131 Esas sayılı dosyasında dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığını, beyan ederek ve cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarlayarak istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalıların istinaf dilekçesine karşı cevap vermedikleri görülmüştür. Davaya konu 02/03/2016 tanzim, 30/03/2016 vade tarihli, 50.000 TL bononun davacı … tarafından … A.Ş lehine düzenlendiği, lehtar şirketin bonoyu …’e ciroladığı, sırasıyla … ve … San. Ve Tic. Ltd.’ne cirolandığı, bononun bedel kaydında “teminat” yazdığı görülmüştür. Davacı vekilinin dava dilekçesinde teminat senedinin protokolle verildiği ve dilekçe ek-1’de protokolün sunulduğu beyan edilmişse de dosyada fiziken ve UYAP ortamında protokole rastlanmamıştır.
G E R E K Ç E : Davacı vekilinin dava dilekçesinde; 02/03/2016 tanzim, 30/03/2016 vade tarihli senedin teminat senedi olarak verildiği ve belsiz kaldığını beyan ederek, senedin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davaya konu 02/03/2016 tanzim, 30/03/2016 vade tarihli, 50.000 TL bononun davacı … tarafından… A.Ş lehine düzenlendiği, lehtar şirketin bonoyu …’e ciroladığı, sırasıyla … ve … San. Ve Tic. Ltd.’ne cirolandığı, bononun bedelinin teminat alındığının yazılı olduğu görülmüştür. Emsal nitelikte Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2019 tarihli 2017/3501 Esas- 2019/4894 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere; davaya konu bono üzerinde “teminat” yazılı olmasının tek başına bononun teminat amaçlı verildiğini göstermeyeceği, bono üzerinde “teminat” yazısı bulunuyorsa da, hangi ilişki için ve ne sebeple verildiğini ortaya koymadığından, ispat yükü kendisinde olan davacının bononun hangi ilişki için ve ne sebeple teminat olarak verildiğini yazılı delille ispatlaması gerektiği, bu hususta delil sunulmadığından, ispatlanamayan davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/12/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.